Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/560 E. 2018/259 K. 15.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/560
KARAR NO : 2018/259

DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ : 10/06/2016
KARAR TARİHİ : 15/03/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Ertelenmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 10/06/2016 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin 30/04/2016 tarih Kaydi Bilançosuna göre özvarlığının pozitifinin ¨50.650.605,00 olmasına karşılık, müvekkili şirket tarafından hazırlanan 30/04/2016 tarih rayici bilançosuna (Mal Varlığı Bilançosu) göre Özvarlığının negatifinin ¨ 3.199.723,00 olduğunu, 30/04/2016 tarih rayici bilançoya göre aktif değerler toplamının (¨32.565.791,00), pasif kalemler (borçlar) toplamını (¨35.765.514,00) karşılamadığını ve şirketin (¨32.565.791,00-35.765.514=)¨ 3.199.723,00 borca batık olduğunu, davacı şirket yönetim kurulunun 08/06/2016 gün ve 2016/11 nolu toplantısında TTK.m.634, vd. maddeleri kapsamında tespiti ile müvekkili şirketçe hazırlanan iyileştirme projesine göre iflasının ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava,6102 sayılı TTK’nun 377 ve İİK ‘nun 179’ncu maddelerine dayalı borca batıklık nedeniyle iflâsın ertelenmesi istemine ilişkindir.
Celp edilen ticaret sicil kayıtlarına göre;İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunda …sicil numarası ile işlem gören şirketin kuruluşunun 27/05/1943 tarihinde olduğu, şirketin, dava açılırken merkez adresinin “… Mah….Sokak NO:… ….
/İSTANBUL”olduğu, şirketin faaliyet konusunun” Gazete,mecmua,kitap,vesaire matbuaların basımı yayını. Her türlü matbaacılık işleri. Kağıt mürekkep ve her türlü matbaa levazımının ithal ve satışı ve 10/06/2005 tarihinde tescil edilen genel kurul kararında yazılı olan diğer işler” olarak yer aldığı, şirketin tescilli sermayesinin ¨32.000.000,00 olup iflâsın ertelenmesinin talep edildiği tarih itibariyle tamamının ödenmiş olduğu, ortakların sermaye taahhütlerinden dolayı borçlarının bulunmadığı, iflâsın ertelenmesinin talep edildiği tarih itibariyle şirketin çok ortaklı anonim şirket olduğu, şirketin temsil ve ilzamı yönetim kurulu başkanıAhmet Kavak tarafından münferiden sağlandığı anlaşılmıştır.
İflâsın ertelenmesi için mahkemeye başvurulması konusunda genel kurul kararı dosyaya ibraz edilmiştir.
Davacı vekilinin vekâletnamesinde iflâs erteleme davası açılması konusunda yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Borca batıklık bilançosu ve iyileştirme projesi dava dilekçesi ekinde sunulmuştur.
Mahkemece tensiple birlikte davacı şirkete denetim kayyımı görevlendirilmiş, kayyımdan ön rapor alınmış, iflâs avansının yatırılması sağlanmıştır.
İflâs erteleme davası açıldığı, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile tirajı 50.000’in üzerinde yurt genelinde dağıtımı yapılan ulusal gazetelerden birinde İİK’nun 166’ncı maddesi gereğince ilan edilmiş, gazete nüshaları dosyaya konulmuştur.
İflâsın ertelenmesi talebinde bulunan şirketin tüm aktif ve pasifleriyle demirbaşlarının rayiç değerlerinin tespiti, şirketin kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak şirketin mali durumunun analizi ile borca batık olup olmadığının belirlenmesi ve sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı bulunup bulunmadığı hususlarında mahallinde keşfen inceleme yapılarak bilirkişilerden rapor alınmıştır.
Rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden şirket bilançosu oluşturulmuş,bilirkişiler Prof. Dr. …, Prof. Dr. …, …. , …, … ve … tarafından düzenlenen 10/11/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda; Davacı şirketin ¨32.000.000 olan esas sermayesinin tamamen ödendiğini, davacı şirketin 30/04/2016 tarih itibariyle kaydi özvarlığının ¨50.650.605 olduğunu, kurullarınca düzenlenmiş 30/04/2016 tarih Rayiç Bedel Esaslı Borca Batıklık Bilançosuna göre şirket aktiflerinin (¨37.784.571,39), şirket pasiflerini (¨37.784.571,39 ) ¨ 2.019.057,39 fazlasıyla karşılayacak durumda olması sebebiyle İİK. m.179 ve TTK. m.376 yönünden borca batık olmadığını, davacı şirketin 30/04/2016 tarih itibariyle borca batık durumda olmadığından iyileştirme projesinin incelenmesine ve değerlendirilmesine yer olmadığını, 30/04/2016 tarih itibariyle borca batık durumda olmayan davacı şirketin şirket alacaklılarının haklarının korunması yönünden “iflasının tespiti ile iflasının ertelenmesine” yönelik talebinin reddi gerektiğini bildirdikleri görülmüştür.
bilirkişiler Prof. Dr. …, Prof. Dr…., … , …, … ve …. tarafından düzenlenen 04/05/2017 havale tarihli bilirkişi ek raporunda; 31/12/2016 tarih Gelir Tablosuna göre şirketin 01/01/2016-31/12/2016 dönemini ¨10.944.698,84 net zararla kapattığını, 31/12/2016 tarih itibariyle kaydi özvarlığı pozitif ¨52.643.441,63 olan davacı şirketin, kurullarınca yeniden düzenlenen 31/12/2016 tarih Rayiç Bedel Esaslı Borca Batıklık (Mal Varlığı) Bilançosuna göre şirket aktiflerinin (¨29,536.756,63) şirket pasiflerini (¨31.323.641,92) karşılamayacak durumda olması sebebiyle İİK. m.179 ve TTK. m.376 yönünden (31.323.641,92-29.536.756,63=) ¨ 1.786.885,29 tutarında Borca Batık bulunduğunu, davacı şirketin iyileştirme projesinde öngörülen sermaye artışını yasanın gereklerine uygun şekilde gerçekleştirmemiş bulunduğunu, 31/12/2016 tarih itibariyle ¨1.786.885,29 tutarında borca batık olan şirketin iyileştirme Projesinde öngörülen hedeflerine ulaşamayacak durumda olduğunu, iyileştirme projesinin revize edilip edilmemesi yönünden takdirin mahkemeye ait olduğunu bildirdikleri görülmüştür.
bilirkişilerProf. Dr. …, Prof. Dr…., … , …, … ve …. tarafından düzenlenen 08/08/2017 havale tarihli bilirkişi 2. ek raporunda; Sözü edilen kredinin alınması durumunda davacı şirketin 3 yılın sonunda borca batıklıktan çıkabileceğini, keza kredinin alınması durumunda ek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı bulunduğunun söylenebileceğini, ancak borca batıklıktan çıkmasının kredinin alınma ihtimaline bağlı olduğunu, kredinin alınmaması durumuda ise ek rapordaki görüşlerinde bir değişiklik bulunmadığını bildirdikleri görülmüştür.
Dosyaya atanan …. Prof. Dr. …, Doç Dr. … ile Hukuk Uzmanı … tarafından sunulan 10/06/2016 havale tarihli ön raporda, Davacı ….A.Ş.’ nin; 30/04/2016 Tarihli Kaydi değere söre;
Aktiflerin, borçlardan ¨50.650.605 fazla olduğunu, yani kaydi değere söre şirketin mevcutlarının ve alacaklarının borçlarının tamamını karşıladığının (borca batık olmadığı) görüldüğünü, buna göre şirketin aktiflerinin borçlarını karşılama oranı % 241′ olduğunu, ancak TTK. 376/3 . maddesi hükmü gereğince ” aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartılması” gerektiğini, davacı şirketin 30/04/2016 tarihi itibariyle 178 çalışanı ile Ticari Faaliyetlerini sürdürdüğünü , iyileştirme Projesinde; Gelir ve Kar Hedeflerinin rasyonel veriler ile öngörülmüş olması, ¨1.000.000 nakdi Sermaye Artış taahhüdünün bulunmasını, borçların yapılandırılması, İndirim ve Borç Tasfiyesi anlaşmalarının öngörülmüş olması, iyileştirme projesinin olumlu yanlarını, iflas erteleme sürecinde geçmiş satış ve brüt karlılık rakamlarında muhtemel düşüşlerin yol açacağı kar kayıplarının şirketi zarara sürükleyebileceğini, finansman giderlerinin bu süreçte oluşturacağı ilave faiz yükleri gibi hususlar da projenin gerçekleşmesinde olumsuz koşulları oluşturduğunu, iyileştirme projesi ve dilekçe ile sunulan borca batıklık miktarının tümüyle değerlendirildiğinde ise, bu haliyle davacı şirketin iyileşme ümidin bulunduğunu, iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı unsurlarının projede ağırlıklı olarak mevcut olduğunu,bilirkişi heyetince tespit edilecek borca batıklık miktarına göre şirketin almış olduğu ve alacağı tedbirler ve faaliyetleri ile ilgili olarak devam eden süreçte rapor tanzim edileceği hususunda görüş bildirilmişlerdir.
