Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/656 E. 2021/814 K. 29.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/656
KARAR NO : 2021/814

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/07/2017
KARAR TARİHİ : 29/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile Taraflar arasındaki fatura, cari hesap nedeniyle Bakırköy …. Noterliğinden …. yevmiye 10/06/2017 tarih ile alacağın ödenmesi için ihtar çekildiğini, davalının borcu ödememesi üzerine davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 29/06/2017 tarihinde icra takibi başlatıldığını, davalının takipten sonra müvekkilinin hesabına 107.714,58 TL ödeme yaptığını, taraflar arasındaki sözleşmede malların iadesinin mümkün olduğunun kararlaştırıldığını, davalı tarafın icra takibi sonrasında kötü niyetli olarak çeşitli günlerde bu sözleşme gereğince birçok malı iade faturası ile iade ettiğini, davalı tarafın müvekkili şirkete 37.727,15 TL borcu bulunduğunu, davanın kabulü ile bakiye kalan miktar yönünden ve işlemiş faizi yönünden itirazın iptaline, davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacı tarafından, söz konusu icra takibine geçilmesinin ardından müvekkili şirket tarafından gerçekleştirilen 107.714,58-TL ödeme ile 185.093,88-TL’lik mal iadesinin icra vekalet ücreti ile masraflarının alınması ve 37.727,15-TL alacaklı konumunda oldukları iddiasıyla takibin işbu tutar üzerinden devamına karar verilmesi talepleriyle huzurdaki haksız davayı ikame edilmişse de söz konusu haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığı gibi tarafların ticari defter ve kayıtlarında bilirkişiler tarafından gerçekleştirilecek incelemenin ardından davacının müvekkiline borçlu olduğunun tespit edileceğini, taraflar arasında icra takibinin kötüniyetli olarak başlatıldığını, davanın reddi ile müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmaması sebebiyle davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı takip dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyaya sunulan23/12/2019 tarihli Bilirkişi … tarafından dosyaya sunulan raporda davacı tarafından 19/06/2017 tarihli 361.208,63 TL tutarlı ihtarname gönderildiği , davalının 22/06/2017 temerrüt tarihinde 356.216,99 TL davacıya borçlu olduğu, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünde 29/06/2017 tarihli icra takibi başlatıldığında bakiyenin 356.118,89 TL tutarında borçlu olduğu, 14/07/2019 dava tarihinde 3.543,24 TL tutarında borçlu olduğunun tespit edildiği, Bilirkişiler …, … ve …. tarafından düzenlenen heyet raporunda takip tarihi itibariyle tüm fatura kayıtlarının davacı şirket ticari defterlerindeki gibi kabul edileceğinden davacı ispatına muhtaç faturaların mahsubu neticesinde davacının davalıdan 357.214,91 TL asıl alacak ve temerrüt tarihinden takip tarihine kadar 736,45 TL faiz talep edebileceği, dava tarihi itibariyle tüm fatura kayıtlarının davacı şirket ticari defterlerindeki gibi kabul edileceğinden davacı ispatına muhtaç faturaların mahsubu neticesinde 3.543,29 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava İtirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Borçlu tarafından, takipten sonra ancak davadan önce yapılan ödemenin icra dosyası borcunun tamamını karşılamadığının tespiti halinde, kısmı ödeme olarak kabulü ile TBK’nın 100. maddesi uyarınca öncelikle faiz ve masraflardan mahsubu ve kalan ana para alacağı için takibin devamı istenebilir ise de, somut olayda davacı alacaklılar tercih hakkını bu yönde kullanmamış, ödemeyi ana para ve işlemiş faiz ödemesi olarak kabul edip, takibin ferileri (icra harç ve masrafları, avukatlık ücreti ve takip tarihi ile ödeme tarihi arasındaki faiz) için itirazın iptalini istemiştir. Taleple bağlılık esastır.
