Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/99 E. 2018/1024 K. 09.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/99
KARAR NO : 2018/1024

DAVA :İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/02/2016
KARAR TARİHİ : 09/10/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 02/02/2016 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle;Davalı ile müvekkili arasında Noter’de Müteahhitlik Sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşme ile mülkiyeti davalıya ait taşınmaz üzerinde inşa edilecek olan binanın anahtar teslimi yapım işinin üstlenildiğini, müvekkilinin müteahhit sıfatı ile yapı ruhsatını bizzat aldığı taşınmaz üzerinde sözleşmedeki şart ve sürelere uygun şekilde taahhüt ettiği işleri yapmış, kalan işlerin yapımına da sözleşmeye uygun olarak devam etmiş olduğunu, ancak ilerleyen süreçte davalı tarafından taahhüt edilen ödemeler yapılmadığından yaşanan ekonomik sıkıntı sebebiyle müvekkilinin işin yapımına mecburen ara vermek zorunda kaldığını, bu durumu da davalıya haber verdiğini, davalıdan alacaklarını alamayınca davalıya Noter kanalı ile ihtarname tebliğ edilmiş olup buna rağmen davalının bir ödeme yapmadığını, taraflarınca kaba inşaatı tamamen ve ince inşaatı kısmen bitirilen yapıyı davalının sözleşmeye aykırı olarak başkalarına yaptırma hazırlığında olduğunun öğrenilmesi üzerine taraflarınca Büyükçekmece …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ….D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırıldığını, konu olan inşaatın hafriyatı ve kaba inşaatının tamamının, elektrik tranşe boruları, izolasyon, geri dolum vs. işlerinin ikinci ve üçüncü katta yeralan 5 adet dairenin elektrik tesisatlarının, giriş ve zemin katta yeralan iki dairenin alçı işlerinin müvekkili tarafından yapıldığını, bunun tespit raporu ile de teyit edildiğini, tespit raporu ile varlığı resmi olarak tespit edilen faturaya dayalı ¨1.504.500,00 tutarlı likit alacağın tahsili amacıyla yaptığı itiraz sonucu takip durmuş olduğundan, davalı tarafından başlattıkları takibe karşı yapılan kötü niyetli itirazın iptali ve takibe konu alacağın % 40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıya yükletilmesi, alacaklarının faizi ile birlikte tespitini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 11/05/2016 havale tarihli cevap diilekçesinde;Müvekkili ile…. A.Ş. arasında müvekkilinin malik olduğu taşınmazlar üzerine inşaat yapılması için müteahhitlik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye dayalı olarak…. ile davacı şirket arasında İnşaat Yapım İşi Sözleşmesinin imzalandığını, davacının bu sözleşmede …. İnşaat şirketinin taşeron firması konumunda olduğunu, yine müvekkili ile davalı arasında da davalının inşaat ile ilgili ruhsat ve izinleri alabilmesi bakımından Noterde Müteahhitlik Sözleşmesinin imzalandığını, davacının inşaat için ödemelerini …. İnşaat şirketinden almış olmasına rağmen iş yaptırdığı alt taşeron…. firmasına ödeme yapmaması sebebiyle bu şirket tarafından inşaat işinin durdurulmuş olduğunu, inşaat işinin uzun süre durması ve taşeron firmalar arası ihtilaflar sebebiyle davacının edimini yerine getiremeyeceğinin müvekkili tarafından anlaşılması üzerine Bakırköy … Noterliğinin 27.07.2015 tarihli ihtarnamesi ile davacı ile müvekkili arasında imzalanan Müteahhitlik Sözleşmesinin feshedildiğini, yine müvekkili ile … İnşaat şirketi arası sözleşmenin de feshedildiğini, davacının ardından kötü niyetli olarak icra takibine konu faturayı düzenleyerek gönderdiğini, müvekkili tarafından bu faturanın davacıya iade edildiğini, müvekkili tarafından tüm bu gelişmeler esnasında tespit talebinde bulunulduğunu, Büyükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. D.