Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/736 E. 2018/172 K. 16.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/736 Esas
KARAR NO : 2018/172

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/08/2016
KARAR TARİHİ : 16/02/2018
K. YAZIM TARİHİ : 01/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirkete sigortalı emtianın davalının sorumluluğunda taşındığı sırada zarara uğradığını , sigortalının ekspertiz raporu ile tespit edilen 2.460,54 Euro zararının 19/02/2016 tarihinde ödendiğini ve sigortalının haklarına halef olunduğunu, davalıya 15/03/2016 tarihinde rücu yazısı gönderildiğini, müracatın sonuçsuz kaldığını beyanla sigortalıya ödenen 2.460,54 Euro karşılığı olan 8.129,13 TL hasar bedelinin ödeme tarihi olan 19/02/2016 gününden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle;dosyaya mübrez eks- pertiz raporunda da belirtildiği üzere nakliyeci … Lojistik ve … A.Ş. Sorumluluğunda altı taşıyıcı olan müvekkili…. Nakliyat tarafından temin edilen … plaka nolu tıra sigortalı …A.Ş. Tarafından yüklenmesini müteakip .. … nolu T1 belgesi kapsamında…./Türkiye’den….. /Çek Cumhuri- yetine sevk edildiğinin anlaşıldığını, nakliye aracı …../Çek cumhuriyetine vardığında tahliye işle- minde … ve … nolu palet muhteviyatlarının devrilerek hasara uğradığının tespit edilmesi üzerine CMR belgesine şerh düşüldüğünü ve hasarlı emtianın alıcı tarafından kabul edilmeyerek sigortalıya iade edildiğini, raporda hasarın müvekkil şirketin taşıması sırasında meydana gelmiş olabileceği kanaatine varıldığını ancak bu kanaatin yersiz olduğunu, destekler nitelikte delil bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava, TTK 1472 md ne dayalı sigorta şirketinin rücuen tazminat talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ihtilafın, davalı şirketin sorumluluğunda taşınan davacı sigorta sigortalı emtianın hasara uğraması olayı ile ilgili oluşan zararda taşıyıcı durumundaki davalı firmanın kusur ve sorumluluğunun olup olmadığı, davalının taşıma işlemi ile oluşan zarar arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı, tazmini gereken gerçek zararın ne olduğu, davacının sigortalısına ödediği hasar bede- linin davalıya rücu şartlarının oluşup oluşmadığı, rücuen tazmini gereken hasar bedelinin ne olduğu hususunda tespit edilmiş ve taraflar uyuşmazlığın sulh ve arabuluculuk yoluyla çözümü hususunda teşvik edilmiş ise de bu yönde talep ve başvuru bulunmadığından tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Dava konusu hasar dosyası, teminat makbuzu – ibraname, ekspertiz raporu, ticaret sicili kayıtları, taraflarca dayanılan diğer yazılı deliller celp edilmiştir.
Gümrük çıkış işlemleri ile uluslararası karayolu taşımasına ilişkin hususlar değerlendiril- diğinde, dava dışı sigortalıya ait olup, …../İSVİÇRE’de yerleşik …firmasına ihraç ürünü olarak … Gümrük Müdürlüğü nezdinde ikmal edilen, 14/09/2015 tarih ve … tescil no.lu Gümrük Çıkış Beyannamesi tahtında gönderilen, muhteviyatı 21 kap (paket), 20.933,00 kg./brüt, Alüminyum Şerit olan emtia-eşyanın;… firması olarak düzenlendiği, İmalatçı firma: … Alüminyum., nihai alıcı: …. firması olduğu,davalı taşıyıcı ….. Ltd. Şti. tarafından 16.09.2015 tarihinde düzenlenen CMR-Uluslararası Hamule Senedi ve yine davalıya ait … no.lu Transit Refakat Belgesi (Tl) île … plakalı araca yüklenerek nihai alıcısı olan … …./ÇEK Cumhuriyetine sevk edildiği,dolayısıyla dava dışı sigortalı …A.Ş. ile davalı taşıyıcı …. … Ltd. Şti arasında taşıma sözleşmesinin kurulduğu tespit edilmiştir.
