Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/460 E. 2018/493 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/460
KARAR NO : 2018/493

ASIL DAVA : TİCARİ ŞİRKET

DAVA TARİHİ : 12/05/2017
KARAR TARİHİ : 26/04/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA
İDDİA:
Davacı vekilinin Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine sunduğu 12/05/2017 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Müvekkilinin şirketi, kafe ve restoran hizmetleri sunarak ticari faaliyetine devam ettiğini, müvekkili şirketin ortakları, … ve … olduğunu, şirket ortakları aynı zamanda münferiden yetkili şirket müdürleri olduğunu, müvekkili, ticari faaliyetlerinde başarılı, 20’nin üzerinde sigortalı işçisi olan, vergi prim v.s ne devlete ne de 3. kişilere borçlu olmayan bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin ortaklarından ve yetkili müdürlerinden davalı …, Uyuşturucu Kaçakçılığı suçlaması ile tutuklandığını ,tutuksuz yargılanmak üzere adli kontrol ile serbest bırakıldığını ve davası halen Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/458 Esas sayılı dosyası üzerinden devam ettiğini, ortaklardan …, şirketin diğer ortağı … cezaevindeyken, şirketin maddi ve idari tüm sorumluluğunu üstlendiğini ve layıkı ile şirketi bu güne taşıdığını , ancak davalı, tahliye olduktan sonra, şirketten uzak durmaya, şirketin temsil ve idaresini yerine getirmemeye başladığını, yargılandığı dosya nedeni ile kurduğu ilişkilerden müsebbip, müvekkili şirkete sıkıntılar yaşatmaya başladığını, müvekkili şirketin adresine mafya vari tipler gelmeye başladığını, davalı, şirket ortaklığı ve şirketi temsil yetkisini açıkça kötüye kullandığını ve dağınık ve kriminal ilişkileri nedeni ile müvekkili şirketi zor durumda bıraktığını , son olarak davalı, imza müdürlük yetkisini kötüye kullanarak, müvekkili şirkete ait paraları kendi nam ve hesabına çektiğini ,halen kendisine ulaşılamadığını, bunun üzerine davalı hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, fiilen şirket müdürlüğü yapmasa bile resmiyette şirket imza yetkisi taşıyan davalı, halen şirketi borçlandırabilecek işlemler yapabilme , şirket hesaplarına ulaşma, şirket hisselerini devretme ve rehin verme gibi, şirketin idamesini sona erdirecek işlemler yaptığını, bu nedenle çıkarma davamız sonuçlanıncaya kadar davalının imza yetkisinin tedbiren sonlandırılmasına karar verilmesi talep ettiklerini, nihai olarak da şirketin devamını ve faaliyetlerini, kendi kusurlu ve hileli eylemleri ile riske atan, şirketteki temsil yetkisini hiçe sayan ve şirketin hesabındaki paraları kendi zimmetine geçiren davalı ile ortaklığın devamının mümkün olmadığını , bu nedenle davalının şirket ortaklığından çıkarılmasını talep ettiklerini, davalarının kabulünü, davalının imza ve müdürlük yetkisinin tedbiren durdurulmasını, davalının müvekkili şirketten çıkarılmasını, yargılama gideri ve karşı vekalet ücretinin davalıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA
İDDİA :
Davacı vekilinin Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine sunduğu 03/07/2017 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde;davalının … Ltd.Şti’nde bulunan müdürlük yetkilerinin alınması, diğer ortak üzerine verilmesi yada ortak dışı müdür atanması ve şirketin menfaati doğrultusunda şirketin banka hesaplarına tedbir konularak, şirketin ticari faaliyetlerinin yürütülmesi sırasında her iki ortağın beraber yetki kullanması talebinden ibaret olduğunu, müvekkilinin 2016 yılının ağustos ayında … Ltd.