Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/116 E. 2018/623 K. 25.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/116 Esas
KARAR NO : 2018/623

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/02/2017
KARAR TARİHİ : 25/05/2018
K.YAZIM TARİHİ : 11/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı şirket dava dilekçesinde özetle; Rekabet Kurulu tarafından 12 bankanın 08/Mart/ 2013 tarihinde kredi ve kredi kartı konularında birlikte fiyat tespit etmek amacıyla kartel oluştur- duğunun tespit edildiğini, bu tespite göre verilen cezanın Yargıtay tarafından onandığını, söz konusu 12 bankanın içinde davalı bankanın da bulunduğunu, davacının 21/08/2007 ile 22/09/2011 tarihleri arasında kredi (döviz,KMH ,ticari kredi ) (hesap no: …) kullandığını, söz konusu fiil ol- masaydı kredi maliyetinin daha az olacağını, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’un 57. ve 58.md gereğince zarara sebebiyet veren davalının bu zararın tazmini ile sorumlu olduğunu beyanla davalının 21/08/2007 ile 22/09/2011 tarihleri arasında kartel faizi uygulamak sure- tiyle verdiği zararın 3 katının -fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla -şimdilik 500,00 TL lik kısmının kredi kullanım tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini,yargılama giderlerinin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, dava tarihi itibariyle henüz doğmamış bir zararın tazmini talep edilemeyeceğinden açılan davada hukuki yarar bulunmadığını, dava konosu olayda mü- vekkili bankanın hukuka aykırı bir fiilinin bulunmadığını, davacının 818 sayılı BK’nun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte ödediği taksitlerle ilgili taleplerde 1 yıllık zamanaşımı süresinin 15/ Temmuz/2013 tarihinden itibaren 1 yıllık süre geçmekle 15/ Temmuz/2014 tarihinde zamanaşımına uğradığını, müvekkilini yerleşim yerinin bulunduğu Şişli/İstanbul adresi itibariyle davada İstanbul / Çağlayan Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davaya dayanak yapılan Rekabet Kurulu kararı hakkında Ankara …. İdare Mahkemesi’nde…. Esas sayılı iptal davası açıldığını, bu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, davada haksız fiil unsurlarının ve tazminat koşullarının oluşmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava, davalının 21/08/2007 ile 22/09/2011 tarihleri arasında kredi kullanan davacıya kartel faizi uygulamak suretiyle verdiği zararın tazmini talebine ilişkin eda davası olup, talep 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’un 57. ve 58.md’ne dayanmaktadır.
Her ne kadar davalı taraf mahkememizin yetkisine dair itirazda bulunmuş ise de ;Rekabetin Korunması Kanunu hükümlerine dayalı iş bu davada HMK 16 md gereğince; haksız fiilin meydana geldiği veya meydana gelme ihtimalinin bulunduğu yer yada zararı görenin ikametgahının bulunduğu yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu, haksız fiilin meydana geldiği (kredinin kullanıldığı ) banka şubesinin bulunduğu adresin mahkememizin adli yargı çevresine dahil olduğu, davanın yetkili mahkemede açıldığı anlaşılmakla davalının yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlık; davacı şirketin 21/08/2007 ile 22/09/2011 tarihleri arasında davalı bankadan kredi kullanıp kullanmadığı, davalı banka tarafından davacıya kartel faizi uygulanıp uygulanmadığı, bu nedenle davacının zararının oluşup oluşmadığı, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’un 57. ve 58.md’ne göre davacının tazmini gereken maddi zararının ne olduğu, davacının bu zararının tazmini talep edip edemeyeceği, tazminat talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, davalının bu zararın tazmini ile sorumlu olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. Taraflar davet ve teşvik edilmelerine rağmen uyuşmazlığın sulh ve arabuluculuk yoluyla çözümü hususunda talep ve başvuruda bulunmadıklarından yargılamada tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Rekabet Kurumu’nun 08/03/2013 tarih, …. Dosya No.lu ve…. Karar sayılı kararlarında “davalı Bankanın