Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/802 E. 2018/65 K. 30.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

BAKIRKÖY (3) NO’LU ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : …
KARAR NO : 2018/65

DAVA :İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 08/09/2016
KARAR TARİHİ : 30/01/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA;
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne vermiş olduğu 08/09/2016 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Davacı-alacaklı şirketin, davalı-borçlu şirket ile olan ticari ilişkisi sonucu davalı şirketin sipariş etmiş olduğu ürünleri siparişlerine uygun olarak teslim ettiğini, bu ürün bedellerinden dolayı müvekkilinin 2.596,00 USD. karşılığı ¨7.488,42 alacaklı olduğunu, alacağın tüm taleplere rağmen tahsil edilemediğini,davalı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün….Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun yetki itirazı ile dosyanın yetkili Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayısı ile kaydının yapıldığını, ödeme emrinin davalı tarafa tebliğ edildiğini, davalının borca ve ferilerine itirazı ile vaki takibin durduğunu,itirazın haksız olduğunu,bu nedenlerle Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takip tarihinden itibaren anaparaya işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile müvekkiline ödenmesini, asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVADA;
SAVUNMA;
Davalı vekilinin 28/11/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili-davalı şirket aleyhine davacı tarafça başlatılan Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı dosyasına yapılan itiraz neticesinde, itirazın iptalinin talep ve dava edildiğini , davacı tarafın iddiasında, bakiye alacağının ödenmediğini ve bu sebeple dava açılması hususunun hasıl olduğunun belirtildiğini, davalı müvekkilinin davacı tarafın takipte talep ettiği kadar borcununu bulunmadığını ve alacağın likit olmadığını, bu durumun ticari defter ve belgelerinin incelendiğinde açığa çıkacağını, itirazlarının haklı olduğunu, icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, davanın reddini, davacı tarafın kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA;
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne vermiş olduğu 08/09/2016 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Davacı-müvekkili şirketin, davalı borçlu şirket ile olan ticari ilişkisi sonucu davalı şirketin sipariş etmiş olduğu ürünleri siparişlerine uygun olarak teslim ettiğini, bu ürün bedellerine ilişkin davalı taraftan 4.622,47 Euro karşılığı ¨14.812,24 alacaklı olduğunu, alacağın tüm taleplere rağmen tahsil edilemediğini, davalı aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün…. Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı borçlunun yetki itirazı ile dosyanın yetkili Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayısı ile kaydının yapıldığını, ödeme emrinin davalı tarafa tebliğ edildiği, davalının borca ve ferilerine itirazı ile vaki takibin durduğu,itirazın haksız olduğunu,bu nedenle Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takip tarihinden itibaren anaparaya işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA;Dava,davacının,faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün ….esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhine ¨7.488,42 asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekilinin süresinde, borca itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği,İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği,bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği,davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhine ¨14.812,24 asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekilinin süresinde, borca itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği,İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği,bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği,davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222 nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış,bilirkişi Seyit Cındık tarafından mahkememize sunulan 02/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle;dava dosyasında sunulu olan deliller, fatura, cari hesap, davacı taraf ticari defter ve belgeleri, mevcut tüm evraklar üzerinde yapılan incelemeler ve değerlendirmeler sonucunda; davacı tarafın dava konusu düzenleme(2010-2016) ait ticari defterlerinin açılış/kapanış noter onaylarının yapılmış olduğu, beratların alınmış olduğu (2015-2016) faturaları ile kayıtları uyumlu olan davacı taraf defterlerinin sahibi lehine delil vasfının bulunduğu, bu konuda takdirin mahkemeye ait olduğu, takibe konu olan faturaların davacı şirketin yasal defterlerine kayıtlı olduğu, fatura muhteviyatına veya bedeline davalı tarafından yasal süresi içinde gerek asıl dava, gerekse de birleşen dava yönünden herhangi bir itiraz yapılmadığı, davalı tarafça dava dosyasına, bu yönde bir belge sunulmadığı, davalının itirazının haklı olmadığı, davalı-borçlu tarafın incelemeye yasal ticari defter ve belgelerini incelemeye sunmadığı, faturalarıyla kayıtları uyumlu olan davacı taraf defter ve kayıtlarına itibar edilmesi gerekeceği, dava konusu faturaların davalı tarafa tebliğinin usulüne uygun olarak yapılmadığı, kargo marifeti ile gönderildiği tespit edilmiş ise de , İrsaliyelerinden usulüne uygun teslim ve tebliğ edildiği, davalı tarafın bu yönde bir itirazının bulunmadığı, davalı tarafın inceleme günü defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemiş olmasının, HMK.222 maddesi hükmünün takdir ve değerlemesinin sayın mahkemenin takdirinde olduğu, davacı tarafın incelenen ticari defterlerine göre,
Asıl Dava Yönünden (…E.) : Her ne kadar 31/12/2016 tarihi itibari ile, davacı tarafın davalı taraftan kur değerlemesi de dikkate alınarak yapılan muhasebe kaydı sonucu;¨9.135,84(USD:2.596x Kur:3.5191) alacağının bulunduğu tespit edilmiş ise de, davacı tarafın Takip (12/07/2016) ve dava (08/09/2016) tarihi itibari ile davalı yandan Talebinin: (Kur:2.8846 X 2.596 USD) =¨7.488,42 olduğu dava dosyasından anlaşılmakla ve davacı ticari defter ve belgeleri ile sabit olduğunun tespit edildiği, bu tarihten sonra davalı tarafından davacıya yapılmış herhangi bir ödeme kaydı bulunmadığı,
Birleşen Dava Yönünden (…E.) : Her ne kadar 31/12/2016 tarihi itibari ile, davacı tarafin davalı taraftan kur değerlemesi de dikkate alınarak yapılan muhasebe kaydı sonucu; ¨17.148,90 (EURO-4.622,47x Kur:3.7098) alacağının bulunduğu tespit edilmiş ise de, davacı tarafın Takip (12/07/2016) ve dava (08/09/2016) tarihi itibari ile davalı yan dan Talebinin: (Kur:3.2044X4.622,47 EURO) = ¨14.812,24 olduğu dava dosyasından anlaşılmakla ve davacı ticari defter ve belgeleri ile de sabit olduğunun tespit edildiği, bu tarihten sonra davalı tarafından davacıya yapılmış herhangi bir ödeme kaydı bulunmadığını,bildirdiği görülmüştür.
