Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/870 E. 2018/1352 K. 21.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/870 Esas
KARAR NO : 2018/1352

DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2016
KARAR TARİHİ : 21/12/2018
K.YAZIM TARİHİ : 02/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında özetle, müvekkil şirketin fabrika/işmerkezi gibi şantiyelerde bina içi elektrik- elektronik , bina- trafo merkezi kurulumu işleri ile iştigal ettiğini, “…. Şantiyesi”nde de ilgili işlemlerin bir kısmının yapılması için davalı firma ile anlaştığını, taraflar arasında her iş bitiminde hak ediş raporu düzenlenmesini müteakip davalı firmaya ödeme yapılmasının kararlaştırılmış olmasına rağmen müvekkil şirketin hiçbir bilgisi olmaksızın, hak ediş raporu tanzim edilmeden ve imza altına alınmadan, davalı tarafın tamamen kendi inisiyatifiyle bir fatura düzenlendiğini “söz konusu fatura ile ilgili olarak mutabık olunmadığı”nın davalı firmaya 01/08/2016 tarihinde “Mutabakat Formu” ile bildirildiğini,buna rağmen davalı firma tarafından haksız bir şekilde müvekkil şirket aleyhine, huzurdaki davaya konu icra takibini baş- lattığını, taraflar arasındaki anlaşma gereği davalı firmanın ifa ettiği işlere ilişkin bedellerin tamamını aldığını, müvekkil şirketin davalıya hiçbir borcu bulunmadığını beyanla icra takibinin davanın kesinleşmesine kadar tedbiren durdurulmasını, bu mümkün görülmediği takdirde icra veznesindeki paranın dava sonuçlanıncaya kadar davalıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve müvekkil şirketin Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasına konu alacak nedeniyle borçlu olmadığının tespitini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili firmanın hak ediş bedeline göre düzenlenen 10/06/2016 tarihli e-arşiv faturanın davalıya gönderildiğini, 8 günlük yasal süre içinde itiraza uğramadığından fatura içeriğinin kesinleştiğini, tebliğden iki ay sonra ileri sürülen “mutabık olmadıkları”na dair beyanın hukuken geçersiz olduğunu, davacının yapılan işin bedelini ödemediğini, hak edişe ilişkin listeleri dosyaya sunduklarını, dosyaya sunulan taraflar ara- sındaki e-mail yazışmalarının da dava konusu borcun kanıtı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava İİK 72/3 md ne dayalı menfi tespit talebine ilişkin olup eser sözleşmesinden kaynak- lanmaktadır.
Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içerir bir iş görme aktidir. Yüklenicinin edimi, eseri mey- dana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir.
Eser sözleşmesinde kural olarak, davacı sözleşme ve yasaya uygun gerçekleştirdiği imalât miktarını, davalı ise yaptığı ödemeleri kanıtlamakla yükümlüdür.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na göre “faturanın onu teslim alan muhatabı borç altına soka- bilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatabı tara- fından her nasılsa teslim alınan faturaya 8 gün içinde itiraz edilmemiş olmasının onu borç altına sokacağı şeklinde görüş hem mantıki hem de hukuki dayanaktan yoksun olur. O halde öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının göz önünde tutulması zorunludur. “Akdi ilişki ispat edilemediği sürece davacının davalı adına fatura düzenlemesi ve ticari defterlerine göre bu faturalar nedeniyle alacaklı gözükmesinin davalıyı bağlayıcı bir yanı yoktur. “
Somut olayda , taraflar arasında davalı tarafından davacıya elektrik işlerine ilişkin olarak ta- şeron olarak hizmet verilmesi şeklinde akdi ilişki kurulduğu,bu ticari ilişki kapsamında davalının davacıdan 10/06/2016 tarihli fatura bedeli nedeniyle 8.212,52 TL alacaklı olduğu iddiasıyla Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden 8.212.52 TL AA + 111,38 TL faiz- den ibaret toplam 8.323,90 TL alacağın tahsili istemiyle 16/08/2016 tarihinde ilamsız takibe gi- riştiği, ödeme emrinin 22/08/2016 tarihinde davacı /borçluya tebliğ edildiği, süresinde itiraz edilme- mesi üzerine takibin kesinleştiği, borçlunun menkul ve gayrimenkul varlığının haczine girişildiği, davacının mahkememize müracaatla açtığı iş bu davada takip konusu fatura nedeniyle davalıya borçlu olmadığını iddia ettiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusu , davacının takip konusu fatura nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı, borçlu ise borç miktarının ne olduğu hususunda toplanmakta ve davalının davacıya düzenlediği 10/06/2016 tarih …. nolu 8.217,52 TL bedelli faturanın davacı kayıtlarında olmaması ve fatura içeriğinin de davacı tarafından kabul edilmemesinden kaynaklanmaktadır.
Dava konusu borcun yasal dayanağını oluşturan ve davalı tarafından davacı adına düzenlenen fatura muhteviyatında; Hakediş Bedeli (….) 6.384,00 TL, Hakediş Bedeli (…. Şantiyesi) 580,00 TL olmak üzere toplam 6.964,00 TL + KDV yazdığı ve faturanın e-arşiv faturası olarak düzenlendiği görülmüştür.
