Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/259 E. 2018/789 K. 06.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/259 Esas
KARAR NO : 2018/789

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/03/2017
KARAR TARİHİ : 06/07/2018
K. YAZIM TARİHİ : 24/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirket, davalı şirketin reklam panoları imalat işini üstlenerek, talepleri doğrultusunda reklam panoları üreterek yükümlülüklerini yerine getirdiğini, imal ettiği reklam panolarının teslim ve montajını yaptığını ve yaptığı işler ile ilgili ödeme için faturalar keşide ederek davalı şirkete gönderdiğini, davalının fatura bedellerini ödemediğini, Büyükçekmece … İcra Dairesince …. Esas dosya ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı gönderilen ödeme emri ile bildirilen borca itiraz ettiğini, davalı şirket için müvekkil şirket tarafından üretilen işlerin bedeli olan ve keşide edilen faturaların Haziran 2016’ya kadar zamanında ödenmediğini, ancak Haziran 2016 tarihinden itibaren ödemelerin aksamaya baş- ladığını ve kesilen 4 adet toplam 15.703,00 TL tutarındaki fatura bedellerinin müvekkil şirket hesa- bına ödenmediğini, başlatılan icra takibine davalı şirket, takibe konu faturaların davacı şirket tara- fından alındıktan sonra vadeleri geldiğinde ödendiğini beyan ederek itiraz etmiş olduğunu, müvekkilin cari hesaplarında keşide edilen faturaların vadesinin geçtiği halde, ödemelerin yapılmadığının ortada olduğunu, müvekkil şirket tarafından yapılan işlerin bedeli olan alacak ödemelerinin karşılığında davalı şirket tarafından verilen çek ve senetlerin de borçlarını kapatmadığının, davalı şirketin müvekkil şirkete olan borcunu ödediğine dair belge delil ortaya koymadan icra takibine kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini beyanla davalı borçlu hakkında yapılan icra takibine itirazın iptali ile takibin devamına davalının kötü niyeti nedeniyle % 20 İcra İnkar Tazminatına mahkumiyetine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; ödeme emrinde borç sebebi olarak dört adet fatura gösterilmiş olup söz konusu dayanak faturalara ilişkin müvekkil şirketin borcunun bulunmadığını, müvekkil şirket tarafından tutulan cari hesapta 23/11/2016 tarihi itibariyle alacaklı şirketin müvekkil şirketten herhangi bir alacağının bulunmadığını, takibe konu faturaların da eski tarihli olup cari hesapta kayıtlı olduğunu, muhatap ile müvekkil şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında vadeli çalışıldığını, takibe konu faturaların tarihinden sonra muhatap şirkete ödemeler yapıldığını, muhatap şirketin vadesi gelmiş herhangi bir hak ve alacağının olmadığını, müvekkil şirket yetkililerinin davacı şirket yetkilileri ile ödeme hususunda görüşülmüş ödemenin yapılması için çek tanzim edilerek davacı şirkete gönderildiğini, davacı şirket tarafından çekin teslim alınmadığını, sonrasında müvekkil şirket yetkililerince davacı şirkete ödemenin tahsil edilmesi için şirket merkezine tahsile yetkili kişinin gönderilerek tahsilatın yapılması hususunda yazı gönderildiğini, müvekkil şirketin tüm ödeme girişimlerine rağmen davacı tarafın ödemeyi almamakta direttiğini, davacı tarafın vadesi gelmemiş bir alacağı talep etmekte olduğunu, davacı tarafın, taraflar arasında süre gelen ticari ilişkiye aykırı davranmakta söz konusu ödemeyi vadesinden önce elde etmek istediğini, öyle ki müvekkil şirket yetkililerince davacı şirket yetkilileri arandığında ”konunun avukata devredildiği artık avukatları ile muhatap olunması”nın dile getirildiğini ancak bundan sonra yapılan aramalarda ne davacı şirket yetkililerine ne de vekillerine ulaşılamadığını, davacı tarafın vadesi gelmeyen alacağım erken tahsil amacı ile kötü niyetli olarak icra takibi başlattığını, davacı tarafın, taraflar arasındaki ticari ilişkiye ve ticari teamüllere aykırı olarak hareket etmekte olduğunu, müvekkil şirket yetkililerinin davacı şirket yetkililerine ulaşma ve ödemeye ilişkin çeki verme gayretine karşılık davacı tarafın umursamaz bir tavırla işi yokuşa sürme cihetine girdiğini, davacı tarafça müvekkil şirkete herhangi bir ihtar veya ihbar gönderilmeden icra takibi başlatıldığını, kaldı ki taraflar arasındaki ödemelerin vadeli olarak yapıldığından müvekkil şirketin muaccel bir borcu da bulunmadığını beyanla itirazın kabulü ile davanın reddini savunmuş, davacı aleyhine azami oranda kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretlerinin davacı tarafa yüklenmesini istemiştir.
Dava; İİK 67 md ne dayalı itirazın iptali ve icra inkar/kötü niyet tazminatı talebine ilişkindir.
