Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1113 E. 2020/564 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1113
KARAR NO : 2020/564

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 20/04/2016
KARAR TARİHİ : 24/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacılar vekilinin Bakırköy nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine vermiş olduğu 20/04/2016 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ;Müvekkillerinden … ve … ‘nin oğlu olan …’ın 11.04.2015 günü davalılardan …’in sürücüsü ve …’in maliki olduğu … plakalı aracın çarpması neticesinde vefat ettiğini, trafik kazasının meydana gelmesinde küçük yaşta ve ehliyetsiz araç kullandığından dolayı sürücünün asli kusurlu olduğunu, kaza sonrasında aracı kullanan … aleyhine Bakırköy … Çocuk Mahkemesinin … Esas sayılı ve aracın maliki … aleyhine Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyalanyla ceza davaları açıldığını, kazaya karışan aracın …. numaralı ZMMS poliçesiyle davalı sigorta şirketi tarafından teminat altına alındığını, sigorta şirketinin 24.02.2016 tarihinde … … için ¨ 12.357,06 ve … için ¨20.161,86 ödeme yaptığını, ancak müvekkillerinin gerçek zararı bu olmadığından yetersiz ödeme söz konusu olduğunu, davalıların sigorta şirketinin poliçe teminat bedeliyle sınırlı kalmak kaydıyla trafik kazasından dolayı meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, kaza sonucu ölen …’ın vefat ettiğinde 7.5 yaşında olduğunu, yaşasaydı anne ve babasına destek olacağım belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacılardan … … ve … …’ın her biri için ayrı ayrı ¨10.000,00 maddi tazminatın sigorta şirketinin poliçe teminat bedeliyle sınırlı kalmak kaydıyla tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, … … ve … …’ın her biri için ayrı ayrı ¨35.000,00 manevi tazminatın araç sürücüsü ve malikinden müştereken ve müteselsilen tahsili , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
… Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle.; Dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın 22.07.2014/2015 tarihleri arasında …. numaralı poliçeyle müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesiyle teminat altına alındığını, sigorta teminatı kapsamında davacıların zararlarının karşılandığını, müvekkili şirketin 24.02.2016 tarihinde … … için ¨12.357,06 ve … … için ¨ 20.161,86 ödeme yaptığını, davacılara ödenen tazminatın yetersiz olarak kabul edilemeyeceğini, söz konusu poliçeden dolayı müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında olduğunu, ATK’den alınacak kusur raporu ile sürücünün kusur durumunun net bir şekilde belirlenmesi gerektiğini, davacıların SGK’den bir ödeme alıp almadığının belirlenmesi gerektiğini, davayı kabul etmemekle birlikte temerrüt süresinin kaza tarihinden itibaren değil, tamamlanmış olması halinde delillerin tümünün müvekkili şirkete tebliği tarihinden itibaren sekiz iş günü geçmesi ile başlayacağını, bu nedenlerle açılmış olan haksız ve mesnetsiz davanın gerçekleştirilen ödeme nedeni ile müvekkili şirketin sorumluluğu sona erdiğinden reddine davanın her halde reddine , bilirkişi raporlarında yer alan aleyhe olan hususların reddini, mahkeme masrafları ve vekalet ücretin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
Davalı … ve … vekillerinin dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin kusurunun bulunmadığını, müvekilleri tarafından davacılara maddi ve manevi tazminat bedeli ödendiğini, karşılık olarak sulh ve ibra yoluna gidildiğini, müvekkiller tarafından ¨5.000,00 manevi, ¨25.000,00 maddi olmak üzere toplam da 30.000 davacı tarafa ödendiğinden ve davacılar tarafından müvekkillerin ibra edildiğinden haksız ve mesnetsiz davanın reddini, taleplerinin kabul edilmemesi halinde müvekkiller tarafından davacılara ödenen ¨5.000 manevi, ¨25.000 maddi olmak üzere toplamda 30.000,00 tazminatın hükmedilecek tazminattan tenziline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 14/06/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; 11.04.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında ölen …’ın anne ve babasının destekten yoksun kalma tazminat isteklerinin, yargıda geçerli yöntemlerle incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucu davacıların destekten yoksun kalma tazminat tutarlarının, davalı sigorta şirketinin sigortaladığı aracın sürücüsü olan davalı …’in %50 kusuru karşılığı ve her iki hak sahibinin tazminat tutarlarının: Baba … … yönünden ¨217.506,17 ,Anne … … yönünden ¨381.369,78 olarak hesaplandığını, kaza tarihi itibariyle … Sigorta A.Ş.’nin … plakalı araç için ZMMS limitinin kişi başı ölüm/sakatlık teminat bedelinin ¨268.000,00 olduğunu, hesaplanan tazminattan sigorta şirketinin taahhüt ettiği limitler dâhilinde sorumlu bulunduğunu bildirmiştir.
Bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 03/06/2020 havale tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Tazminat hesaplarında ölen kişinin yaşı veya gelir durumuyla değil davacılara desteğinin olup olmadığı hususuyla değerlendirilmeye gidildiğini, davacıların evlatlarını kaybettiğini, evladın da anne ve babasına gerek madden gerek manen destek olduğunu, bu nedenle vefat tarihinden itibaren hesaplama yapıldığını, yetiştirme giderinin evladın kaybedilmesiyle aile bütçesinde bir artış meydana getiren bir gider olarak kabulünün mümkün olmadığını, bir kişinin kaybıyla aile bütçesinde en fazla rahatlama olacağını, yetiştirme gideri indiriminin hakkaniyete uygun ve adil bir sonuç doğurmayacağı gerçeği karşısında tazminat hesabından herhangi bir şekilde yetiştirme gideri indirimi yapılmadığını bildirmiştir.
Adalet Bakanlığı Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 05/03/2019 tarihli raporunda ; Davalı sürücü … ‘in %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğunu, müteveffa yaya … ‘ın davranış faktörlerinin sonuç üzerinde %50 oranında etken olduğunu bildirilmiştir.
Olayın meydana gelmesinde davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanmış olan plakalı aracın davalı sürücüsünün %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğundan sigortalı araç sürücüsünün %50 kusuruna isabet eden tutar davacılar yararına maddi tazminat miktarı olarak dikkate alınacaktır.
Somut olay trafik iş kazası olmadığı gibi müteveffanın ölümünde 3. Şahısların kastı olduğuna dair mahkeme kararı veya resmi belge olmadıkça SGK tarafından bağlanan gelirin rücu edilebilmesi 5510 sayılı yasanın 39. Maddesine göre mümkün görülmemektedir. O halde; hesaplanan maddi zarar tutarından rücuya tabi ödemeler hususunda indirime yer bulunmamaktadır.
Davacılar vekili Mahkememize sunduğu ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin taleplerini alınan bilirkişi raporu doğrultusunda artırmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85/1’nci maddesinde “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Yine sonra sözü geçen Kanun’un 88/1’nici maddesinde”Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
” denildikten sonra anılan Kanun’un 90’nci maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49/1’nci maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” denilerek haksız fiil sorumluluğu belirlendikten sonra anılan Kanun’un 61’nci maddesi “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü içermekte olup buna göre zarara sebebiyet veren sürücü,işleten ve zorunlu sigortacı zarar görene karşı haksız fiil hükümleri çerçevesinde müteselsilen sorumludurlar.Ancak sigorta şirketinin sorumluluğu teminat limiti ve sigortalısının kusuru oranındadır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;11/04/2015 günü, saat : 15:20 sıralarında,davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyenet ile … caddesini takiben … istikametinden … köprü istikametine seyri sırasında olay mahalline geldiğinde idaresindeki aracın ön kısımları,karşıdan karşıya geçmek üzere kaplamaya girmiş olan müteveffa yaya …’a çarması neticesinde yayanın vefat ettiği ,meydana gelen kazada araç sürücüsü davalı …’in %50 oranında kusurlu olduğu,Mahkememizce alınan kusur raporunun kaza tespit tutanağı ve ceza Mahkemesi’nde alınan rapordaki belirlemeler ile uyumlu olup hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu,Mahkememizce tekniğine uygun olup yargısal denetime elverişli olduğu belirlenen ve hükme esas alınan aktüerya bilirkişisi raporlarına göre,davacı … …’ın destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zararının ¨217.506,17,davacı …’un maddi zararının ise ¨381.369,78 olduğu anlaşıldığından davacıların açtığı maddi tazminat davasının ıslah edilmiş hali ile kabulüne ve yukarıda belirtilen tazminat miktarlarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline,sigorta şirketinin yaptığı ödeme de dikkate alınarak poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere sorumlu tutulmasına, ,davalılardan sigorta şirketine davacıların 15/05/2015 tarihinde yapması ve bu süreye 8 iş günü eklenmesi suretiyle sigorta şirketinin temerrüdü 28/05/2015 tarihinde oluştuğundan bu tarihten,diğer davalılar yönünden ise temerrüdün kaza tarihi itibariyle başladığından faizin belirlenen