…. Prof. Dr. …, Doç Dr. … ile HUkuk Uzmanı… tarafından yargılamanın aşamalarında raporlar sunulmuş kayyım heyeti mahkememize verdiği 31/01/2018 tarihli 9. Raporunda;
Şirkette 30/09/2017 tarihi itibari ile toplamda 130 kişinin istihdam edildiğini, SGK Hizmet Bildirgeleri ve Ücret Bordrolarından tespit edildiğini, şirketin iş hacmi daraldığından dolayı çalışan sayısı da aylar itibarıyla azaldığını, şirketin, çalışanlarının ücretlerini tam ve zamanında ödeyemediği belirlendiğini, şirketin 30/09/2017 tarihi itibariyle personele borçları ¨ 844.742,91 olup, ücret, mesai ve kıdem tazminatı borçları bulunduğunu, şirketin 30/09/2017 tarihi itibariyle ödenmemiş toplam ¨4.679.063,10 SGK borcu ve ödenmediğini toplam ¨2.311.056,13 vergi borcu bulunduğunu, şirketin 30/09/2017 tarihine kadar ödemesi gereken ancak, bankada mevduatı olmadığı için ödeyemediğini, karşılıksız duruma düşen ¨ 8.358.351,14 tutarında çeke bağlı borcu bulunduğunu, son üç aylık dönemde şirketin mali durumu daha kötüye gittiğini, 30/09/2017 tarihi itibariyle şirketin….Matbaacılık A.Ş.’den ¨2.000.000,00 tutarında 3 adet alacak senetleri bulunduğunu, nakit darlığına düşen işletmenin, senetli alacaklarını neden tahsil etmediğini, tahsile ilişkin neden dava ve icra takibine başlamadığı anlaşılamadığını, 30/06/2017 tarihli bilançoya göre gelecek aylara ait giderler 30/09/2017 tarihinde ¨ 571.527,08 arttığını, gelecek aylara ait giderler, peşin ödendiğini ancak ilgili dönemi gelmediğinden gider yazılmayıp kârdan düşülmeyen ödemelerden oluştuğunu, şirket, kapasite düşüklüğü nedeniyle 2017 yılı ilk 9 aylık üretim giderlerinden ¨5.793.887,54 ‘lik kısmını gider yazmayıp, daha sonra gider yazmak üzere bu hesapta aktifleştirdiğini, ancak, yapılan bu uygulama muhasebe tekniğine aykırı olduğunu, gelir tahakkukları hesabı 30/09/2017 tarihi itibarıyla ¨4.573.337,95 olduğunu, bu tutar, henüz gerçekleşmemiş faturası düzenlenmemiş gelirler ve faiz gelirlerinden oluştuğunu, muhasebe ilkelerine aykırı olan bu tutarın bu dönemki gelirlerden çıkarılmasını, gerçekleştiği dönemde gelirlere dolayısıyla kara alınması gerektiğini , şirketin bu dönemki karı, gelecek dönemlere ait gelirlerin indirilmesi sonrasında zarara dönüşeceğini, 30/06/2017 tarihli bilançoda ¨418.868,21 olan geçici hesap, 30/09/2017 tarihinde ¨1.325.305,77 olduğunu, bu tutar, şirketin bir varlık unsuru olmayıp, 6736 Sayılı Vergi Barışı Kanunundan kaynaklandığını, bu tutar şirketin zararı olduğunu, 31/03/2017 tarihli bilançoda aktiften çıkarılan ¨906.437,56 tekrar aktife alınmış, muhasebe ilkelerine aykırı olarak şirketin zararı az gösterilmeye çalışıldığını, 30/06/2016 tarihli bilançoya göre 30/09/2017’de Öz Kaynaklar toplamı mutlak olarak ¨452.727,05 artış gösterdiğini, bunun nedeninin 01/06/2017-30/09/2017 dönemi karı olduğunu, ancak, şirketin gelecek aylara ait giderler ve gelecek aylara ait gelirler hesabına yapmış olduğu muhasebe tekniğine uygun olmayan kayıtlar dolayısıyla bilançoda yer alan kar tutarının ¨5.793.887,54 ’lik gelecek aylara ait giderlerin ve ¨4.573.337,95 gelir tahakkuklarının indirilmesi sonucunda 30/09/2017 tarihli bilançodaki ¨2.694.006,68 kar tutarı, ¨7.673.218,81 zarara dönüştüğünü, ¨32.000.000,00 sermayeli şirketin, 30/06/2017 tarih itibariyle kayıtlı öz varlığı ¨50.976.394,28 iken 30/09/2017 tarih itibariyle kayıtlı öz varlığının; ¨51.429.121,33 ‘ne yükseldiğini, ancak, bilançodaki öz varlıklar gerçek durumu göstermediğini, şirketin gelecek aylara ait giderleri ve gelir tahakkuklarının bilançodan çıkarılması ile Öz Varlıklar, ¨41.061.895,84 ‘ne indiğini, ayrıca, bilançoda Özel Fonlarda yer alan fiktif makine tesis cihazlar yenileme fonu olan ¨ 47.031.837,03’nin indirilmesi ile şirketin Öz Varlıkları ¨ 5.969.941,19 olarak hesaplandığını, şirket sermayesini yitirdiğini, şirketin Net İşletme Sermayesi ¨8.214.599,53 olduğunu, şirketin, dönen varlıkları ile kısa vadeli borçlarını ödeme gücü bulunmadığını, şirketin mali yapısı daha da bozulduğunu, son dönemde şirketin iş hacmi oldukça daraldığını, borçlarını ödeyemediğini, çalışanlarına ücretlerini tam ve zamanında ödeyemediğini ve mahkemenin görevlendirdiği Kayyım Heyetinin ücretlerinin de zamanında ödenemediğini, şirket, usulsüz olarak henüz satışı yapılmamış ürünleri satış bedellerine dahil ederek satış gelirlerini yüksek gösterdiğini, 30/09/2017 tarihi itibarıyla şirketin faiz gelirlerinin ¨3.293.117,75 olarak gözüktüğünü, ancak, nakit darlığı olan, borçlarını ödeyemeyen, bankalarda mevduatı bulunmayan bir şirketin bu tutarda faiz geliri elde etmesi imkansız olduğunu, şirket, usulsüz olarak faiz geliri kaydı ile şirket zararını kara çevirmeye çalıştığını, şirketin 30/09/2017 tarihi itibarıyla dönem net karının ¨ 2.694.006,68 olarak görüldüğünü, yapılan usulsüz kayıtlar ile şirket karlı gösterildiğini, ancak, şirketin 30/09/2017 tarihi itibarıyla gerçek dönem net zararı ¨7.673.321,81 olduğunu, bu zarar tutarına banka kredilerine ilişkin olarak gider yazılmadığını Finansman Giderleri de eklenince şirket zararı daha büyüdüğünü, şirketin 2017 yılı dokuz aylık dönem net karı ¨ 2.694.006,68 olarak gerçekleştiğini, iyileştirme projesindeki hedef ¨ 982.500,00 kar olduğunu, ancak, bu dönemde satışların maliyetine ve faaliyet giderlerine dahil edilmesi gerekirken gelecek aylara ait giderler bilanço kaleminde aktifleştirilen giderlerinin ve nedeni anlaşılamayan faiz gelirinin de dikkate alınması gerektiğini, bunlardan düzeltme yapıldığında şirketin 2017 yılı dokuz aylık dönemini ¨ 7.673.321,81 zarar ile kapattığı hesaplandığını, iyileştirme projesindeki satış, maliyet ve kar hedefleri tutturulamadığını, davacı şirketin tirajları giderek azalmış olduğunu, geçen diğer rapor süreçlerinde herhangi bir olumlu gelişmenin olmadığını, 01/12/2017 ve 19/12/2018 tarihlerinde gerçekleştirildiğini olan ziyaretler de ise üretimin fiilen tamamen durmuş olduğunun görüldüğünü, 01/12/2017 tarihinde gerçekleştirilmiş olan ziyarette mevcut olan … Kiralama ile alınmış olan 2014 Model Sıtma Ambalaj Makinasının, 19/12/2018 tarihinde gerçekleştirilmiş olan ziyarette yerinde olmadığı tespit edildiğini, sonuç olarak şirketin nakit darlığı daha da arttığını, mali yapısı iyice bozulduğunu, şirket borçlarını ödeyemez halde olduğunu, acil tedbirler alınarak mali yapıda iyileştirme yapılması gerektiğini, şirketin almış olduğu ve alacağı tedbirler ve faaliyetleri ile ilgili olarak devam eden süreçte tekrar rapor tanzim edileceği hususunu bildirdikleri görülmüştür.
