Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/334 E. 2018/301 K. 23.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/334 Esas
KARAR NO : 2018/301

DAVA : Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 05/04/2017
KARAR TARİHİ : 23/03/2018
K. YAZIM TARİHİ : 06/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşınmaz Alım-Satımı Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkilinin 2014 yılının 3. ayının başlarında yanında kardeşi …ve amcasının oğlu olan …’ında bulunduğu bir ortamda … yönetim binasında şuanda davalılardan … A.Ş.‘nin Yönetim Kurulu Başkanı olan …ile bir görüşme gerçekleştirdiğini, iş bu gö- rüşmede …tarafından müvekkiline satın almak istediği taşınmazın m2’sinin yazdığı bir katalog verildiğini, katalogda … Blok … numaralı bağımsız bölüme ait dükkanın 64 m2, deponun da 64 m2 olduğu ve teras hariç toplam 128 m2 olduğu açıkça yazdığını, … ili, … ilçesi, … Mah. … pafta, … ada, … parsel numaralı, … Blok, Zemin kat, … numaralı bağımsız bölümde bulunan kat irtifaklı depolu dükkân vasfındaki taşınmaz için taraflar arasında taraf- larında imzasını içerir 03/03/2014 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve eki mahiyetindeki ödeme taahhüdü ve planı düzenlendiğini, gerekli ödemelerin müvekkili tarafından davalılara yapıl- masından sonra ise davalılardan …’nin arsa maliki ol- duğu, diğer davalı …A.Ş.‘nin yetki ve sorumluluk anlamında %80 oranında, diğer davalı …A.Ş.’nin ise yetki ve sorumluluk anlamında % 20 oranında yükleniciliğini yapmış olduğu … ili, … ilçesi, … Mah. … pafta, … ada, … parsel numaralı, … Blok, Zemin kat, … numaralı bağımsız bölümde bulunan kat irtifaklı depolu dükkân vasfındaki taşınmaz, müvekkili tarafından şarküteri olarak kullanılmak üzere 15/04/2015 tarihinde satın alındığını, taraflar arasında yapılan anlaşma gereğince teras alanı hariç depo ile birlikte toplam 128 m2 olarak müvekkilime teslim edilmesi gereken taşınmazın 20/02/207 tarihinde müvekkilince 101 m2 olarak teslim edildiği, taşınmaz, müvekkilince şarküteri olarak kul- lanılmak üzere satın alındığını, ancak davalı/yüklenicilerle imzalanan … Ticari Alan Satış Teknik Şartnamesi gereğince, müvekkiline ciddi yükümlülükler yüklendiğini, özellikle depoya inen merdiven boşlukları açık bırakılıp merdiven yapılmadığını, iç tesisatların yapılması yükümü müvek- kiline bırakıldığını, zemin beton olarak kaldığını,… ve… blokta bulunan işyerlerinin etrafı beton bariyerlerle kapalı ve güvenlik engel olduğundan müvekkilinin uzun süre taşınmaza giremediği gibi, tüm yatırımını iş bu taşınmazın satım bedeline harcadığından ve maddi imkansızlığı sebebiyle merdiven, iç tesisat ve zemin yapım masraflarını karşılayamadığından taşınmazı kullanamadığını, … firmasıyla 07/06/2016 tarihinde gayrimenkul aracılık sözleşmesi imzalayıp taşınmazını kiraya vermek isteyen müvekkilinin, 2017 yılının Ocak ayında taşınmazını kiraya verebildiğini, kiracı tarafından, taşınmazda yaptırılan tadilat aşamasında yapılan metrekare ölçümlerinde taşınmazın teras hariç, depo dahil 128 m2 olmadığı, 101 m2 olduğu (deponun 52 m2, dükkanın 49 m2 olduğu) tespit edildiği, bu gizli ayıbın 20/02/2017 tarihinde kiracısı tarafından müvekkiline yazılı olarak bildi- rildiğini, aynı gün konu ile ilgili olarak Kalekentin işyeri satış sorumlusu … Bey’le ve … inşaat’ın ortaklarından … ile iletişime geçilip durum hakkında bilgi verilip mağduriyetin gide- rilmesi istenilmesine rağmen, iş bu zamana kadar müvekkiline olumlu herhangi bir dönüş yapıl- madığını, bunun üzerine tarafımızca davalılara, Gaziosmanpaşa …. Noterliği’nin 13/03/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile gizli ayıp ihbarında bulunulup, zararın karşılanması talep edildiğini, iş bu ihtarnamenin davalılardan …’ye 16/03/ 2017 tarihinde, davalılardan …A.Ş.’ye 14/03/2017 tarihinde ve diğer davalı …A.Ş.’ye 15/03/2017 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, dava- lılar tarafından iş bu ihtarnameye herhangi bir cevap verilmediğini, taraflarına her hangi bir dönüş yapılmadığını, iletişime geçilmediğini, müvekkilinin satın almış olduğu, davalılardan …A.Ş.’nin arsa maliki olduğu, …. A.Ş.‘nin yetki ve sorumluluk anlamında % 80 oranında, …’nin ise yetki ve sorumluluk anlamında %20 oranında yükleniciliğini yapmış olduğu … ili, … ilçesi, … Mah. … pafta, … ada, … parsel numaralı, …. Blok, Zemin kat, … numaralı bağımsız bölümde bulunan kat irtifaklı depolu dükkân vasfındaki taşınmazın müvekkiline toplam 27 m2 eksik teslim edilmesi sebebiyle, dava tarihi itibariyle taşınmazın güncel ve emlak değerlerine uygun m2 birim fiyatı üzerinden müvekkilinin uğradığı toplam zararın, (m2 birim fiyatıX27) gizli ayıbın bildirilmesi ve zararın karşılanması talebiyle gönderilen ihtarnamenin davalılara tebliğ edildiği tarih itibariyle işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıların sorumlu oldukları oran ve tutar nispetinde müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki be- yanlarında özetle; dava konusu taşınmazın BRÜT 128 m2 olduğu, sözleşmede BRÜT 128 m2 ol- duğu halde davacı dilekçesinde bilinçli olarak BRÜT ibaresini kullanmadığını, dükkanın 49 m2 de- ponun 52 m2 olduğunu belirttiğini, davacının kötü niyetli ve haksız kazanç peşinde olduğunu, dava- cının ,davalılar tarafından kendisine verildiğini iddia ettiği m2 bilgilerini içeren katalog örneğinin ve katalog bilgilerinin ise müvekkil şirketle hiç bir ilgisi bulunmadığını, müvekkili şirketi bağlama- dığını,davacının ayıp ihbar yükümlülüğüne uymadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.

