Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/405 E. 2020/591 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/405
KARAR NO : 2020/591

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ : 26/04/2017

BİRLEŞEN BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2017/980 ESAS 2017/930 KARAR SAYILI DOSYASI

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 30/09/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan), Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile davalıya satılan ve teslim edilen klima parçalarına ilişkin olarak 04/03/2015 tarihli, 25.488,00 TL tutarındaki faturanın ödenmemesi nedeniyle davalı tarafa gönderilen 23/07/2015 tarihli ihbarname ile takibe konu faturanın ödenmesini ihtaren bildirildiğini, davalının 03/08/2015 tarihli cevabında, borç ilişkisini kabul ederek malların ayıplı olduğu gerekçesi ile ödemeden kaçındığını, 05/08/2015 tarihli cevaplarında arızalı oldukları tespit edilen malların onarımı için müvekkili firmaya yapılan başvuruların müvekkili firma tarafından karşılanmadığı bahisle yapılacak arıza onarım giderlerinin müvekkili firmaya keşide edileceğini bildirdiklerini, dava konusu klimaların kontrol edilerek monte edildiğini, arızalı klimaların davalı şirkete gidilerek incelendiğini ve müvekkili firmaya gelmeden önce müdahale edildiğinin tespit edildiğini, malın ayıplı olduğunun süresinde ihbar edilmediğini, borcun tahsili için Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin davalının borca itirazı nedeniyle durduğunu, itirazın iptaline takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DOSYA TALEP: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 31/10/2017 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin davalı ile yapmış olduğu anlaşma gereğince müvekkilinin araçlarına takmış olduğu kliamalarda meydana gelen zarar sebebiyle müvekkili şirket tarafından yapılan giderlerin şimdilik 23.959-TL olmak üzere davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacı şirketin kendisine teslim edilen 0 kilometre araçların klimalarının takılması işini yerine getirip araçları müvekkili şirkete teslim ettiğini, müvekkili şirketin araçları teslim alarak müşterilerine sattıktan bir süre sonra klimalarla ilgili şikayetlerin gelmeye başladığını, arızaların giderilmesinin davacıdan talep edilmesine rağmen bu taleplerin yerine getirilmediğini, 05/08/2015 tarihli ihtarname ile arızaların giderilmemesi halinde gereğinin yapılacağı ve zararın talep edileceğinin ihtaren bildirildiğini, müvekkili şirketin takılmalarından kısa süre sonra arızalanan klimaların onarımı için fatura karşılığında 23.959,00 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara duruşma gün ve saati usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Makina Mühendisi Bilirkişisi …. tarafından düzenlenen 17.04.2020 tarihli bilirkişi raporunda; onarım işlemleri ile şikayete konu fonksiyon kaybının, arıza tespiti için yapılan işlemlerin, değiştirilen parçaların belirtildiği iş emri formlarının olamaması nedeni ile ayıp olup olmadığı, ayıbın gizli ayı mı, açık ayıp mı olduğunun iş emri formları bulunmaması nedeni ile tespit edilemediği tespit edilmitir.
Tanık … beyanında;”Ben davalı şirketten 2014 yılında araç aldım, aracın plakalı ….’dir, kullandıktan 3-4 ay sonra klimasında arıza çıktı, ben yetkili servise götürdüğümde blok çatlatıldığını, klimanın kendinden kaynaklandığını söylediler, bu nedenle benden 50.000 TL tamir masrafı istediler, ben de bulun üzerine davalı şirkete gittim, onlar bana klimaların bir kısmında böyle arızalar çıktığını söyledi, ve kendilerinin yaptıracaklarını söylediler, 1 hafta aracım onlarda kaldı, başka bir klimacıya klimamı tamir ettirerek bana aracımı teslim ettiler, davalı firmanın aracın ilk klimasını hangi şirkete yaptırdığını bilmiyorum, klimanın tamirini de o dönemde tam hatırlamamakla birlikte 5.000 -7.000 TL civarında bir bedele yaptırdıklarını söylediler, tanıklık ücreti talebim yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık … beyanında; “Ben … Oto’nun sahibi … ile yıllardan beri çalışırım, bu firmanın araçlarının klimalarını ben takıyordum, ancak daha sonra fiyat konusunda anlaşamadığımız için başka bir firmaya gitmiş, ancak bu firmadaki klimalar arıza vermiş daha sonra araçlar bana geldi, bu klimaları tamir ettim, parçalarını değiştirdim, bu tamir ve değişimlere ilişkin faturalarını kestim, … Oto’ya verdim, Klimaların tamirini yaptığım şirketin adını bilmem ama biz … deriz, hatta klimacılar arasında … olarak da bilinir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava İtirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır Birleşen dava ise ticari satımdan kaynaklanan tazminat davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Yargıtay’a göre; “Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez”(HGK. 14.07.2010 gün ve 2010/19-376 E, 2010/397 K, HGK, Y.HGK. 17.10.2012 gün ve 2012/9-838 E, 2012/715 K).
Taraf beyanları, dosyada mevcut bilgi belgeler, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı davasını araç klima satımı nedeni ile düzenlenen fatura nedeni ile düzenlenen takibe itiraz nedeni ile bu davayı açmış olup birleşen dosya davacısı davalı ise satın alınan klimaların montajından sonra arızalandığını, arızların giderilmesi talebinde bulunduğunu ancak giderilmemesi nedeni ile zarara uğradıklarından bahisle klima arızası giderim bedelinin tahsilini talep etmiştir. Takibe konu faturaların karşılığı olan klima satış işlemi ve bu klimaların teslimi hususunda herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf satım sözleşmesine konu klimaların ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise süresinde ve usulüne uygun ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı noktasındadır. Arızanın olduğu iddiası bakımından arızanın klimalarda mı yoksa klimaların montajlanması esnasında mı olduğu hususunun tespiti bakımından dosya Makina Mühendisi Bilirkişiye tevdii edilmiş olup 17.04.2020 tarihli bilirkişi raporunda onarım işlemleri ile şikayete konu fonksiyon kaybının, arıza tespiti için yapılan işlemlerin, değiştirilen parçaların belirtildiği iş emri formlarının olamaması nedeni ile ayıp olup olmadığı, ayıbın gizli ayı mı, açık ayıp mı olduğunun iş emri formları bulunmaması nedeni ile tespit edilemediği tespit edilmiş olup bu kapsamda davalı birleşen dosya davacısına süre verilmiş ise de verilen kesin süre içerisinde bu belgeleri sunmamış olduğu, dinlenen tanık beyanlarından ise klimaların arızalı olduğundan bahsedildiği klimaların arızalı olduğu hususunun kabul edilmesi durumundan davalının usulüne uygun ayıp ihbarında bulunmadığı, bu iddiası bakımından yemin deliline dayanmadığı hususu da göz önünde bulundurularak ispat yükü üzerinde olduğundan ispatlanamayan birleşen davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davalının faturaya konu malların teslim aldığı ve bedelinin ödenememe gerekçesinin de ayıba dayandırdığı ancak bu iddiasını da kanıtlayamadığı anlaşılmakla davacının davasının kabulüne, davalı borçlunun Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen dava ve takip konusudava ve takip konusu asıl alacak 25.488,00 TL yönünden, faiz talebi yönünden ise davalının 23.07.2015 tarihinde temerrüde düşürülmüş olması nedeni ile 28.09.2015 tarihi olan takip tarihine kadar 491,26-TL hesaplandığından bu miktarlar üzerinden takibin devamına, alacağın likit bir alacak olmakla ve itirazın haksızlığı anlaşıldığından İİK 67//2 madde ve fıkrasına göre % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı yana ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen dava ve takip konusu asıl alacak 25.488,00 TL, 491,26-TL işlemiş faizlik kısmına vaki İTİRAZIN İPTALİNE, takibin bu miktarlar üzerinden kaldığı yerden devamına, Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/ borçlu- nun hüküm altına alınan alacağın % 20’si oranında icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetine,
3-Alınması gerekli 1.774,64 TL harçtan peşin alınan 328,01 TL peşin harcın mahsubu ile 1.446,63 TL’nin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 1.374,29 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bakiye 72,34 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 3.896,89-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 1.179-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 364,01 TL harç, 155,05 TL tebligat müzekkere gideri toplamı 519,06 TL’nin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 493,10 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye 25,96 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
BİRLEŞEN DAVANIN REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 54,40 TL ilam harcından peşin alınan 409,16 TL harçtan mahsubu ile bakiye 354,76 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/09/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”