da aralarında bulunduğu Türkiye’de faaliyet gösteren toplam 12 bankanın kendi aralarında mevduat, kredi kartı ve kredi hizmetleri konusunda anlaşma ve/veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’un 4. maddesini ihlal ettikleri”, Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun”Tazminat Hakkı” başlıklı 57. Maddesinde ise “bankaların aralarında anlaşması sonucu belirtilen ihlallerden dolayı zarar görenlerin her türlü zararını karşılamakla yükümlü bulundukları, aynı yasanın 58, maddesi uyannca uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan karların üç katı oranında tazminata hükmedileceğî” belirtilmiştir.
Davacıya ait kredi ve mevduat hesap ekstreleri vs belgeler celp edilmiş, davacının zararının varlığı ve miktarının tespiti hususunda bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgelere , itibara layık bulunan Emekli Banka Mü- fettişi- Müdürü …. tarafından düzenlenen 05/04/2018 tarihli rapora göre yapılan yargılama sonunda ;Rekabet Kurumu Kararında soruşturmaya konu dönemin 21/08/2007-22/09/2011 tarihleri arası olduğu ve bu dönemde davacının davalı bankadan kullandığı kredilerin bulunduğu, davalı banka ile birlikte Türkiye’ de kurulu elli civarına bankanın büyük bir kısmının kredi imkanı sunduğu, bankaların kredi faiz oranlarının birbirinden farklı olduğu, davacının kullanmış olduğu kredinin oranından daha düşük veya eş değerde veya daha yüksek oranda kredi kullanma imkanına da sahip olduğu, kullanılan kredilerde fiilen uygulanacak faiz oranlan, müşterinin özel durumu ile işleme esas olan mevduatın ya da kredinin hacmine ve vadesine göre ya da bankanın şubenin o andaki nakit ihtiyacına ve riskine göre indirime de konu olabileceği, hayatın olağan akışına uygun olan bir kişinin kredi kullanmadan önce faiz oranlarım araştırması gerektiği, aynen tüketicilerin farklı ve lehlerine faiz uygulayan diğer bankalarla da kredi ilişkisi kurma yetkisine sahip olduğu, eğer bir kişi piyasadaki farklı faiz oranlarına rağmen bir bankadan kredi kullanıyorsa muhtariyetini ortaya koyduğu, dolayısıyla davaya konu bir zarardan bahsedilemeyeceği için davacı talebinin maddi ve hukuki temelinin olmadığı, eğer kişi gerçekten başka bankalardan daha farklı bir oranda kredi kullanma imkanına sahip iken bu hakkım kullanmıyorsa bu kişinin faiz oranını kabul ettiğinden bir zarardan bahsedilemeyeceği, bununla birlikte söz konusu davranış, Medeni Kanun’un II. maddesinde ifadesini bulan iyi niyet kuralına ve çelişkili davranma yasağına aykırılık teşkil ettiği, davalının sadece Rekabet Kurumu’nun kararına atıfta bulunduğu, rekabet hukuku ihlallerinden doğan tazminat davalarının haksız fiil esasına dayalı bir tazminat sorumluluğu olduğu, haksız fiil sorumluluğunun dört unsuru olan hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin ispat edilmesi gerektiği, Medeni Kanunun 6. Maddesi gereğince davalının sorumluluğu için aranan şartların varlığını ispat etmekle yükümlü olan davacının, davalının hukuka aykırı bir fiille kendisine zarar verdiğini ve bu zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağı bulunduğunu ispat edemediği, dolayısıyla dava konusu olayda tazminatın koşulları oluşmadığından 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkmdaki Kanun’un 57. ve 58. md’ lerine göre davacının tazmini gereken zararı olmadığı sonucuna varılmakla davanın reddine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 35,90 TL karar harcından peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu sonucu bakiye 4.00 TL harcın davacıdan tahsil edilerek Hazine’ye irat kaydına,

3-a.) Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
b.) Davalı tarafça sarf olunan 28.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine,
c-) Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,

4-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine dair,

Davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda , dava değeri istinaf sınırının altında kalmakla kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/05/2018

Katip …

Hakim …