Kayyım heyeti Mahkememize sunduğu 31/03/2018 tarihili 10. Raporunda ise;
07/03/2018 tarihinde gerçekleştirilmiş olan ziyarette grafik, muhasebe ve idari katlardaki bilgisayar, yazıcı, ekran, kalıp makinalarının ve ayrıca işletme sahibinin ofis mobilyalarının haciz edilmiş olduğunu, şirkette üretimin tamamen durmuş olduğunu ve çalışanların işletmede mevcut olmadığını, elektrik ve suların kesilmiş olduğunun, tespit edildiğini, şirketin almış olduğu ve alacağı tedbirler ve faaliyetleri ile ilgili olarak devam eden süreçte tekrar rapor tanzim edileceği hususunun bildirildiği görülmüştür.
Bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda gerekli süre ve imkân davacı şirkete verilmiş,bu süre içerisinde şirket takip edilmiştir.
İflâsın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan; somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yoludur (İİK.m.179). iflâsın ertelenebilmesi için şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir (TTK.m.324, İİK.m.179 vd.). Mahkeme, İİK’nın 166/2. maddesine uygun ilan yapmalı, borca batıklığı, TTK’nın 376. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tesbit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlemelidir. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile mali durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. İflâsın ertelenmesinin amacı, borca batık sermaye şirketinin mali durumunu düzelterek borca batıklıktan kurtulmasının sağlanmasıdır.Borca batıklıktan kurtulma ise tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip, aktifin pasiften fazla olmasını ifade eder. Gerek borca batıklık ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı hususunda (muhasebe ve işletme ekonomisi bilgisi özel ve teknik bilgi niteliğinde bulunduğundan ve hâkimin bunları genel ve mesleki bilgisiyle çözmesi beklenemeyeceğinden) HMK’nın 266. maddesinde gösterildiği şekilde bilirkişinin oy ve görüşüne müracaat edilmeli ve bu raporun da hukuka uygunluğunun hâkim tarafından denetlenmesi gerekir.
Öte yandan somut verilere dayalı, çelişmeyen öngörüler içeren, özellikle sermaye ve/veya kârlılık artışını netleştiren unsurların varlığının, proje için vazgeçilmez hususlar olduğu gözden kaçırılmamalı; iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunun bu yolla tespiti cihetine gidilmelidir.
Hâkim de bu raporla o konudaki özel ve teknik bilgi ihtiyacını giderebilmeli ve raporun hukuka uygunluğunu denetlemelidir. Projenin ciddi ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve/veya kârlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tespit edilmeli, diğer proje unsurları için de bilimsel veriler değerlendirilmelidir.
Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada, konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır.
Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir.
Davacı şirketin borca batık olduğunun doğru olarak tespiti halinde; iyileştirme projesinin, bütüncül bir değerlendirmeyle, TTK’nın 376. maddesi kapsamında nakit sermaye konulması dâhil nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri içerip içermediği, İİK’nın 179. maddesi anlamında ciddi ve inandırıcı olup olmadığı ve HMK’nın 29. maddesinde açıklanan dürüstlük kuralına uygun davranma yükümlülüğüne ve gerçeğe uygun bir biçimde hazırlanıp, hazırlanmadığı, eş deyişle, iyileştirme projesinde yapılacak olanların tek tek maliyetinin, hangi ekonomik kaynaktan sağlanacağı, her bir proje kaleminin zaman olarak en geç hangi tarihte yapılacağı, yapılacak olanların ayrı ayrı borca batıklık üzerindeki zaman ve oran olarak etkisinin somutlaştırılması ve böylece iyileştirme projesinin neden ciddi ve inandırıcı olduğunun ayrıntılı ve zaman içinde sayısal olarak, denetlenmeye elverişli nitelikte olması gerekmekte olup, bu özellikte olmayan iyileştirme raporlarına ve bunlara dayalı düzenlenen bilirkişi ve kayyım raporlarına göre ne iflâsın ertelenmesine karar verilebilir ne de iflâs erteleme talep eden şirket alacaklıları aleyhine sonuç doğuracak şekilde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Açıklanan özellikteki iyileştirme projelerinin sunulması halinde alınacak bilirkişi ve kayyım raporlarından sonra talep halinde ve gerektiğinde, hüküm tarihine kadar sadece gerekli tedbirlere karar verilmeli ve tarihlerine uygun şekilde proje kalemleri yerine getirilmediği takdirde tedbirler kaldırılarak, iflâsın ertelenmesi ve ihtiyati tedbir müesseselerinin kötüye kullanılmasının önüne geçilmelidir.
İflâs erteleme davalarında, erteleme isteyen davacı şirketin mali durumunun mahkemece, yargılama sonuna kadar incelenmesi ve iyileştirme projesinin uygulanabilir olup olmadığının denetlenmesi gerekir.
Mali durumun iyileştirilmesi imkânının mevcut olup olmadığı somut olaylara dayanılarak tespit edilmelidir.Belirsiz nitelikteki emareler erteleme kararı verilebilmesi için yeterli değildir.
Şirketin mali durumunun iyileştirilmesi ümidi, iflâsın ertelenmesinin zorunlu koşuludur.(İİK m.179/1) Bu husus, Türk Ticaret Kanunu m.377 de “şirket durumunun ıslahı mümkün görülüyorsa…” şeklinde ifade edilmiştir.
Ekonomik açıdan iyileştirme kavramı; bir işletmenin içinde bulunduğu likit (nakit) yoksunluğunu, zararlı bir dönemin bilanço halini veya borca batıklık halini bertaraf etmek ve aynı zamanda işletmenin kârlılığını tekrar kazandırmak amacına yönelik olan, gerekli tüm yapısal ve mali tedbirlerin alınmasını ifade eder. Bunun üzerinde durulan obje, sadece ticari işletmedir; hukuki açıdan bir kişilik söz konusu değildir.
Ticaret hukuku anlamında iyileştirme ise, bir görüşe göre, malvarlığının borca batıklık bildiriminde bulunulması durumundakinden daha iyi bir duruma getirilmesidir. Diğer bir görüş ise, ticaret hukuku anlamında iyileştirmenin söz konusu olabilmesi için, borca batıklığın bertaraf edilmesi veya şirketin yeniden yapılanması ya da her iki hususun birden bulunması koşullarmı aramaktır.
Kanun, iflâsın ertelenmesi için şirketin mali durumunun iyileştirilmesi ümidinin bulunmasını aramaktadır. (İİK.m.179) Yani şirket borca batık olmasına rağmen, bu durumun bertaraf edilmesi ve şirketin normal faaliyetlerine devam edebilmesi ihtimâlinin yüksek olduğu konusunda objektif gerekçelere dayalı bir kanaatin oluşmuş olması gerekir.
