Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1010 E. 2018/64 K. 30.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

BAKIRKÖY (3) NO’LU ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2017/1010
KARAR NO : 2018/64

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 06/11/2017
KARAR TARİHİ : 30/01/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacının vekil aracılığıyla İstanbul Tüketici Mahkemesine verdiği 12/02/2008 tarihli dava dilekçesi ile, … …’ye ait İstanbul …. Köyü …. mevkii … ada ,…. parsel …. Blok zemin kat …. nolu 22.96 mt² dükkanın aylık 2.500 USD gelir vaadi ve kiracıyı da kendilerinin bulacağı vaadi ile … tarafından yapıp satmakla yetkilendirilen diğer davalılar tarafından oluşturulan … ortaklığınca 20/12/2005 tarihinde satıldığı ve ¨315.000,00 bedelle kendileri tarafından satın alındığı, satım belgesinde 01/04/2007 teslim tarihinin taahhüt edildiği, davalı grup şirketin bu dükkanı, aldığı yetkiyi devrettiği … Şirketi vasıtası ile …. Gıda şirketine 5 yıllığına 2.525,60 USD + KDV olarak 01/07/2007 tarihi itibari ile kiraladığı, ayrıca depozito aldığı, ancak bu paranın kendilerine intikal ettirilmediği, birikmiş kira alacağının ödenmesi için ihtar gönderildiği halde, davalı şirketler grubunun sözleşmeye atfen AVM’nin açılmasından sonra talepte bulunulabileceği şekilde cevap verdikleri, oysa teslim tarihinin belli olduğu, hem taahhüt edilen zamanda çarşıyı yetiştirip açamadıkları, hem de bu kusuru kendilerine haklılık gerekçesi yaptıkları, bunun hukuka ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğu belirtilerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ¨3.000,00’nin ticari faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili talep ve dava olunmuştur.
SAVUNMA:
Mahkemesince davalılara tebligat çıkartılmış, her iki davalı şirketin vekil aracılığı ile cevap verdikleri, davacının vekili olan kızı tarafından mecurun kiraya verilmesi konusunda yetki sözleşmesi imzalandığı ve kendilerinin bu yetki ile ortaklık bünyesindeki …. Şirketi vasıtası ile …. Gıda Şirketine 03/04/2007 tarihinde kiraya verdikleri ve kira sözleşmesi kapsamında 01/05/2007 tarihinde mecurun kiracıya teslim edileceğinin ve 90 gün dekorasyon süresinin bulunduğunun kararlaştırıldığı, bu sözleşme koşularının davacının kızı tarafından vekili sıfatı ile okunup imzalandığı, ancak kiracının tadilat aşamasında yaptığı bir takım aksaklıklar sebebi ile uyuşmazlık doğduğu ve sözleşmenin feshedildiği, bunun üzerine başka bir kiracı ile 01/04/2008 tarihinde davacı bilgisi dahilinde kira sözleşmesi yapıldığı ve Nisan-Mayıs 2008 dönemine ilişkin bedellerin davacıya teslim edildiği, bunun dışında aralarındaki sözleşmenin hiç bir maddesinde kira parasının garanti edildiğine dair bir ibare bulunmadığı ve sorumlu olmadıkları, taşınmaz satım sözleşmesinin teslim maddesinde de … ‘nin geçici kabul işlemine başlangıç tarihinin 01/04/2007 olarak öngörülmesi karşısında taşınmaz tesliminin kesin olarak o tarihte yapılacağına dair bir ibare bulunmadığı, Mayıs 2007 döneminde gönderilen davet yazıları ile alıcıların taşınmazları görerek dekorasyon işlerini kiracıların yapacağı bildirilerek teslimlerin yapıldığı, AVM gecikmesinin tüm sorumlusunun kiracılar olduğu gerekçesi ile davanın reddinin istenildiği anlaşılmıştır.
Diğer davalı …’nin vekil aracılığı ile verdiği cevapta ise, görev itirazında bulunulduğu, ayrıca yetkiye itiraz edildiği, kendilerinin diğer davalılar ile aralarında gelir paylaşım esasına göre, inşaat ve satış sözleşmesi bulunduğu, 05/05/2005 tarihli sözleşme kapsamında yapıldığı, bunun dışında satışların yüklenici adına yapılacğı ve satış işlemlerinde kullanılan sözleşmelerin alıcı ile yüklenici arasında imzalanacağının kararlaştırıldığı, bu nedenle alıcı ile yüklenici arasında imzalanan 20/12/2007 tarihli taşınmaz satım sözleşmesinde kendilerinin taraf olmadığı, ileri sürülen vaatlerin bu nedenle kendilerini bağlamadığı ve taleplerle sorumlu olmadıkları