Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/618 E. 2018/1075 K. 25.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/618
KARAR NO : 2018/1075

DAVA :Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 04/07/2017
KARAR TARİHİ : 25/10/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacının Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği 04/07/2017 harçlandırma tarihli dilekçesiyle; Müvekkili sigortacı şirket ile dava dışı sigortalı şirket …. arasında …. numaralı ve 01/01/2015-31/12/2015 süreli, Birincil Havacılık Sigorta Poliçesinin bulunduğunu, söz konusu poliçüe kapsamında temin edilen… Sistemi dvalı …ye ait…’ye uyumluluğunun test edilmesi amacıyla davalı şirket zilyetliğine geçtiğini, ancak sorumluluğun davalı şirkette bulunan ve siorta poliçesi ile temin edilen ….Kargosu,dvalı şirket tarafından uçurulan hava aracının test uçuşu sırasında yere çakılması nedeniyle zayi olduğunu, bu kapsamda müvekkili sigorta şirketi, müşterisi olan …. sigorta kapsamında toplam 282.228 USD ödeme yaparak …. haklarına halef olduğunu, …., tamadıyla …. Sözleşmesi kapsamında insansız hava aracını davalı ….’dan, … kargosunu da dava dışı …. satın aldığını ve test uçuşlarının da başarıyla tamamlanıp sonrasında nihai sistemi Türk Hava Kuvvetlerine sunulduğunu, …. ilk adedini 2015 yılı başlarında tamamladığı ….’yi üretip geliştirip … Makine’nin …. askeri pistinde 15 Ağustos’a kaar yapılması planlanan test uçuşlarının başlamasından önce …. Makina’ya ait insansız hava aracına uyumluluğununtest edilmesi amacıyla … Makine tarafından test sürüşüne çıkarıldığını,… üretmiş olduğu …. kargosuyla donatılmış olan … Makina’ya ait …. sicilli, …. model, …. aracının 12/08/2015 tarihinde yapmış olduğu entegrasyon test uçuşları esnasında …. Askeri Pistine sert iniş yapması nedeniyle … ait …. model …. parça ve …. model …. kargosunun hasar gördüğünü, bu kaza sonucunda … Makinanın kazadan sorumlu olduğunu, toplamda 282.228 USD ödenmesi gerektiğinin 11/02/2016 tarihli hasar raporunda belirtildiğini, davalı şirkete ait insansız hava aracı otomatik iniş modunun yetersizliği ve operatörünün uçuş gözlemi ile manuel kontrolünün zayıf kalması nedeniyle insansız hava aracı ön ve arka iniş takımlarında kırılmayla sonuçlanan sert iniş yapması sonucu sigortalı şirkete ait …. kargosunun yere çarpmasına ve ağır hasar olmasına sebep olduğunu, sonuç olarak davanın kabulünü, 282.228 USD’nin 18/03/2016 tarihinden itibaren devlet bankalarının dolar ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanacak faiz ile birlikte rücuen davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekilince mahkememize sunulan 11/09/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin davacı tarafa dava konusu iddialarına dair delil niteliğinde belgeleri ibraz için ihtaratlı kesin süre verilmesini talep ettiklerini,aksi halde delil olarak değerlendirilmesi mümkün olmayan belgelere dayalı yargılamanın devamının HMK’ya aykırı olacağını, müvekkilinin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, öncelikle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddini talep ettiklerini, …. … A.Ş’den 20/12/2011 tarihli taktik İHA (pist) geliştirme projesi sözleşmesi kapsamınında kameralar hariç olmak üzere insansız hava aracı (İHA) tedarik ettiğini, ….’nın müvekkili şirketten …. satın aldığı kameraların sigortası ve sorumluluğu, … firmasında olmak üzere test edilmesini talep ettiğini, …. tarafından, … şirketine gönderilen 30/09/2015 tarihli e-mail içeriğinde kendileri tarafından test edilecek kameranın sigorta edilip edilmediği konusunda bilgi istendiğini, … tarafından ….’na verilen cevapta kameranın sigortasını 30/11/2015 tarihine kadar sigortalandığı belirtildiğini, kameranın tüm test işlemlerinin …. ve …. arasında gerçekleştiği, müvekkil (…. A.Ş.) şirketin bu konuda herhangi bir işleme taraf olmadığını, kameranın testleri sürecinde icra edilen faaliyetlere yönelik, bir Test Raporu (Shake Down Flight Results) düzenlendiğini, bu test raporunda kamera test faaliyetini ….’nın gözetim ve denetimi altında gerçekleştirildiğinin açıkça görüleceğini, kameranın hiçbir şekilde müvekkiline teslim edilmediğini ve teslim tutanağının bulunmadığının bunun delili olduğunu,davacı …. firması ile müvekkili arasında bugüne kadar herhangi bir anlaşma olmadığını ve ihtilaf söz konusu olana kadar herhangi bir yazışmanın da bulunmadığını, sigorta işlemlerinin bilgileri dışında …. firması ve davacı arasında gerçekleştiğini, davacı tarafın, müvekkilinin mal üzerinde bakım ve gözetim borcu doğacak şekilde teslim edildiğini ispatlamasının gerektiğini, haksız ve hukuksal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini, masraf ve ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava,birincil havacılık sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın dava şartlarını düzenleyen 114/1-d maddesindeki dava ehliyeti, fiil ehliyetinin medeni usûl hukukunda büründüğü şeklidir. Fiil ehliyetine sahip olan bütün gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptir. Aynı Kanun’un 114/1-e maddesindeki dava takip yetkisi, davada taraf olan kişinin o davayı kendi adına yürütebilme ve talep sonucu hakkında kendi adına hüküm alabilme yetkisidir (HMK md. 53). Sözü edilen kurum, şeklî taraf kuramının kabulünün sonucu olarak ortaya çıkmış ve sözü edilen kuramı tamamlamak amacıyla geliştirilmiştir. Davayı takip yetkisi, maddi hukuktaki tasarruf yetkisinin usul hukundaki karşılığını oluşturur. Ayrıca, bu kavram, davada taraf olmadığı hâlde kanun gereği taraf gibi davranmakla görevli kılınmış olanların hukukî konumlarının açıklanmasında başvurulan bir kavram konumundadır. Kural olarak taraf ehliyeti ve dava ehliyeti bulunan kişinin dava takip yetkisi vardır. Ancak bazı istisnai durumlarda davada taraf olarak gösterilen kişinin taraf ve dava ehliyeti olmasına rağmen dava takip yetkisi olmayabilir. Örn: Hakkında iflas kararı verilen kişinin taraf olduğu hukuki davalarda da istisnai durumlar dışında davayı takip yetkisi iflas idaresine aittir.
Taraf sıfatı (husumet) ise, maddi hukuka göre belirlenen, bir subjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir subjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Taraf ehliyeti; davada taraf olabilme, usulî hukuki ilişkinin süjesi olabilme ehliyetidir. Taraf ehliyetine sahip olan kişi, davada davacı veya davalı olabilecektir. Bu nedenle, taraf ehliyeti usûli bir kavramdır. Taraf ehliyetine sahip olabilmek için medeni hukuktaki hak ehliyetine sahip olmak gerekir. HMK’nın 50. maddesine göre, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, taraf ehliyetine de sahiptir. Buna göre tüm insanlar, hak ehliyetine ve dolayısıyla taraf ehliyetine sahiptir. Dava ehliyeti ise, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir. (HMK md. 51) Fiil ehliyetine sahip olan kişi, dava ehliyetine de sahiptir ve davayı yürütebilir, usûl işlemlerini yapabilir. Reşit olan ve temyiz kudretine sahip olan kişiler fiil ehliyetine sahiptir. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve dava takip yetkisi davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olduğu halde, taraf sıfatı dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Davacı tarafta yer alan taraf için aktif taraf sıfatı, davalı tarafta yer alan taraf için pasif taraf sıfatından söz edilebilir. Uygulamada, “sıfat” yerine “husumet” terimi de kullanılmaktadır. Sıfat dava şartı olmayıp, itirazdır. Çünkü bir kimsenin hak sahibi veya borçlu olup olmadığı davanın esasına girildikten sonra tespit edilebilir. Bu durumda ise dava esastan ret veya kabul edilir. Oysa, dava şartları davanın esasına girilmesini engelleyen niteliktedir. Ancak sıfat bir itiraz olduğundan, hâkim diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alır. Sıfat, davada taraflardan birinin davaya konu subjektif dava hakkının bulunup bulunmadığı ile ilgili bir husustur. Tarafların sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur. Bu husus mahkemece re’sen gözönünde bulundurulmalıdır. Bir davada, taraflardan birinin, davacı ya da davalı sıfatının (aktif ya da pasif husumet sıfatının) olmadığı belirlenirse, artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden, davanın husumet sıfatı yokluğundan reddi gerekir. Bir kişinin belli bir davada davalı veya davacı sıfatını haiz olup olmadığı şeklinde nitelendirilen husumetin ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi davalı veya davacı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir def’i de değildir. Davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde re’sen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur.
Somut uyuşmazlıkta;davacı zarara uğrayan yük karşılığı sigortalısına ödediği tazminatın rücuen tahsili istemi ile huzurdaki davayı açmış ise de,davalıya ait İHA’nın dava dışı ….’nın gözetim ve denetimindeyken kazanın meydana geldiği, davalının gerçekleştirdiği planlı bir uçus sırasında kazanın meydana gelmediği,husumetin ….’na yöneltilmesi gerekirken davalı şirkete yöneltildiği,davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gerekli ¨35,90 karar ve ilam harcının peşin alınan ¨17.072,52 harçtan mahsubu ile fazla alınan ¨17.036,62 harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen ¨2.180,00 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨801,80 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
6-Davalı tarafından yatırılan ancak kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davalıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.25/10/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP ….