Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/419 E. 2018/294 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/419
KARAR NO : 2018/294

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 02/05/2017
KARAR TARİHİ : 22/03/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekilinin Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 02/05/2017 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ; Müvekkili .. Ltd. Şti. ‘ye ait … plaka sayılı 2016 model yarı Römork 02/12/2016 tarihinde müvekkili çalışanı … sevk ve idaresinde iken yolun kaygan ve havanın kar yağışlı olması nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde Findandiya hududu Vaasa Narrbyn köyünde …plakalı tanker ile kafa kafaya çarpıştıklarını, davalı … Aş tarafından düzenlenen Genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile müvekkiline ait ….plaka sayılı 2015 model çekici ile yine davalı tarafça düzenlenen Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile müvekkiline ait … plaka sayılı 2016 model Yarı Römork … Aş’nin acentesi olan… Ltd. Şti. Tarafından sigorta edildiğini,… ile … plaka sayılı araçlar müvekkili tarafından Türkiye’ye getirilerek araçlarda meydana gelen hasarların tazmini için davalı … şirketine başvurulduğunu, sigorta şirketi tarafından dava konusu araçlardaki hasarlar ile ilgili tayin edilen … Ltd. Şti. Tarafından … ve … nolu raporlar düzenlendiğini, bu raporlar kapsamında davalı …, müvekkili ile yaptığı görüşmeler neticesinde … plakalı çekici için toplam ¨300.900,00 ve … plakalı Yarı Römork için ise toplam ¨45.481,90 hasar bedellerinin müvekkili şirkete ödenmesi konusunda şifahi olarak mutabakat sağladıklarını, daha sonra davalı … nezdinde açılan hasar dosyasından … plakalı araç için 04/04/2017 tarih ve …. sayılı tarih ve … sayılı yazılarında , meydana gelen hasarlarla ilgili ” sürücü …’nın alkollü olduğu tespit edildiğinden poliçe genel şartları gereği tazminat ödemesi yapılmayacağı ” bildirildiğini, Kara araçları Kasko sigortası Genel Şartları A.5 teminat dışında kalan zararlar başlıklı 5.5. Maddesi, aracın uyuşturucu madde veya Karayolları Trafik Yönetmeliğinden belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar” hususunu düzenlediğini, kaza akabinde kazanın meydana geldiği ülke yetkilileri tarafından düzenlenen 13/12/2016 tarih ve … sayılı Adli Laboratuvar Merkez Bürosu raporunda sürücünün kanındaki alkol oranının sıfır olarak ölçüldüğünü, araç sürücüsünün kanında tespit edilen Oksikodon madde ise ağrı kesici ilaçlarda yer alan tıbbi bir madde olduğunu kaza esnasında ayağında üç farklı kırık oluşan şoföre kaza akabinde ilk yardım olarak verilmiş olacağı tahmin edildiğini, kaza akabinde müvekkiline ait araç sürücüsünde alkol oranı sıfır olmasına rağmen sigorta şirketi olan davalı tarafça sürcüsünün alkollü olduğu gerekçesiyle hasar ödemesini reddetmesi yasaya aykırı olduğunu, dava konusu …plaka sayılı 2015 model çekici kaydında … Aş lehine rehin hakkı , diğer dava konusu …plaka sayılı 2016 model yarı Römork kaydında ise…AŞ lehine rehin hakkının mevcut olduğunu, TTK 1273. Maddesi uyarınca dain-i mürtehin hakkı sahiplerinden dava ve tazminat ödemesi için muvafakat alınmış olduğunu sonuç olarak mülkiyeti müvekkiline ait olan … plakalı ve … plaka sayılı araçlarda oluşan toplam zarar bedeli olan ¨346.381.,90 ‘nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı … şirketinden alınarak müvekkile verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretini davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştr.