(Asıl ve birleşen)Dava itirazın iptali davasıdır.Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66.maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir.(Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223) Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu , ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nun 187 ,190 ve 200’ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddede “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
İspat vasıtaları ise HMK.nun 200’ncü maddesinde “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir.Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.”düzenlemesi ile ispatın nasıl yapılacağı gösterilmiştir.
Akdi ilişki taraflar arasında düzenlenen bir sözleşme ile , faturaya konu malların teslim edildiğine dair bir irsaliye , teslim fişi ve teslim alındığına dair yazılı bir belge ile ispat edilebilir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13/07/2011 tarihli kararında “Hemen belirtmelidir ki, satılanın tesliminin “hukuki işlem” niteliğinde olup, buna ilişkin savunmanın hangi delillerle kanıtlanabileceğinin belirlenmesinde, hukuki işlemlerin varlığının kanıtlanmasına ilişkin genel usul hukuku kurallarının (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 288 ve devamındaki hükümler) göz önünde tutulması gerekir.Bunun sonucu olarak ta; herhangi bir hukuki işlem gibi, teslim de anılan hükümdeki senetle (yazılı delille) ispat kuralı çerçevesinde, ilişkin bulunduğu malın miktar ve değerine göre belirlenmelidir. (Kuru Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 1990 5.basım,C:2,S:1534, S:1603, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06/11/2002 gün 2002/13-875 E., 2002/885 K. sayılı ilamı da bu yöndedir.).
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na göre “faturanın onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatabı tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya 8 gün içinde itiraz edilmemiş olmasının onu borç altına sokacağı şeklinde görüş hem mantıki hem de hukuki dayanaktan yoksun olur. O halde öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının göz önünde tutulması zorunludur.”Akdi ilişki ispat edilemediği sürece davacının davalı adına fatura düzenlemesi ve ticari defterlerine göre bu faturalar nedeniyle alacaklı gözükmesinin davalıyı bağlayıcı bir yanı yoktur. “
Örneğin faturalara dayalı olarak karşı taraftan alacaklı olduğunu iddia eden taraf faturadaki mal ve hizmetin karşı tarafa teslim edildiğini belge ile ispat etmelidir.Tek taraflı düzenlenen faturalar hiçbir zaman bir akdi ilişkiyi ispat vasıtası olmayıp , akdi ilişkinin ifası aşamasında düzenlenen bir belgedir.Bu nedenle faturanın geçerli olabilmesi için teslime dair belge sunulamaması durumunda faturaların karşı tarafın defterlerinde de kayıtlı olması gerekir.
Davacı yan icra takibinde ödenmediğini iddia ettiği toplam ¨7.488,42(asıl davada) ¨14.812,24 (birleşen davada) tutarındaki alacak için takibe girişmiştir.Taraflar arasında yazılı bir akit olmadığı sözlü olarak ticari ilişkiye girdikleri anlaşılmıştır. Davalı yan ise davanın reddine karar verilmesini etmiştir. Kendisi lehine bir olaydan hak çıkaran taraf ispat külfeti altındadır.Davacı yanın tek taraflı olarak tanzim ettiği fatura davalı yanca kabul edilmemiştir.
Buna göre davacının takibe konu fatura içeriğindeki malları davalıya teslim ettiğini yazılı olarak ispat etmek zorundadır.Davacı tarafından takibe esas alınan irsaliyeli faturalar incelendiğinde,fatura içeriğindeki malların davalıya teslimine ilişkin irsaliyelerde teslim alan imzası bulunduğu görülmektedir.
Yine davalı şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesi müdürlüğüne yazılan müzekkere ile istenilen BA formuna göre davalı şirketin takibe konu faturalar dahil çok sayıda faturayı mal alışı olarak vergi dairesine bildirdiği ve bu nedenle yasal ticari defterlerine kaydettiği anlaşılmaktadır.
