Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1115 E. 2020/860 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1115
KARAR NO : 2020/860

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/05/2015
KARAR TARİHİ : 16/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile davacı 15/11/2012 tarihinde … tarafından kullanılan aracın diğer araç kullanıcısı … ile çarpışması sonucu meydana gelen elim kazada davacının oğlu olan …’ın hayatını kaybettiğini, …, kaza sonrası ambulansla ilk önce …. Hastanesine götürülmüş fakat ilgili hastanenin yoğun bakımında yer olmadığı gerekçesiyle …. Hastaneye sevk edildiğini ve malesef hastanede yaşamını yitirdiğini, …’ ın içinde bulunduğu araç sürücüsü olan … alkollü olduğu ve yasal dönüş yaparken kazaya karışan diğer araç sürücüsü … ise şehir içi hız limitini aştığını, kaza yapan araşta bulunan …, mahkemede verdiği ifadeye göre karşıdan gelen aracın hızının fazla olduğunu beyan ettiğini, araç sürücülerinin trafik kurallarına uymamaları sonucu meydana gelen kazada …’ ı kaybeden davacının yaşadığı acıyı ve geçirdiği travmayı anlatmanın mümkün olmadığını, müteveffanın bu ani ve acı ölümü sonucu ailesinin tarifi imkansız ve hayat boyu hissedecekleri bir acıyı yaşamalarına sebep olduğunu, aile uzun süre kendilerine gelemediğini ve tedavi gördüklerini, sürekli depresyon halinde olduklarını , yakınlarının desteği ve sabır telkinleriyle ayakta kalmaya çalıştıklarını, kazaya karışanların ise bu süreçte destek talebinde bulunmadıkları gibi başsağlığı da dilemediklerini, annenin hasta ve yaşlı olması nedeni ile çalışamadığından dolayı …’ ın maddi desteği ile geçimini sağladığını, meydana gelen kaza sonucu Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 21/03/2013 tarih, … Soruşturma no …. Esas, ….. numaralı iddianamesi başladığını, yapılan yargılama sonucu … ve …’ nin kusurlu oldukları tespit edildiğini, kazaya karışan araçlar davalı olarak gösterilen sigorta şirketlerince sigortalı araçlar olduğunu, sigorta şirketlerinin de tazminattan poliçe limitleri ile sınırlı kalmak kaydı ile müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, bu nedenler ile müteveffanın annesi için maddi tazminat olarak şimdilik 1.000,00 TL kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat olarak 30.000,00 TL’ nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar … ve …’ den müştereken ve müteselsilen tahsiline, avukatlık ücreti ile yargılama masraflarının karşı tarafa hükmedilmesine, karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesi ile davacıların 15/11/2012 tarihinde davacı … şirketine zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı …. plaka sayılı aracın karıştığı kazada …’ ın ölümü nedeniyle destekten yoksun kaldıklarına yönelik davalı … şirketinin 31/05/2013 tarihinde yapmış olduğu 5.120,00 TL ödemenin yetersiz olduğundan bahisle KTK 111 delaletiyle ibranamenin geçersiz sayılması ile bakiye zararın ödenmesi istediğini içeren talep ile iş bu davayı açmış olduklarının anlaşıldığını, davacıya ödeme yapıldığını ve davalı şirket ibra ettiğini, ibranamenin geçersiz sayılmasının mümkün olmadığından davanın reddi gerektiğini, ibranamenin geçersiz sayılması ile varsa bakiye zarara ilişkin miktarın tespitinde ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak tazminat hesaplanması gerektiğini, bu hesaplamaya göre bulunan miktar ile yapılan ödemenin mukayese edilmesi gerektiğini, bulunan ve ödenen iki tutar arasında bariz bir fark yok ise davanın reddedilmesi gerektiğini, davalı şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; davaya konu …. palakalı aracın davalı şirket nezdinde zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesi kapsamında 10/01/2011-2013 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigorta teminatı altına alındığını, davacıya yapılan ödeme ile davalı şirketin borçtan ve yükümlülükten kurtulduğnu, davaacılar