CEVAP :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 07/06/2017 tarihli cevap dilekçesinde; Davalı ile davacı ,müvekkili şirket tarafından kasko sigortası yapılmış bulunan… plakalı çekici ile … plakalı yarı römorkta 02/12/2016 tarihinde meydana gelen kaza sebebiyle oluşan zararın tazminini talep ettiklerini, talebin teminat dışı olduğunu ve reddi gerektiğini, davacının… plakalı çekici için talebini 18/01/2017 tarihinde müvekkili şirkete iletilmiş ve … nolu dosya açıldığını, … plakalı yarı römork için talebini 13/02/2017 tarihinde iletilmiş ve … nolu hasar dosyaları açıldığını, ilgli dosyalara sunulan kaza evrakları incelendiğinde , sürücünün uyuşturucu bir madde etkisinde görüldüğünü, Kasko Sigortası Genel Şartlarının Teminat Dışı Haller Başlıklı A.5 maddesinde belirtildiği üzere , uyuşturucu ve alkol almış kişilerce kullanılması teminat dışı hal olarak belirtildiğini, bu sebeple davacının talebinin reddedildiğini, davacı , sürücünün alkollü olmadığının tespit edildiğini ve kazadan sonra sürücünün 0 promil alkollü olduğunun ölçüldüğünü iddia etmekteyse de , olaya ilişkin soruşturma raporu ve hastane evraklarında sürücünün uyuşturucu madde etkisinde olduğu açıkça belirtildiğini, 18/01/2017 tarihli ”Polis Soruşturma Raporu Bildirimi ”nde olayın tamamını açıkça ”sarhoş vaziyette araba kullanma” olarak belirtildiğini, 13/12/2016 tarihli ” Sağlık ve Refah Enstitüsü ” raporunda ise , sürücünün kanunda ”Oksikodon” bulunduğunun belirtilmekte olduğunu ve bu maddenin ” sersemlik yaptığı , motorlu araç kullanımında koordinasyonu azalttığı ve tepkileri yavaşlattığı” açıkça belirtildiğini, sürücünün uyuşturucu madde etkisinde olduğunu ve kaza teminat dışı olduğunu, davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, kasko sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişiler …, …, … ve Prof. Dr. … tarafından düzenlenen 20/12/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda;
Kusur yönünden: İncelenen dosyaya ilişkin olarak adil, gerekçeli doyurucu ve denetime elverişli kusur irdelemesi yapabilmek amacıyla;
Mahkemece de usul hükümleri bağlamında sakınca görülmemesi halinde,
Kaza yerinin özelliklerini, yatay ve düşey güzergâh durumunun belirtildiği tutanak, kroki, görüntülerin bulunduğu belgelerin, sürücü beyanının, raporun tercüme edilmiş tüm eklerinin, kamera görüntüleri veya görüntü izleme tutanağının dosyaya kazandırılmasının uygun olacağı kanaatine varıldığını,
Hasar Yönünden:… araç komple ziyan olduğu için hasarı miktarının aracın piyasa rayiç değer kasko değeri olan ¨ 325.511, 00 olduğunu, römork için ¨ 40.000,00 + KDV (¨45.481,00) toplam hasar miktarı tutarının ¨373.992,00 olduğunu,
Uyuşturucu Madde Yönünden : uyuşturucu madde etkisiyle güvenli sürüş yeteneğinin kaybedilip kaybedilmediğine doktor muayene raporu ile ya da dışa vuran bulguları belirten; tanık beyanı ve trafik kazası tespit tutanağındaki tespitler ile olay görüntü kayıtlarına göre karar verilebileceğini,
02/12/2016 tarihinde yaptığı kazada ağır yaralanan sürücü …’nın uyuşturucu etkisinin dışa vuran bulguları tanık beyanlarında olmadığını, polis soruşturma rapor bildiriminde ise sarhoş vaziyette araba kullanımı tanımlaması alkol kullanımı söz konusu olmadığından doğru olmadığını, doktor muayene raporu ve kaza kamera kayıtları da temin edildiği takdirde kazanın meydana gelmesinde yol ve hava durumu da dikkate alınarak ilgilinin uyuşturucu etkiyle güvenli sürüş yeteneğini kaybedip kaybetmediği hakkında karar verilebileceğini,
Sigorta yönünden: Genişletilmiş teminatlı poliçe mevcut olduğunu ,sürücü polis tutanağına göre alkollü ama hastane raporuna göre alkolsüz olduğu belirtildiğini, hasar halinde istenecek belgeler içinde onaylı alkol ve uyuşturucu raporu da olduğunu, bu raporun temin edilerek tekrar değerlendirilmesi gerekeceğini bildirdikleri görülmüştür.
Davacıya ait araçların davalı şirket nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı olduğu ve dava dışı …A.Ş. İle …A.Ş.’ye rehinli olduğu anlaşılmaktadır.Sigortalı araçlar üzerinde dain ve mürtehinin de menfaati bulunduğundan hasar tazminatını talep etmeye hakkı bulunmaktadır.Bu nedenle sigortalının talep ettiği tazminat dain ve mürtehinin muvafakatı olmadan ödenemez ise de,anılan dain ve mürtehinlerin davaya muvafakat ettikleri dosyaya sunulan belgelerden anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK’nun 48. maddesinde, uyuşturucu veya uyarıcı madde alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1. maddesinde, uyuşturucu veya uyarıcı madde almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan “d-1” bendinde, Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullandığı tespit edilen sürücülerin araç kullanmaktan men edileceği belirtilmiştir.
Ayrıca, Motorlu Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.5. Teminat dışı Haller Başlıklı maddenin 5.5. maddesinde”Aracın, uyuşturucu madde veya Karayolları Trafik Yönetmeliğinde belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararların” teminat dışında kaldığı belirtilmiştir.
O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) uyuşturucu veya uyarıcı maddenin etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez.Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK’nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı uyuşturucu veya uyarıcı madde oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, uyuşturucu veya uyarıcı madde dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın reddine, karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir (YHGK 23/10/2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 07/04/2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 02/03/2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14/12/2005 gün ve 2005/11-624-713; YHGK 10/12/2014 gün ve 2013/17-1199 E. 2014/1018 K. sayılı ilamları).
Genel ilkeler bunlar olmakla birlikte hasarın teminat dışı kaldığını iddia eden ve ödeme yapmayan sigorta şirketinin kazanın münhasıran uyuşturucu veya uyarıcı maddenin etkisi ile meydana geldiğini ispat etmeden önce sigortalı aracı kullanan kişinin kendi iradesiyle uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi aldığı ve bu maddeleri almışken araç kullandığını ispat etmesi gerekir.
Bu açıklamalardan sonra somut olayı değerlendirdiğimizde;davacı vekili,müvekkiline ait olup davalı … şirketine genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalanan … ile …plaka sayılı araçların Finlandiya ülkesinde yaptığı kaza neticesinde hasarlandığını,hasar bedelinin davalı kasko şirketi tarafından “kaza anında aracı kullanan şoförün uyuşturucu madde kullanması ” nedeniyle hasarın teminat dışında kaldığı belirtilerek ödenmediğinden bahisle hasar bedelinin ödenmesini dava etmiş,davalı ise,davacıya ait aracı kullanan kişinin uyuşturucu madde kullanması nedeniyle hasarın Kara Araçları Kasko Genel Şartları A5.5.maddesi uyarınca teminat dışında kaldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizce kazanın münhasıran uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmaktan kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmış,bilirkişiler hasar miktarını tespit ettikten sonra kazanın uyuşturucu maddenin etkisi ile güvenli sürüş yeteneğini kaybedip kaybetmediği hakkında bazı bilgi ve belgelerin dosyaya kazandırılmasından sonra karar verilebileceğini bildirmişlerdir.
Bilirkişiler,kamera kayıtları ile bir takım belgelerin dosyaya kazandırılması gerektiğini bildirmiş iseler de,HMK’nın 30’ncu maddesi “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” şeklinde olup bilirkişiler tarafından istenilen belgelerin Finlandiya ülkesinden temin edilme süreci gözönüne alındığında yargılamanın makul süre içerisinde bitirilemeyeceği aşikârdır.Kaldıki diğer taraftan kazanın münhasıran (salt) uyuşturucu maddenin etkisi ile meydana gelip gelmediğinin belirlenmesi için istenilen belgelere ihtiyaçta bulunmamaktadır.Çünkü 3 tane tanığın ve kazayı yapan sürücünün beyanı ile uyuşturucu maddeye ilişkin laboratuvar raporu dosya içinde mevcuttur.Finlandiya polisince dinlenen tanıklar ve kazayı yapan sürücü kazanın oluşmasında temel etkenin yolun kaygan olması olduğunu beyan etmişlerdir.Ayrıca Sağlık ve Refah Enstitüsü tarafından düzenlenen 13/12/2016 tarihli raporda da ” laboratuvar sonuçları temelinde,bir motorlu araç sürücüsü olan kişinin sürüş kabiliyetini bozması olası değildir” denilerek sürücüde tespit edilen uyuşturucu miktarının güvenli sürüş yeteneğini bozmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir. Ancak tüm bu açıklamalar,davacıya ait aracı kullanan ve kazaya sebebiyet veren sürücünün, aracını uyuşturucu veya uyarıcı madde almışken kullanması halinde söz konusu olabilecektir. Oysa davalı … şirketinin öncelikle sürücünün uyuşturucuyu kendi isteği ile alıp aracı bu şekilde kullandığını ispat etmesi gerekmektedir.