Buna göre BA formu ile vergi dairesi müdürlüğüne bildirilen faturalar davalı şirketin yasal ticari defterlerinde kayıtlı olduğu Mahkememiz tarafından kabul edildiğinden bu fatura içeriğindeki malların davalıya teslim edildiği davacı tarafından yazılı olarak ispat edilmiştir.
Bunun dışında aynı zamanda BA formu ile bildirimi yapılan faturalarda da teslim alan imzasının bulunduğu bu fatura ve diğer imzalı faturalar ile ilgili olarak davalı şirketin isticvap edilmesine karşın davalı şiket yetkilisinin duruşmaya gelerek beyanda bulunmadığı,buna göre faturada yazılı malları mal teslimine yetkili kişi tarafından alınmış kabul edildiği,kaldı ki davalı taraf itiraz dilekçesinde fatura münderacatındaki malların teslim edilmediğine ilişkin bir itirazının bulunmadığı,ayrıca HMK’nun 218,219 ve 220’nci maddeleri uyarınca davalının ticari defterlerini ihtarata rağmen geçerli bir mazeret bildirmeksizin sunmaması nedeniyle davacı tarafından düzenlenen faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun mahkememizce kabul edilmesi sebebiyle anılan asıl ve birleşen davadaki takiplere konu faturalardaki malların davalıya teslim edildiği olgusu davacı tarafından ispat edilmiştir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;Davacı ile davalı arasında, davacının kimyevi madde satışına dayalı bir ticari ilişkinin olduğu, ancak taraflar arasında akdedilmiş yazılı bir anlaşma ve/veya cari hesap sözleşmesi olmadığı,davacının faturadan kaynaklı bakiye cari hesap alacağını tahsil edememesi üzerine 12/07/2016 tarihinde, cari hesap alacağını dayanak göstererek, davalı aleyhine Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün … ve ….esas sayılı takip dosyaları ile icra takibine geçtiği, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine huzurdaki itirazın iptali davalarının açıldığı,davacının ibraz ettiği yasal ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliğinin bulunduğu,davacının dava konusu alacağını teşkil eden davalı yana tanzim etmiş olduğu faturaları yasal ticari defterlerine usulüne uygun olarak kaydettiği ,davacının yasal ticari defterlerine göre, takip tarihi (12/07/2016) ve dava tarihi (08/09/2016) itibariyle davalıdan ¨7.488,42 (asıl davada) ve ¨14.812,24 (birleşen davada) cari hesap alacağının olduğu,davalının inceleme gün ve saatinde yasal ticari defter ve belgelerini incelemeye hazır etmediği için davalıya ait ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapılamadığı,yukarıda yapılan ayrıntılı açıklamalara göre malların davalıya teslim olgusunun da ihtilafsız olduğu,neticeten davacının kimyevi madde içerikli faturalardan kaynaklı olarak davalıdan olan bakiye cari hesap alacağının takip ve dava tarihi itibariyle ¨7.488,42 (asıl davada) ve ¨14.812,24 (birleşen davada) olduğu anlaşılmakla asıl ve birleşen davanın kabulü ile davalının Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … ve ….esas sayılı takip dosyalarına yaptığı itirazın ayrı ayrı iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Davalının aleyhine girişilen icra takiplerinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği,dava (asıl ve birleşen) İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına asıl ve birleşen davada tazminata hükmedilmesi gerektiği,davalı,davacının icra takibine girişmekte kötüniyetli olduğunu ispat edemediğinden davalı vekilinin koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin ise reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere;
ASIL DAVADA:
1- Davanın KABULÜ ile davalının Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün ….esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın ¨7.488,42 asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Asıl alacağın % 20’si üzerinden hesap edilen ¨1.497,68 icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davalı vekilinin kötüniyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
4-Alınması gerekli ¨511,53 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨127,89 harcın mahsubu ile bakiye ¨383,64 harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
5-Davacı tarafından ödenen ¨29,20 Başvurma Harcı ile ¨127,89 Peşin Harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan 18 adet tebligat + posta ücreti ¨217,10 ile bir bilirkişi inceleme ücreti ¨ 370,90 (Asıl davaya düşen bilirkişi ücreti )olmak üzere toplam ¨588,00 yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨2.180,00 ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨588,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
BİRLEŞEN DAVADA:
1- Davanın KABULÜ ile davalının Küçükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın ¨14.812,24 asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Asıl alacağın % 20’si üzerinden hesap edilen ¨2.962,44 icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli ¨1.011,82 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨252,96 harcın mahsubu ile bakiye ¨758,86 harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından ödenen ¨29,20 Başvurma Harcı ile ¨252,96 Peşin Harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan bir bilirkişi inceleme ücreti ¨ 429,10 (birleşen davaya düşen bilirkişi ücreti ) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨2.180,00 ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨588,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ …0’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere asıl ve birleşen dosyada davacı vekili ile asıl ve birleşen davada davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.30/01/2018

KÂTİP ….

HÂKİM ….