Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/780 E. 2021/285 K. 24.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/780
KARAR NO : 2021/285

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/08/2017
KARAR TARİHİ : 24/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile davalının 21.03.2016-25.11.2016 tarihleri arasında müvekkili şirket nezdinde İstanbul Avrupa Bölgesinde “Tıbbi Tanıtım Temsilcisi” iş pozisyonunda görev yaptığını, davalının iş ilişkisinin devamı sırasında müvekkili şirket İnsan Kaynakları Müdürlüğüne sunduğu yazılı dilekçesi ile görevinden kendi isteğiyle ayrılmak istediğini, 25.11.2016 tarihi itibariyle işten ayrıldığını, davalı ile müvekkili şirket arasında “Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi” ile rekabet yasağının düzenlendiğini, davalının müvekkili şirketten ayrıldıktan sadece bir gün sonra rakip firma olan … Farma İlaç San. A.Ş. ‘de çalışmaya başladığını davalının görevi gereğince çalışma süresi içerisinde müvekkili şirketin satış stratejileri, müşteri portföyü, bölge müşterilerinin talepleri ve ürün bilgileri gibi şirketin son derece önemli nitelikte olan birçok gizli bilgisine ve ticari sırrına vakıf olduğunu, her iki firma için aynı bölgede benzer grup ilaçlarının tanıtımını yapmak için çalışmış olacağından rekabet etmeme yasağına ayın davrandığını, müvekkilinin cezai şart alacağının şimdilik 10.000,00 TL’sinin yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile davanın dayanağı olan rekabet yasağının hiçbir şekilde gerçekleşmediğini, müvekkilinin yeni işyerinde çalışmasının, davacı işverenin önemli bir zararına sebep olma niteliği ve imkanının bulunmadığını, böylece rekabet yasağını ihlal etme durumunun da söz konusu olmadığını, müvekkilinin davacı işveren şirkette çalışırken satışını yaptığı ilaçların hiçbirisinin aynısından ya da aynı neviinden ilaç satışı ve pazarlaması yapmadığını, müvekkilinin dava konusuna dayanak sözleşmeyi de hiç okuma fırsatı verilmeden imzaladığını, davacı şirketin davalının da içinde bulunduğu yaklaşık 30-40 kişiyi aynı anda işe alarak aynı anda acele bir şekilde sözleşme imzalattırdığını, sözleşmenin davalının isminin bulunduğu yerin elle doldurulmak üzere planlandığını, diğer tarafları da matbu bilgisayar çıktısı olarak düzenlendiğini, bu haliyle de sözleşmenin dolayısıyla rekabet yasağı taahhüdünün geçerliliğinden bahsedilemeyeceğini, müvekkilince ticari sırlara vakıf olma durumunun söz konusu olmadığını, davanın reddine, mahkeme masraflarının ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Dosyaya sunulan 16/08/2019 tarihli bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen raporda davalının müvekkili şirket nezdindeki İş Sözleşmesinin sona erdiği tarihi takip eden 1 yıllık süre dolmadan İstanbul ilinde ve davacı şirket ile aynı sektörde faaliyet gösteren bir işletmede çalışmaya başlaması nedeniyle sözleşmeye uymadığı, dava tarihi itibari ile davacının davalıdan cezai şart talep edemeyeceğinin tespit edilmiştir.
Dosyaya sunulan 17/11/2020 tarihli bilirkişi … tarafından hazırlanan raporda sözleşme uyarınca davacının talep edebileceği cezai şart tazminatının 27.000 TL olarak hesaplandığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava, işçinin rekabet yasağına aykırı davrandığı iddiasına dayalı ceza koşulu (cezai şart) alacağının tahsili istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK’nın 445. maddesi “(1)Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz. (2)Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.” hükmünü haiz olup, anılan madde hükmü ile 6098 sayılı Kanun 818 sayılı Kanun’dan farklı olarak, rekabet yasağı ile ilgili doğrudan mutlak bir geçersizliğin öngörülmediği, Anayasa ve diğer mevzuat hükümleri ile somut olgu nazara alınarak rekabet yasağının aşırı nitelikte olması halinde, yasağın kapsamı bakımından hakime uyarlama yetkisi tanındığı anlaşılmaktadır. Hakime tanınan bu yetkinin gerek müstakil açılan bir uyarlama davasında ve gerekse de ihlal halinde açılacak bir tazminat davasında kullanılabileceği kuşkusuzdur. Ayrıca aynı Kanun’un 444/2. maddesi “Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.”
