Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1214 E. 2021/219 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1214
KARAR NO : 2021/219

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2017
KARAR TARİHİ : 10/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili tarafından, davalı şirkete havalandırma vc tesisat işleri yapıldığını, davalı şirkete 10.03.2016 tarihli …. nolu 47.200,00 TL. 10.03.2016 tarihli … nolu 46.610,00 TL tutarlı 2 adet fatura düzenlendiğini, davalının fatura bedellerinin ödememesi nedeniyle Silivri İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, davalının 64.430,00 TL borcu kabul edip, kalan 29,380,00 TL’ye haksız olarak itiraz ettiğini, takip konusu alacağın cari hesap ilişkisinden kaynaklandığını, davanın kabulü ile davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkilinin davacıdan, dava konusu 93.810,00 TL’lik faturalar haricinde 17.04.2015 tarih .. ııolu 10.620,00 TL’lik mal/hizmet aldığını, toplamda davacıya 104.430,00 TL borçlandığını, 10.620,00 TL borca karşılık davacıya 10.620,00 TL bedelli çek verildiğini, çekin davacı tarafından müvekkiline iade edildiğini, karşılığında davacıya .. Bankası … Şubesine ait … nolu 28.02.2016 vadeli 15.000,00 TL ve …bank … Şub. … nolu, 29.02.2016 vadeli 15.000,00 TL bedelli 2 adet çek verdiğini, bu 30.000,00 TL’lik çeklerin 10,620,00 TL sinin iade edilen çek karşılığı olduğunu, bakiye 19.380,00 TL nin ise dava konusu 93.810,00 TL karşılığı avans olarak verildiğini, ayrıca davacıya 05.09.2016 tarih … nolu makbuzla 5.000,00 TL ve 09.09.2016 tarih … nolu tahsilat makbuzu ile de 5.000,00 TL ödeme yapıldığını, davacıya toplamda 104.430,00 TL borçlanıldığını, 40.000,00 TL ödeme yapıldığını, davacıya takip tarihi itibariyle 64.430,00 TL borç kaldığını, davanın reddine davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyaya sunulan 18/06/2018 tarihli bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda icra takip tarihinde davacının davalıdan 83.810,00 TL alacaklı gözüktüğü, davalının ise davacıya 64.430,00 TL borçlu gözüktüğü, icra takip tarihinde taraflar arasında 83.810,00 TL – 64.430,00 = 19.380,00 TL ihtilaf olduğu, takip konusu faturalardan önce davalının yapmış olduğu fazla ödemeden kaynaklı olarak davacıdan 19.380,00 TL alacaklı olduğu, çeklerin davacıya verildiği kabulü ile icra takip tarihinde davacının davalıdan 64.430,00 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava İtirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
21.09.2011 tarihli 2011/15-494 sayılı HGK kararında belirtildiği gibi öncelikle hukuk yargılamasının amacı ve hukuki yarar kavramları üzerinde durulmalıdır. Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için, davacının bu davayı açmakta bir çıkarının bulunması gerektiğine ilişkin, ilke anlamına gelir. Öğreti, dava açarken menfaatin (hukuki yararın) bulunması gereğini, “dava şartı” olarak kabul etmiştir. Bu şart, dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan “olumlu dava şartları” arasında sayılmaktadır. Bir davada, menfaat (hukuki yarar) ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesi, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır.
“…Açıklanan ilkelere göre, bir eda davası niteliğinde olan itirazın iptali davasında menfaat kavramının yansıması da irdelenmelidir. Bu halde, itirazın iptali davası açılmadan önce yapılan ödemenin, mahsup edilerek davanın açılması gerekir. Davadan önce ödenmiş ve davacı/alacaklının da kabulünde bulunan ihtilaf dışı kalmış alacak hakkında hüküm kurulamayacağı açıktır. Mahkemece, alacaklı tarafın, borçlunun icra takibinden sonra ödediği miktar yönünden, itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını kabulle fazla istemin hukuki yarar yokluğundan reddedilmesi gerekirken konusuz kalan miktar yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesisi doğru olmamıştır…” Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, 2016/8303 Esas, 2019/5356 Karar.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı havalandırma ve tesisat işleri nedeni ile davalıdan alacaklı olduğundan bahisle başlatmış olduğu icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin iş bu dava açılmış olup mahkememizce tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş olup, yapılan ,inceleme sonucunda 18.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda icra takip dosyasına ödeme yapıldığı, davalının ödemeleri ile davacının davalıdan herhangi ir alacağının kalmadığının tespit edildiği, 2 adet çekin ödemesinin ihtilaflı olması durumunda mahkememizce bu hususta araştırma yapılabileceği yönündeki tespiti nedeni ile …bank’a ve …bank’a çeklerin akıbeti ile ilgili bilgi sorulduğunda davacının cirosunun olduğu, anlaşılmakla icra takip tarihinden sonra ödemeler bulunduğu anlaşılmakta olup takipten sonra, davadan önce yapılan ödemeler var ise, bu ödemelerin mahsup edilerek davanın açılması gerekmekte olup, davacı tarafından bu ödemeler dikkate alınmaksızın itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmakla davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmamakta, hukukî yararın dava şartı olmadı nedeni ile açılan davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, davalının kötü niyet tazminat talebinin ise davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispat edilemedi, şartları oluşmadığından reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN HUKUKİ YARAR YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
1-Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin şartlar oluşmadığından reddine,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 501,74 TL harcın mahsubu ile 442,44 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT 7/2 mad gereği 4.080,00- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde davacı tarafından yatırılan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 10/03/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”