E-arşiv faturası uygulamasına göre, düzenlenen faturanın kâğıt ortamında teslim edilmesi esastır. Ancak e-arşiv Uygulaması kapsamında düzenlenen faturalar, alıcısının talebi doğrultusunda ve www.efatura.gov.tr internet adresinde yayımlanan e-fatura format ve standardının kullanılması ve de söz konusu faturanın basılabilir görüntüsünün eklenmesi koşuluyla e-fatura uygulamasına kayıtlı olmayan mükelleflere elektronik ortamda da iletilebilecektir.
433 seri numaralı V.U.K. Genel Tebliğine göre, alıcının talebi var ise e- arşiv fatura sadece elektronik ortamda iletebilir, ayrıca kağıt çıktı gönderilmesi zorunlu değildir. Alıcının bu yöndeki talebi elektronik posta ya da başka bir yazılı şekilde olabilir.
O halde taraflar arasında e- arşiv fatura uygulamasının benimsenmesi halinde faturanın karşı tarafa, elektronik ortamda ulaştırılması ile yetinilecek, ayrıca kağıt fatura çıktısı gönderme zorun- luluğu aranmayacaktır.
Davacı taraf, takip ve dava konusu faturanın kağıt ortamında tebliğ edilmediğini, idida et- mekte, davalı taraf da faturayı kağıt ortamında göndermediğini kabul ile elektronik ortamda tebliğ edildiğini iddia etmekte ve buna dair “… 2016.06.10’da arzuda),ime.com.tr mail adresine gönderilen mailin başarılı olarak ulaştığı tespit edilmiştir… ”bilgisini içeren … Teknolojileri ve Sistemleri A.Ş.’den alman 08/10/2018 tarihli yazıyı ibraz etmektedir. Bu yazı içeriğinden dava konusu faturanın elektronik ortamda davacıya ulaştırıldığı anlaşılmıştır.
Keza davacı tarafın delilleri arasında yer alan ve davalı tarafça düzenlenen fatura içeriğinden dava konusu faturadan önceki 22/03/2016 tarihli faturayı da e-arşiv faturası olarak tebliğ ve kabul ettiği görülmektedir. Buna göre taraflar arasında e- arşiv fatura uygulamasının bulunduğu ve ayrıca faturanın kağıt ortamında tebliğinin aranmayacağı ,davalı tarafça elektronik ortamda tebliğ edilen 10/06/2016 tarihli faturaya yasal 8 günlük süre içinde itiraz etmemesi üzerine fatura içeriğinin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Dinlenen tanıklar yeminli beyanlarında; davalının , davacı “Odak Bilişim”in taşeronu olarak …. ve …. Şantiyesi’ndeki elektrik işlerini yaptığını, hak ediş formlarının kar- şılıklı olarak düzenlendiğini beyan etmişlerdir.
Fatura içeriği hizmetin verilip verilmediği , davacının dava konusu fatura bedeli ile ilgili olarak davalıya borçlu olup olmadığı ile ilgili hususa gelince ;mahkememizce atanan bilirkişiler SMMM … ile Elektrik Mühendisi-Hak Ediş Uzmanı …. tarafından düzenlenen ve dosyadaki delillere ve yargısal denetime uygunluğu nedeniyle hükme esas alınan 27/11/2018 tarihli raporda ,
“Tarafların “….Şantiyesi”ndeki elektrik işleri için 5 adet hak ediş düzenlediği, bu hak edişlerin karşılıklı olarak imzalandığı ve rakamlar üzerinde mutabakat sağlandığı, davalının 10/06/2016 tarih …. nolu ve dava konusu faturasının 2. Sırasındaki 580,00 TL tutarındaki bedelinin söz edilen …. Şantiyesi’ne ait cari hesaptan kaynaklandığı,
…. Şantiyesi ile ilgili olarak taraflar arasında yapılan yazışmalardan şantiyede 28/03/2016-16/04/2016 tarihleri arasında 4 kişinin çalıştığı , günlük ücretler hususunda anlaşmazlık bulunduğu, söz konusu tarihlerde …. Şantiyesinde çalışan davalı elemanlarının günlük çalışma ücretlerinin o günkü piyasa şartlarında 114,00 TL/gün olarak uygulanmasının gerektiği, buna göre ….. Şantiyesi’nde çalışan 4 adet işçinin yevmiye hak edişinin 6.384,00 TL olduğu,
Davalının …. Şantiyesi ve …. Şantiyesi’ndeki hak edişinden kaynaklanan toplam alacağının 580,00 TL +6.384,00 TL = 6.964,00 TL + 1.253,52 TL KDV olmak üzere toplam 8.217,52 TL olduğu” belirtilmiştir.
Davalı alt taşeronun her iki şantiyedeki hak edişleri nedeniyle Bakırköy …… İcra Müdürlüğü- nün ….. Esas sayılı dosyası üzerinden 8.212.52 TL AA + 111,38 TL faizden ibaret toplam 8.323,90 TL alacağın tahsili istemiyle takibe giriştiği, takibin itirazsız kesinleştiği, menfi tespit talebiyle açılan iş bu davada toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan yargılama sonunda ; davacının takip tarihi itibariyle takip konusu faturalar nedeniyle takip tutarı kadar borçlu olduğu, davalının fazla talebinin bulunmadığı sonucuna varılmakla davanın reddine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın REDDİNE,
Yasal şartlar oluşmadığından davalı/alacaklı lehine tazminat takdirine yer olmadığına ,

2- Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 35,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 142,16 TL harçtan mahsup edilerek Hazine’ye irat kaydına, bakiye 106,26 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,

3-Davacı tarafından sarf olunan toplam yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,

Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,

4- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine red olunan dava değerine göre yürürlükte bulunan Av.Kan ve AAÜT gereğince takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine dair,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre, Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri gereğince, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2018

Katip …

Hakim …