İş nolu dosyası ile bilirkişi incelemesi yapıldığını, bilirkişi raporunda işin % 38 lik kısmının yapıldığı ve bunun bedelinin de ¨457.236,06 + KDV olduğunun tespit edildiğini, raporda ayrıca davacı ve … İnşaatın edimlerini süresinde yerine getiremeyeceklerini belirtildiğini, sözleşmeye dayalı olarak yapılan işlerle ilgili müvekkili tarafından …. İnşaat şirketine ödemelerin yapılmış ve bu şirketçe de davacıya ödemelerin yapılmış olduğunu, davacı ile imzalanan sözleşmenin feshinden ve tespit işlemlerinden sonra, inşaatın daha fazla gecikmemesi için 04/01/2016 tarihinde davacı ile sözleşmesi olan …. ile sözleşme yapılmış olduğunu, müvekkilinin asıl muhattabının sözleşme imzaladığı ….. İnşaat şirketi olduğunu, davacının da asıl muhattabının müvekkili değil alt taşeron olarak sözleşme imzaladığı …. İnşaat şirketi olduğunu, bu sebeplerle davanın …. İnşaat şirketine de ihbarını ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine ve de davacı aleyhine % 20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanan, bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy …. ncı İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhine ¨1.504.500,00 asıl alacak , ¨63.189,00 işlemiş faiz ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekilinin süresinde, borca itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği,İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği,bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği,davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222 nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde ve dava konusu eser üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış,Bilirkişiler …. tarafından mahkememize sunulan 01/02/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davalı yan ticari defter-belgeleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişkiden kaynaklanan fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacı yan tarafından 10/12/2015 tarihinde davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyası ile fatura alacağını dayanak göstererek ¨1.504.500,00 fatura alacağı, ¨63.189,00 işlemiş ticari avans faizi toplam ¨1.567.689,00 alacağının tahsili amacıyla takibe geçildiği, davalı yan tarafından 18/12/2015 tarihinde yapılan vaki itiraz üzerine takibin durduğunu, 02/02/2016 tarihinde…. Esasına kayıtlı huzurdaki davanın ikame edildiğini, davalının 2015 ve 2016 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi 10/12/2015 itibariyle davalının davacıya borcunun bulunmadığını, aksine davalının davacıdan ¨329.587,00 alacaklı olduğunu, davacı…. Ltd. Şti. ile yapılan telefon görüşmeleri ve mail yazışmaları neticesinde taraflarına hiçbir evrak sunmamış olduğundan davacıya ait ticari defterlerin incelenemediğini, davalı işveren …. Vakfı tarafından dava konusu yapım işinin dava dışı müteahhit …. İnşaat şirketine 16/01/2014 tarihli sözleşme ile verildiğini, bu tarihten bir süre sonra dava dışı …. İnşaat şirketi tarafından konu olan inşaat yapım işinin davacı yüklenici …. şirketine İnşaat Yapım İşi Sözleşmesi ile verilmiş olduğunu, yine bu sözleşmeden bir süre sonra 25/04/2014 tarihli İnşaat Yapım İşi Sözleşmesi ile konu olan işin davacı yüklenici ,….. şirketi tarafından dava dışı …. şirketine verilmiş olduğunu, dava konusu yapım işinin, davacı …. şirketi ile davalı … arasında imzalanan 26/12/2014 tarihinden ve 24/04/2015 ruhsat tarihinden çok daha önceki bir tarihte başlamış olduğunu, davacı …. şirketi ile davalı … arasında imzalanan 26/12/2014 tarihli Müteahhitlik Sözleşmesi’nin inşaatın başlamasından çok daha sonra resmi işlemlerin yürütülebilmesi için formalite gereği taraflar arasında imzalanmış bir sözleşme olduğunu ve bu sözleşmenin davalı … ile davacı İdaelpark şirketi arasında direkt bir inşaat yapım işi ilişkisi olduğunu ispatlamayacağını, söz konusu inşaat yapım işinin davalı … tarafından dava dışı …. İnşaat şirketine verilmiş ve bu şirket tarafından da davacı …. şirketine verilmiş olduğunu, dava dosyasına sunulan banka cevap yazılarından ve sunulan çeklerden; davalı …’na ait hesaptan davacı …. şirketine herhangi bir ödemenin yapılmadığını, davalı …’nın ödemelerini inşaat yapım işini verdiği … İnşaat şirketi yetkilisi….’e yapmış olduğunu, yine müteahhit …. İnşaat şirketi tarafından (inşaat yapım işi verilen) davacı …. şirketi yetkilisi ….’a havale ve çekler ile ödemelerin yapılmış olduğunu, neticeten davacı ….. şirketinin davalı … ile aralarında resmi işlemlerin yürütülebilmesi amacıyla düzenlendiği anlaşılan Bakırköy … Noterliğince 26/12/2014 tarih ve … yevmiye nosu ile düzenlenmiş Müteahhitlik Sözleşmesi’ne dayanarak kesmiş olduğu anlaşılan 03/07/2015 tarih ve KDV dahil ¨1.504.500,00 tutarlı fatura sebebiyle davalı … Vakfından talepte bulunamayacağını,bildirdikleri görülmüştür.
