Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/456 E. 2018/736 K. 26.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/456 Esas
KARAR NO : 2018/736

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 11/05/2017
KARAR TARİHİ : 26/06/2018
K.YAZIM TARİHİ : 06/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında özetle;müvekkili şirketin kargo taşımacılığı işi ile iştigal eden kendi piyasasında tanınmış bir şirket olduğunu, davalı şirketin de benzer alanda faaliyet gösterdiğini,davalının 19/10/2016 tarihinde müvekkil şirket müşterisi olan Dışişleri Bakanlığı’ ndan “diplomatik kargo” niteliğini haiz toplam 1654 Kg tutan 3 palete yüklü malın taşıma işini üstlendiğini, müvekkilinin söz konusu taşımaya ilişkin navlun bedelini ödediğini, kar- gonun çıkış noktasının İstanbul, varış noktasının Berlin/ALMANYA olarak belirlendiğini, davalının kargolardan bir paletini 19/Ekim/2016 tarihinde teslim alarak 21/Ekim/2016 tarihinde İstanbul’dan Berlin Havalimanına götürdüğünü, ancak diğer iki paleti Berlin’ de teslim etmeyerek HİNDİSTAN’ın Mumbai limanına götürdüğünü, 28/Kasım/2016 tarihinden bu yana kayıp iki palet “Diplomatik Kar- go”nun götürüldüğü yerden adresine teslim edilmediğini,müvekkil şirketin Beyoğlu ….3. Noterliği’ nin 03/02/2017 tarih ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kargonun adresine teslimini istediğini, davalı şirketin yetkilisi ve avukatlarının bu taşıma nedeniyle maruz kalınan zararın kendilerine bildiril- mesi halinde zararın karşılanacağını bildirdiklerini,yapılan zarar beyanına yanıt vermeyen davalı şirketin, bu kez ticari ahlak ve etiğe aykırı olarak müvekkil şirketten habersiz bir şekilde müvekkili şirketin işlerini yaptığı müşteri nezdinde zarar araştırması yaptığını ve zaten davalının kusurlu işleri nedeniyle müşterisi nezdinde zedelenen güvenilirlik ve itibarına bir kez daha gölge düşürdüğünü beyanla fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla uğranılan maddi kayıpların karşılığı olarak şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın, müvekkil şirketin müşteri nezdinde ve onun piyasasında zedelenen itibarı nedeniyle 25.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin da davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu ihtilafın aslen, taşımaya konu kargonun varış noktası yerine, sehven başka bir yere gönderilmesi ile geri getirme işlemleri tamamlanıncaya kadar kargonun gecikmeli tesliminden kaynaklandığını,davacı yanın 19/Ekim/2016 tarihindeki …. seferine …. konşimento numarası ile Berlin varışlı rezervasyon yaptırdığını, (Berlin varışlı taşımaların, İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan havayolu ile önce Amsterdam’a,oradan da karayolu ile Berlin’e gönderildiğini), taşımaya konu malın -1.865 Dolar değerinde- “Türk Kültürü Ders Kitabı” olduğunun bildirildiğini,planlandığı gibi kargo uçuşunun gerçekleştirildiğini, taşımaya konu paletlerden 1 paletinin Berlin’e ulaştığını, iş bu dava konusu 2 paletinin ise yurtdışında (Amster- dam) yer işletme işini ve dokümantasyonunu yapan ….Cargo şirketi tarafından “sehven Berlin kamyonu yerine, Bombay’a gönderilecek mallar ile birlikte Brüksel’e giden kamyona yüklen- diğinin, Brüksel varışını yaptıktan sonra ise Bombay’a giden gemiye yüklendiğinin” bildirildiğini, tüm bu sürecin zaman kaybetmeksizin takip edilip davacının bilgilendirildiğini, alıcı sıfatına haiz olmayan müvekkili şirketin, kargonun Bombay’dan geri getirilmesi işi için davacıdan yandan yardım istediğini, Hindistan’daki gümrük prosedürleri nedeni ile malın gemi limanından, havalimanına