Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1114 E. 2018/258 K. 15.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1114
KARAR NO : 2018/258

DAVA : ŞİRKETİN İHYASI
DAVA TARİHİ : 06/12/2017
KARAR TARİHİ : 15/03/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği 06/12/2017 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Davalı şirketin İstanbul ticaret sicil Müdürlüğü’nün … nolu ….den kayıtlı bir limited şirket olduğunu, şirketin 16/03/2012 tarihinde tasfiyeye girdiğini ve tasfiye işlemlerinin … tarihinde ticaret siciline tescil edildiğini, yasal 1 yıllık süre geçtikten sonra şirketin kaydı … tarihinde silindiğini, davacının eşinin Sosyal Güvenlik Şube Müdürlüğünden yapmış olduğu incelemede , eşinin davalı şirkette 01/08/1998 -11/01/1999 tarihleri arasında sigortasız çalıştırıldığını öğrendiğini, bu nedenle sigortasız çalışmanın tespiti için davalı şirket aleyhine hizmet tespiti davası açıldığını, bu davada halen Bakırköy …. İş Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası olarak devam ettiğini, dosyada taraf teşkili yapmak ve davalı şirketi temsil etmek üzere şirketin tasfiye haline dönüşmesi ve tüzel kişiliğinin TTK’nun 224 ve 445. Maddeleri anlamında ihyası gerektiğini, tasfiye işlemlerini devam ettirmek üzere tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … Müdürlüğü vekilinin 08/01/2018 havale tarihli cevap dilekçesini özetle;Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün, TTK.m.32 ve Ticaret Sicil Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yapıldığını, Ticaret Sicil Müdürlüğünün, Ticaret Sicili’ne tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirdiğini ve sonuca bağladığını; yargı merci gibi hareket edemeyeceğini ,tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket “tasfiye memuru”na ait olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olması memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurları alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, vadesi gelmeyen borçlardan “ihtilaflı veya şarta bağlı” borçların notere tevdii ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, bu yapılmadan şirketlerin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiyeler mevcut pay sahiplerine dağıtıldığını ve şirket kayıtları sicilden terkin edilmiş ise, terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebileceğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, müvekkili …. Müdürlüğü’nün tespit etmesi mümkün olmadığını, mahkemenin davanın esası ile ilgili vereceği karara müvekkili …. Müdürlüğünün uyacağını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle “yargılama giderleri” ve “vekalet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağını, müvekkili …. Müdürlüğünün, dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını ,tasfiye sürecinde, eksik olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerin muhatabı tasfiye memurları olduğunu, bu nedenle, “yasal hasım” konumunda bulunan müvekkilinin, “yargılama masrafları”ndan sorumlu tutulamayacağını, davanın açılmasına sebebiyet vermeyip de davanın niteliği gereği ”Yasal hasım” konumunda bulunan müvekkilinin aleyhine yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine hükmedilemeyceğini, sonuç olarak müvekkili yönünden açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin diğer tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tasfiye memuruna dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın davaya cevap vermemiş ancak duruşmaya gelerekbeyanda bulunmuştur.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, hukukî niteliği itibariyle;6102 sayılı TTK’nın 643. maddesi yollamasıyla aynı kanunun 545 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış şirketin ihyası ile ticaret siciline tescili davasıdır.
Bakirköy …’nci İş Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının,Mahkememiz dosyası davacısı olduğu, davanın hizmet tespiti davası olduğu, dosyanın derdest olduğu görülmüştür.
İstanbul ticaret sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; … …. nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde… Limited Şirketi’nin son tescilini 04/07/2013 tarihinde yaptırdığı, şirketin 16/03/2012 tarihinde tasfiyesine karar verildiğinin 30/03/2012 tarihinde tescil edildiği, tasfiyesinin sona erdiğinin ise 04/07/2013 tarihinde tescil edildiği ve …. kaydının terkin edildiği,ortaklar kurulu kararı ile şirkete tasfiye memuru olarak davalı …’ın seçildiği görülmüştür.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde ihyası istenen şirketin terkin olmadan önce merkez adresinin …. / İstanbul olduğu, buna göre mahkememizin 6102 sayılı TTK’nun 547/1 maddesi anlamında kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, incelenen mahkeme dosyası, ticaret sicil kayıtları birlikte değerlendirildiğinde ;Limited şirketlerin tasfiyesinde 6102 sayılı TTK’nın 643. maddesi yollamasıyla aynı kanunun 536 ilâ 548 maddelerinde düzenlenen anonim şirketlerin tasfiyesine ilişkin hükümler uygulanmaktadır. Limited şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesiyle sona erer. Ancak tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise, tüzel kişilik ticaret sicilden silinmiş olsa bile limited şirket tüzel kişiliğinin sona erdiği kabul edilemez. Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda bir hukuki işlemdir. Bu karar ve işlemin hataya dayanması halinde gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hata veya kasta dayalı şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasını, gerek o işlemi gerçekleştirenler, gerekse bundan zarar görenler isteyebilirler, ayrıca tasfiye halinde bulunan bir şirketten alacaklı olan kişinin yapılan ilanlara rağmen alacağını yazdırmaması alacağın düşmesini gerektirmez.
Somut uyuşmazlıkta; davacının Bakırköy …’nci İş Mahkemesi’nde açtığı davada taraf teşkilinin sağlanması ve davanın yürütülüp sonuçlanması gerektiğinden davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, bu davada davalı olan Tasfiye Halinde …Limited Şirketi’nin tüzel kişiliğinin tasfiyenin sonlandırılması nedeniyle ….den terkin edildiği, davada taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamanın yürütülebilmesi için şirketin ihya edilmesi gerektiğinden davanın kabulüne, şirketin tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına ek tasfiye işlemlerini yapması için 6102 Sayılı TTK.nun 547/2’nci maddesi uyarınca eski tasfiye memuru olan davalı …’ın şirketin tasfiye memuru olarak atanmasına, keyfiyetin karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına, karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE, İstanbul ticaret sicil Müdürlüğünün …. …. numarasında kayıtlı iken tasfiye nedeniyle ….den terkin olan Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin tüzel kişiliğinin Bakırköy …. İş Mahkemesi’nin …esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere İHYASINA,
2-Ek tasfiye işlemlerini yapması için eski tasfiye memuru olan davalı …’ın şirkete tasfiye memuru olarak ATANMASINA,
3-Keyfiyetin karar kesinleştiğinde TESCİL VE İLANINA, tescil ve ilan masraflarının davacı tarafça KARŞILANMASINA,
4-Alınması gerekli ¨35,90 harçtan peşin alınan ¨31,40 harcın mahsubu ile bakiye ¨04,50 harcın davacı vekilinin beyanı gözönüne alınarak davacıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı vekilinin beyanı gözönüne alınark davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı … …. Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu TUTULMAMASINA,
7-Davacı vekilinin beyanı gözönüne alınarak davacı vekili yararına vekalet ücreti hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨242,50 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
9-Davalı … …. Müdürlüğü tarafından yatırılan ancak sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde bu davalıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı tasfiye memuru …’ın yüzlerine karşı davalı …. müdürlüğü vekilinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.15/03/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KÂTİP …