Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/811 E. 2018/940 K. 14.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/811 Esas
KARAR NO : 2018/940

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2017
KARAR TARİHİ : 14/09/2018
K. YAZIM TARİHİ : 20/09/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili banka ile asıl borçlu ….İçecek Dağıtım Gıda İnş. ve Nak. Ltd.Şti arasında 24/05/2013 tarihli Genel Kredi Söz- leşmesi imzalandığını, davalıların bu sözleşmeyi müşterek/müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, kullandırılan kredinin geri ödenmemesi üzerine Kadıköy … Noterliği’nin 30/06/2016 tarihli …. yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesap özetinin davalılara tebliğ edildiğini,ihtarın sonuçsuz kalması nedeniyle alacağın tahsili amacıyla davalı/borçlular aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalıların borca itirazları üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahk miyetini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili 25/10/2017 tarihli cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkillerin ikametgahları itibariyle Bakırköy Mahkemeleri’nin yetkisiz olduğunu, asıl borçlu ….İçecek firmasına ve kefil olan müvekkillerine usulüne uygun bir hesap kat ihtarı yapılmadığını, temerrüde düşmeyen borçlulardan talepte bulunulamayacağını, kaldı ki asıl borçlu ….İçecek firması için haciz işlemi yapılmadan kefil olan müvekkillerinden tahsilat talep edilemeyeceğini, dava dilekçesinin ekinde birden fazla kredi sözleşmesi görüldüğünü ancak, tüm müvekkillerinin kefil olarak imza atmadığını, borcun hangi sözleşmeye dayandığı ve hangi sözleşme nedeniyle temerrüde düşüldüğü hususu ortaya konmadığı sürece müvekkillerimin sorumlu tutulamayacağını ,ayrıca müvek- killerinden …’ın evli olduğunu, ancak kefil olarak imzası görünen hiçbir sözleşmede eş rızası alınmadığını, geçerli bir kefalet ilişkisinden bahsedilemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava,İİK 67 vd md ne dayalı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Her ne kadar davalılar vekili cevap dilekçesinde ” müvekkillerin ikametgahları (Sarıyer) iti- bariyle Bakırköy Mahkemeleri’nin yetkisiz olduğu”ndan bahisle mahkememizin yetkisine itiraz etmiş ise de ,yetki itirazında bulunan davalıların dilekçelerinde yetkili mahkemeyi bildirmedikleri görül- mekle 6100 sayılı HMK ‘nun 19/3 md gereğince usule uygun olarak ileri sürülmeyen reddi itirazının reddine karar verilmiştir.
Celp olunan Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün…. Esas sayılı dosyasının tet- kikinde; davacı/ alacaklı tarafından davalılar/borçlular aleyhine kredi taahhütnamesi/sözleşmesine dayalı 210.427,60 TL AA + 11.587,37 TL muacceliyetten takip tarihine kadar yıllık %28,73 temerrüt faizi + 579,36 TL faizin %5 gider vergisinden ibaret toplam 222.594,33 TL alacağın tahsili istemiyle 07/09/2016 tarihinde ilamsız takibe girişildiği, ödeme emrini tebellüğ eden borçlular vekilinin 09/09/2016 tarihinde (süresi içinde ) ibraz ettiği dilekçe ile tebliğ edilen ödeme emrinde belirtilen borca , faize faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiği, İİK 66 md gereğince İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, itiraz dilekçesinin alacaklı tarafa tebliğ edilmediği, alacaklı vekilinin yasal süre içinde mahkememize müracaatla iş bu davayı ikame ettiği anlaşılmıştır.
Dava konusu itilafın; taraflar arasında hukuken geçerli bir akdi ilişki bulunup bulunmadığı, ne tür bir ilişki bulunduğu, davacının takip ve dava tarihi itibariyle takip konusu kredi borcu ne- deniyle davalılardan alacaklı olup olmadığı, (alacağın var olup olmadığı), tahsili gereken alacak miktarının ne olduğu, davacının bu alacağı talep edip edemeyeceği, borcun ödenip ödenmediği, borçlunun temerrüte düşüp düşmediği temerrüt tarihinin , uygulanması gereken faiz tür ve oranının, buna göre tahakkuk eden faiz miktarının ve toplam alacağın ne olduğu, icra-inkar tazminatı koşul- larının oluşup oluşmadığı hususunda toplandığı tespit edilmiş ve taraflar uyuşmazlığın sulh ve arabuluculuk yoluyla çözümü hususunda teşvik edilmiş ise de; bu yönde talep ve başvuru bulun- madığından tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Takip ve dava konusu alacağın dayanakları, ticaret sicili kayıtları, Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi, Kefalete ilişkin ek protokol ,İhtarnameler, taraflarca dayanılan diğer yazılı deliller celp edilmiş, dava konusu alacağın varlığı ve miktarın tespiti hususunda rapor aldırılmak üzere tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesine karar verilmiştir.
