Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/33 E. 2020/184 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/33 Esas
KARAR NO : 2020/184

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/02/2016
KARAR TARİHİ : 26/02/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile davalının davacıya olan borcu nedeniyle Ağrı İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyası ile takibe başlandığını, davalının alacak miktarına itirazı üzerine takibin durduğunu, ancak itirazın yersiz olduğu zira davalının yanında sigortalı çalışan …’ya fatura içeriğindeki ilaçların ve malların 29/06/2015 tarihinde teslim edildiğini, alacağın dayanağının 24/06/2015 tarihli fatura ve içeriğindeki malların teslim edildiğine dair tutanak olduğunu beyanla, davalının itirazının iptali ve %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile öncelikle alacak iddiasının faturaya dayalı olduğunun belirtilmesi nedeniyle ticari alış verişten kaynaklanan bir ilişki nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacının dayanak yaptığı faturanın tamamen hayali olup belirtilen ilaçların davalı tarafından alınmadığını, faturanın davalının bilgisi dışında muhasebe elamanı tarafından yanlışlıkla kayıtlara geçirildiğini, farkına varıldığında ise muhasebe kayıtlarından çıkarılarak davacıya iade edildiğini, eczanelerin kayıt dışı ilaç alımı yapmalarının yasak olduğunu, yapılacak incelemede davalıya ait eczaneye teslim edilmediğinin ortaya çıkacağını, davalının Ağrı İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına konu fatura bedelini icra dosyasına yatırdığını, Ağrı İcra Müdürlüğünün …. sayılı takip dosyasında aynı miktarlı faturanın takip konusu yapıldığını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Ağrı İcra Müdürlüğünün …. sayılı takip dosyasının dosyamız arasına alınmıştır.
Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas, … Karar Sayılı dosya üzerinden verilen görevsizlik kararı ile dosya mahkememize tezi edilerek iş bu esas numarasını almıştır.
Dosyaya sunulan SMM … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; bahse konu faturalardan ikisinin muhasebe kayıtlarında mevcut olduğu, bir faturanın kayıtlarda yeralmadığı / kayıtlarda olmadığı, ödemelerin nakit (peşin) yapıldığı, kayıtlara ve kapanış kaydına göre borç alacak ilişkisi kalmadığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257’nci maddesinin 2. Fıkrasında Maliye Bakanlığı’nın mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunun getirildiğini, bu zorunluluk 2015 yılı için 8.000 TL ve üstü meblağlar olduğu, bu kayıtlara göre tahsilatlar ve ödemelerin nakit yapıldığını ve borç vveya alacak olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan SMM …. ve Eczacı …. tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; davaya konu takipte 13.319,63 TL Asıl Alacak ve 709,22 TL İşemiş faiz olmak üzere toplam 14.028,85 TL tutarında alacak için takip başlatıldığı ve huzurdaki davada da toplam alacak tutarı için yapılan itirazların iptalinin talep edildiği; Somut olayda davalı/borçlunun takip öncesi dönemde temerrüde düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir belge sunulmadığından takip öncesi dönem için talep edilen 709,22 TL işlemiş faizin talep edilemeyeceği; takip tarihi itibariyle borç/alacak tutarının, mahkemece belirlenecek asıl alacak tutarı olarak kabul edilebileceği; takip tarihi itibariyle davacının ticari defterlerinde davalıdan olan herhangi bir alacağının kayıtlı olmadığı, Takip tarihinden sonra davalının yaptığı herhangi bir ödeme bilgi/belgesinin dosyada mevcut olmadığı; o halde dava tarihi itibariyle de alacak tutarının, takip tarihi itibariyle belirlenen borç/alacak tutarı olarak kabul edilebileceğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava İtirazın iptali davası olup müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. İspat yükü ve kuralları TMK’nun 6. ve 7. maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
HMK’nın 190. Maddesinde ise ispat yükü düzenlenmiştir. Maddeye göre;”1- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.2- Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnaların dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Taraf beyanları, dosyada mevcut bilgi belgeler, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı 24.06.2015 tarih ve … seri nolu fatura içeriğine ait malları davalının çalışanı …’ ya 29.06.2015 tarihinde teslim ettiğini , bu faturaya dayanarak da Ağrı İcra Müdürlüğünün …. sayılı takibi başlatmış olup, davacı alacağını ve takibi … seri nolu faturaya dayandırmıştır. Yargıtay … Hukuk Dairesi’ nin …. esas ve … karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere öncelikle davacı tarafından icra takibine konu faturadaki malın davalıya tesliminin usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Tek başına fatura malın teslimine yeterli değildir. Kaldı ki, … seri nolu fatura incelendiğinde kapalı fatura olduğu, kapalı faturalar borcun davalı tarafından ödendiği hususunda karine teşkil eder ve aksini ispat külfeti davacıda olup davacının karinenin aksini kanıtlaması gerekir. Dosyada mevcut SMM …. tarafından düzenlenen bilirkişi raporu, SMM …. ve Eczacı …. tarafından düzenlenen13.03.2019 havale tarihli bilirkişi raporu ve 02.10.2019 tarihli ek bilirkişi raporu ile … seri nolu kapalı fatura incelendiğinde borcun davalı tarafından ödendiği hususundaki karinenin ispat yükü üzerinde olan davacı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmakla kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
26/02/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”