Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/944 E. 2018/624 K. 25.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/944 Esas
KARAR NO : 2018/624

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2016
KARAR TARİHİ : 25/05/2018
K.YAZIM TARİHİ : 11/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında özetle,davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden kendisi aleyhine icra takibine giriştiğini, ancak takibin dayanağını oluşturan 16/02/2007 vade ve 20.500,00 TL bedelli senet üzerindeki im- zanın kendisine ait olmadığını beyanla takip konusu senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ihtilafın çözümünde GOP Asliye Hukuk Mahkeme- leri’nin görevli ve yetkili olduğunu, davacının müvekkili ile yaptığı ticaret ve para alışverişi nedeniye ortağı olduğu … ile birlikte takip ve dava konusu senedi imzalayarak verdiğini, davacının verdiği üç adet senetteki kaşenin aynı olduğunu, takibin kesinleştiğini, haczedilen taşın- mazın satış aşamasına gelindiğinde açılan menfi tespit istemli iş bu davanın kötü niyetli olduğunu beyanla davanı reddini savunmuştur.
Dava ,İİK 72/3 md ne dayalı kambiyo senedine dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının tetkikinde ; davalı /alacaklı … tarafından davacı/borçlu … ve dava dışı … hak- kında 16/01/2007-16/02/2007 ve 02/04/2007 tarihli üç adet bonoya dayanarak 49.700,00 TL AA + 5.500,00 TL faizden ibaret toplam 55.200,00 TL alacağın tahsili istemiyle 25/06/2007 tarihinde kam- biyo senetlerine mahsus takibe girişildiği, ödeme emrinin 29/06/2007 tarihinde davacı /borçluya tebliğ edildiği, süresinde itiraz edilmemesi üzerine takibin kesinleştiği, borçlunun menkul ve gayrimenkul varlığının haczine girişildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı tarafça “uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu”ndan bahisle mahkememizin görevine itirazda bulunulmuş ise de ; dava kambiyo senedine dayandığından Ticaret Mahkemesi sıfatıyla faaliyet gösteren mahkememizin iş bu davada görevli olduğu, yine davalı vekilince “davalının adresi itibariyle Gaziosmanpaşa Mahkemeleri’nin yetkili olduğu”ndan bahisle yetki itirazında bulunmuş ise de ; İİK 72/son md de “menfi tespit davalarının takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının yerleşim yerinde de açılabileceği’nin belirtildiği, bu hususta davacının seçimlik hakkının bulunduğu,nitekim davaya konu takibin Bakırköy İcra Dairesi’nden başlatıldığı ve mahkememizin yetkili olduğu gözetilerek hukuki dayanaktan yoksun usuli itirazların reddine karar verilmiştir.
Ön incelemenin yapıldığı 06/10/2017 tarihli celsede yargılamaya konu uyuşmazlığın ;dava ve takip konusu senet üzerindeki imzanın davacı/ alacaklının eli ürünü olup olmadığı, davacının söz konusu senet nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı ve borç miktarının ne olduğu toplandığı tespit olunmakla taraflar uyuşmazlığın sulh ve arabuluculuk yoluyla çözümü için teşvik ve davet edilmiş ise de, bu yönde talep ve başvuru bulunmadığı, ön inceleme aşamasında değerlendirilmesi gereken başkaca husus kalmadığı anlaşılmakla yargılamada tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Yine aynı celsede taraflara HMK’nun 194/1. Maddesi gereğince “dayandıkları vakıaları, ispata elverişli şekilde somutlaştırmaları,” 194/2. Maddesi gereğince “dayandıkları delilleri ve hangi delilin hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini açıkça belirtmeleri”  ve HMK’nun 140/5. Maddesine göre “dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin (dosya,belge, bilgi) getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları, (Müzekkere yazılacak yerin açık adını, tebligata elverişli adresini ve talep konusunu açıkça yazmaları) HMK’nun 240/2 maddesi gereğince tanık bildiren tarafın, tanık dinletmek istediği vakıayı ve dinlenilmesi istenen tanıkların adı ve soyadı ile tebliğe elverişli adreslerini içeren muhatap sayısından bir suret fazla dilekçe ile mahkememize bildirmeleri için iki haftalık kesin süre verilmiş, bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, HMK 94/2 md, HMK 140/5/son cümle gereği:delil ibraz etmekten veya delil bildirmekten vazgeçmiş sayılacaklarının, ve HMK 240/3-son cümle tanıkların dinlenmeyeceğinin, bu listede gösterilmemiş olan kimselerin tanık olarak dinlenemeyeceği ve ikinci bir liste verilemeyeceğinin hazır olanlara tefhimle, hazır olma- yanlara tebliğle ihtar edilmiştir.