gerekçesi ile öte yandan, alıcı ile yüklenici arasındaki yetki sözleşmesi ile akdedilen kira sözleşmesinden ihtilafın doğduğu gerekçesi ile davanın reddinin istenildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce verilen ilk karar Yüksek Yargıtay … .Hukuk Dairesi’nin 25/02/2016 gün ve … esas,…. karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, davalı … ile davası tefrik edilen şirketler arasında imzalanan gelir paylaşım esasına dayalı inşaat ve satış sözleşmesi ile inşaatın yapımını üstlenilen yüklenicilerin, davacıya satış yaptıkları dükkan ile ilgili geç teslime dayalı, uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Bilirkişiler … ,… ve … tarafından düzenlenen 29/07/2013 havale tarihli bilirkişi raporunda;davacı … ‘ın, kendisine karşı müteselsilen sorumlu olan ve adi ortaklığı oluşturan davalılar …. Ltd. Şti. ile …. Ltd. Şti.’nden (ödemede tekerrür olmamak üzere) 22,730,40 $ alacaklı olduğu ve her 2 davalının müştereken vc müteselsilen sorumluluğunda olan alacağa, temerrüdün gerçekleştiği 18/12/2007 tarihinden 30 gün sonraki 17/01/2008 tarihinden İtibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/A maddesi değerlendirilmek üzere, talebin yabaneı para cinsinden ileri sürülüşü sayın Mahkemece irdelenmek üzere ayrıca faiz de uygulanması gerektiğini bildirdikleri görülmüştür.
Yargılamanın devamı sırasında davalı şirketlerden … ve …. Şirketlerinin ayrı ayrı Ankara Asliye Ticaret Mahkemelerinden haklarında iflas kararı verildiği, kararların henüz kesinleşmediği anlaşılmakla birlikte, usul gereği İİK 194.maddesi uyarınca ikinci alacaklılar toplantısından 10 gün sonraya dek davanın durması gerekeceği gözetilerek, bir süre bu gerekçe ile bu iki davalı yönünden durma kararı verilmiş, ancak diğer davalı … ‘ye yönelik yargılamanın devam etmesi ve tefrik yolundaki davacı talepleri de değerlendirilip, … ‘ye yönelik davanın tefrikine karar verilmiş ve işbu davada yeni esas alıp, yargılamaya bu esas üzerinden, … açısından devam edilmiştir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;davacı vekili, davalı …’nin yüklenicisi …. arasında İstanbul……. Köyü … ada … parselde inşa edilecek alış-veriş merkezindeki … blok … nolu dükkanın satış sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin satış bedelini davalıya ödediğini, sözleşmeye konu dükkanın 01/04/2007 tarihinde teslim edileceği ve dükkana kiracı bulunacağı taahhüt edilmesine rağmen alış veriş merkezinin süresinde açılmayarak dükkanın süresinde teslim edilmediğini, …. tarafından kiraya verilen dükkanın tahsil edilen bir kısım kira bedelinin de müvekkiline ödenmediğini iddia ederek, alış-veriş merkezinin süresinde açılmaması nedeniyle uğranılan ¨3.000,00 zararın tahsiline karar verilmesini,davalı … vekili ise davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Tapuda kayıtlı taşınmaz (işyeri) satışına ilişkin sözleşme adi şekilde yapılmış olup, resmî şekilde yapılmadığı sürece geçersizdir. Buna bağlı olarak cezai şarta ilişkin düzenlemelerde geçerli olmayacaktır.Ayrıca tapuda taşınmaz tescili 11/04/2006 tarihinde yapılmış olup bu tescil sırasında da gecikmeden doğan haklar saklı tutulmamış olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli ¨35,90 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨25,20 harcın mahsubu ile bakiye ¨10,70 harcın davacıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davalı tarafından yapılan 3 adet tebligat + posta ücreti ¨63,25,temyiz yoluna başvuru harcı ¨123,60 olmak üzere toplam ¨186,85 yargılama giderini davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen ¨2.180,00 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacı ile davalıya İADESİNE,
Dair,6100 sayılı HMK’nun geçici 3 üncü maddesinin 2 inci fıkrası yollamasıyla mülga 1086 sayılı HUMK’nun 26/09/2004 gün ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümleri uyarınca kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.30/01/2018

KÂTİP ….

HÂKİM …..