Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/574 E. 2021/223 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/574
KARAR NO : 2021/223

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/06/2017
KARAR TARİHİ : 10/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirket aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını ve müvekkili şirketin böyle bir borcu olmamasına rağmen söz konusu takibin kesinleştirildiğini, müvekkili şirketin takibe konu çekte alacaklı gözüken şirket ve şahıslardan hiçbirine borcunun olmadığını, söz konusu çekin müvekkili şirketin eline geçmediğini ve çeke imza atılmadığını, çekin arkasına müvekkili şirketin kaşesinin kopyalanarak ve sahte imza ile müvekkili şirketin borçlu konumuna düşürüldüğünü, takibi başlatan alacaklı ile müvekkili şirketin ticari ilişkisinin olmadığını, başlatılan icra takibi hakkında tedbiren durdurma kararı verilmesini, davalı aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacı borçlu aleyhine başlatılan takibin kesinleştiğini, herhangi bir itirazda bulunulmadığını, davacıya ilgili ödeme emirlerinin huzurdaki dava açılmadan yaklaşık olarak 1 sene önce gönderilmiş olmasına rağmen bu süre zarfında sahteliğe yönelik bir savcılık şikâyeti olmadığı gibi davaya konu çek ile alakalı imzaya itiraz davası da açılmadığını, davacı lehine verilen tedbir kararının hiçbir dayanağı bulunmadığını, takip kesinleştikten sonra imza itirazında bulunmayan davacının huzurdaki davada da hiçbir emsal imza örnekleri sunmadığını, imza incelemesi yapılmadan ve bu inceleme neticesinde haklılığını ispat etmeyen davacı lehine teminatsız olarak tedbir kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıya yasada öngörüldüğü şekilde öncelikle icra takibine konu borcun tüm ferileri ile birlikte tamamen ödenmesi ile mahkeme dosyasına yatırılacağı %15 teminat bedeli mukabilinde tedbir kararı verilmesini, söz konusu teminatın yatırılmaması halinde ilgili tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini, davacının huzurda açmış olduğu kötü niyetli davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyaya sunulan 12/02/2021 tarihli bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda çekteki imza ile …’ın karşılaştırma belgeleri arasında grafolojik ve grafometrik tanı unsurları açısından benzerlik noktasında bir ilişki bulunmaması nedeni ile çekteki … Tekstil kaşesi üzerindeki imzanın karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 6. maddesi: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. ”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun “İspat yükü” başlığını taşıyan 190. maddesi:“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”hükmünü içermektedir.
Senetle ispat kuralı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nda (HMK) 200. maddede yer almıştır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesine göre borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığının tespiti için menfi tespit davası açabilir.
İspat yükünün belirlenebilmesi için önce ilgili maddi hukuk kuralındaki koşul vakıaların doğru bir şekilde tespit edilmiş olması ve buna uygun somut vakıaların ortaya konulmuş olması gerekir. Her bir vakıa bakımından lehine hak çıkarma çerçevesinde ispat yükü kuralları belirlenir. Ancak kanunda özel olarak ispat yükünün belirlendiği hâllerde, genel kurala göre değil, kanunda belirtilen şekilde ispat yükü belirlenecektir.
Kambiyo senedindeki imzanın davacı borçluya ait olduğu yönündeki ispat yükü, senedi elinde bulundurup icra takibine girişen ve senette yer alan imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden davalı alacaklıya düşmektedir.
“…Dava, takibe konu bonodaki imzanın sahteliği iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Yargılama sırasında alınan Adli Tıp Kurumu raporunda, davacıya atfen atılı imzaların teşhise götürecek önemli materyal ve yazı unsuru içermeyen, karalama tarzında çizgilerden ibaret basit tersimli imzalar olması nediniyle davacının ile ürünü olup olmadığının tespit edilemediği belirtilmiş ve anılan rapor üzerine ispat külfetinin davacıda olduğu ve iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Kambiyo senedindeki imzaya itiraz halinde senetteki imzanın borçluya ati olduğunu ispat yükü, senedi elinde bulunduran alacaklıya aittir. Hal böyleyken mahkemece ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir…” T.C. YARGITAY 19. Hukuk Dairesi, 2013/5144 Esas, 2013/9566 Karar.