“… rekabet yasağının işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması halinde geçerli olacaktır.Bu durumda TBK 444/2 hükmü uyarınca öncelikle, rekabet yasağı düzenlemesinin geçerli olup olmadığının veya aşırı nitelikte olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir…”Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 10.04.2019 tarihli 2018/1393 E., 2019/2838 K.
“…Ancak;6098 sayılı TBK.’nın 182/ son maddesi gözönünde bulundurularak; kararlaştırılan cezai şartı fahiş olup olmadığı hususunda re’sen araştırma yapılarak bir değerlendirme yapılması, fahiş olduğu takdirde cezai şartta indirim yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu hususda hiç değerlendirme yapılamadan eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamış bununla birlikte dosyada yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf bu yönden kabulü ile HMK 353(1)b-2 uyarınca hükmün kaldırılmasına tek geçim kaynağı emeği ve bunun karşılığında aldığı maaşı olan işçinin rekabet etmeme taahhüdüne aykırı davranması karşılığında öngörülen 12 aylık brüt maaşına denk gelen cezai şartın fahiş olduğu ,hakkaniyet gereği, cezai şart takdiren % 60 oranında tenkis edilmesi hak ve nesafet kurallarına daha uygun olacağından, 7.290-TL nin cezai şart olarak davalıdan ihtarnamenin tebliği tarihi 22.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline ,fazla istemin tenkis nedeniyle reddine ,fazla istem tenkis nedeniyle reddolunduğundan davalı yararına vekalet ücreti ve yargı giderine hükmolunmamasına karar verilmiştir…” T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi, 2018/962 Esas, 2019/1439 Karar.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; Davacının iş akdi sona erdikten sonra çalışmaya başladığı dava dışı şirketin faaliyet ve iş konularının davacı şirket ile aynı olması davalı işçinin davacı şirkette çalışırken sahip olduğu iş sırları, davacı şirketin tescilli tasarımlarına ilişkin bilgileri kullanabilme ihtimali mevcut olup bu durum davacı aleyhine zarara yolabilecektir. Davacının bu şekilde çalışması taraflar arasında düzenlenen rekabet yasağı ve gizlilik taahhüdüne aykırıdır. Taraflar arasında imzalanan rekabet etmeme yasağını içeren sözleşme uyarınca davalı bir yıl boyunca İstanbul Avrupa bölgesinde davacı ile aynı iş kolunda faaliyet gösteren işlerle çalışmamayı taahhüt etmiş, bu taahhüde aykırı davranılması halinde 12 aylık brüt maaşı kadar cezai şart ödemeyi kabul etmiştir. Rekabet yasağı hükmü süre, yer ve konu yönünden geçerlidir. Davalının hem davacı şirkette hem de yeni çalıştığı şirkette aldığı ücret düşünüldüğünde 6098 sayılı TBK.’nın 182/ son maddesi gözönünde bulundurularak kararlaştırılan cezai şartı fahiş olduğunun kabulü gerekmekte olup T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi, 2018/962 Esas, 2019/1439 Karar ilam da dikkate alınarak hakkaniyet gereği, cezai şart takdiren % 60 oranında tenkis edilmesi hak ve nesafet kurallarına daha uygun olacağından 10.800,00- TL cezai şartın 10.000,00-TL sinin dava tarihinden bakiye kısmın ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Toplam 10.800,00- TL cezai şartın 10.000,00-TL sinin dava tarihinden bakiye kısmın ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine,
2-Fazla istemin tenkis nedeniyle REDDİNE,
3-Alınması gerekli 737,74 TL harçtan peşin alınan 170,78 TL peşin harcın mahsubu ile 566,96 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4- Davacı tarafından yatırılan 31,40- TL başvuru harcı, 170,78-TL peşin nispi harç, 9,80-TL vekalet harcı, 290,40 TL olmak üzere toplam 502,38- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6- Davacının fazla istem tenkis nedeniyle reddolunduğundan davalı yararına vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yatırılan 297,40 TL tebligat müzekkere gideri, 2.200 TL bilirkişi ücreti toplamı 2.497,40- TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 24/03/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”