Şti’ne ortak olduğunu ve şirketin %50 hissesine sahip olarak müdürlük yetkisi aldığını, şirkette davalının aynı şekilde %50 hissesi olduğunu, şirketteki diğer müdürün kendisi olduğunu, şirkete ortak olunduktan sonra müvekkili şirketin işletmesi olan Floryada bulunan cafede tadilat işlerine başladıklarını ve bu sırada yüklü miktarda ödemelerde bulunduklarını, daha sonrasında müvekkili ile davalı arasında bir takım sıkıntılar yaşandığını, davalının, müvekkilini şirketin Floryada bulunan cafesine girdirmemek için kapıya adamlar koyduğunu ve neticede müvekkilinin ortağı bulunduğu işletmesine giremediğini, davalı şirket ortağı … daha sonra müvekkilinin ortaklıktan çıkarılması için Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile dava açtığını, ilgili dosyada müvekkilinin de davalının ortaklıktan çıkarılması için karşı dava açtığını, müvekkilinin şirkete girmesine engel olunmasının üzerinden yaklaşık 4 ay geçmiş olup müvekkilinin yetkili müdür olmasına rağmen şirketle ile ilgili hiçbir inceleme yapamamakta,şirketin aktif ve pasifi ile ilgili bilgi sahibi olamadığım, davalı tek başına kullandığı müdürlük görevini aynı zamanda kötüye kullandığını, davalının tek başına tüm yetkileri kullanması nedeniyle şirketin hesabından para giriş çıkışların müvekkilinin inceleyememekte ve kontrol edememekte olduğunu, bu nedenle şirketin banka hesaplarına tedbir konulmasını, ayrıca davalının müdürlükten azli ile yetkilerinin sınırlandırılmasını ve yetkilerinin alınmasını, diğer ortak üzerine verilmesi ya da ortak dışı müdür atanması ve şirketin menfaati doğrultusunda; şirketin banka hesaplarına tedbir konularak,şirketin ticari faaliyetlerinin yürütülmesi sırasında her iki ortağın beraber yetki kullanmasını, davalının…Ltd.Şti’nde bulunan müdürlük yetkilerinin alınmasını, diğer ortak üzerine verilmesi ya da ortak dışı müdür atanması ve şirketin menfaati doğrultusunda şirketin banka hesaplarına tedbir konularak,şirketin ticari faaliyetlerinin yürütülmesi sırasında her iki ortağın beraber yetki kullanmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVADA:
SAVUNMA:
Davalı … vekilinin 22/05/2017 tarihli cevap ve KARŞI DAVA dilekçesinde özetle; 2017 yılının ilk üç ayında şirketin giderlerinden ve cirolarından bilgi sunulmadığını, sonradan edilenen bilgilerde şirketin 2017 yılı ilk 3 ayında zarar ettiği öğrenildiğini ayrıca ciro bilgilerinin de doğru olmadığı kanaatine varıldığını, şirket Müdürü …’ın iyi niyet göstermediğini münferit yetkili olması şirketin borçlandırma ihtimalinin yüksek olduğunu, müvekkilinin , ortaklık sırafından kaynaklanan tüm yükümlülüklerini fazlasıyla yerine getirdiğini, ancak davalı ortak … durum bu şekilde gerçekleşmediğini, tersine şirketi malvarlığını , kendi menfaatine kullanmak sitediğini ve böylece davalı … Ltd. Şti. ‘ne zarar verdiğini, şirket ilişkisinin davalı şirket ortaklarından …’ın davranışları nedeniyle şirket ilişkisinin çekilmez hale geldiğini, davalıların müvekkili ve davalı şirketi zarara uğratması nedeniyle , temsil yetkilerinin kaldırlarak müdürlükten azledilmeleri gerektiğini, müvekkilinin davalıların suç tesşkil eden eylemleri nedeniyle ayrıca suç duyurusunda bulunacağını, ihtiyati tedbir kararı verilmek suretiyle kayyım atanmasını, şirketin bu durumunda kayyım atanacağı TTK’nun amir hükmü olmakla birlikte ; şirket ve müvekkili davalıların davranışları sebebiyle büyük zararlara uğartma ve borçlandırma ihtimallerinin çok yüksek olduğunu bu nedenlerle dava sonuçlanıncaya kadar şirket müdürlerinin temsil yetkilerinin sınırlandırılarak şirkete kayyım atanmasını şirketin idaresinin kayyım vasıtası ile yürütülmesini, kabul olmaması halinde , şirket müdürlerinin tüm işlemlerinin kayyım onayına tabi tutulmasını , şirketin herhangi bir zarara uğramaması için, mahkemenin uygun göreceği tüm tedbirlerin alınmasını , dolayısıyla , zaten halihazırda yönetim olarak sıkıntılı durumda olan şirketin, kayyım atanmadığı takdirde dava sonuçlanıncaya kadar müvekkili ve … Ltd. Şti.’ni daha fazla zarara uğramamasını teminen yönetim kayyımı atanmasını talep etmiştir.