Söz konusu eşyanın, 1/10/15 tarihinde varış yerinde dava dışı … firması tara- fından teslim alınması aşamasında üç palette hasar tespit edildiği, CMR-Uluslararası Hamule Sene- dinin …. no.lu bölümünde; …no.lu paletlerde hasar olduğuna ilişkin şerh derç edilerek, 24 no.lu bölümde firma kaşesi vaz edilerek imza altına alındığı görülmektedir.
…. Ltd. Şti tarafından hazırlanan 02.02.2016 tarih, … no.lu Nakliyat Hasarı Kesin Ekspertiz Raporu’nda yapılan değerlendirmelerde genel olarak; hasar nedeni: Karayolu sevkiyatı sırasında emtiaların devrilmesi sonucu meydana gelen hasar, hasar tutarı: 3.537,46 EUR (12.211,67 TL),sovtaj ve muafiyet sonrası hasar tutarı: 2.460,54 EUR = 3.357,46 EUR – 1.076, EUR (Sovtaj),Gümrük Rezerv Zaptı/Tutanak: CMR belgesi üzerinde söz konusu hasara ilişkin şerh mevcuttur.
CMR belgesine Nakliye aracının …. / Çek Cumhuriyetinde yerleşik alıcı … unvanlı firma tesislerine varış yapmasına müteakip gerçekleştirilen tahliye işlemi sırasında, …., …., ….. no’lu palet muhteviyatlarının devrilerek hasara uğradığı şeklinde şerh düşülmüş ve hasarlı emtia alıcı tarafından kabul edilmeyerek sigortalıya iade edilmiştir.
Ekspertiz Bulgularına göre ;Hasara konu üç palet muhteviyatı toplamı 3.175,00 Kg ,hasarlı olarak ayrılmış olan bobinlerin brüt ağırlığının 1.188,50 Kg olup şeritlerin muhtelif bölgelerinde ezilme ve deformasyon bulunduğu belirtilmiş, bu husus fotoğraflama suretiyle belgelenmiştir.
Sigortalı …. A.Ş. tarafından satışı / ihracı yapılan 21 palet alüminyum şerit emtia- sında meydana gelen hasar ile ilgili CMR belgesine şerh düşülmüş olmasına istinaden; söz konusu hasarın, nakliyeci /…. A.Ş sorumluluğunda, alt taşıyıcı …. Şti tarafından temin edilen … plaka no’lu araç ile….. / Türkiye’den …./ Çek Cumhu- riyetine gerçekleştirilen sevkiyat sırasında geldiği kabul edilmiştir.
Taşımanın Türkiye’den ÇEK Cumhuriyeti’ne karayolu ile eşya taşıması olması nedeniyle “Eşyaların Uluslararası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi (CMR)” kapsamında olduğu, dolayısıyla uyuşmazlığa konu davada CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulama alanı bulacağı anlaşılmaktadır.
Ülkemiz açısından CMR Konvansiyonu da 1995 yılından itibaren yürürlükte ve uluslararası karayolu ile eşya taşımalarında temel hukuk kaynağı niteliğindedir.
TÜRKİYE CUMHRİYETİ Anayasası 90/son maddesi uyarınca usulüne uygun konulmuş ulus- lararası anlaşmalar kanun hükmündedir. Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve Karayolu Taşıma Kanunun (KTK) hükümleri yürürlükte ise de, taşımalar için yürürlüğe giren bir iç hukuk kuralı haline gelen CMR Konvansiyonu öncelikli olarak uygulanması gerekecek, ancak Konvansiyonda yer almayan bazı hükümler yönünden iç hukuk kuralları uygulama alanı bulacaktır.
CMR Konvansiyonu 1. maddesi gereğince anılan sözleşme, yükleme yeri ve teslim için belir- lenen yerin en az biri akit ülke olması halinde, tarafların ikametgâhı ve milletine bakılmaksızın ücret karşılığında yüklerin taşıt ile karadan taşınmasına ait her sözleşme için uygulanacaktır.
