Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1145 E. 2022/991 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1145
KARAR NO : 2022/991

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/12/2017
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile Müvekkilinin 19/09/2017 tarihinde … Mahallesi … Caddesi …. Sokak Kesişimi Sultangazi’de 12:30 sularında davalı …’ın sahibi olduğu … plakalı takside müşteri olarak olarak seyir halinde iken işbu araç ile; diğer davalı … Ürünleri’nin sahibi olduğu, …’ın sürücüsü olduğu … plakalı …. aracı; her iki davalının da kusuru ile çarpıştığını, çarpışmanın şiddeti ile sağ arka koltukta oturan müvekkilinin sol cama fırladığını, sol camın müvekkilinin yüzünde patladığını ve müvekkilinin yüzünün paramparça olduğunu, yüzde yüzde sabit ve kalıcı iz yönünde yaralanmasına sebebiyer verdiğini, kaza tespit tutanaklarında her iki davalının da 2918 sayılı kanunun 57/1-a kuralını ihlal ettiklerinden bahisle her iki araç sürücüsünün de kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin kazadan sonra psikolojisinin bozulduğunu, işine devam edemediğini, yüzündeki kesik izlerin tedavisi için estetik ameliyatlar olması gerektiğini, fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, 75.000 TL manevi, 1.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı …vekili cevap dilekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini, müvekkilinin … plakalı aracının U Caddesi üzerine seyir halinde iken … Sokaktan U caddesine seyir halinde bulunan diğer davalı … Ürünleri Paz. Ve Tic. Ltd. Şti’ne ait … plakalı araç sürücüsünün cadde trafiğini kontrol etmeden aniden yola çıktığını, bu sırada seyir halinde bulunan müvekkilinin aracına arka sağ kısmından çarptığını, diğer davalıya ait … plakalı aracın müvekkilinin aracına çarpması sonucunda müvekkilinin aracının savrulduğunu, bu savrulma sırasında müvekkilinin aracında yolculuk eden davacının yaralandığını, bu kazanın oluşumunda tali yoldan ana yola ana yol trafiğini kontrol etmeden çıkan … plakalı araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğunu, kendi güzergahında trafik kurallarına uygun şekilde seyir halinde bulunan müvekkili araç sürücüsüne atfedilebilecek herhangi bir kusurun olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesi ile Şirket kayıtlarında yapılan araştırma neticesinde … Plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde kaza tarihini kapsayan mevcut bir trafik poliçesine rastlanılmadığını, kaza tarihinde aracın sigorta şirketinin …. Şirketi olduğunu, araca ait bir poliçe bulunmadığından davanın müvekkili şirket yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Gaziosmanpaşa …. Asliye Ceza Mahkemesi … Esas Sayılı dosyası ile Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı, … Hospital, … Sigorta, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü, Sultangazi İlçe Emniyet Müdürlüğü, … Sigorta, … Mahalle Muhtarlığı, İstanbul Kadın Kuaförler Odası müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyada mevcut 10/07/2020 tarihli Bilirkişi .. tarafından sunulan raporda kazanın oluşumunda Sürücü …’ın; 2918 Sayılı Trafik Kanununun Madde: 84/h, 57/1-a ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa bağlı Yönetmeliğin Madde:109/a maddelerindeki hükümler gereği trafik kurallarını ihlal ettiğinden kazanın meydana gelişinde asli (%70) kusurlu Sürücü …’ın; 2918 Sayılı Trafik Kanununun Madde:52/1-a maddesindeki hüküm gereği trafik kurallarını ihlal ettiğinden kazanın meydana gelişinde tali (%30) kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut 16/09/2021 tarihli Bilirkişiler … ve …. tarafından sunulan raporda Sağlık kurumlarındaki tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığı, yüzündeki kalıcı izler nedeni ile tedavi gerekip gerekmediği, gerekiyor ise giderleri hakkında bilgi olmadığı, yüzündeki kalıcı izler nedeni ile tedavi gerekip gerekmediği, gerekiyor ise giderleri hakkında değerlendirmenin Plastik ve Rekonstrüktif cerrahi uzmanı tarafından yapılmasının uygun olduğu, 400,00 TL evde pansuman, bakım için gerekli tıbbi malzemeler ve ilaç giderleri için 200,00 TL sağlık kurumlarına tetkik ve tedavi için gidiş-geliş esnasında ulaşım ve diğer sosyal giderleri için olmak üzere toplam 600,00 TL tedavi gideri olduğu, Davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik maddi zararının 333,84 TL olduğu, Temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketler yönünden dava tarihi; davalı sürücü ve işleten yönünden ise 19.09.2017 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut … tarihli ATK raporunda … kızı, 11/10/1998 ….’ın 19/09/2017 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 19/09/2017 tarihinden itibaren 7 (yedi) güne kadar uzayabileceği, yüz sınırları dahilindeki izlerin muayyen bir mesafeden bakıldığında belirgin dikkat sarfetmeden görülebildiği cihetiyle, yüzde sabit iz niteliğinde olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut … ATK Trafik İhtisas Dairesi raporunda Davalı sürücü …’ın %30 oranında kusurlu olduğu, Sürücü …’ın %70 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava, haksız fiilden kaynaklanan destekten yoksun kalma ve cenaze defin giderine dair maddi ve manevi tazminat talebinden ibarettir.