Son olarak belirtmek gerekirse, iyileştirme, şirketin alacaklılarının alacaklarının tamamen karşılanması anlamına gelmez. Çoğu kez alacaklılar bir zarara katlanmak zorundadırlar.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;şirketin iş hacmi daraldığından dolayı çalışan sayısı da aylar itibarıyla azaldığını, şirketin, çalışanlarının ücretlerini tam ve zamanında ödeyemediği,SGK ve vergi borçlarını ödeyemediği, dönen varlıkları ile kısa vadeli borçlarını ödeme gücü bulunmadığı, şirketin mali yapısı daha da bozulduğu,şirketin, usulsüz olarak henüz satışı yapılmamış ürünleri satış bedellerine dahil ederek satış gelirlerini yüksek gösterdiği,şirketin 2017 yılı dokuz aylık dönem net karı ¨ 2.694.006,68 olarak gerçekleştiği, iyileştirme projesindeki hedef ¨ 982.500,00 kâr olduğu, ancak, bu dönemde satışların maliyetine ve faaliyet giderlerine dahil edilmesi gerekirken gelecek aylara ait giderler bilanço kaleminde aktifleştirilen giderlerinin ve nedeni anlaşılamayan faiz gelirinin de dikkate alınması gerektiği, bunlardan düzeltme yapıldığında şirketin 2017 yılı dokuz aylık dönemini ¨ 7.673.321,81 zarar ile kapattığının kayyım heyeti tarafından hesaplandığı, iyileştirme projesindeki satış, maliyet ve kâr hedefleri tutturulamadığı, davacı şirketin tirajları giderek azalmış olduğu, geçen diğer rapor süreçlerinde herhangi bir olumlu gelişmenin olmadığı,üretimin fiilen tamamen durmuş olduğu,davacı şirket 1 yıl 9 aylık süre içinde verilen tedbire rağmen durumunu iyileştiremediği,finansman sağlayamadığı,davacı vekili tarafından şirketin başka bir yatırımcıya satışı sonrasında borçların ödenmesi teklifinin ise şirketin tasfiyesi anlamına gelip iflas erteleme kurumu ile bağdaşmadığı,bu nedenle davacı şirkete bu imkânın tanınmadığı, iflâsın ertelenmesinin alacaklıların haklarını iflâsın derhal açılmasına nazaran daha kötü duruma düşüreceği sonucuna varıldığından,iflâsın ertelenmesi davasının reddi ile borca batık haldeki davacı şirketin iflâsına, tedbirlerin kaldırılmasına ve kayyım heyetinin görevine son verilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacının iflâs erteleme talebinin REDDİNE,
2-İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nda …sicil no ile kayıtlı ve muamele merkezi … Mahallesi …. Sok No:… …../İstanbul olan …ANONİM ŞİRKETİ’nin İcra İflâs Kanununun 179’ncu maddesinin (b) bendi uyarınca 15/03/2018 günü,Saat:11:11 itibari ile İFLÂSINA,
3-İflâs ile ilgili olarak Bakırköy Nöbetçi İflâs Müdürlüğü’ne müzekkere YAZILMASINA,
4-İflâs ile ilgili olarak İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na bildirimde BULUNULMASINA,
5-İflâsın,İflâs Müdürlüğü tarafından İcra İflâs Kanununun 166’nci maddesinde yazılı usullere göre İLANINA,
6-Davacı şirket ile ilgili tüm tedbirlerin hüküm ile birlikte KALDIRILMASINA,
7-…. … , … ve …’in görevlerine son VERİLMESİNE,
8-İflâs avansının Bakırköy İflâs Müdürlüğü’ne AKTARILMASINA,
9-Alınması gerekli ¨35,90 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨29,20 harcın mahsubu ile bakiye ¨6,70 harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
10-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
11-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨105,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile bir kısım müdahiller vekillerinin yüzlerine karşı, diğer müdahiller vekillerinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.
15/03/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KÂTİP …