CMR Konvansiyonuna göre taşıyıcının hasardan doğan sorumluluğu ile Konvansiyon kapsa- mında değerlendirme yapıldığında ;taşıyıcı eşyayı teslim aldığı hali ile gönderilene teslim etmek zorundadır. Bu anlamda taşıyıcı edimini yerine getirirken aynı zamanda eşyayı koruma borcunu da üstlenir. Taşıyıcının eşyayı koruma borcu,dolayısıyla eşya ziya ve hasarından kaynaklı zarardan doğan sorumluluğu, eşyayı gönderenden teslim alma aşaması île başlar ve eşyanın tasarruf hakkı sahibine teslim ile son bulur.
CMR Madde 8’de:
1.Yükü teslim aldığı sırada taşımacı şunları kontrol edecektir.
“a)Parça sayısı ve bunların üzerindeki marka bakımından sevk mektubundaki beyanların doğruluğu.
b)Yükün ve bunların ambalajının görünürdeki durumu.
2.Taşımacı bu maddelerin 1. paragrafında belirtilen beyanları kontrol etmek için gerekli araçlardan yoksun ise, sevk mektubuna çekincelerini gerekçesi ile birlikte yazacaktır.
Aynı şekilde yükün ve ambalajların görünürdeki durumu ile ilgili yazacağı çekincenin gerekçelerini de belirtecektir” denilmektedir.
CMR Madde 17/1’de öngörülen sorumluluk sistemine göre; taşımacı yükü teslim aldığı andan teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından doğacak ziya ve hasardan sorumlu bulunmaktadır.
CMR Madde 23/3’de taşımacının hata ve kusurundan kaynaklanan hasar, kayıp ve zayi durumlarında, tazminat brüt beher zayi veya hasarlı emtia için 8,33 Özel Çekme Hakkı (SDR ile sınırlı sorumluluk kapsamına almıştır.
CMR Madde 27 ise ” Hak sahibi tazminat İçin faiz isteyebilir. Yılda %5 üzerinden hesap edilecek bu faiz, ödeme isteğinin yazılı olarak taşımacıya gönderdiği tarihten başlar. Böyle bir istekte bulunulmamış ise, tahakkuk dava açıldığı tarihten İtibaren yapılır” hükümlerini havidir.
Somut olayda, davalı taşımacı tarafından dava dışı sigortalıya ait emtia-eşya tam, eksiksiz ve hasarsız teslim alınarak CMR-Uluslararası Hamule Senedi düzenlenerek Transit Refakat Belgesi (Tl) tahtında TÜRKİYE/İstanbul’dan ÇEK Cumhuriyeti/Zebrek’e taşındığı, ancak varış yerinde alıcısına teslim aşamasında eşyada kısmi hasar oluştuğu, oluşan hasara ilişkin CMR-Taşıma Senedi üzerine şerh düşüldüğü anlaşılmaktadır.
Davalı taşımacı gönderenden yükü teslim alma aşamasında, CMR Madde 8’de öngörülen şekilde, yükü kontrol ederek teslim aldığı, yükün ve bunların ambalajındaki görünürdeki durumunda herhangi bir sakınca tespit etmediği, aksine durum tespit edilse idi, sevk mektubuna çekincelerini gerekçesi ile birlikte yazması gerekeceği, ancak CMR taşıma Senedi üzerinde çekincelerini içeren bir itirazi kayıt derç edilmediği görülmektedir.
Somut olayda,dava dışı sigortalının taşımacıyı kendi temin ettiği, dava dosyasında aksine bir taşıma işi organizatörü-…. aracılığı ile fiili taşımanın davalı taşımacıya yaptırıldığına ilişkin bilgi ve belgeye rastlanılmadığı,gönderinin komple Tır yükü olduğu da dikkate alındığında, davalı taşıyıcının kendi imkanları ile araç içerisinde (yarı römork – dorse) yükün ve bunların ambalajının görünürdeki durumunu kontrol ederek yükleme, spanzetlerle sabitleme ve istiflemeyi yaptığı,keza, davalı taşıyıcının satıcı-gönderenden teslim aldığı emtia-eşyaya ilişkin ambalajlarında herhangi bir bozukluk vb. durum tespiti ile CMR-Taşıma Senedine çekince koymadığı, ancak, aracın uluslararası karayolu taşımasını takiben varış yerinde alıcısına teslim aşamasında eşyada kısmi hasar tespit edilerek CMR-Taşıma Senedi üzerine derç edildiği,ekspertiz Raporu’nda, meydana gelen hasarın ‘karayolu sevkiyatı sırasında emtiaların devrilmesi sonucu meydana gelen hasar’ tespiti sonucu hasar miktarı belirlendiğitespit edilmiştir.