Türk Borçlar Kanunu 49/1. madde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Türk Borçlar Kanunu 58/1. madde, “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. “
Türk Borçlar Kanunu 74/1. madde, “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. hükmünü içermektedir.
Türk Borçlar Kanunu Madde 56 hükmü; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklindedir.
Borçlar Yasası’nın 56. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru-doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi ( fonksiyonu ) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum ( tatmin ) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel ( objektif ) ölçülere göre uygun ( isabetli ) bir biçimde göstermelidir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi) uyarınca hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de hem ilmi, hem de kökleşmiş yargı kararlarında ceza mahkemesince belirlenen maddi olgunun hukuk hâkimini bağlayacağı kabul edilmektedir.
Davacıların maddi tazminat talebi bakımından dava konusu olayın gelişim biçimi ve tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde; davacı 19.09.2017 tarihinde gerçekleşen kaza nedeni ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkememizce meydana gelen kazanın oluşumunda tarafların kusur durumunun tespiti için dosya Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilmiş, olup her iki rapor da birbiri ile uyumlu olup davalılardan sürücünin %70 oranında kusurlu olduğu davacının kaza nedeni ile maluliyet ve işgöremezlik oranı tespit edilmiştir. Davalıların sorumlu oldukları miktarın belirlenmesi bakımından dosya aktüerya bilirkişine tevdii edilmiş, Dosyada mevcut 16/09/2021 tarihli Bilirkişiler … ve … tarafından sunulan raporda Sağlık kurumlarındaki tedavi giderlerinin SGK tarafından karşılandığı, yüzündeki kalıcı izler nedeni ile tedavi gerekip gerekmediği, gerekiyor ise giderleri hakkında bilgi olmadığı, yüzündeki kalıcı izler nedeni ile tedavi gerekip gerekmediği, gerekiyor ise giderleri hakkında değerlendirmenin Plastik ve Rekonstrüktif cerrahi uzmanı tarafından yapılmasının uygun olduğu, 400,00 TL evde pansuman, bakım için gerekli tıbbi malzemeler ve ilaç giderleri için 200,00 TL sağlık kurumlarına tetkik ve tedavi için gidiş-geliş esnasında ulaşım ve diğer sosyal giderleri için olmak üzere toplam 600,00 TL tedavi gideri olduğu, Davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik maddi zararının 333,84 TL olduğu, Temerrüt başlangıcının davalı sigorta şirketler yönünden dava tarihi; davalı sürücü ve işleten yönünden ise 19.09.2017 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğu tespit edilmiş olup her ne kadar davacı taraf davacının yüzünde kalıcı iz olduğu yönünde iddiada bulunmuş ise de bu iddiasını ispatla yükümlü iken verilen süreye ve kesin süreye rağmen davacı asil hastaneye sevk için mahkememize başvurmamış dolayısıyla da sabit iz iddiasını ispatlayamadığından mahkememizce bu yöndeki ATK raporu hükme esas alınmış olup, davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 600 TL tedavi gideri, 333,84 TL geçici iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 933,84 TL maddi tazminatın davalı asiller ve .. bakımından kaza tarihi olan 19/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile sigorta şirketleri bakımından dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat talebi bakımından dava konusu olayın gelişim biçimi ve tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları gözetildiğinde; Davacı vekili davacının uğradıkları manevi zararlarının tazminini de dava etmiştir. Manevi tazminat, mal varlığı dışındaki hukuksal değerlere yapılan saldırılar sonucu meydana gelen eksilmenin giderilmesidir. Hukuksal değerlerde meydana gelen ve para ile ölçülemeyen eksikliklerin doğrudan karşılanmasının imkansızlığı, bunların zarar kavramı dışında tutulması için bir gerekçe olamaz. Manevi zarar karşılığında paraya hükmedilmesi, bu zararın doğrudan giderilmesinin olanaksızlığındandır. Zarar verenden belirli bir meblağın alınarak zarar görene verilmesi suretiyle yaşanılan acıları dindirmek, ruhsal dengeyi sağlamak, böylece zedelenen yaşama sevincini yeniden temin etmek amaçlanmakta olup tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın oluş şeklinde davalının %70 kusurlu olması, davacının 7 güne kadar uzayan iş göremezlik süresi tarafların sosyal ve ekonomik durumları göz önünde bulundurulduğunda davalı …, …, … ve … Ürünleri bakımından davanın kısmen kabulüne, Davacıya toplam 5.