Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/28 E. 2018/89 K. 02.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/28 Esas
KARAR NO : 2018/89

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/01/2017
KARAR TARİHİ : 02/02/2018
K. YAZIM TARİHİ : 07/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili İstanbul ….Ticaret Mahkemesi’ne ibraz ettiği dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirket ile davalı …’in arasındaki hurda kağıt alım satımı konusundaki anlaşmaya göre; davalının müvekkili şirkete hurda kağıt vermesi karşılığında davacı tarafça hurda kağıdın bedelinin ödenmesinin kararlaştırıldığını, bu kapsamda müvekkili şirketin düzenlediği çekleri avans olarak davalıya verdiğini ve davalıyı cari hesapta borçlandırdığını,davalı tarafın hurda kağıdı teslim ettikçe teslim edilen kısım için cari hesapta alacak kaydedildiğini, müvekkili şirketin söz konusu anlaşmadan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, …bank … Şubesi … Çek Numaralı 25.11.2009 Keşide tarihli 2.000 TL bedelli,…bank …Şubesi … Çek Numaralı 22.12.2010 Keşide tarihli 5.000 TL bedelli, …bank …Şubesi …Çek Numaralı 24.11.2010 Keşide tarihli 5.000 TL bedelli,…bank … Şubesi …Çek Numaralı 27.01.2010 Keşide tarihli 2.000 TL bedelli Çekleri davalı tarafa teslim ettiğini, bu çeklerin hepsinin müvekkili şirketçe ödendiğini,ancak davalı tarafın kötü niyetli davranarak, karşı edim yükümlüğü olan hurda kağıdı müvekkile teslim etmediğini, çeklerin de iade olunmadığını, bu şekilde cari hesaptan kaynaklanan 15.464,78 TL alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, takibe ve borca itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamını, davalı tarafın % 20 oranından az olmamak üzere icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekilinin cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının müvekkili ile ilgisinin olmadığını, ortada müvekkili hakkında yapılmış geçerli bir takibin bulunmadığını, davalının adresi itibariyle açılan davada Bakırköy Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, davacı tarafın öne sürdüğü alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin davalıya hurda kağıt sattığını ve bunun karşılığında ödemelerin alındığını, davacı taarf her ne adar 2007 yılı sonrası cari hesap ekstrelerini dosyaya sunmuş ise de aradaki ticari ilişkinin çok daha öncesine dayandığını, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, yapılan takibin dayanaksız itirazın yerinde olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava; İİK 67 md vd maddesine dayalı itirazın iptali ve icra inkar tazminat talebine ilişkindir.
Celp olunan Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının tetkikinde ; davacı/ alacaklı tarafından davalı/ borçlu aleyhine cari hesaba dayalı 15.464,78 TL asıl alacağın tahsili istemiyle ilamsız takibe girişildiği, ödeme emrini 09/04/2014 tarihinde tebellüğ eden borçlunun 14/04/2014 tarihinde (süresi içinde ) ibraz ettiği dilekçe ile ” taraflar arasında geçerli bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını ” beyanla borca , faize faiz oranına ve tüm ferilerine ” itiraz ettiği, İİK 66 md gereğince İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, itiraz dilekçesinin alacaklı tarafa tebliğ edilmediği, alacaklı vekilinin yasal süre içinde mahkememize müracaatla iş bu davayı ikame ettiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar iş bu itirazın iptali davası dava ticari dava niteliği taşıdığından bahisle mahkememizde ikame olunmuş ise de ;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Yargılamaya konu somut olaya gelince ;…. nın WEB sayfasından temin edilen verilere göre davalı …Sanayi Ve Tic.- … isimli şahıs şirketinin sicil kaydının 22/04/2013 tarihinde kapandığı, adı geçen davalının ticaret siciline kayıtlı olmadığı,
… Vergi Dairesi’nin 10/02/2017 tarihli cevabi yazısında ödevli …’in 30/11/2013 tarihinde faaliyetini sonlandırdığı, ayrıca ödevlinin işletme hesabına göre deftere tabi olduğu hususunun bildirildiği ( bilanço usulüne göre defter tutmadığı),
Buna göre davalı tarafın “tacir” tanımına uymadığı, eldeki uyuşmazlığın da yukarıda tanımlanan “ticari dava ” nitelik arz etmediği , uyuşmazlığın çözümünde mahkememizin değil Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu, kamu düzeninden sayılan mahkemenin görevi hususunun HMK 114/1-c md de dava şartları arasında düzenlendiği , taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak görevsizlik kararı verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlen- dirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtarına,
5- Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine dair,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2018

Katip …

Hakim …