Bu durumda, emtia-eşyanın yükleme, sabitleme ve istifleme esnasında taşıyıcının adamı, ifa sorumlusu tarafından gerekli ya da yeterli Önlem alınmaksızın araca yüklenerek yola çıkıldığı, dolayısıyla taşıyıcının hata ve kusurundan kaynaklanan nedenlerle uluslararası taşıma esnasında yükün hasarlandığı değerlendirilmiştir.
CMR’nin Madde 25 atfı ile hasar zararında da tazminat üst sınırı 23/3 Maddesi; “tazminatın, hasarlı ağırlığın kilogram başına 8,33 Özel Çekme Hakkı (SDR) aşamayacağı” hükmünü içermektedir.
Mevcut Yargıtay kararlarına göre de Özel Çekme Hakkı (SDR) hesaplamasının karar tarihindeki, SDR kurunun esas alınarak hesap edilmesi gerekmektedir.
Konvansiyon Madde 23/3’de taşımacının hata ve kusurundan kaynaklanan hasar, kayıp zayi durumlarında, tazminat brüt beher zayi veya hasarlı emtia için 8,33 Hesap Birimi (SDR) île sınırlı sorumluluk kapsamına almıştır.
Yapılan incelemeye göre, Ekspertiz Raporu dikkate alındığında 3 kap içerisinde hasarlanan emtia-eşyanın 1.188,50 kilogram/brüt olduğu tespiti kapsamında;1.188,50 kg./brüt x 8,33 Özel Çekme Hakkı (SDR) = 9.900,21 SDR’ye tekabül etmektedir.
Hükmün verildiği 16/02/2018 tarihi itibariyle TCMB verileri ve SDR/TRY paritesi baz alın- dığında SDR/TRY = 5.4844 TL, hasar tazimnatı ise 9.900,21 SDR X 5,54844 TL = 54.296,71 TL olarak hesaplanmaktadır.Bu hesaplamaya göre taşımacının hasarianan emtia-eşya İçin azami sorumluluğu CMR Madde 23/1, 23/3 ve 23/7 hükümleri dikkate alındığında; yukarıda belirtilen tarih itibarıyla hesaplandığı üzere; 54.296,71 TL ‘ dır.
CMR Konvansiyonu sınırlı sorumluluk kapsamında üst sınır olarak saptanan 54.296,71 TL davacı şirketin sigortalısına ödediği 8.494,03 TL ile mukayese edildiğinde, emtia-eşyada oluşan hasar tutarının üst sınır olarak saptanan rakamın altında kalmaktadır.

Toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan yargılama sonunda;davalı üst-asıl/akdi taşımacının CMR-Uluslararası Hamule Senedi düzenleyerek eşyanın geçici zilyetliği ile taşımayı üstlendiği, eşyayı alıcısına teslim etmeden önce bir kısım emtiayı/ eşyayı hasara uğrattığı davalının oluşan hasarın giderilmesinden tam sorumlu olduğu,TTK 1472 md gereğince davacı tarafça sigortalısına ödenen ve bilirkişi incelemesi sonucu kadri maruf olduğu anlaşılan dava konusu hasar bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek davalıdan tahsilinin gerektiği avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilinin gerektiği sonucuna varılmakla sübuta eren haklı davanın kabulüne karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜNE,
TTK 1472 md gereğince davacı sigorta şirketinin sigortalısına ödediği 8.129,13 TL tutarındaki hasar bedelinin ödeme tarihi olan 19/02/2016 gününden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
2- Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 555,30 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 138,83 TL harcın mahsubu ile bakiye 416,47 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafça sarf olunan (1.200,00 TL bilirkişi ücreti + 127,80 TL posta/tebligat/ müzek- kereden ibaret toplam 1.327,80 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
Davalı tarafça sarf olunan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Sarf olunmayan gider/delil avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
4- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince hüküm altına alınan dava değerine göre takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine dair,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri gereğince,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 16/02/2018
Katip …

Hakim …