Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/256 E. 2020/887 K. 21.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/256
KARAR NO : 2020/887

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/03/2017
KARAR TARİHİ : 21/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirketin 29.01.2016 düzenleme tarihli fatura ve cari hesap alacağı ödeme beklediğini, fakat herhangi bir ödemenin gerçekleşmediğini, davalı şirketin aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 82.329,97 TL tutarında müvekkiline ödenmeyen fatura alacağı için takibe geçildiğini, borçlu tarafından yapılan 14.04.2016 tarihli itiraz ile takibin durdurulmasına karar verildiğini, icra takibine yapılan haksız itirazın iptaline, takibin devamına ve lehine % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile söz konusu davanın davacı tarafından tamamen kötü niyetli olarak açıldığını, davacının, müvekkili şirkete 29.01.2016 düzenleme tarihli … seri ve … sıra nolu irsaliyeli faturasını gönderdiğini, ilgili faturaya ilişkin davacı ile müvekkili şirket arasında akdedilmiş bir sözleşme bulunmadığını, bu nedenle müvekkili şirkete gönderilen 28.01.2016 düzenleme tarihli … seri ve … sıra nolu sevk irsaliyesini ve buna ilişkin olarak gönderilen 29.01.2016 düzenleme tarihli … seri ve … sıra nolu irsaliye faturasını noter kanalı ile iade ettiğini, Bakırköy …. Noterliğinin 26.02.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ilgili faturayı süresi içerisinde kabul etmediği hususun davacıya ihtar edildiğini, davacının huzurdaki davasının hukuki dayanağı bulunmadığından usulden reddine karar verilmesini, müvekkili şirketin ticari defterleri incelendiğinde ilgili faturaların kayıtlı olmadığının ve davacı şirkete bu faturaya ilişkin bir borcu bulunmadığının tespit edileceğini, davacı şirketin yasal bir dayanağı olmayan ve iade etmiş olduğu faturaya ilişkin haksız olarak takip yaptığını, müvekkili şirketin, davacı şirkete hiçbir borcu bulunmadığını, davanın reddi ile davacının kötü niyetli olması nedeniyle % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyaya sunulan 15/09/2020 tarihli bilirkişi … tarafından düzenlenen ek raporda davacının davalıya düzenlemiş olduğu takip dayanağı alacağa konu 29/01/2016 tarihli … nolu, 82.329,97 TL tutarlı fatura içeriğindeki ürünlerin davalıya teslim edildiği, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 82.329,97 Tal alacaklı olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava İtirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Yargıtay’a göre; “Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez”(HGK. 14.07.2010 gün ve 2010/19-376 E, 2010/397 K, HGK, Y.HGK. 17.10.2012 gün ve 2012/9-838 E, 2012/715 K)
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; tarafların arasındaki uyuşmazlık Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasındaki takibe konu faturalardan dolayı alacak miktarının ne olduğu, temerrüdün gerçekleşip gerçekleşmediği ,tarihinin ne olduğu, faiz oranı ve türünün ne olduğu davalının icra dosyasında yapmış olduğu asıl alacak ve faize itirazın haklı olup olmadığı, inkar ve kötü niyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmakta olduğu, bu kapsamda tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme günü verildiği, dosyaya sunulan 10.04.2018 tarihli bilirkişi SMM bilirkişisi tarafından düzenlenen kök rapor ve 15.09.2020 tarihli ek raporda davacı tarafından davalıya toplam 82.329,97-TL alavaklı olduğu tespit edilmiş olup, Faturaya konu ürünlerin davalıya teslim edilip edilmediği yönünden ise, her ne kadar davalı taraf ürünlerin kendilerine teslim edilmediği iddiasında ise de dosyaya sunulan 28.01.2016 tarihli malların teslim alındığına dair …. imzalı belge, davacının da 28.01.2016 tarihli … imzalı araç plaka numarası belli olan gönderi makbuzu ve bu belgelerde imzası bulunan kişilerin duruşmadaki beyanlarından davacının davalıya ürünleri teslim ettiği sabit olup, her ne kadar davalı tarafın ticari ilişkilerinin olmadığı yönünde beyanda bulunmuş ve tanıklardan … teslim belgesindeki imzanın kendisine ait olduğunu ancak yanlışlıkla ürünleri teslim aldığını beyan etmiş ise de, davalı şirket çalışanı tarafından teslim alınan ürünlerin iadesine ilişkin de dosyada belge olmadığı anlaşılmakla, davacının faturaya konu ürünleri davalıya tesliminin kanıtlandığı bu nedenle de fatura bedelini talep hakkının doğduğu anlaşılmakla açılan davanın kabulüne, alacağın likit olması nedeni ile davalının alacağın%20 si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalının Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın İPTALİNE, TAKİBİN kaldığı yerden DEVAMINA,
2- Likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/ borçlunun hüküm altına alınan alacağın % 20’si oranında icra/inkar tazminatı ile MAHKUMİYETİNE,
3-Alınması gerekli 5.623,96 TL harçtan peşin alınan 994,35 TL peşin harcın mahsubu ile 4.629,61 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4- Davacı tarafından yatırılan 34,40- TL başvuru harcı,994,35-TL peşin nispi harç, 4,60-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.030,35- TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 11.502,90 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 153,00 TL tebligat müzekkere gideri, 600 TL Bilirkişi ücreti toplamı 753,00- TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,

7-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 21/12/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”