Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/810 E. 2021/1099 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/810
KARAR NO : 2021/1099

DAVA : Tazminat

DAVA TARİHİ : 14/09/2017
KARAR TARİHİ : 24/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile Davalı …’nın idaresindeki … plakalı araç ile … plakalı kamyonete ve … plakalı araç arasında duran müvekkiline çarpması sonucu maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, davalı sürücünün asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin ölüm tehlikesi geçirecek şekilde ağır yaralandığını ve yatalak hale geldiğini, halen yatağa bağımlı, en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz hale geldiğini, kazaya karışan ve tam kusurlu olan … plakalı aracın mali mesuliyet poliçesi ile davalı …ye sigortalı olduğunu, kaza sonrası sigorta şirketine müracaat edildiğini, ancak sigorta şirketinin olumsuz cevap verdiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile müvekkilinin uğradığı, 1.000 TL maddi, 100.000 TL manevi olmak üzere 101.000 TL’nin kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı …. vekili cevap dilekçesi ile Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından Karayolu Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, Müvekkil Şirketin Sorumluluğunun Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, araçların kusur durumlarının tespit edilmesi gerektiğini, meydana gelen kazada kusur durumunun tespiti için dosyanın bu konuda uzman öğretim görevlilerinden oluşacak bir bilirkişi heyetine; yahut Adli Tıp Kurum Trafik İhtisas Kurulu’na sevk edilmesini talep ettiklerini, kusur durumu ve maluliyetin belirlenmesi ile dosyanın hesaplama amacıyla, aktüerya bilirkişiye tevdi edilmesini, müvekkil şirket ile davacı arasında ticari ilişki söz konusu olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Dosyaya sunulan 20/08/2020 tarihli Bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda kazanın oluşumunda Davalı Sürücü ….’ın; 2918 Sayılı Trafik Kanununun Madde: 52/1-a, 53/1-b ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa bağlı yönetmeliğin 102/b maddelerindeki hükümler gereği kazanın meydana gelişinde ASLİ (TAM) KUSURLU olduğu, Davacı Yaya ….’nın; 2918 Sayılı Trafik Kanunu ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa bağlı yönetmeliğinde belirtilen kural ihlali görülmediğinden kazanın meydana gelişinde kusursuz olduğunun tespit edilmiştir.
Dosyaya sunulan 11/02/2019 tarihli ATK raporunda davacının 04.07.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında malüliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli malüliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3 (üç) aya kadar uzayabileceği, 09/09/2019 tarihli ATK raporunda davacının 04.07.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında malüliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli malüliyet tayinine mahal olmadığı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 6 (altı) aya kadar uzayabileceği, 25/01/2021 tarihli ATK raporunda Davalı sürücü …’nın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, Davacı yaya …’nın kusursuz olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sınışan 02/07/2021 tarihli Aktüerya Hasap Uzmanı Bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda Davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 7.647,92 TL olduğu, Temerrüt başlangıcının davalı … şirketi yönünden 14.09.2017 dava tarihi; davalı sürücü yönünden 04.07.2017 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebi; karşı dava ise sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davsından ibarettir.
Türk Borçlar Kanunu 49/1. madde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Türk Borçlar Kanunu 58/1. madde, “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. “
Türk Borçlar Kanunu 74/1. madde, “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. hükmünü içermektedir.
Türk Borçlar Kanunu Madde 56 hükmü; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklindedir.
Borçlar Yasası’nın 56. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru-doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi ( fonksiyonu ) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum ( tatmin ) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel ( objektif ) ölçülere göre uygun ( isabetli ) bir biçimde göstermelidir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi) uyarınca hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de hem ilmi, hem de kökleşmiş yargı kararlarında ceza mahkemesince belirlenen maddi olgunun hukuk hâkimini bağlayacağı kabul edilmektedir.