geçişi sürecinin- iş bu yardımın davacı tarafından yapılmaması nedeniyle -güçlükle sağlandığını ve gecikmeye uğra- dığını, diğer bir ifade ile gecikmenin ve sözde zararın oluşumunda davacı yanın aktif katkısının bulunduğunu,kargonun gemi limanından havalimanına çekilmesinin gümrük anlamında güç olduğunu, bunun sağlanması için birçok doküman asıllarının talep edildiğini,ancak davacı yanın kargonun diplomatik mahiyette olduğunu ve kesinlikle evrak veremeyeceklerini belirttiğini, doküman asıllarını vermeyi reddeden davacı yana, müvekkili şirketin malı tekrar deniz yolu ile çekme teklifinde bulun- duğunu, ancak davacı yan ısrarla malın havalimanı üzerinden gelmesini istediğini,bu durumun, (doküman verilmeksizin yapılan ısrarlı havayolu ile çekim talebinin) en-az 3 ay kaybettirdiğini,sonuç itibariyle malın Bombay’dan gemi ile geri gelebilmesi gerçeğine rağmen, bu çözüme yanaşmayan davacı yanın, malın en az 3 ay daha gecikmeli olarak geri getirilmesi işlemine sebebiyet verdiğini, müvekkil şirketin, konunun derhal çözümü için her türlü yola başvurduğunu,Bombay Başkonsolosu sayın ….den yardım istediğini gerekli tüm geri bildirim, talep ve girişimde bulun- duğunu, pek çok çözüm yolu teklif ettiğini,ancak tüm girişimlerimiz sonuçsuz kaldığını, davacının iş bu çözüm önerilerine yanaşmamakla birlikte, hiçbir kusuru olmamasına rağmen zararın boyutlarını giderebilmek adına, taşıma içeriği kitapların yeniden basımını yaptırmayı ve yeniden gönderimini de teklif ettiğini, iş bu çözüme de yanaşılmadığı gibi, üzerine bir de davacı şirket yetkilileri tarafından kaleme alınan hakaretamiz sözler ve onur kırıcı yazışmalara maruz kaldığını,davacı yanın dava dilekçesinde dahi işbu çözüm önerilerinin saikinin kötüniyetli yönde çarpıtıldığını,yaşanan tüm bu süreçlerden sonra nihayet taşımaya konu kargonun Antwerp’e gönderildiğini, malların 25/Nisan/2017 tarihinde Antwerp’e varış yaptığını,Antwerp varışından sonra davacı yanın iletişimi kestiğini, mü- vekkili şirketin malın çekimi işi için kargonun alıcısı olan Berlin Konsolosluğu’ndan dokuman iste- diğini, konsolosluğun sağlayamadığı belgenin, müvekkil şirketin çalıştığı gemi firmasının iş ortakları tarafından Antwerp Konsolosluğu aranarak istendiğini,Berlin’den verilemeyen evrakın, tüm masrafları müvekkil şirket tarafından karşılanmak üzere Antwerp üzerinden sağlandığınıı neticeten, maddi tazminat davasının, hukuka aykırı bir eylem veya işlem nedeniyle davacının malvarlığında meydana gelen eksilmenin, yani maddi zararların giderilmesi; manevi tazminat davasının ise aynı işlem veya eylemler nedeniyle davacının yaşadığı üzüntü, elem ve yıpranmanın yol açtığı manevi zararların giderilmesini amaçlayan bir dava türü olduğu gözönüne alındığında; yer işletme işini ve dokü- mantasyonunu yapan… Cargo şirketinin evrak hatasından kaynaklanan, müvekkili şirketin hiçbir kusuru bulunmayan gecikmede, davacı yanın talep olunan belgeleri temin etmeyerek, çözüm yollarına yanaşmayarak, işlemleri askıda bırakarak aktif katkı sağladığı, müvekkili şirketin her türlü zorluğa rağmen malları geri getirdiği; dava dilekçesindeki iddiaların aksinin malın kayıp ya da zayii olmadığı, diplomatik içerikli olarak belirtilen malın 1.865 dolar değerinde ders kitabı olduğu; geri getirilen işbu taşıma nedeniyle davacının maddi-manevi hiçbir kaybı bulunmadığı, zira malların zayii olmadığı gibi, her türlü geri getirme masrafının da müvekkil şirket tarafından karşılandığının sabit olduğu gözetilerek hukuki mesnetten yoksun davanın reddini savunduğu,