Emekli Banka Müfettişi….tarafından davalının ticari defterleri ve tüm dosya kapsamında yapılan inceleme sonucu düzenlenen 11/05/2018 tarihli raporda; davacı bankanın takip tarihi itibariyle dava konusu kredi sözleşmeleri nedeniyle talep edebileceği alacağın 210.427,60 TL AA + 10.460,16 TL işlemiş faiz + 523,00 TL BSMV ‘den ibaret toplam 221.410,76 TL olduğu, takip tarihinden başlamak üzere 5.000.000,00 TL limit dahilinde 210.427,60 TL asıl alacak tamamen ödeninceye kadar yıllık % 28,73 oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 gider vergisinin talep edilebileceği belirtilmiştir.
İbraz olunan kredi sözleşmeleri ve ekleri ile UYAP ortamından temin edilen nüfus kayıtları vs delillere göre , davacı banka ile asıl borçlu ….İçecek Dağıtım Gıda İnş. ve Nak. Ltd.Şti arasında 24/05/2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin akdolunduğu, davalıların bu sözleşmeyi müşterek/ müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, evli olan …’ın eşinin bu kefalete muvafakatinin sağlandığı, davalıların söz konusu kredi sözleşmesine ilişkin 5.000.000,00 TL limitli kefaletlerinin hukuken geçerli olduğu, sözleşme ve BK hükümleri gereğince davalıların kefaleti müşterek/ve müteselsil kefalet niteliği arz ettiğinden davacı bankanın kefalet limiti dahilinde borcun tahsilini asıl borçlu ile aynı anda davalı kefillerden talep edilebileceği , davacı tarafça 222.594,33 TL alacağın tahsili talep edilmiş ise de , bilirkişi raporu ile takip tarihinde talep edilebilecek alacağın 221.410,76 TL olarak tespit edildiği, fazlaya ilişkin talebin yerinde olmadığı, davalı kefillerin tespit edilen likit alacağa vaki haksız itirazları ile takibin durmasına sebebiyet verdikleri anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalı/ borçluların Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen 222.594,33 TL’lik borcun 221.410,76 TL’lik kısmına vaki itirazlarının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına,
Davalının mütemerrit olduğu gözetilerek davacının asıl alacağının tamamı tahsil edilinceye kadar takip tarihinden itibaren yıllık 28,73 oranınında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden % 5 oranında gider vergisi uygulanmasına,
Likit alacağa haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/ borçlunun hüküm altına alınan alacağın % 20’si oranında icra-inkar tazminatı ile mahkumiyetine,
Fazlaya ilişkin davacı talebinin reddine,
2- Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 15.124,56 TL karar harcından mahkememiz vez- nesine yatırılan 2.688,39 TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 1.112,97 TL harcın mahsubu sonucu bakiye 11.323,20 TL karar harcının müteselsilen ve müştereken davalılardan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-a.) Davacı tarafından sarf olunan (700,00 TL bilirkişi ücreti + 677,00 TL posta/tebligat/ müzekkereden ibaret ) 1.377,00 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 1.363,23 TL’si ile ( 31,40 TL başvuru harcı + 2.688,39 TL peşin nispi harç + 4,60 TL vekalet harcından ibaret ) toplam 2.724,39 TL harcın müteselsilen ve müştereken davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
b.) Davalı tarafça sarf olunan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
c-) Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,
4-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yü- rürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 19.234,65 TL vekalet ücretinin müteselsilen ve müştereken davalılardan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine,
Kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine red olunan dava değerine göre hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 1.183,57 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine dair,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre, Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı . 14/09/2018
Katip ….

Hakim ….