Taraflarca delil olarak dayanılan Bakırköy CBS’nın … Sor. nolu dosyasının celp ile tetkikinde ;müşteki …’un şüpheli … hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün dosyasına (ve iş bu davaya) konu 05/01/2007 tanzim 16/02/ 2007 vadeli 20.500,00 TL bedelli senet üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiası ve cezalandırılması istemiyle şikayetçi olduğu, Resmi Belgede Sahtecilik ve Dolandırıcılık suçundan şüpheli …hakkında yapılan soruş- turma sonunda “senedin 25/06/2007 tarihinde icra takibine konulduğu, TCk 66/1-e md gereğince olayda 8 yıllık dava zamanaşımı süresinin dolduğu” gerekçesiyle kamu adına kovuşturmaya yer olma- dığına karar verildiği, müştekiye 15/06/2017 tarihinde tebliğ edilen kararın yasal yollara başvurul- maksızın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Verilen ara karar gereğince davacı tarafça, takip ve senet tarihi ve bu tarihten öncesine ait davacının samimi imza örneklerinin bulunduğu kişi ve kurumlar mahkememize bildirilmiş, söz konusu belge asıllarının celbi hususunda ilgili birimlere müzekkere yazılmıştır.
Davacının takip ve dava konusu senet üzerindeki imzayı inkarı nedeniyle HMK 211 md gereğince imza ve yazı örneği temin edilmek üzere isticvabına karar verilmiş, 02/02/2018 tarihli celsede dava konusu edilen ve aslı mahkememiz kasasında bulunan 16/02/2007 tarih 05/01/2007 tanzim 16/Şubat/2007 vade tarihli 20.500,00 TL bedelli … veyahut emrühavalesine tanzim olunan “nakten” kayıtlı senet davacıya gösterilerek sorulduğunda davacı aynen ” 2007 yılında GOP belediyesinin alt yapı, çevre düzenleme çalışmaları ile Büyükşehir İston’un perde beton, alt yapı ve çevre düzenleme işini yaptık, senet lehtarı …’i hemşerimiz olması nedeniyle tanırım, kendisi de Bingöllüdür, bildiğim kadarıyla GOP …. Caddesi’nde bakkalı veya marketi vardır, senet tanzim tarihinde kendisi ile herhangi bir ticari alışverişimiz yoktur, … bildiğim kadarıyla …’e ve…. ile inşaatlarla ilgili çalışıyorlardı, ancak benim herhangi bir ilgim yoktu, … aynı zamanda inşaat işleriyle de ilgileniyordu, dava konusu senedin tanzim edildiği 2007 yılından çok öncesinde kendisiyle bu yönde bir ilişkimiz olmuş, borcum nedeniyle bu davaya konu olmayan 2 adet senet vermiştim, bu senetler icra konusu oldu, ancak bu 2 senet dışında herhangi bir senet vermedim, işbu davaya konu olan 16/02/2007 ödeme tarihli, 20.500,00 TL bedelli senedi ben imzalamadım ve düzenlemedim, kaşem kullanılmış, benim adıma imza atılmış, ancak imza bana ait değildir, neden böyle bir senet düzenlenmiş bilmiyorum, davalı … bu imzanın bana ait olmadığını, böyle bir senet düzenlemediğimi biliyor, birkaç yerde de bu senet …’a ait değildir diye konuşmuş, gerekirse konuştuğu kişileri de tanık olarak dinletebilirim “demiştir.
Mahkememizce isticvabı yapılan davacı asilden çok sayıda imza örneği temin edilmiş” senet metni üzerine atılan imzalar ile davacının huzurda alınan ve celp olunan samimi imza örnekleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına , takdir olunan 700,00 TL bilirkişi ücretinin davacı tarafça ikmaline , davacıya bu hususta iki haftalık kesin süre verilmesine” karar verilmiş, bu süre içinde ara karar gereği yerine getirilmediği takdirde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacakları hususunda ihtarat yapılmış, buna rağmen davacı tarafın takdir olunan bilirkişi ücretini yatırmadığı için ,bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmıştır.
Dava dilekçesinde deliller kısmında “yemin ” deliline dayanılmadığı ,davacı tarafça ayrıca delil listesi sunulmadığı ,davalı vekilince dosyaya 13/04/2018 tarihli protokol başlıklı belge sunularak “söz konusu protokol gereğince sulh sağlandığından davacının duruşmaya gelerek davadan feragat etmesi gerektiği, ancak duruşmaya katılmadığı ” beyan olunmuş,davalı tarafça takip olunan davada mevcut delil durumuna göre davanın reddi talep edilmiştir.
Her ne kadar davacı tarafça İİK 72/3 md ne dayalı iş bu menfi tespit davası ikame olunmuş ise de, davasının imza inkarında bulunduğu dava konusu senet üzerindeki imzanın gerçekte eli ürünü olup olmadığı hususunun tespitinin bilirkişi incelemesine muhtaç olduğu, davacının verilen kesin süre ve yapılan ihtarata rağmen bilirkişi ücretini yatırmayarak bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı, iddiasını ispat ile yükümlü olan davacının başkaca yasal delil sunamadığı gözetilerek sübuta ermeyen davanın reddine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm tkurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın REDDİNE ,

2-Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 35,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 350,09 TL nispi harçtan mahsup edilerek Hazine’ye irat kaydına, bakiye 314,19 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,

3- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından sarf olunan 48,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine,
Sarf olunmayan gider/delil avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,

4- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine yürürlükteki AAÜT ve Av. Kan. gereğince takdir olunan 2.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine dair,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri gereğince,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere Davalı/Vekili Av. … ‘ın yüzüne karşı,davacının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
25/05/2018

Katip …

Hakim …