Celp olunan Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının tetkikinde ; davacı/ alacaklı tarafından davalı/ borçlu aleyhine ödenmeyen fatura bedelinden kay- naklanan 15.753,00 TL (fatura bedeli) asıl alacak + 590,63 TL işlemiş (ticari) faizden ibaret toplam 16.343,63 TL alacağın tahsili talebiyle 25/11/2016 tarihinde ilamsız takibe girişildiği, borçlunun 26/12/2016 tarihinde ödeme emrini tebellüğ ettiği, (süresi içinde) borçlu vekilinin ibraz ettiği dilekçe ile ” müvekkilinin alacaklı görünen şirkete her hangi bir borcunun bulunmadığını ” beyanla takibe, borca, takibe konu faturalara, istenilen faize, faiz oranına vs ferilerine açıkça itiraz ettiği, İİK 66 md gereğince icra müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, itiraz dilekçesinin alacaklı tarafa tebliğ edilmediği, davacı vekilinin 15/03/2017 tarihinde mahkememize müracaatla hak düşürücü süre içinde iş bu davayı ikame ettiği anlaşılmıştır.
Dava konusu itilafın; taraflar arasında akdi ilişkinin mevcut olup olmadığı, davacı tarafın takip ve dava tarihi itibariyle takip konusu fatura bedeli nedeniyle davalı taraftan alacaklı olup olmadığı, tahsili gereken asıl alacak tutarının, temerrüt tarihinin, uygulanması gereken faiz oranının, buna göre tahakkuk eden faiz miktarının ve toplam alacağın ne olduğu, icra-inkar ve kötü niyet taz- minatı koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiş ve taraflar uyuşmazlığın sulh ve arabuluculuk yoluyla çözümü hususunda teşvik edilmiş ise de; bu yönde talep ve başvuru bulunmadığından tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Takip ve dava konusu alacağın dayanakları, ticaret sicili kayıtları, taraflarca dayanılan diğer yazılı deliller celp edilmiş, dava konusu alacağın varlığı ve miktarın tespiti hususunda rapor aldırılmak üzere tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesine karar verilmiştir.
SMMM … tarafından davalının ticari defterleri ve tüm dosya kapsa- mında yapılan inceleme sonucu düzenlenen 21/03/2018 tarihli raporda;
” Davacının 2016 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (28.11.2016) itibariyle davacının davalıdan 5.251,16 TL alacaklı olduğu, davalının 2016 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (28.11.2016) itibariyle davalının davacıya 1,17 TL borçlu olduğu, takip konusu alacağın dayanağı olan faturaların, hem davacı, hem de davalının resmi defterlerine kayıtlı olduğu ve mal/hizmet teslimi ile ilgili taraflar arasındaki uyuşmazlık bulunmadığı, takip tarihi (28.11.2016) itibariyle davacının davalı ile olan hesap ekstresi kontrol edildiğinde davalıdan 5.251,16 TL alacaklığı olduğu, davacının ise takip tarihi itibariyle 15.753,00 TL asıl alacak ve 590,63 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 16.343,63 TL tutarında takibe geçtiği, davacı, davalı tarafından verilen toplamda 8.940,00 TL tutarında olan senetlerden tutarları toplamı 6.400,00 TL olan senetleri karşılığı çıkmadığı gerekçesiyle 12.10.2016 tarihinde davalıya iade ettiği, davalının bu senetleri 17.10.2016 tarihinde resmi defterlerine işlemiş olup davacıya olan borcunu 11.551,77 TL tutarına güncellemiş iken, davacının iade ettiği senetleri 01.12.2016 tarihinde yaklaşık 2 ay gecikmeli olarak ticari defterlerine kayıt ettiği için takip tarihi itibariyle alacak tutarının resmi defterlerinde 5.251,16 TL olarak kaldığı, davalının davacıya olan borcuna karşılık 23.11.2016 tarihinde vadesi 31.05.2017 tarihi olan …. numaralı çeki davacı yana vermek istediğini fakat davacının çeki almadığı beyanının yanı sıra bu çeki 23.11.2016 tarihinde ticari defterine kayıt ederek davacıya olan borcundan düşmüş olduğu, dosyaya sunulu bu çekin davalı tarafından davacıya hangi tarihte teslim edildiği ile alakalı olarak dosyaya sun ulu herhangi bir dekont, tahsilat makbuzu, çek bordrosu, posta gönderim evrağı vb. belgeye rastlanmamış olup, davacının bu banka havalesini 31.05.2017 tarihinde ticari defterlerine kayıt ederek davalının borcundan düştüğü, davacı ile davalı arasındaki 100,00 TL tutarındaki farkın ise sadece davalının ticari defterlerinde kayıtlı olan 28.08.2016 tarihinde davacıya 3273028 nolu çeke istinaden ödeme açıklamasıyla 6.100,00 TL tutarında gönderilen havalenin, 06.09.2015 tarihinde gelen …. nolu çeke ödeme açıklamasıyla 6.000,00 TL tutarında olarak ilk ödemeden 100,00 TL eksik olarak kayıt edilmesinden dolayı olduğu, dosyaya mübrez belgeler arasında taraflarca fatura tutarlarının vadesi konusunda anlaşılmış bir belge veya sözleşmeye rastlanmamakla birlikte, incelenen cari hesap ekstrelerine göre kesilen faturalardan sonra ödeme işlemin hemen gerçekleşmediği, ortalama olarak 2-2.5 ay vadeli olarak çalışıldığı, bu vade süresinin