Somut olaydaki temel uyuşmazlıkta kazayı yapan sürücünün uyuşturucu veya uyarıcı madde almış olarak aracı kullanıp kullanmadığıdır.Finlandiya polisi tarafından dinlenen tanık beyanlarına ve sürücünün beyanına göre kazanın oluşumunda temel etken sürücünün kullandığı aracın buzlanma nedeniyle kaymasıdır.Polis tarafından düzenlenen tutanakta da havanın kar yağışlı,yol yüzey sıcaklığının buzlanma sıcaklığında olduğu bu durumu teyit etmektedir.Kaza sonucu davacıya ait aracı kullanan sürücünün karşı şeride geçerek karşı şeritten gelen tanker ile kafa kafaya çarpıştığı,kazada tanker sürücüsünün öldüğü,davacıya ait aracı kullanan sürücünün ağır yaralandığı ve vücudunda kırıkların oluştuğu anlaşılmaktadır. Sürücünün kanında oksikodon isimli madde çıkmıştır.Bu maddenin afyon türüne ait güçlü bir merkezi sinir sistemi yatıştırıcı etkisi olan bir ağrı kesici olduğu,genel olarak ilk yardım ile bağlantılı olarak kullanıldığı laboratuvar raporunda açıkça yazmaktadır.Yani söz konusu madde ilk yardım sırasında kazayı yapan ve ağır yaralanan sürücüye verilme ihtimâli çok yüksektir.Zaten kazanın 02/12/2016 günü saat 12:45’te olup kan tahlilinin 02/12/2016 günü saat 20:00’da yapılması gözönüne alındığında bu olasılığın daha yüksek olduğu görülmektedir.Buna göre davalı … öncelikle tereddüte yer bırakmaksızın kaza yapan sigortalı aracı kullanan kişinin uyuşturucu madde ile aracı kullandığını ispat etmelidir. Oysa somut olayda bunu ispat edemediği gibi bu hususun ispatı da mümkün görülmemektedir.Çünkü söz konusu oksikodon eken maddesi ağrı kesici olarak ilk yardım sırasında uygulanmakta olup sürücünün bu maddeyi ilk yardım sırasında almış olabileceği ihtimâli her zaman imkân dahilinde olacaktır.Bu nedenle davalı … sigortalı aracı kullanan kişinin uyuşturucu veya uyarıcı madde alarak sigortalı aracı kullandığını ispat edemediği gibi polisçe dinlenen tanık beyanları ve bunu destekleyen yol durumu dikkate alındığında kazanın salt uyuşturucu veya uyarıcı maddenin etkisi altında oluşmadığı belirlendiğinden ve bilirkişi kurulu tarafından hesap edilen hasar miktarı kadri maruf olduğundan davanın ıslah edilmiş haliyle kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın ıslah edilmiş haliyle KABULÜNE; ¨373.992 ,00 ‘nin dava tarihinden itibaren değişien oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gerekli ¨25.547,39 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨5.915,34 harç ile ¨471,52 ıslah harcının mahsubu ile bakiye ¨19.160,53 harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından ödenen ¨31,40 Başvurma Harcı ile ¨5.915,34 Peşin Harç ve ¨471,52 ıslah harcının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 10 adet tebligat + posta ücreti ¨146,90 ,bir bilirkişi inceleme ücreti ¨2.800,00 olmak üzere toplam ¨2.946,90 yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨28.389,52 ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨588,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 22/03/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KÂTİP …