tarafından imzalanan ibraname geçerli olduğunu, borcun ortadan kalktığını, davalı şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; dava konusu kazaya …’ nın alkollü , dikkatsiz ve de trafik kurallarına uymayan tutum ve davranışları sebep olduğunu, davalının da bu kazada mağdur olan taraf olduğunu, Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesi’ nin … Esas ve … karar sayılı dosyası ile görülen ve şu aşamada temyizde olan dosyasına sunulan tüm raporlardan da anlaşıldığı üzere …’ nın bu kazada asli kusurlu olduğunu, raporlarda davalı … için alt sınırdan dahi tali kusurlu olduğnu kabul etmediklerini, davalı …’ nin tali skusurlu olduğnu dahi gösteren hiç bir ibare söz konusu olmadığını, kaldı ki davacının hızlı olduğunu kabul etmediği gibi hızının tespit edilmesinin de mümkün olmadığını, kaza sonrasında tutulan trafik kazası tespit tutanağı nı da kabul etmediklerini, bu raporda ileri sürülen trafik ışıklarına yaklaştığın da hızını düşürmediği iddiası davalıya kusur tali de olsa bir kusur atfetilme gayesinden başka bir şey olmadığını, davalı …’ nin kaza sonrasında aracını terk ederek … kontrolündeki aracın içinde bulunan yaralılara can siparane bir şekilde yardım ettiğini, kendisi de yaralı olmasına rağmen araçtan çıktığını ambulans çağırdığını, davalının söz konusu olayın meydana gelmesinden dolayı son derece müteessir olduğunu, psikolojisinin bozulduğunu, bu nedenle işinden olduğnuu, tedavi görmüş olmasına rağmen halen olayın etkisi altında olduğunu, kaza sonrası yaralanmış olmasına rağmen büyük bir özveri ile diğer araçtakilerin yardımına koşan davalının daha sonra da kazada vefat edenlerin yakınlarına başsağlığı temennilerini avukatı marifeti ile ilettiğini, merhum hakkında istenilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu ve karşı tarafın zenginleşmesine matuf olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile, davalı …’nin bahsi geçen olayla doğrudan ya da dolaylı hiçbir bağlantısının olmadığını, bahsi geçen tarihte araç sürücüsü olmadığını,bu sebeple davacı tarafın taleplerini kabul etmenin mümkün olmadığını, …’nin üzerine düşen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini,buna rağmen söz konusu davada taraf olarak gösterilmesi yerinde olmadığını,hukuka ve yasalara aykırı olan bu durum neticesinde öncelikle …’nin söz konusu davada taraf ehliyeti bulunmaması nedeniyle davanın, … yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini ,savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/09/2017 tarih ve …. E- …. K sayılı görevsizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilmekle iş bu esas numarası üzerinden mahkememize tevzi edilmiştir.
Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyaya sunulan 12/02/2019 tarihli bilirkişi …. tarafından düzenlenen raporda …’nın dosya kapsamı, trafik kazası tespit tutanağı, kaza yeri krokisi, tespit edilen çarpışma noktası, mevcut trafik işaret levhalarının yeri, olay yeri inceleme raporu, Adli Tıp Raporu kapsamında trafik kazasının meydana gelişinde %80 kusurlu olduğu, davalı …’nin %20 kusurlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan 15/11/2019 tarihli bilirkişi .. tarafından düzenlenen raporda en son verilere göre hesaplanan tazminat tutarlarından Yargıtay’ca öngörüldüğü biçimde sigorta şirketi ödemeleri yasal faizler ölçüsünde güncellenip annenin tazminatından indirildiğine ve buna göre bakiye tazminat tutarının davalılar için 74.265,34 TL olarak tespit edildiği anlaşılmıştır.
Davacı 22.10.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile, 74.265,34 TL destekten yoksun kalma tazminatının 1000,00 TL si için dava tarihinden 73.265,34 TL si için ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsil olarak tahsiline karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
Islah dilekçesi davalılara usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebinden ibarettir.
