Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/642 E. 2021/1210 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/642 Esas
KARAR NO : 2021/1210

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı)
DAVA TARİHİ : 24/02/2015
KARAR TARİHİ : 20/12/2021
K. YAZIM TARİHİ : 12/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satın Almaya Dayalı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; davacı müvekkilinin kooperatif ortağı olarak ödeyerek aldığı …. Mah., … Cad., …. Sitesi, .. Blok, No:15, 40 nolu dairede oturduğunu, kooperatife herhangi bir borcu bulunmadığını, diğer dairelerin kat irtifaklı tapu tescil işlemleri yapıldığı halde müvekkiline ait dairenin kat irtifaklı tapu tescil işleminin yapılmadığından bahisle söz konusu 4597 parsel B Blok, 40 nolu bağımsız bölümün kooperatif adına kaydının iptali ile davacı müvekkili adına kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ; dava dilekçesi ve duruşma gününün usulen tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamışlardır.
Dava; kooperatif üyeliğinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlık; davacının , davalı kooperatifin üyesi olup olmadığı, davalı adına kayıtlı dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tescil koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda toplanmaktadır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince , 13/03/2020 tarihinde mahkememizce atanan, SMMM …., İnş. Mühendisi …., ve Hukuk-İşletme bilirkişisi … vasıtasıyla keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak düzenlenen kök ve ek raporda;
”Davalı tasfiye halindeki kooperatife ait ticari defter ve kayıtlara ulaşılamadığı için sayın Mahkemece verilen görev kapsamında bir inceleme ve değerlendirme yapılamadığı, bu nedenle davacının davalı kooperatifin yasal üyesi olup olmadığı ve üyelikten kaynaklı ödenmesi gereken bir borcunun olup olmadığının belirlenemediği, davacı tarafından sunulan ödeme belgelerine göre davacının 1988 ile 1998 yılları içinde toplamda 409.361.853,00 ETL ödeme yaptığı, dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydının halen davalı kooperatif adına kayıtlı olduğu, üzerinde bulunan haczin devam ettiği, ipoteklerin ise fekkine ilişkin yazı bulunduğu, bu yazı nedeniyle davacının davalı kooperatife üyelikten kaynaklı bir borcunun bulunmadığının düşünülebileceği, davacının dava konusu bağımsız bölüme ilişkin tüm emlak vergileri, çevre temizlik vergilerini ödediği ve bu dairede ikamet ettiği; dava konusu dairenin dava tarihi itibariyle harç ve vekillik ücretine esas alınabilir değerinin 155.000,00 TL. olabileceği, 2021 yılı emlak vergisine esas değerinin ise 85.837,96 TL. olarak gözüktüğü, davalı kooperatife ilişkin ticari defter ve kayıtların yok olması nedeniyle bu konuda İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’ndan ve İstanbul İl Ticaret Müdürlüğü’nden yapılacak araştırma ile davacının kooperatif üyesi olup olmadığına ilişkin kayıtlara ulaşılabileceği, yine Beylikdüzü Tapu Müdürlüğü’nden aynı parselde tapu sahipleri olan diğer kooperatif üyelerinin adlarına yapılan tescillere dayanak belgelerin araştırılarak davacının kooperatif üyesi olduğu bildirilen 96 kişi arasında olup olmadığının ve adına tescil için bir başvuru olup olmadığının ortaya çıkabileceği” hususu belirtilmiştir.
Davalı kooperatif kayıtlarına yapılan tüm araştırmalara rağmen ulaşılamamış ancak davacı tarafından davalı kooperatife 1988 yılından beri aidat ödendiğinin, dava konusu taşınmazın tüm çevre temizlik ve emlak vergilerinin davacı tarafından ödendiğinin tespit edilmesi, davacının davalı kooperatifin olağan genel kurul toplantılarına davet edildiğine dair belge sunulması ve dinlenen tanıkların dava konusu taşınmazda davacının oturduğu, ödemeleri davacının yaptığı şeklindeki beyanları birlikte değerlendirildiğinde davacının davalı kooperatif üyesi olduğu ve aidatları dava konusu taşınmaz için ödediği ve taşınmazın davacı adına tescili gerekirken her nasılsa tescil edilmediği ve davacının davasını ispat ettiği kabul edilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-DAVANIN KABULÜNE,
…. İlçesi …. Mahallesi …. parselde kayıtlı olan cilt sayfa no:…., arsa payı:10/960, 2. Blok, 40 nolu kat irtifaklı bağımsız bölümün … Yapı Koop. Adına kayıtlı olan tapu kaydının iptaline,
Söz konusu taşınmazın davacı … adına tapunun kayıt ve tescilinin yapılmasına,

2- Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 10.588,05‬ TL karar ve ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan 170,78 TL peşin/nispi harç + 2.486,23 TL tamamlama harcın mahsubu sonucu bakiye 7.931,04‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvuru harcı + 170,78 TL peşin nispi harç + 2.483,23 TL tamamlama harcı + 384,90 TL keşif harcı + 4,10 TL vekalet harcından ibaret toplam 3.070,71 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,

3-a.) Davacı tarafından sarf olunan (3.000,00 TL bilirkişi ücreti + 1.005,70 TL posta/tebligat/ müzekkereden ibaret) 4.005,70 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
b.) Davalı tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
c.) Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,

4-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yü- rürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 18.675,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine dair ,

Davacı vekili ile tasfiye memuru vekilinin yüzüne karşı 5235 Sayılı Kanun’un geçici 2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 341 ila 360. md hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/12/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır