Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/825 E. 2021/518 K. 16.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/825
KARAR NO : 2021/518

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/07/2016
KARAR TARİHİ : 16/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile Davalının …. Barosuna kayıtlı olduğunu ve kendisinin avukata ihtiyacı olduğundan yanında çalışabileceklerini söylediğini, ileride alınmak kaydıyla davalı tarafa ve eşine yaklaşık 30,000 TL verdiğini, buna karşılık davalının kendisini şantaj ve tehdit ederek 50.000,00 TL’lik senedi gasp yoluyla ele geçirdiğini, bundan dolayı Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasında yağma suçundan sanık olarak yargılanmakta olduğunu, muhtemel hükümlülük kararının hukuk mahkemesinde bağlayıcılığı olduğunu, ilgili senetten dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile davalı tarafından takibe konulan Silivri … İcra Dairesinin … easas sayılı dosaysına yatırılacak paranın dava sonuna kadar alacaklıya verilmemesi için tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesi ile davacının kendisini Emekli Yargıtay üyesi olarak büyük işleri olan saygın bir avukat olarak tanıttığını, kendisine büyük işler vereceğini söylediğini, kendisini ve eşini inandırarak …’daki bürosunu kapatıp evini de …’a taşıdığını, taşınma masraflarının tamamının kendisi tarafından karşılandığını, davacı tarafın icra takibine koyulması için 500.000,00 TL bedelli senetler verdiğine ilişkin iddianın doğru olmadığını, bu senetleri icra takibine koyabilmek için vekaletnamesinin bulunmadığını, davacının eşi ile … ‘de kafede buluşup eşine sözde beyanlarda bulunduğu tarih olan 15/01/2013 tarihinden 10 gün sonra davacı tarafın eşi ile kardeşinin vekili olarak imzaladığı adi ortaklık sözleşmesini imzaladıklarını, dava konusu senedin tanzim tarihinden itibaren yaklaşık 4 ay bekleyen davacı tarafın kendisine … ile haber göndererek 20 bin 30 bin vereyim senedi göndersin aksi halde kendisini yakarım şeklinde tehdit ettiğini, kabul edilmeyince kendisine kumpas kurarak çirkin itham ve iftiralarda bulunduğunu, haksız davanın reddi ile davacı tarafın % 20 ‘den aşağı olmamak üzere tarafına tazminat ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Silivri … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas Sayılı dosya üzerinden verilen yetkisizlik kararı ile dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Silivri … İcra Dairesinin … Esas Sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas Sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Dava; kambiyo senedine dayalı icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, yasal dayanağını İİK’nun 72. maddesi oluşturmaktadır.
Uyuşmazlık kambiyo senedinin iradeyi sakatlayan sebeplerle düzenlendiği iddiasına dayanmaktadır.
Davacı tarafından varlığı inkâr edilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir.
Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir.
Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır.
6098 sayılı TBK.nun 39 maddesinde; irade bozukluğuna dayalı olarak açılan menfi tespit davalarında 1 yıllık hak düşürücü süre öngörülmüştür.
Önemle vurgulanmalıdır ki; menfi tespit davasında deliller normal bir hukuk davasındaki gibidir:
Menfî tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer; fakat, davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır:
Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki İlişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü, hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (HMK m. 190; MK m.6). Fakat, senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. – Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer (Kuru, s:143).
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; Davacı menfi tespit davasını birbiriyle çelişmemek üzere birden fazla nedene dayandırabilir. Eldeki dava da davacı iradeyi sakatlayan ”tehdit” ve ”gasp” hukuksal nedenine dayalı olarak açılmıştır. Bu durumda mahkemece öncelikte ”tehdit” ve “gasp” iddiasının incelenmesi dava konusu senet deki imzanın davacı borçlunun iradesi sakatlanarak elinden alınıp alınmadığının tespiti gerekmektedir.Dolayısıyla; senedin zorla, tehditle davacının elinden alındığı iddiası bakımından takibe ve davaya konu senedin iradeyi sakatlayan sebeplerle düzenlenip düzenlenmediği, burada varılacak sonuca göre davanın hak düşürücü sürede açılıp açılmadığının tayini gerekmektedir. 6098 sayılı TBK.nun 39 maddesinde; irade bozukluğuna dayalı olarak açılan menfi tespit davalarında 1 yıllık hak düşürücü süre öngörülmüştür. Davacı 13.05.2013 tarihinde suç duyurusunda bulunmuş olup davayı 11.07.2016 tarihinde açmıştır. Dolayısıyla 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Aksi düşünülse dahi davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı kabul edilse dahi, dosyamız arasına alınan Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas Sayılı dosyasında sanıkların beraatine dair karar istinaf incelemesinden geçmek sureti ile 27.03.2019 tarihinde kesinleşmiştir. Davacının tanık deliline dayanmış olması nedeni ile tanıklar dinlenmiş olup tanık beyanlarından davacının iddiasını ispat eder nitelikte değildir. Davacı menfi tespit davasının yalnızca bu nedene dayandırdığı ve tehdit/gasp ile senedin imzalattırıldığı iddiasını ispatlayamamış olması nedeni ile davanın reddine karar vermek gerkmiştir. Davalının kötüniyet tazmaşnta talebi bakımından ise, davacının tedbir talebinin Silivri … Asliye Hukuk Mahkemesince 19.07.2016 tarihinde reddedildiği, 23.09.2016 tarihinde dosyanın mahkememize tevzi edildiği tedbir talebinin %20 teminat mukabilinde kabulüne karar verildiği, ancak teminatın yatırılmadığı bu nedenle tedbirin uygulamasına dair mahkememizce müzekkere yazılmadığı, dolayısıyla tedbir kararının uygulanmadığı, davalının davacının iş bu davayı açmakta kötüniyetli olduğu iddiasının ispata muhtaç olduğu anlaşılmakla kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 853,88 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 794,58 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından sarf olunan 213,30-TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine,
6-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,

Dair davalı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/06/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”