Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/537 E. 2018/1222 K. 28.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/537 Esas
KARAR NO : 2018/1222

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/06/2016
KARAR TARİHİ : 28/11/2018
K.YAZIM TARİHİ : 21/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin davalı firmadan plastik torba imalatında kullanılmak üzere tutkal aldığını, verilen tutkal mamullerinin yapıştırılmasında, kullanılmaya başlandığını, kullandıkça bu tutkalın yapışma özelliğinin olmadığı, aylarca yaş kaldığı görüldüğünü, bu malların müşterilere verildiğini, müşterilerce kullanıldıkça bu ayıpların ortaya çıktığını ve malların iade faturasıyla geri verildiğini, müvekkili şirketin maddi manevi zarara uğradığını, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Değişik İş sayılı dosyasıyla dava konusu olan tutkalların yapışıp yapışmama özelliğinin, ayıplı malların miktarının, ve malların zararına ilişkin konuların tespitine gidildiğini, verilen bilirkişi raporunda mallardaki ayıbın gizli ayıp olduğunu ve tutkalın kullanılması sonucu ortaya çıktığını, müvekkilinin zararının 154.243,00 TL olduğunu, bu miktar üzerinden davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya karşı cevabında, davacı şirketin müvekkilinden 04.03.2015, 09.03.2015, 08.05.2015, 08.06.2015 tarihlerinde fatura karşılığında tutkal aldıklarını, tutkalın ayıplı olduğunu iddia etmiş ise de, davacı tarafça yaptırılan tespitte düzenlenen bilirkişi raporunun denetlemeye elverişli olmadığını, müvekkili şirketin davacıya standartlığa uygun tutkal sattığını, tutkalda herhangi bir ayıp bulunmadığını, sorun varsa sorunun davacının uygulamasında ve uygulama sırasında uygulama yaptığı makinelerden kaynaklandığını, satışı yapılan tutkallar üzerinde inceleme yapılmadığını, tutkalların davacının fabrikasında bulunmakta olup, zamanla özelliklerinin kaybolacağından bahisle kimya mühendisi aracılığıyla tespit talebinde bulunduğunu, tespit dosyasına sunulan raporda bozuk olduğu ileri sürülen tutkalların tamamının üretimde kullanıldığı ve üretimde satıldığı bu nedenle bozuk tutkal numunelerinin davacının elinde bulunmadığının tespit edildiği, ayıp varsa müvekkili tarafından satılan tutkalın ilk partide ortaya çıkabileceğini, ancak tümü kullanıldıktan sonra ayıp tespiti yapıldığını, süresinde ayıp ihbarı yapılmadığını, davacının kendisinden kaynaklı problemleri müvekkiline yüklemeye çalıştığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin…. D.İş sayılı dosyasından yapılan tespitte düzenlenen bilirkişi raporunda, “davacı firma tutkalı davalı yandan uzun süre almış ve sorunsuz olarak üretim yapmıştır, üretim konusunda tecrübe ve bilgiye sahiptir, üretim hakkı otomatik kontrol sistemine sahip olup, üretim sırasında başlangıçta sisteme tanımlanan üretim koşulları değişmesi halinde sistem sinyal vermektedir, nezaretinde yapılan ve bozuk olduğu iddia edilen tutkallardan daha sonra alınmış aynı marka tutkal kullanılarak, üretilen malzeme sağlam çıkmıştır, bu durum göz önüne alındığında dava konusu olan tutkalın bozuk olduğu sonucuna varılmaktadır, bununla bilikte davacı yan aldığı malzemeyi kullanmadan önce sağlam olup olmadığını kontrol etmesi gerekirdi, bu kontrol yapılmamıştır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davacının adresinde yerinde yapılan incelemede, dava konusu olduğu iddia edilen emtiaların bobinler şeklinde üst üste istiflenmiş olduğu, dava konusu emtiaların bir kısmının kullanılmış ve bobinlerden arta kalanlar olduğu, mevcut alanda dava konusu olan emtialarla benzer özellikler taşıyan başka bobinlerinde bulunduğu, davacının dava konusu olan ve davacının iade aldığını iddia ettiği emtialar üzerinde emtia bilgileri, iade alınan kurum, iade tarihi, açıklayıcı herhangi bir etiketin mevcut olmadığı, emtiaların üretme aşamasında kullanılmış olan 34,10 kg ….tutkal ve …. katalizörlerin ve ayrıca dava konusu olan 200 kg …. 