Davacının maddi tazminat talebi bakımından dava konusu olayın gelişim biçimi ve tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde; davacı 04.07.2017 tarihinde gerçekleşen kaza nedeni ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkememizce meydana gelen kazanın oluşumunda tarafların kusur durumunun tespiti için dosya kusur bilirkişisine tevdi edilmiş, 20.08.2020 tarihli kusur raporunda davalı sürücünün %100 kusurlu, olduğu tespit edilmiş, tarafların itirazları ile dosya ATK gönderilmiş düzenlenen 25.01.2021 tarihli raporda davalı sürücünün %100 kusurlu olduğu tespit edilmiş olup bu hali ile davalı %100 kusurlu olarak kabul edilmiştir. ATK tarafından düzenlenen 29.08.2019 tarihli raporunda davcının kaza nedeni ile maluliyet oranının olmadığı, iş göremezlik süresinin 6 ay olduğunun tespit edilmiş,davacının maddi zararının belirlenmesi için dosya aktüerya bilirkişine tevdii edilmiş, 02.07.2021 tarihli raporda davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 7.647,92 TL olduğu, Temerrüt başlangıcının davalı … şirketi yönünden 14.09.2017 dava tarihi; davalı sürücü yönünden 04.07.2017 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğunun tespiti karşısında davalı asil yönünden kaza davalı … şirketi bakımından ise temerrüd tarihi dikkate alınarak davacının ıslah talebi doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat talebi bakımından dava konusu olayın gelişim biçimi ve tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetildiğinde; Davacı vekili davacının kaza nedeni ile uğradığı manevi zararlarının tazminini de dava etmiştir. Manevi tazminat, mal varlığı dışındaki hukuksal değerlere yapılan saldırılar sonucu meydana gelen eksilmenin giderilmesidir. Hukuksal değerlerde meydana gelen ve para ile ölçülemeyen eksikliklerin doğrudan karşılanmasının imkansızlığı, bunların zarar kavramı dışında tutulması için bir gerekçe olamaz. Manevi zarar karşılığında paraya hükmedilmesi, bu zararın doğrudan giderilmesinin olanaksızlığındandır. Zarar verenden belirli bir meblağın alınarak zarar görene verilmesi suretiyle yaşanılan acıları dindirmek, ruhsal dengeyi sağlamak, böylece zedelenen yaşama sevincini yeniden temin etmek amaçlanmakta olup tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın oluş şeklinde davalı sürücünün %100 kusurlu olması, davacının kusurunun olmayışı, kazanın oluş şekli ile davacının bu kazadan etkilenme oranı, iş göremezlik süresi de da dikkate alınarak 5.000,00-TL’nin davalı asilden haksız fiil tarihinden itibaren işeyecek yasal faizi ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının maddi tazminat davasının ıslah edilmiş haliyle KABULÜNE,
1-Geçici İş göremezlik tazminatı olarak 7.647,92-TL maddi tazminatın davalı asil … yönünden kaza tarihi olan 04/07/2017 tarihinden, davalı … Sigorta A.Ş. yönünden ise 14/09/2017 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalılarlardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacının davalı asil aleyhine açtığı manevi tazminat davasının KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
1-Manevi tazminat olarak 5.000,00-TL’nin davalılar davalı asil … 04/07/2017 tarihinden, itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı asilden tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
HARÇLAR
a-Alınması gerekli 31,40 başvuru harcı ile 932,29-TL karar ve ilam harcı olan toplam 963,69 davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat KAYDINA,( Davalı … şirketinin kabul edilen maddi tazminat için hesap edilen 130,61-TL harçtan diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına)
4-YARGILAMA GİDERİ
Davacının adli yardım talebinin kabul edilmesi sebebiyle suç üstünden karşılanan ( 2021 yılına ait 8 adet tebligat gideri 152 TL + 800 TL bilirkişi ücreti, 1.387 TL ATK gideri olmak üzere toplam 2.339 TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak 2.339,00-TL nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 296,55-TL nin davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsili ile hazineye irad kaydına,
Davacının adli yardım talebi kabul edilene kadar yatırmış olduğu 304,40 TL posta tebligat gideri, +400,00-TL Bilirkişi Ücreti toplam 704,40-TL gider avansının kabul ve red oranı dikkate alınarak 713,71-TL nin davacı üzerinde bırakılmasına, 89,40-TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Sarf olunmayan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi gereğince davacıya iadesine,
5-VEKALET ÜCRETİ
A-Maddi Tazminat Yönünden
a-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yürürlükteki AAÜT ve Avukatlık Kanunu gereğince tespit ve taktir olunan toplam 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
B-Manevi Tazminat Yönünden
a-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yürürlükteki AAÜT 10/1 ve Avukatlık Kanunu gereğince tespit ve taktir olunan toplam 5.000,00-TL vekalet ücretinin davalı …’ dan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
b-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 5.000,00- TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı asile verilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/11/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”