Türk Borçlar Kanunu 49/1. madde, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Türk Borçlar Kanunu 58/1. madde, “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. “
Türk Borçlar Kanunu 74/1. madde, “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. hükmünü içermektedir.
Türk Borçlar Kanunu Madde 56 hükmü; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklindedir.
Borçlar Yasası’nın 56. maddesi gereğince yargıcın, özel durumları gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru-doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi ( fonksiyonu ) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum ( tatmin ) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden yargıç, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel ( objektif ) ölçülere göre uygun ( isabetli ) bir biçimde göstermelidir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi) uyarınca hukuk hâkimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değil ise de hem ilmi, hem de kökleşmiş yargı kararlarında ceza mahkemesince belirlenen maddi olgunun hukuk hâkimini bağlayacağı kabul edilmektedir.
“…hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir…” Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 2019/4346 Esas, 2020/4302 Karar.
“…Dava Borçlar Kanunu’nun 45. maddesi (6098 sayılı TBK md. 53) gereğince maddi tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekili, desteğin hatır için taşındığını savunmuştur. Mahkeme kararı, davacı vekilince, hatır taşımasının olmadığı ve indirimin fazla yapıldığı gerekçesiyle temyiz edilmiştir. Somut olayda araç sürücüsü …. ile davacı ….’in arkadaş oldukları, olay günü, davacı …’in yanına eşi olan destek …’i de alarak ….’ya doğru gittikleri, yemek yedikten sonra 4-5 adet bira aldıkları, tarafların bira içtikleri ve sonrasında kazanın meydana geldiği, sabittir. Mahkemece olayda, hatır taşıması bulunduğu, hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığından bu gibi taşımalarda BK m.51 gereğince tazminattan uygun bir indirim yapılması gerektiği, keza desteğin sürcünün alkollü olduğunu bilerek araçta yolculuk yaptığının sabit olması nedeni ile de bu durumun BK 52. maddesi gereğince müterafık kusur sayılması gerektiği kanaati ile, hatır taşıması ve müterafık kusur nedeni ile saptanan destekten yoksun kalma zararından takdiren toplam %30 oranında indirim yapılarak, hüküm kurulmuştur. Dairemizin yerleşik kararları dikkate alındığında uygulanması gereken hatır indirimi oranı %20, müterafık kusur indirim oranı %20 olmalıdır. Ancak davalı tarafın bu konuda bir temyizi bulunmadığından Mahkemece toplam %30 oranında hakkaniyet ve müterafik kusur indirimi yapılması temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır…” Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 2015/4693 Esas,2018/189 Karar.
Davacının maddi tazminat talebi bakımından dava konusu olayın gelişim biçimi ve tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde; davacı 15.11.2012 tarihinde gerçekleşen kaza nedeni ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesinin …. Esas Sayılı dosyasında davalı ….. ve ….’nın taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçundan mahkumiyet kararı verildiği, iş bu kararın temyizden onama ile 13.03.2019 tarihinde kesinleştiği, Makina mühendisi bilirkişisi tarafından düzenlenen 12.02.2019 tarihli raporda davalı …’nın %80, davalı …’nin %20 kusurlu olduğu tespit edilmiş olup, anılan raporun ceza dosyasında alınan ATK Tarfik İhtisas Kurulu 04.04.2014 tarihli raporu ile uyumlu olduğu anlaşılmıştır. Kusur oranına ilişkin bilirkişi raporu dikkate alınarak dosya aktüerya bilirkişine tevdii edilmiş 15.11.2019 tarihli raporunda; davacıya 74.265,34-TL tazminat tutarının ödenmesi gerektiği tespit edilmiş olup usul ve yasaya uygun iş bu rapor ile hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığından bu gibi taşımalarda BK m.51 gereğince tazminattan uygun bir indirim yapılması gerektiği, keza desteğin sürcünün alkollü olduğunu bilerek araçta yolculuk yaptığının sabit olması nedeni ile de bu durumun BK 52. maddesi gereğince müterafık kusur sayılması gerektiği kanaati ile, hatır taşıması ve müterafık kusur nedeni ile saptanan destekten yoksun kalma zararından Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 2015/4693 Esas,2018/189 Karar sayılı ilamında açıkça belirtildiği üzere Yargotay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik kararları dikkate alınarak destekten yoksun kalma tazminat miktarından hatır indirimi oranı %20, müterafık kusur indirim oranı %20 uygulanmak sureti ile davacı için 47.529,82-TL destekten yoksun kalma tazminatlarının davalı … şirketleri yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalı asiller bakımından haksız fiil tarihi olan 14.