temerrüt tarihlerinden itibaren başlatılmasına, temerrüt tarihlerinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hâkimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davalı sürücü ile ölenyayanın kusur oranları, kazanın meydana geliş şekli, davacıların ölene yakınlık dereceleri,tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve diğer hususlar gözetildiğinde sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermeyecek şekilde talep edilen manevi tazminatın kısmen kabulü ile,davacı anne ve babaya ¨25.000,00’er manevi tazminatın kaza tarihi olan 11/04/2015 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte gerçek kişi davalılardantahsiline,davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-)1-Davacı … …’ın davalılar aleyhine açtığı maddi tazminat davasının ıslah edilmiş hali ile KABULÜNE; ¨217.506,17 destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … ve …’ten kaza tarihi olan 11/04/2015 tarihinden, davalı sigorta şirketinden ise temerrüt tarihi olan 28/05/2015 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya VERİLMESİNE,(Davalı sigorta şirketinin hükmedilen tazminatın ¨119.183,51’sinden(davacıya yapılan ödeme ve miras payı dikkate alınarak) diğer davalılar ile birlikte sorumlu tutulmasına)
2- Davacı … …’ın davalılar … ve … aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kısmen KABUL kısmen REDDİ ile; ¨25.000,00 manevi tazminatın kaza tarihi olan 11/04/2015 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya VERİLMESİNE,
3- Davacı … …’ın fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
B-)1-Davacı … …’ın davalılar aleyhine açtığı maddi tazminat davasının ıslah edilmiş hali ile KABULÜNE; ¨381.369,78 destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … ve …’ten kaza tarihi olan 11/04/2015 tarihinden, davalı sigorta şirketinden ise temerrüt tarihi olan 28/05/2015 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya VERİLMESİNE,(Davalı sigorta şirketinin hükmedilen tazminatın ¨109.662,15’sinden(davacıya yapılan ödeme ve miras payı dikkate alınarak) diğer davalılar ile birlikte sorumlu tutulmasına)
2- Davacı … …’ın davalılar … ve … aleyhine açtığı manevi tazminat davasının kısmen KABUL kısmen REDDİ ile; ¨25.000,00 manevi tazminatın kaza tarihi olan 11/04/2015 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacıya VERİLMESİNE,
3- Davacı … …’ın fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
C-)Alınması gerekli ¨44.324,72 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨307,40 harcın mahsubu ile bakiye ¨44.017,32 harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye İRAD KAYDINA, (Davalı sigorta şirketinin ¨40.909,22 harçtan diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına)
D-)Davacılar tarafından ödenen ¨29,20 başvuru harcı,¨307,40 peşin harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara VERİLMESİNE, (Davalı sigorta şirketinin başvuru harcının tamamından,peşin yatırılan harcın ise ¨68,31’sinden diğer davalılar ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına)
E-)-Davacılar tarafından yapılan 53 adet tebligat+posta ücreti ¨478,95 , bir bilirkişi inceleme ücreti ¨800,00 olmak üzere toplam ¨1.278,95. yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan ¨1.240,71’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara VERİLMESİNE, kalan kısmın davacılar üzerinde BIRAKILMASINA,
F) Davalı … Sigorta Şirketi tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
G-)Davacılar kendilerini bir vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨49.493,80 ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE, (Maddi Tazminat ile ilgili olarak)
H-)Davacılar kendilerini bir vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨7.300,00 ücreti vekaletin davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara VERİLMESİNE, (Manevi Tazminat ile ilgili olarak)
I-)Davalılar … ve … kendilerini bir vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen ¨3.400,00 ücreti vekaletin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davalılara VERİLMESİNE, (Manevi Tazminat ile ilgili olarak)
J-)Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacılar vekilinin yüzüne karşı,davalılar vekillerinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.24/09/2020

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”