Dava itirazın iptali davasıdır.Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66.maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir.(Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223) Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu , ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nun 187 ,190 ve 200’ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddede “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
İspat vasıtaları ise HMK.nun 200’ncü maddesinde “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir.Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.”düzenlemesi ile ispatın nasıl yapılacağı gösterilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na göre “faturanın onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatabı tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya 8 gün içinde itiraz edilmemiş olmasının onu borç altına sokacağı şeklinde görüş hem mantıki hem de hukuki dayanaktan yoksun olur. O halde öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının göz önünde tutulması zorunludur.”Akdi ilişki ispat edilemediği sürece davacının davalı adına fatura düzenlemesi ve ticari defterlerine göre bu faturalar nedeniyle alacaklı gözükmesinin davalıyı bağlayıcı bir yanı yoktur. “
Davacı yan icra takibinde ödenmediğini iddia ettiği alacak için takibe girişmiştir.Kendisi lehine bir olaydan hak çıkaran taraf ispat külfeti altındadır.Davacı yanın tek taraflı olarak tanzim ettiği fatura davalı yanca itiraza uğramıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında yapılan 26/12/2014 tarihli Müteahhitlik Sözleşmesi uyarınca, müvekkilinin,davacıya ait inşaatta bir kısım işleri yaptığını ancak davacının iş bedelini ödemediğini iddia etmiş,davalı vekili ise,davacı ile aralarında inşaat yapım işleri ile ilgili bir sözleşmenin bulunmadığını,davacının,müvekkilinin inşaat yapımı konusunda anlaştığı …. İnşaat A.Ş. İsimli firmanın taşeronu olduğunu,müvekkilinin …. İnşaat A.Ş. İle anlaşması bulunduğunu ve anlaşma uyarınca iş bedelinin bu şirkete ödendiğini,ancak yüklenici … İnşaat firmasının inşaatı bitirememesi nedeniyle müvekkilinin sözleşmeyi feshederek inşaatını başka bir firmaya tamamlattığını,davacı ile yapılan 26/12/2014 tarihli Müteahhitlik Sözleşmesi’nin taşeron olan davacının resmi işlemleri yürütmesi için yapıldığını,iş bedelinin müvekkilinin inşaat yapımı konusunda anlaştığı …. İnşaat A.Ş.’ye ödendiğini savunmuştur.
Eser sözleşmesi yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.Buna göre davacı olan alt yüklenicinin, iş sahibi ile yapılan anlaşma uyarınca eseri meydana getirdiğini bunun karşılığında iş bedelinin kendisine ödenmediğini ispatlaması gerekir.
Davacı,davalıya ait inşaat işini,davalı ile olan anlaşma uyarınca yaptığını ve iş bedelini tahsil edemediğini usulüne uygun deliller ile ispat edemediğinden ve davacı vekili dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayandığından,kendisine yemin delili hatırlatılmış,davacı vekili yemin deliline dayandığını belirterek yemin metni oluşturmuş,mahkememiz tarafından düzeltilen yemin metni davalıya tebliğe çıkartılmış,davalı şirkete yemin davetiyesi kendisine usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi üzerine davalı şirket yetkilisi duruşmaya gelerek usulüne uygun olarak yeminini eda etmiştir.