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 19/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile bu davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir. Davacı manevi tazminat taleplerini sigorta şirketlerine karşı da yöneltmiş olup sigorta şirketlerinin manevi tazminattan sorumluluklarının bulunmaması nedeni ile bu davalılara karşı açılan manevi tazminat davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN MADDİ TAZMİNAT DAVASININ KISMEN KABULÜNE,
1-Davacının 600 TL tedavi gideri, 333,84 TL geçici iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 933,84 TL maddi tazminatın davalı asiller ve …. Turizm bakımından kaza tarihi olan 19/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile sigorta şirketleri bakımından dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
AÇILAN MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ davalı …, …, … ve … Ürünleri bakımından KISMEN KABULÜNE,
1-Davacıya toplam 5.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 19/09/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile bu davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
DAVACININ SİGORTA ŞİRKETLERİNE KARŞI AÇMIŞ OLDUĞU MANEVİ TAZMİNAT DAVASININ REDDİNE,
HARÇLAR
a-Alınması gerekli 31,40 başvuru harcı ile 405,40-TL karar ve ilam harcı olan toplam 436,80 davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
YARGILAMA GİDERİ
Davacının adli yardım talebinin kabul edilmesi sebebiyle suç üstünden karşılanan (2020 yılına ait 15 adet tebligat gideri 285 TL, 2021 yılına ait 18 adet tebligat gideri 356 TL + 2.200 TL bilirkişi ücreti, 1.410 TL ATK gideri olmak üzere toplam 4.251 TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak 297,57-TL nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 3.953,43-TL nin davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsili ile hazineye irad kaydına,
Davacının adli yardım talebi kabul edilene kadar yatırmış olduğu 100 TL posta tebligat gider avansının kabul ve red oranı dikkate alınarak 7-TL nin davacı üzerinde bırakılmasına, 93-TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Sarf olunmayan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi gereğince davacıya iadesine,
VEKALET ÜCRETİ
A-Maddi Tazminat Yönünden
a-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yürürlükteki AAÜT ve Avukatlık Kanunu gereğince tespit ve taktir olunan toplam 933,84 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
b-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yürürlükteki AAÜT ve Avukatlık Kanunu gereğince tespit ve taktir olunan toplam 66,16 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
B-Manevi Tazminat Yönünden
a-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yürürlükteki AAÜT 10/1 ve Avukatlık Kanunu gereğince tespit ve taktir olunan toplam 5.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar davalı …, …, … ve … Ürünleri’nden tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
B-Davalılar …, …, … ve … Ürünleri kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 5.000,00- TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
C-Davalı sigorta şirketleri kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 5.000,00- TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/10/2022

Katip ….
¸

Hakim …
¸

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”