Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1105 E. 2023/140 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1105
KARAR NO : 2023/140

DAVA : TESPİT
DAVA TARİHİ : 04/12/2017
KARAR TARİHİ : 14/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği 04/12/2017 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne kayıtlı bir aile şirketi olduğunu, davalı şirketin kurucu ortağı ….’ın şirketin %24 hissesine sahip iken 29/01/2008 tarihinde vefat ettiğini, davacıların bu kişinin mirasçıları sıfatıyla davalı şirkete ortak olduğunu, miras bırakan ….’ın 28/11/2008 tarihinde gerçekleşen sermaye arttırımına ilişkin olağan üstü genel kurul toplantısına katılmadığını, ancak sahte imza ile toplantıya katılmış gibi gösterildiğini, müvekillerinin miras bırakanının katılmadığı toplantıda alınan kararların iptali için Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne dava açıldığını, açılan davanın reddine karar verildiğini, bu kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi kararı ile kaldırılarak davalı şirketin 28/11/2008 ve 27/07//2011 tarihli Genel kurul toplantılarında alınan sermaye artışına ilişkin kararların yok hükmünde olduklarının tespitine karar verildiğini, bu kararın davalılar tarafından temyiz edildiğinin, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 27. Maddesinde geçersizlik , yokluk ve butlanla sakatlık tespitine ilişkin davaların herhangi bir süreye tabi olmadığını, müvekkilerinin şirketin kurucu ortağı ….’ın mal varlığında bulunan davalı şirketteki ortaklık payını veraset ilamındaki payları oranında iktisap ettiğini, bu hususun şirket pay defterine kayıt edildiğini, davacıların mirasçı sıfatıyla davalı şirkete ortak olmaları nedeniyle dava açmakta hukuki yararlarının bulunduğunu, davalı şirketin Genel Kurulunda alınan şirketin aktifinde bulunan taşınmazların satışına ilişkin yetkinin yönetim kuruluna verilmesinin batıl olduğunu, butlağı talep edilen 07/06/2017 tarihli olağan genel kurul toplantısında davalı şirket adına kayıtlı olan ve şirket aktifinde yer alan 15 adet taşınmazın satış yetkisinin yönetim kuruluna verildiğini, bu taşınmazların değerinin yüksek olduğunu, davalı şirketin gerek şirketten alacaklı olan kurum ve kuruluşların gerekse şirkette hissedar olan müvekkillerinin hak ve alacaklarına zarar vermek kastı ile hareket ettiğini, 6102 sayılı TTK’nun 447. Maddesinde butlan halinin düzenlendiğini anılan maddenin c bendine göre Anonim şirketin temel yapısı veya sermaye yapısını bozan genel kurul kararlarının batıl olacağının düzenlendiğini, genel kurul tarafından şirkete ait taşınmazların satışı hususunda yönetim kuruluna yetki verilmesi hususunun şirketin hem temel yapısını hemde sermaye yapısını bozduğunu, şirketin neredeyse tüm taşınmazlarının satışı konusunda yetki verildiğini söz konusu işlemin şirketin içini boşaltmak için yapıldığını ve yok hükmünde olduğunu, davalı şirket tarafından 29/11/2008 ve 27/07/2011 tarihlerinde gerçekleştirilen sermaye artışlarına ilişkin genel kurul kararlarının yukarıda anılan Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile yok hükmünde olduğunun tespit edilmesi nedeniyle 27/07/2011 tarihinden sonra yapılan genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunu, ayrıca bu davanın açıldığı tarihe kadar gerçekleşen genel kurullarda dağıtılmasına karar verilen karın miktarının ortaklara nasıl ve ne şekilde dağıtıldığınında tespitinin gerekli olduğunu, şirket tarafından yapılan 28/04/2011 tarihli duyuru uyarınca ihraç hükümlerine ilişkin yapılan işlemlerin ve iyi niyetli bir şekilde bu işlemlerinin yapılıp yapılmadığının tespitinin gerektiğini, sermaye artırımı yapan oraklarının bu taahhütlerini ne şekilde gerçekleştirdiklerinin de tespitini talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 17/02/2017 tarih …. esas ve …karar sayılı kararı ile 28/11/2008 ve 27/07/2011 tarihlerinde yapılan genel kurulların yok hükmünde olduklarının tespit edildiğinden bu