taraflar arasında bir ticari teamül haline gelip gelmediği tek dönem defter kayıtlarından çıkarılamayacak olsa da davacının haziran 2016 tarihine kadar davalı ile tahsilat için sorun yaşamadıklarını beyan etmesi tarafların vadeli olarak çalıştıklarının bir göstergesi olabileceği, bu nedenle davacının temerrüt iddiasının geçerli olamayacağı, ihtilaf konusu olan 31.05.2017 vadeli 11.550,00 TL tutarındaki çekin davalı tarafından davacıya verilip veril- mediği, davacıya verildi ise hangi tarihte verilediğine ilişkin dosyaya sun ulu dekont, tahsilat makbuzu, çek bordrosu, posta gönderim evrakı vb. belge sunulmadığından çek davacıya verildi ise hangi tarihte verildiği hususu davalının ispatına muhtaç olduğu, bununla birlikte davalı tarafından 31.05.2017 tarihli “… no çek” açıklaması ile banka havalesi yapılmış olduğunun tartışmasız olduğu, mevcut durumda davalının bu ödemesinin dava tarihinden sonra yapılmış bir ödeme olarak kabul edilmesi gerektiği, neticeten, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 11.551,17 TL alacaklı olduğu, 31.05.2017 vadeli 11.550 TL tutarındaki çekin davalı tarafından davacıya verilip verilmediği, davacıya verildi ise hangi tarihte verilediğine ilişkin dosyaya sunulu dekont, tahsilat makbuzu, çek bordrosu, posta gönderim evrakı vb. belge sunulmadığından çek davacıya verildi ise hangi tarihte verildiği hususu davalının ispatına muhtaç olduğundan, davalı tarafından dava tarihinden sonra (31.05.2017 tarihinde) davacıya “…. no çek” açıklaması ile 11.550,00 TL tutarında banka havalesi yapılmış ödemenin aksi davalı yanca ispat edilene kadar infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği” belirtilmiştir.
Davacının davalı borçlu aleyhine 15.753,00 TL asıl alacak + 590,63 TL işlemiş faizden ibaret 16.343,63 TL alacağın tahsili talebiyle takibe giriştiği, davalı borçlunun asıl borca ve tüm ferilere itirazı üzerine takibin durduğu, alacaklı tarafın 15.703,00 TL tutarındaki alacak değeri üzerinden ikame ettiği işbu davada itirazın iptalini talep ettiği, yapılan yargılama sonunda davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 11.551,17 TL tutarında alacaklı olduğu, dava tarihinden sonra 31/05/2017 tarihinde yapılan 11.550,00 TL tutarındaki ödemenin infaz aşamasında değerlendirilmesinin gerektiği, davalı borçlunun tespit edilen likit alacağa vaki itirazının haksız olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Davalı/borçlunun Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen dava ve takip konusu 15.703,00 TL’lik borcun 11.551,17 TL’lik kısmına vaki itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına,
Davalı tarafça (dava tarihinden sonra ) 31/05/2017 tarihinde yapılan 11.550,00 TL tutarındaki ödemenin infaz aşamasında değerlendirilmesine,
Takip konusu asıl alacağa – davacının talebi aşılmamak üzere- takip tarihinden itibaren yıllık % 9 ve değişen oranlarda yasal faizi uygulanmasına,
Likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/ borçlunun hüküm altına alınan alacağın % 20’si oranında icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetine,
Fazlaya ilişkin davacı talebinin reddine,
Yasal şartlar oluşmadığından kötü niyet tazminatına ilişkin davalı talebinin reddine,

2- Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 789,06 TL karar harcından mahkememiz vez- nesine yatırılan 268,17 TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 81,72 TL harcın mahsubu sonucu bakiye 439,17 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,

3-a.) Davacı tarafından sarf olunan (650,00 TL bilirkişi ücreti + 55,00 TL posta/tebligat/ müzekkere/talimattan ibaret ) 705,00 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 514,65 TL’si ile ( 31,40 TL başvuru harcı + 268,17 TL peşin nispi harç + 4,60 TL vekalet harcından ibaret ) toplam 304,17 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
b.) Davalı tarafça sarf olunan 50,00 TL yargılama giderinin red/kabul oranına göre 13,50 TL’sinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine, bakiye kısmın kendi üzerinde bırakılmasına,
c-) Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,

4-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yü- rürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalı- dan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine,
Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin dava- cıdan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine dair,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre, Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri gereğince, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2018

Katip …

Hakim …