Davacı, davalının yaptığı ödemeyi ana para ve işlemiş faize mahsup ettiğinden, icra müdürlüğünün yapması gereken hesaplamayı mahkemenin yapmasına gerek bulunmamaktadır. Çünkü davacı, itirazın iptalini sadece icra dosyasındaki feri alacaklar yönünden istemiştir. Mahkemece itirazın, icra takip giderleri, vekalet ücreti ve takip tarihiyle ödeme tarihi arasındaki temerrüt faizi yönünden iptaline karar verilmekle yetinilmelidir. (Yargıtay 19. HD’nin 2014/2507 E-2014/5487 K sayılı, 20.03.2014 tarihli kararı)
“…İlk derece mahkemesince, asıl alacak ve takip öncesi işleyen faiz bedeli olan toplam 36.894,46 TL davadan önce takipten sonra davacılara ödendiğinden, takibin devamı için; icra dosyasında takip çıkış miktarı üzerinden kendilerini vekille temsil ettirilen davacılar yararına hesap edilen vekalet ücreti (3.203,11 TL), dosya için sarfedilen masraf gideri (62,50 TL), icra müdürlüğünce tahsili gereken harç bedeli (1.674,28 TL) olmak üzere toplam değer 4.939,89 TL olarak hesap edilmekle dava değeri olarak gösterilen değer esas alınmak suretiyle (5.000,00 TL) davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir….Bunun yanında asıl alacağın ve işlemiş faizinin ödenmiş olması sebebiyle alacağın fer’ileri dışında bakiye alacak da bulunmadığından somut olayda icra inkar tazminatına hükmedilecek bir matrah da yoktur. Hal böyle olunca Mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru görülmemiştir. (Yargıtay 19. HD’nin 2012/14401 E-2013/2607 K sayılı kararı). Açıklanan bu gerekçelerle, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Bunun yanında asıl alacağın ve işlemiş faizinin ödenmiş olması sebebiyle alacağın fer’ileri dışında bakiye alacak da bulunmadığından somut olayda icra inkar tazminatına hükmedilecek bir matrah da yoktur. Hal böyle olunca Mahkemece icra inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru görülmemiştir. (Yargıtay 19. HD’nin 2012/14401 E-2013/2607 K sayılı kararı). Açıklanan bu gerekçelerle, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…” T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi, 2020/270 Esas, 2021/115 Karar.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; …. İcra Müdürlüğünün …. Esas Sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklının faturaya dayalı icra takibi başlattığı, ödeme emrine usulüne uygun tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresi içerisinde vekili aracılığıyla borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, İİK 66 madde gereği icra takibinin durdurulduğu, taraflar arasında ticari ilişki davacının alt yüklenici olarak yapnış olduğu kaba inşaat yani eser sözleşmesinden kaynaklandığı davacının da hakedişlerine dair faturalar düzenlendiği ve davacının bakiye alacağı için düzenlediği faturayı icra takibine koyduğu, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için verilen inceleme gününde davacının ticari defterlerini sunduğu ve lehine delil teşkil ettiği, dosyada birden fazla rapor ve ek rapor olduğu, davalının davacıya 107.714,58-TL lik ödemesi her iki tarafında kabulünde olup, yapılan bu ödeme icra dosyasına olmadığından davacının işlemiş faiz alacağı, icra vekalet ücreti, icra harç ve gider talebinin bulunduğu ve bu talebin de haklı olduğu dosya kapsamından sabir olup, davacının 185,093,88-TL lişk iade faturası yönünden talebi bakımından ise, davacının yargılama esnasındaki beyanı ve 23.12.2019 tarihli rapor, 16.12.2020 tarihli rapor ve 12.08.2021 tarihli rapor ile davacı vekilinin dosyaya sunduğu21.12.2021 tarihli beyan dilekçesinde açıkça malların iadesi ile alacağı kalmadığı yönündeki beyanı dikkate alınarak iade faturasına konu alacağın erken takibe konulduğu bu nedenle bu miktar bakımından işlemiş faiz alacağı, icra vekalet ücreti, icra harç ve giderleri talebinin yasal olmadığı anlaşılmakla T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi, … Esas, … Karar ile davalının borçlu olduğu ve Yargıtay …. HD’nin … E-… K sayılı, 20.03.2014 tarihli kararı dikkate alınarak ödenen miktar olan 107.714,58-TL alacağa yöneltilen itirazın, takip tarihinden ödeme tarihine kadar işlemiş faiz alacağı, icra vekalet ücreti, icra harç ve giderleri yönünden iptali ile bu feri alacaklar yönünden takibin devamına, davacının icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı icra takip dosyasına davalı tarafından davalı tarafça haricen ödenen 107.714,58-TL alacağa yöneltilen itirazın, takip tarihinden ödeme tarihine kadar işlemiş faiz alacağı, icra vekalet ücreti, icra harç ve giderleri yönünden iptali ile bu feri alacaklar yönünden takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-İcra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 7.357,98 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL peşin harcın mahsubu ile 7.326,58 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4- Davacı tarafından yatırılan 31,40- TL başvuru harcı, 31,40-TL peşin nispi harç, 4,60-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 67,40- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 164,45 TL tebligat müzekkere gideri, 3.950 TL Bilirkişi ücreti toplamı 1.008,40 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/09/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”