Yemin, taraflardan birinin davanın çözümlenmesine etkili olan bir vakıanın doğru olup olmadığı hakkında kanunun belirlediği şekilde mahkeme (hakim) önünde beyanda bulunmasıdır. Yemin eden taraf bu beyanın doğruluğunu namus, şeref ve kutsal saydığı bütün inanç ve değerleri ile teyit etmektedir. Medeni Usul Hukukumuzda yemin delili kesin delil niteliğindedir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;davalı işveren …. Vakfı tarafından dava konusu yapım işinin dava dışı müteahhit …. İnşaat şirketine 16/01/2014 tarihli sözleşme ile verildiği, bu tarihten bir süre sonra dava dışı … İnşaat şirketi tarafından konu olan inşaat yapım işinin davacı yüklenici ….. şirketine İnşaat Yapım İşi Sözleşmesi ile verilmiş olduğu, yine bu sözleşmeden bir süre sonra 25/04/2014 tarihli İnşaat Yapım İşi Sözleşmesi ile konu olan işin davacı yüklenici ….. şirketi tarafından dava dışı … şirketine verilmiş olduğu, dava konusu yapım işinin, davacı ….. şirketi ile davalı … arasında imzalanan 26/12/2014 tarihinden ve 24/04/2015 ruhsat tarihinden çok daha önceki bir tarihte başlamış olduğu, davacı ….. şirketi ile davalı … arasında imzalanan 26/12/2014 tarihli Müteahhitlik Sözleşmesi’nin inşaatın başlamasından çok daha sonra resmi işlemlerin yürütülebilmesi için formalite gereği taraflar arasında imzalanmış bir sözleşme olduğu ve bu sözleşmenin davalı … ile davacı İdaelpark şirketi arasında direkt bir inşaat yapım işi ilişkisi olduğunu ispatlamayacağı, söz konusu inşaat yapım işinin davalı … tarafından dava dışı …. İnşaat şirketine verilmiş ve bu şirket tarafından da davacı …. şirketine verilmiş olduğu, dava dosyasına sunulan banka cevap yazılarından ve sunulan çeklerden; davalı …’na ait hesaptan davacı ….. şirketine herhangi bir ödemenin yapılmadığı, davalı …’nın ödemelerini inşaat yapım işini verdiği …. İnşaat şirketi yetkilisi ….’e yapmış olduğu, yine müteahhit …. İnşaat şirketi tarafından (inşaat yapım işi verilen) davacı ….. şirketi yetkilisi ….’a havale ve çekler ile ödemelerin yapılmış olduğu, neticeten davacı ….. şirketinin davalı … ile aralarında resmi işlemlerin yürütülebilmesi amacıyla düzenlendiği anlaşılan Bakırköy … Noterliğince 26/12/2014 tarih ve …. yevmiye nosu ile düzenlenmiş Müteahhitlik Sözleşmesi’ne dayanarak kesmiş olduğu anlaşılan 03/07/2015 tarih ve KDV dahil ¨1.504.500,00 tutarlı fatura sebebiyle davalı … Vakfından talepte bulunamayacağı ve davacı vekilinin yemin deliline dayanması üzerine davalı şirket yetkilisinin yeminini eda etmesi sebebiyle ispat edilemeyen davanın reddine,davalı vekili,davacının icra takibine girişmekte kötüniyetli olduğunu kanıtlayamadığından davalı vekilinin koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı vekilinin kötüniyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken ¨35,90 peşin harcın davacı tarafından yatırılan ¨17.853,75 harçtan mahsubu ile fazla alınan ¨17.817,25 harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafından yapılan 2 adet tebligat + posta gideri ¨72,00 yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
6-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨69.085,00 ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
8-Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya VERİLMESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.09/10/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …