Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/685 E. 2020/66 K. 29.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/685 Esas
KARAR NO : 2020/66 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/07/2016
KARAR TARİHİ : 29/01/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili şirketin satmış olduğu mal bedellerine ilişkin olarak 11.800 TL’lik alacağı için davalı şirket aleyhine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün .. E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı şirketin vaki takibe herhangi bir borcu bulunmadığı iddiası ile itiraz ettiğini, davalı tarafın itirazının haksız ve dayanıksız olduğunu, borçlu şirketin takibin açıldığı gün borcun yarısını ödediğini, geri kalan için itirazda bulunduğunu, çeşitli tarihlerde müvekkili şirketten mal aldığını ve bedelini ödemediğini, davalı şirketin müvekkili şirketten almış olduğu mallara ilişkin olarak toplam 5.900 TL borcu bulunduğunu, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydıyla, borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, davalı takibe kötü niyetli ve haksız olarak itiraz ettiğinden % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile müvekkili şirket tarafından davacı buhar tesisatı verilerek işin kaliteli malzemelerle yapılması gerektiği işin başından vurgulandığını, davacı şirkete işe başlamadan önce dikişli boru kullanılmaması gerektiğinin ayrıca belirtildiğini, davacı şirketin anlaşmaya aykırı olarak ve açık uyarılarına rağmen dikişli boru kullandığını bu hususun teknik elemanlarınca tespit edilmesi üzerine davacı şirket yetkilisine bu işin nedeninin sorulduğunu, davalı şirkete bir yanlışlık yapıldığını, bu işin hemen düzeltileceğinin söylendiğini, ancak hiçbir düzeltme girişiminde bulunulmadığını, boruların değiştirilmediğini, ayrıca buhar tesisatının jet taşıyla kesilmesi gerekirken davalı şirketin ucuza kaçarak bu işlemi kaynak makinası ile yaptığını, bunun buhar tesisatı içinde kalıntıların birikmesine neden olduğunu, işlemin kaynakla yapılması sonucunda her biri 1500-2000 TL değerinde olan 4 adet kondenstopun (buhar kapanı) bozulduğunu, davalı şirketin hizmeti kötü ve kalitesiz malzemelerle ifa ettiğini, müvekkilin uyarılarını dikkate almadığını, yapılan anlaşmaya aykırı davrandığını, kötü hizmet nedeniyle şirketlerinin çok ciddi zarara uğradığını, bunların sonucunda müvekkil şirketin 30,000-35,000 TL tutarında bir zararı olduğunu, davalı şirkete bu durumun bildirildiğini, söz konusu zararın telafi edilmesi istendiğini, kötü hizmet nedeniyle 21.02.2016 tarihinde fiyat farkı faturası kesildiğini ve davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirketin bu faturaya itirazda bulunmadığını, davalı şirketin bu durumu bilmesine ve kabul etmesine rağmen iş bu dava ile haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyası mahkememizin işbu dosyası içerisine alınmıştır.
Mahkememizin 19/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda davacının 2015 ve 2016 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 5.900 TL alacaklı olduğu, davalının 2015 yılı Envanter defterlerinin ibraz edilmediğinden dolayı lehine delil niteliği konusunda değerlendirme yapılamadığı, 2015 Yılı Yevmiye, Defteri Kebir defterlerinin ve 2016 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davalının davacıya borç/alacak bulunmadığı, taraf ticari defterleri arasında cari hesap farkına neden olan davalının davacıya düzenlemiş olduğu 20.02.2016 tarihli …. no.lu fiyat farkı açıklamalı 5.900 TL tutarlı faturadan kaynaklandığının belirtildiği anlaşılmıştır.
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. İspat yükü ve kuralları TMK’nun 6. ve 7. maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
HMK’nın 190. Maddesinde ise ispat yükü düzenlenmiştir. Maddeye göre;”1- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.2- Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnaların dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Taraf beyanları, dosyada mevcut bilgi belgeler, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı alacağını ve takibi davalı tarafından davalıya satılan mallara ilişkin düzenlenen faturaya dayandırmış olup, Yargıtay 19 Hukuk Dairesi’ nin 2016/7819 esas ve 2017/2738 karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere öncelikle davacı tarafından icra takibine konu faturadaki malın davalıya tesliminin usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Tek başına fatura malın teslimine yeterli değildir. Davalı taraf da davacı tarafından teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğu iddiasında bulunmuş olup bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Dosyada 07.10.2019 tarihli Makina Mühendisi tarafından düzenlenen raporda ürünlerin ayıplı olmadığı tespit edilmiş olup, dosyada ayıp iddiası bakımından davalı tarafça başkaca delil, delil tespiti dosyası vs. Delil bulunmadığı, cevap dilekçesi ile de yemin deliline dayanmadığı anlaşılmakla davalının ayıp iddiasını ispatlayamadığından bu savunmasına değer verilmemiştir. Davalının ürünlerin teslimine ilişkin kabulünün bulunduğu, ayıplı teslim yapıldığı iddiasında olduğu da gözönünde bulundurularak teslim edilen ürünler bakımından alacak borç ilişkisinin tespiti gerekmekte olup bu kapsamda dosya bilirkişiye tevdii edilmiş,19.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda davacının davalıdan 5.900,00-TL alacaklı oldupuan ilişkin tespiti de dikkate alınarak, davalının Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden 5.900,00-TL üzerinden yapmış olduğu itirazının iptaline, alacağın likit olması nedeni ile de asıl alacağın %20 si olan 1.180,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalı/borçlunun Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden davalının İTİRAZININ İPTALİNE, takibin kaldığı yerden devamına,
2-Alacağın Likit olması nedeni ile davacının asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine,
3-Alınması gerekli 403 TL harçtan peşin alınan 100,76 TL peşin harcın mahsubu ile 302,24 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 3.400 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 443,96 TL harç, 212,75 TL tebligat müzekkere gideri, 750 TL bilirkişi ücreti toplamı 1.406,71 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
29/01/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”