“…Davacı, bonodaki imzanın sahde olduğu iddiasına dayalı olarak menfi tespit davası açmıştır. Mahkemece, dava konusu 2.884 USD bedelli ve 31/12/1999 vadeli senet üzerinde Ankara …. İcra Hukuk Mahkemesinde yaptırılan imza incelemesi yeterli görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir. İcra Hukuk Mahkemeleri dar yetkili mahkemeler olup bu mahkemece verilen kararlar maddi hukuk anlamında kesin hüküm teşkil etmediklerinden genel mahkemelerde kesin delil olarak kabul edilemez. Kambiyo senedindeki imzanın borçluya ait olduğunu ispat yükü alacaklı davalıdadır. Mahkemece alacaklıya senet aslını ibraz için süre verilip imza incelemesi yaptırılması ve ayrıca İcra Hukuk Mahkemesi dosyasında yaptırılan bilirkişi incelemesi için senet aslı sunulmuş ise bu husus İcra Mahkemesinden sorulup senet aslının nerede olduğunun araştırılması gerekirken eksik inceleme ile ispat yükünde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır…” T.C. YARGITAY 19. Hukuk Dairesi, 2016/4086 Esas, 2016/15449 Karar.
“… 2-Dava konusu senette davacı keşideci, davalı ise lehdar durumunda olup arada başka bir ciranta bulunmadığına göre davalının keşideci imzasının davacıya ait olmadığını bilebilecek durumda olduğunun ve bu nedenle takibinde kötüniyetli sayılacağının kabulü gerekir. O halde mahkemece İİK 72/5 maddesi uyarınca davacı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi dava kabul edildiği halde nisbi karar ve ilam harcı yerine maktu karar ve ilam harcına hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırıdır…” T.C. YARGITAY 19. Hukuk Dairesi, 2013/11845 Esas, 2013/17213 Karar.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasında takibe konu 20.02.2016 tarihli 40.000,00-TL çek nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespiti davası açmış olup davacı bu çekte ara ciranta konumunda olup imzanın kendisine ait olmadığı iddiasın kendisinden sonra gelen cirantaya karşı ileri sürmektedir. İmza inkarı herkese karşı ileri sürülebilen mutlak defidir. Bu kapsamda mahkememizce 12.02.2021 tarihli bilirkişi raporunda dosyada mevcut imza örnekleri ile Ticaret Sicil Müdürlüğünün yazı cevabı dikkate alınarak imzanın şirket yetkilisine ait olup olmadığının tespiti bakımından inceleme yaptırılmış, anılan bilrikişi raporunda imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı yönündeki tespitte dikkkate alınarak açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş olup, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasındaki takip dayanağı çek ve imza incelemesine çek dikkate alındığında duruşma esnasında çek numarasının ve bedelinin maddi hata nedeni ile yanlış yazıldığı anlaşılmakla mahkememizce bu durum re’sen düzeltilmiş, davacı ile davalı arasında başka bir ciranta olmaması nedeni ile davalının imzanın davacıya ait olmadığını bilebilecek durumda olması nedeni ile kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-Davacının, Bakırköy .. İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı takip dosyasına konu edilen 20/02/2016 düzenleme, 40.000.,00.-TL bedelli, … Çek Numaralı çekten dolayı davalıya 43.276,19-TL borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşıldığından İİK’nın 72 maddesi uyarınca takip konusu alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 8.655,23-TL kötüniyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli 2.956,19 TL harçtan peşin alınan 739,05 TL peşin harcın mahsubu ile 2.217,14 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 31,40- TL başvuru harcı, 739,05-TL peşin nispi harç, 4,60-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 755,05- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 6.425,90 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 239,20 TL tebligat müzekkere gideri, 750 TL Bilirkişi ücreti toplamı 989,20 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10.03.2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”