Davalı …vekili cevap dilekçesi ve duruş- madaki beyanlarında özetle; taraflar arasında imzalanan Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi’nde bağımsız bölüm brüt metrekaresi 128 olduğu, Açıklanan durum ile ortada olduğu üzere müvekkili şirket tarafından 27 m2 lik alan eksik teslim edilmediğini, davacı tarafça taahhüt edilen brtüt metre- kare net m2 imiş gibi hatalı bir değerlendirmede bulunulduğunu, davacıya sözleşmede taahhüt edilen büyüklükte bağımsız bölüm teslim edildiğini, davacı tarafından iddia edilen taşınmazdaki m2 eksikliği açık ayıp niteliğinde olup, davacı tarafından müvekkili şirkete davanın açılabilmesi için öngörülen sürede ihbarın yapılması gerektiğini, davacının dava dilekçesi ekinde dosyaya delil olarak sunduğu sözleşme, tapu senedi ve faturalardan dava konusu taşınmazın bedelinin 338.983,05-TL +KDV ol- duğu, ancak, davacının satış sözleşmesinin ekinde sunmuş olduğu, 1.350.000-TL nin ödenmesine ilişkin ödeme planının dava konusu taşınmazla ve müvekkili şirketle hiçbir ilgisi bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … Vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkilinin arsa sahibi ile diğer davalılar … İnş. arasında Bakırköy …. Noterliğinin 20.02.2013 tarih ve … Yevmiye sayılı “Dü- zenleme Şeklinde Arsa Satış Karşılığı Gelir Paylaşımı Sözleşmesi” akit ve tanzim edildiğini, müvek- kilinin arsa sahibi / maliki olarak işbu sözleşmenin kendisine yüklemiş olduğu tüm edimlerini işin başından bu yana tam ve zamanında, aynen ikmal ve ifa ederek, mezkûr sözleşmeye tam bir uygunluk içinde hareket ettiklerini, ayrıca davacının açmış olduğu işbu davanın görevli mahkemede açıl- madığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Her ne kadar iş bu tazminat davası dava ticari dava niteliği taşıdığından bahisle mahke- memizde ikame olunmuş ise de ;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Yargılamaya konu somut olaya gelince; İstanbul Ticaret Odası’nın WEB sayfasından yapılan sorgulamaya göre gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunmayan davacının “tacir” tanımına uymadığı, eldeki uyuşmazlığın yukarıda tanımlanan “ticari dava ” nitelik arz etmediği , uyuşmazlığın çözümünde mahkememizin değil Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu, kamu düzeninden sayılan mahkemenin görevi hususunun HMK 114/1-c md de dava şartları arasında düzenlendiği, taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınmakla mahkememizin görevsizliğine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahke- memize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Ba- kırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtarına,
5- Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine dair,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzereDavacı Vekili Av. … , Davalı …Ş. VEKİLİ AV. … , Davalı … VEKİLİ AV. … , Davalı … VEKİLİ AV. …’ın yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usu- len anlatıldı. 23/03/2018

Katip …

Hakim …