Davacı-karşı davalı vekilinin 01/08/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde; Davalı-karşı davacı vekilinin, cevap ve karşı dava dilekçesinde, maddi bir takım olaylar anlattığını ve netice talep olarak sadece şirkete kayyım atanmasını istediğini, davacı karşı davacı vekilinin dilekçesinden karşı davasının şirketin feshi mi yoksa şirketten çıkma ya da şirket müdürünün azli mi olduğu net olarak anlaşılamadığını, bu bakımdan fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla, netice ve taleplerinde belirttiği kayyım talebi üzerinden terditli olarak cevap verileceğini, müvekkili ….Ltd. Şirket’inin davalı karşı davacınında % 50 hisse sahibi ve imza yetkili müdürü olduğu bir yapıda olduğunu, bu nedenle şirket genel kurulu yapılarak oy çokluğu ile şirket müdürünün azli yapılamayacağını, keza gene TTK hükümleri gereği şirket ortaklarından birinin genel müdürün azlini hakimden isteme hakkı bulunsa da bu hak, şirket hissedarı olan imza yetkili müdürleri kapsamadığını, TTK hükümleri uyarınca şirket hissedarlarının açabileceği davalar, tadadi olarak sayıldığını, buna göre şirketin feshini veya ortaklıktan çıkma istemli davalar şirket ortakları tarafından açılabileceğini, kayyım vs. atanma talepleri de ancak şirketin feshi davası talebinde dinlenebileceğini, dilekçeleri ilk paragrafında detaylı olarak izah ettikleri davalı karşı davacının, şirket hissedarı olarak davasının netleştirmesi ve şirketin feshi mi çıkma davası mı olduğu yönünde açıklamada bulunması gerektiğini, bu bakımdan davası net ve belli olmayan davalı karşı davacını kayyım atanması ve tedbir taleplerinin de reddedilmesi gerektiği izahtan vareste olduğunu, davalı karşı davacının, bu imza yetkisini kötüye kullanarak müvekkili şirketi borçlandırmakta ve usulsüz paralar çekmekte olduğunu, şirketi borçlandırmak için bedelsiz fatura alışları yaptığını, şirket ortağı ve yetkili müdürü olan davalının, özen, bağlılık ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, şirketi zarar uğrattığı ve uğratmaya devem etme ihtimalinin çok kuvvetli olduğu aşikar olduğunu, Yargıtay İçtihatlarına göre de, ortaklıktan çıkarılmak için gereken haklı neden oluştuğunu, bu nedenlerle davalarının kabulü ile, davalının karşı davasının reddini, davalının imza ve müdürlük yetkisinin tedbiren durdurulmasını, davalının müvekkili şirketten çıkarılmasını,Yargılama gideri ve karşı vekalet ücretinin davalıya yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA
SAVUNMA
Davalı …’a duruşma günü ve dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın davaya cevap vermediği anlaşıldı.
DELİLLER ve GEREKÇE:
ASIL DAVADA:Dava,şirket müdürü olan davalının şirket ortaklığından çıkartılması istemine ilişkindir.
KARŞI DAVADA:Dava,şirket müdürü olan davalının şirket müdürlüğünden azli istemine ilişkindir.
BİRLEŞEN DAVADA:Dava,şirket müdürü olan davalının şirket müdürlüğünden azli istemine ilişkindir.
Mahkememiz tarafından belirlenen duruşma gün ve saatini bildirir davetiyelerin asıl davada davacı vekili ile karşı davada ve birleşen davada davacı ı vekiline tebliğ edilmesine karşın vekillerin duruşmada hazır olmadıkları gibi gönderilen mazeretin de kabul edilmemesi nedeniyle HMK’nun 150/1.maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği tarihten itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği anlaşıldığından asıl,birleşen ve asıl davaya karşı açılan karşı davaların açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
ASIL DAVADA;
1-Asıl davanın HMK.’nun 150/5 maddesi uyarınca 18/04/2018 tarihi itibariyle AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli ¨35,90 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨31,40 harcın mahsubu ile bakiye ¨4,50 harcın davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨2.180,00 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨165,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
KARŞI DAVADA;
1-Karşı davanın HMK.’nun 150/5 maddesi uyarınca 18/04/2018 tarihi itibariyle AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli ¨35,90 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨31,40 harcın mahsubu ile bakiye ¨4,50 harcın karşı davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA
3-Karşı davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Karşı davada davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨2.180,00 ücreti vekaletin karşı davacıdan tahsili ile karşı davada davalıya VERİLMESİNE,
BİRLEŞEN DAVADA;
1-Birleşen davanın HMK.’nun 150/5 maddesi uyarınca 18/04/2018 tarihi itibariyle AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli ¨35,90 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨31,40 harcın mahsubu ile bakiye ¨4,50 harcın davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨2.180,00 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,

4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨588,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 26/04/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KÂTİP …