Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/196 E. 2018/419 K. 10.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/196 Esas
KARAR NO : 2018/419

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/02/2017
KARAR TARİHİ : 10/04/2018
K. YAZIM TARİHİ : 02/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize ibraz ettiği … Esas sayılı dava dilekçesinde özetle; müvekkiline kasko sigortalı araçta meydana gelen 1.165,50 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, aracın yol çökmesi sonucu çıkan logar kapağına çarparak hasarlandığını, uyarıcı levha ve işaretleme olmadığını, davalının hizmet kusuru olduğunu beyanla şimdilik 1.165,50 TL’nın ödeme tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; davalı işbu davada Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu beyanla görev itirazında bulunmuş, ayrıca davanın esastan reddini savunmuştur.
Mahkememizce dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonunda tesis olunan … Esas, …. karar nolu 21/10/2017 tarihli ilam ile ” davaya bakma görevinin idari yargı mahkemelerine ait olduğu”ndan bahisle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nce yapılan inceleme sonunda …Esas, … karar nolu 30/04/2015 tarihli ilamı ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün onanmasına karar verilmiş, hüküm kesinleşmiştir.
Bunun üzerine davacı taraf talebini İdari Yargı yerine yöneltmiştir, İstanbul ….. İdare Mahkemesi’nin 28/10/2015 tarih, …. Esas, …. karar nolu ilamı ile dava konusu uyuşmazlığın 2918 sy. Karayolları Trafik Kanunu’ndan kaynaklandığı, davanın adli yargının görev alanına girdiğinden bahisle 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunun 15/1-a md gereğince görev yönünden reddine karar verilmiş, karar kesinleşmiştir.
Adli ve idari yargı yerlerince verilen kararların kesinleşmesi, üzerine dosya uyumazlık mahkemesine intikal etmiş, Uyuşmazlık Mahkemesi hukuk bölümünce verilen … Esas, ….karar nolu 14/03/216 tarihli ilam ile uyuşmazlığın çözüm yerinin adli yargı olduğundan bahisle mahkememizin kararının kaldırılmasına kesin olarak karar verilmiş, dosya mahkememize gönderilmiştir.
Her ne kadar iş bu rücuen tazminat davası mahkememizde ikame olunmuş ise de ;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Yargılamaya konu somut olay ise; davanın, halefiyet kuralına göre açılmış rücuen tazminat talebine ilişkin olduğu, mahkemenin görevinin , davacının sigortalısı ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin niteliğine göre belirlenmesi gerektiği, davalı tarafın “tacir” olmadığı, eldeki uyuşmazlığın da yukarıda tanımlanan “ticari dava ” niteliği arz etmediği , uyuşmazlığın çözümünde mahkememizin değil Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu, kamu düzeninden sayılan mahkemenin görevi hususunun HMK 114/1-c md de dava şartları arasında düzenlendiği , taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınmakla mahkememizin görevsizliğine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,

3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlen- dirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtarına,
5- Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine dair,

Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 15 gün içinde yargıtaya gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılacak dilekçe ile temyiz yolu açık olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/04/2018

Katip …

Hakim ….