35,11 ve 30 kg …. 9062 L’nin davalının adresinde mevcut olmadığı, davacı tarafından 12.10.2015 tarihinde temin edilmiş 1800 kg …. 631A tutkal ve 720 kg …. …. katalizörlerin 04.02.2016 tarihinde fatura ile davalıya iade edilmiş olduğu, davalı adresinde olmadığı tespit edilmiş olup, davalı tarafından delil olarak sunulmuş olan ve emtiaların üzerinde kullanıldığı iddia edilen tutkal ve katalizörler, dava konusu emtianın üretiminde kullanılan tutkal ve katalizörler olup olmadığının kesin olarak belirlenemediği, tutkal ve katalizörlerin kimyasal maddeler olup, bulundukları ortam şartları ve dava süresince geçen süre zarfında sahip oldukları özellerin etkisini azaltacağını, her üretim sürecinin ayrı bir süreç olup, bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiğini, tutkal ve katalizörün kimyasal malzemeler olması sebebiyle ilk bakışta ayıplı olup olmadığının mümkün olmadığını, seri üretimde kullanılmadan önce test sürecinden geçirilmesi gerektiğini, bu test sürecinin 1 saatlik bir süreç olup, yüksek maliyette olmayan basit bir test cihazı ile gerçekleştirilebileceğini, davalıdan alınmış olan tutkal ve katalizörden oluşturulmuş karışımın, dava konusu olan emtialar arasına sürüldükten sonra belirli sıcaklıklarda kurutma amaçlı kullanılan bir laboratuvar cihazı olan “…” de 60-80 derece ısıda 1 saatlik bir kürleme ile test edilebileceğinin, kürleme sonrasında emtialar arasında kuruma olup olmadığı, tutkalın işlevini yerine getirip getirmediği, kolayca tespit edilebileceği, davacının davalıdan almış olduğu tutkal ve katalizörleri herhangi bir test sürecinden geçirmeden kullandığı, dava konusu emtialar incelendiğinde dava dosyasında mevcut olan emtia fotoğraflarında olduğu gibi, bobinlerin belirli miktarlarının yapışmama probleminin mevcut olduğu, geri kalan kısımlarda ise bu problemin var olmadığı tespit edilmiş olması sebebiyle, davacının basiretli bir tacir olarak aldığı ürünü test etmesi sonucunda ayıbın ortaya çıkabileceği ön görülerek, davalıdan alınan ürünler üzerinde test işlemi yapılmadığı bu nedenle, açık ayıp niteliğindeki durumun davalıya bildirilmediği anlaşılmaktadır.
Davalı ile davacı arasındaki ticari ilişki sonucu, davacıya satılan tutkalların ayıplı olduğu iddia edilmiş ise de, ayıplı olduğu iddia edilen tutkallara ulaşılamadığı, bu tutkalların kullanılarak elde edilen emtialar üzerinde yapılan incelemede, ayıbın tutkaldan kaynaklı olup olmadığının tespit edilemediği, büyük bobinlerde bulunan ürünlerin bazı kısımlarında yapışmama sorununun bulunduğu ancak, bu sorunun tutkaldan kaynaklanıp kaynaklanmadığının net olarak belirlenemediği, davacının aldığı ürünler üzerinde test yapmak suretiyle ayıbın belirleme imkanı varken bu imkanı kullanmadığı, açık ayıp niteliğindeki tespit edilebilecek ayıpların tespit edilmediği, süresinde ayıp ihbarı bulunmadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harcın peşin alınan 2.634,09 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.598,19 TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 15.089,44 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılıp kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/11/2018

Katip …

Hakim …