Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1090 E. 2019/417 K. 08.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1090 Esas
KARAR NO : 2019/417

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2017
KARAR TARİHİ : 08/04/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkil şirket ile davalı arasında 30/01/2015 tarihli “oruma ve Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi” uyarınca müvekkil şirket davalı firmaya alışveriş merkezinde özel güvenlik hizmeti sunduğunu, müvekkilinin edimini tam olarak yerine getirmiş olmasına rağmen 07/10/2017 tarihinde Bakırköy ….Noterliğinin 31/01/2017 tarihi itibariyle sözleşmenin feshedileceğini bildirildiğini, müvekkili tarafından özel güvenlik hizmetine ilişkin maliyetinde işçilik karşılıkları tazminatı faturalandırılmasına ilişkin 01/03/2017 tarihinde ihtarname gönderildiğini, bu alacaklara karşılık düzenlenen faturanın iade edilmesi ve ödeme yapılmaması nedeniyle Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyasından takip yapıldığını borçlunun haksız olarak itiraz ettiğini, taraflar arasındaki sözleşme gereğince müvekkilinin bünyesinde çalışmaya devam eden personelin işçilik haklarının ödenmediğini, davalı tarafından kabul edilen faturanın ihtar tarihinden itibaren faiz kabul edileceğini, haksız itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına davalıdan tahsil edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya karşı cevabında taraflar arasındaki sözleşme gereğince ilgili personele çalıştığı dönem, önce davacı tarafından ödeme yapıldıktan sonra işçi – işveren iddianamesini imzalatıp bunları müvekkiline ibraz edildikten sonra bu bedelleri müvekkiline fatura edilerek müvekkili tarafından ödeneceği belirlenmiş olup henüz davacı tarafta çalışmakta olan işçilere kıdem, ihbar, tazminatlarını peşin olarak müvekkilinden talep edilmesini, hukuka aykırı olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası incelendiğinde alacaklı tarafından borçlu aleyhine fatura alacağına dayalı ilamsız icra takibi yapıldığı, fatura içeriğinin, güvenlik, hizmet, kıdem karşılığı ve yıllık izin ücreti alacağına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Dava taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi gereğince yüklenicinin müşterinin iş yerinde çalıştırdığı personelin kıdem ve izin alacağı bulunup bulunmadığı varsa davacının talep etme hakkının doğup doğmadığı ve miktarının tespitine ilişkindir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin 12.maddesinde “4857 sayılı iş kanunun 25. Maddesinde düzenlenen haklı nedenler hariç olmak üzere güvenlik görevlisinin herhangi bir nedenle projeden alınması kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde işten ayrılması kadro azaltılması gibi durumlarda güvenlik görevlisinin çalışma süresinin 1 yılı doldurmuş olması halinde müşteride çalıştığı sürede biriken kıdem tazminatı ve varsa ihbar tazminatı ödemelerinin yüklenici tarafından ödenerek ödeme belgesinin bu konuda personellerden alınacak iddianamelerin ibrazı halinde müşteriye fatura edilecek olup müşteriye tebliğ tarihini takip eden ayın 10. İş gününe kadar müşteri tarafından ödenecektir. Güvenlik görevlisinin kıdem tazminatı ve yıllık izin hak ediş süresinin doldurmaksızın müşteri bünyesinden ayrılması halinde kıdem tazminatı ve yıllık izin hak ediş süresini doldurması ile birlikte bu personelin müşterinin bünyesinde çalıştığı döneme dair kıdem tazminatı ve yıllık izin sorumluluğu hesaplanacaktır.” şeklinde işçilerin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin hak ediş tazminatlarının sözleşmenin tarafları arasında paylaştırılmasına ilişkin hüküm düzenlenmiştir.
4857 sayılı iş kanunun 2/6 maddesinde işveren iş yerinde yürüttüğü, hizmet üretimine dair yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği görevlendirdiği işçilerine sadece bu iş yerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren- alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren alt işverenin işverene karşı o iş yeri ile alakalı olarak alt işveren ile birlikte sorumludur. Hükmü bulunmaktadır. Bu nedenle iş kanunundan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle alt işveren ile birlikte asıl işveren müteselsil sorumludur. Alacaklıya karşı müteselsil sorumlu olan borçlular kendi aralarındaki iş ilişkide bu husustaki nihai sorumluluğun hangi tarafa ait olduğu konusunda anlaşma yapabilirler.
Taraflar arasındaki sözleşmede bu husus belirlenmiş olup, yüklenicinin alt işveren olarak hizmet sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte asıl işverenlikte geçen süreye tekabül eden işçilik alacaklarının rücuen tahsilini davacının talep etme hakkı varsa da henüz kıdem tazminatı alacağı oluşmadan davacının herhangi bir ödeme de bulunmadığı anlaşıldığından sözleşmeye dayalı olarak işçilik alacaklarının talep etme hakkı bulunmadığı göz önüne alınarak davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 44,40 TL ilam harcından peşin alınan 2.620,72 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.576,32 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 18.969,45 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/04/2019

Katip …

Hakim …