Dava ,taşımacılık sözleşmesine aykırılık nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlığın; davalının taşıma işini üstlendiği sözleme konusu kargoyu sözleş- meye uygun şekilde varış noktasına teslim edip etmediği, bir kısım kargonun sözleşmede belirlenen varış noktası yerine başka yere gönderilip gönderilmediği, mevcut durumun neden kaynaklandığı, davacının kargoya verilen ürününün kayıp veya zayi olup olmadığı, davacının bu nedenle maddi ve manevi zararının oluşup oluşmadığı, oluşan sonuçta davacının ve davalının sorumluluk durumları ile tahsili gereken maddi ve manevi tazminat tutarının ne olduğu toplandığı tespit edilmiş, taraflar uyuş- mazlığın sulh ve arabuluculuk yoluyla çözümü hususunda talep ve başvuruda bulunmadığından tah- kikat aşamasına geçilmiştir.
Dosyada mevcut…. numaralı AWB-hava yük senedi incelendiğinde;”Gönderen : Türkiye Cumhuriyeti (Dış İşleri Bakanlığı), Alıcı-gönderilen : Türkiye Berlin Baş Konsolosluğu, Taşıyıcı : … Havayolları, Taşıma tarihi : 19/10/2016, Kıymet bildirimi: …. deklare edilimiş kıymet olmaksızın taşımaya alınmıştır, Yük : 1.654 kg miktarında 3 palet (2 palet yüklen- memiş, yanlışlıkla denizyolu ile Hindistana gitmiştir), Senet düzenleyen: Akdi taşıyıcı-davacı …. firmasıdır” ibarelerinin yer aldığı tespit edilmiştir.
Çeki listesinden KÜLTÜREL DERS KİTAPLARI şeklinde kargonun tanımlı olduğu, geciken-aksayan taşımada yanlış taşınan 2 paleti 1.004,00 Kg olduğu dosyada sabittir.
Taraflar arasında havayoluyla taşıma işine ilişkin akdi ilişkin varlığı tartışmasızdır.Davacı taşıyıcı- taşıma işleri organizatörü; davalı taşıyıcı-fiili havayolu taşıyıcısıdır. Taşıma, Türkiye- Al- manya arası kararlaştırılmış olup 1999-Montreal Konvansiyonu’na tabidir. Kargo taşıması 3 palet yüke ilişkindir. Bunlardan 2 palette taşıma sürecinde gecikme olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim 19/ Ocak/ 2017 tarihli yazısında davalı şirket bu taşıma süreci sorununu kabul etmiş “yükün Hindistan’a yanlış- lıkla gittiğini, oradan Almanya’ya getirme süreci işletildiğini” beyan etmiştir. Bunun sebebi yan- lışlıkla denizyolu ile yanlış varma yerine yapılan taşımadır. Montreal Konvansiyonu’nun 19.md gereğince bu türden aksaklıkların yol açtığı gecikmeden taşıyıcıların sorumlu olacağı açıktır. Ancak davacının zarar maddi ve manevi zararının ispatı gerekmektedir.
Toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgelere, Taşıma Uzmanı Dr. … ile SMMM …. tarafından düzenlenen ve itibara layık bulunan 24/05/2018 tarihli rapora göre ; davacının organizatörü olduğu davalı tarafça gerçekleştirilen söz konusu taşıma işindeki gecikme nedeniyle gönderici durumundaki Türkiye Cumhuriyeti Dış İşleri Bakanlığı tarafından sözleşmesinin feshedilmesi , Bakanlığa karşı tazminat ödemek zorunda kalması vs başka şekilde maddi ve manevi zararın varlığını ispata yarar somut delil sunulmadığından davanın reddine karar verilmiş, aşagıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-DAVANIN REDDİNE,

2- Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 35,90 TL karar harcının peşin alınan 597,72 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 561,82 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,

3- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,

4-)Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 4.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine dair,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri gereğince,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzerDavacı/Vekili Av. … ile Davalı/Vekili Av. …’ın yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
26/06/2018

Katip …

Hakim …