Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/103 E. 2018/539 K. 04.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/103 Esas
KARAR NO : 2018/539

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/02/2017
KARAR TARİHİ : 04/05/2018
K.YAZIM TARİHİ : 15/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; inşaat firması sahibi olan müvekkilinin davalıyla her hangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası üzerinden takibe konulan çekin dava dışı …. ve adamı …. tarafından müvekkilinden silahlı tehdit yoluyla yağmalandığını, buna ilişkin Bakırköy CBS … ve bu dosya ile birleşen …. nolu dosyalar üzerinden soruşturmanın devam ettiğini, icra takibine konu çekin arkasında yazan çizilmiş olan ilk cironun …. adına olduğunu, davalı …’ın çizilmiş cirolu bu çeki kabulünde kötü niyetli olduğunu, dava konusuna ilişkin isticvabının gerektiğini beyanla müvekkilinin icra dosyasına konu alacak nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitini, davalı alacaklının %20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkumiyetini talep ve dava ettiği,
Davalı usule uygun davetiyeye rağmen davaya cevap vermemiştir.
Dava, İİK 72/3 md ne dayalı menfi tespit ve kötü niyet tazminatı talebine ilişkindir.
Celp olunan Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının tetki- kinde ; davalı/alacaklı … tarafından davacı/borçlu … aleyhine 01/10/ 2016 keşide tarihli, 25.000,00 TL bedelli çeke dayanarak 23.710,00 TL çek bedeli + 168,89 TL işle- miş faiz + 47,42 TL çek komisyonu + 2.371,00 TL çek tazminatından baret toplam 26.297,31 TL alacağın tahsili istemiyle 14/10/2016 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus takibe girişildiği, ödeme emrinin davacı /borçluya usulen tebliğ edildiği, ancak borçlunun itirazının İcra Mahkemesi yerine İcra Müdürlüğüne yapması nedeniyle itirazın reddedildiği, takibin kesinleştiği, borçlunun menkul ve gayrimenkul varlığının haczine girişildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı davaya cevap vermemiş ise de usulen çağrıldığı 04/05/2018 tarihli celsede yapılan isticvabında “Ben ….’de seyyar pazarlamacılık yaparım. Zaman zaman dışarda yatıp kalkarım. …. Caddesi’nde bir çay ocağında çalışmaya başladım. Burada …. ile tanıştık. … onun arkadaşıdır. Bu vesileyle onu da tanıdım. Çay ocağında bulunduğum sırada aralarındaki konuşmadan ….’ın ….- ….’na çek verdiğini duydum. ….’ın eşi hastanedeydi. Beraber …’ndaki bir bankaya gittik. Nüfus cüzdanını hastanede bıraktığını yanında olmadığını söyledi. Çeki bana cirolattı. Bankada 600,00 TL civarında bir ödeme yapıldı. Bu ödeme doğrudan …. yapıl- mıştır. Kamera kayıtları ile tespit edilmiştir. Ben davacı hakkında herhangi bir takip başlatmadım. Böyle bir şeyden haberim yok. Av…isimli birine vekalet vermedim,tarafıma gösterilen takip dosyası içindeki vekaletname altındaki imza benimdir ancak ben bir vekaletname vermedim notere de gitmedim. Ben ….’yı tanımıyorum. Çekte cirosunun bulunup bulunmadığını da bilmiyorum. Benim …’ndan herhangi bir alacağım yoktur. Bana borçlu olmadığını kabul ediyorum, aleyhime yargılama gideri, vekalet ücreti ve tazminata hükmedilmesin “demiş,beyanı okunup davayı kabulün hüküm sonuçları açıklandığında beyanında ısrar etmiş ,imzası ile tasdiklemiştir.
Aynı celsede davacı vekili;” davalının beyanından esasen bizim de iddia ettiğimiz gibi müvek- kilimin davalıya takip konusu çekten dolayı herhangi bir borcunun olmadığı, davalının söz konusu çekle ilgili olarak dava dışı kişiler tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre takipten habersiz olan davalıdan kötü niyet tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimiz yoktur. davalının kabul beyanı da gözetilerek ,sadece menfi tespit ile ilgili davanın kabulüne müvekkilimin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve müvekkilim aleyhine başlatılan dava konusu takibin iptaline karar verilsin” demiştir.

İhtilaf konusunun tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği, sulh ve ara buluculuğa elverişli hususlardan olduğu,ön inceleme aşamasında sulh sağlanmadığından tahikkata geçildiği,ancak davalının mahkeme huzurunda yapılan isticvabında – henüz tahkikat aşaması tamamlanmadan – dava- cının menfi tespite ilişkin talep sonucunu kayıtsız şartsız kabul ettiği, HMK 308 .md ne göre kabul beyanının karşı tarafın ve mahkemesinin muvafakatine bağlı olmadığı, ayrıca kesin hükmün sonuç- larını doğurduğu, buna göre tahkikatı gerektirir başkaca bir husus bulunmadığı anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın KABULÜNE,
Davacı/borçlunun Bakirköy … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen dava ve takip konusu 01/10/2016 keşide tarihli 25.000,00 TL bedelli çek nedeniyle takip alacaklısı olan davalıya borçlu olmadığının tespitine, dava konusu takibin iptaline,
Davalı aleyhine kötü niyet tazminatı takdirine yer olmadığına ,

2-Harçlar Kanunu 22. md gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 1.138,50 karar ve ilam harcından peşin alınan 426,94 TL nispi harcın mahsubu sonucu bakiye 711.56 TL harcın davacıdan tahsil edilerek Hazine’ye irat kaydına,

…/…

3- Talep bulunmadığından
a.)Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine ,

b.)Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri gereğince,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/05/2018

Katip …

Hakim …