tarihten sonra yapılan tüm genel kurullarının açıkça yok hükmünde olduklarından bu kararların butlağı ile yokluğunun tespitine, davalı şirketin 28/11/2008 tarihinden iş bu davanın açıldığı tarihe kadar gerçekleştirilen genel kurullarda dağıtılmasına karar verilen karın miktarının ve ortaklara nasıl ve ne şekilde dağıtıldığının tespitine , davalı şirketin Türkiye Ticaret Sicil gazetesinin … tarih …. sayılı nüshasını … sayfasında yer alan yönetim kurulu başkanı … imzalı şirket duyurusu uyarınca var ise ihraç hükümlerine ilişkin yapılan işlemlerin tespitine, davalı şirketin eski sermayesini teşkil eden 5.000.000,00 TL’nin tamamını nakit olarak ortaklarca nasıl ve ne şekilde ödendiğinin tespitine, artırılan 5.000.000,00 TL’nin 1/4 ‘nün ve 3/4’nün ödemesinin ortaklarca nasıl ve ne şekilde karşılandığının tespitine, davacı müvekkillerinin sermaye arttırım öncesi ve sonrası hisse miktarı ve hisse adedinin ve taahhüt ettikleri pay miktarının ne olduğunun tespitine, genel kurul kararı ile satış yetkisi verilen taşınmazlar ile şirket adına kayıtlı tüm menkullerin kayıtlarına teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı vermek suretiyle satış ve devir tasarruflarına durdurulması amacıyla şirket adına kayıtlı tüm taşınmaz menkul ve hisselerine ihtiyati tedbir şerhi konulmasına, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA;
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle ; Çağrı usulüne göre yapılmış bir genel kurula ilişkin olarak genel kurul kararlarının iptali için hak düşürücü süre olan iki aylık sürenin de geçmesinden sonra, şirket sermayesinin %93’ünün katılımı ve olumlu oy kullanması ile alınan bir genel kurul kararı doğrultusunda, şirketin yönetim kuruluna verilen taşınmaz mal satma yetkisine yönelik kararın iptaline ilişkin davanın herhangi bir haklı ve hukuki dayanağının olmadığını, nizaya konu edilen taşınmazlar üzerinde milyonlarca TL çeşitli bankalar nezdinde kullanılan kredilerden kaynaklanan ipotek şerhleri bulunduğunu, satış bedellerinin öncelikle mevcut kredilerdin kapanmasını sağlayacağı, bu suretle şirketin çok büyük faiz yükünden kurtulabileceğini, şirket hissedarlarının, davacılar dışında kalan %93 gibi çok büyük çoğunluk görüşü ile tüm YMM raporları, denetim raporları ile mali raporlar neticesinde ortaya çıkan veriler doğrultusunda alınmış kararın şirketin içini boşaltmak gibi değerlendirilmesinin etik olmadığını, rüçhan hakkının kullanılması yönünde kendilerine yapılan tebligatlara, ticaret sicil gazetesinde yapılan ilanlara icabet etmeyip, rüçhan haklarının kullanılması için tanınan sürelerden sonra yapılan genel kurullara oluşan yeni hisseler itibariyle katılan ve oy kullanan davacıların sermaye artışı ve sonrası hisse adedi ve miktarlarının ne olduğunun tespitini talep etmelerinin maddi ve hukuki bir dayanağı bulunmadığını savunarak, zamanaşımı ve derdestlik itirazlarının kabulüne, davacıların teminat yatırmaları hususundaki taleplerinin kabulüne, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirketin 27/07/2011 tarihinde sonra gerçekleşen genel kurul kararlarının batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememiz tarafından belirlenen duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin davacılar vekiline tebliğ edilmesine karşın davacılar vekilinin duruşmada hazır olmadığı ,mazeret talebinin reddine karar verildiği anlaşıldığından HMK’nun 150/1.maddesi uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği tarihten itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği anlaşıldığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK.’nun 150/5 maddesi uyarınca 14/02/2022 tarihi itibariyle AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 148,50 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacıların yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 572,50 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi. 14/02/2023

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”