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat talebi bakımından dava konusu olayın gelişim biçimi ve tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile dinlenen tanık beyanları gözetildiğinde; Davacı vekili davacının kaza nedeni ile uğradığı manevi zararlarının tazminini de dava etmiştir. Manevi tazminat, mal varlığı dışındaki hukuksal değerlere yapılan saldırılar sonucu meydana gelen eksilmenin giderilmesidir. Hukuksal değerlerde meydana gelen ve para ile ölçülemeyen eksikliklerin doğrudan karşılanmasının imkansızlığı, bunların zarar kavramı dışında tutulması için bir gerekçe olamaz. Manevi zarar karşılığında paraya hükmedilmesi, bu zararın doğrudan giderilmesinin olanaksızlığındandır. Zarar verenden belirli bir meblağın alınarak zarar görene verilmesi suretiyle yaşanılan acıları dindirmek, ruhsal dengeyi sağlamak, böylece zedelenen yaşama sevincini yeniden temin etmek amaçlanmakta olup tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın oluş şeklinde davalı sürücülerin kusurlu olması, müteveffanın yaşı, kazanın oluş şekli ile davacının bu kazadan etkilenme oranı da dikkate alınarak 20.000,00- TL manevi tazminatlarının davalı asillerden haksız fiil tarihi olan 14.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN maddi tazminat DAVASININ KISMEN KABULÜNE,
Davacı için 47.529,82-TL destekten yoksun kalma tazminatlarının davalı … şirketleri yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile davalı asiller bakımından haksız fiil tarihi olan 14.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-AÇILAN manevi tazminat DAVASININ KISMEN KABULÜNE,
Davacı için 20.000,00- TL manevi tazminatlarının davalı asillerden haksız fiil tarihi olan 14.11.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-HARÇLAR
Harçlar kanununa göre hesaplanan ve tahsili gereken 4.612,96 TL karar ve ilam harcının davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 4,10 vekalet harcının davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsili ile tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-YARGILAMA GİDERİ
Davacının adli yardım talebinin kabul edilmesi sebebiyle suç üstünden karşılanan ( 2015 yılına ait 27 adet + 2016 yılına ait 9 adet + 2017 yılına ait 6 adet+ 2019 yılına ait 15 adet+ 2020 yılına ait 5 adet tebligat gideri olmak üzere toplam 842 TL tebligat gideri, 4,50-TL posta gideri ve bilirkişi ücreti gideri 750,00+800,00=1500,00-TL olmak üzere toplam 2.346,50 yargılama giderinin kabul ve red oranı göz önüne alındığında 1.501,76 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, bakiye 844,74 -TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
Davacının adli yardım talebi kabul edilene kadar yatırmış olduğu 50,00-TL +5,00-TL gider avansı olana toplam 55,00-TL gider avansının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Davalılar tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yar olmadığına,
Sarf olunmayan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleşince ve HMK 333. maddesi gereğince davacıya iadesine,
5-VEKALET ÜCRETİ
A-Maddi Tazminat Yönünden
a-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yürürlükteki AAÜT ve Avukatlık Kanunu gereğince tespit ve taktir olunan toplam 6.978,88 TL vekalet ücretinin davalı asillerden müteselsilen ve müştereken tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
b-Davalılar kendisini bir vekil ile temsil ettirmiş ise de, TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle davanın kısmen reddine karar verildiği, bu indirimlerden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
B-Manevi Tazminat Yönünden
a-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yürürlükteki AAÜT 10/1 ve Avukatlık Kanunu gereğince tespit ve taktir olunan toplam 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
b-Davalılar kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 4.080,00- TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı asillere verilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/12/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”