Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/513 E. 2018/103 K. 05.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/513 Esas
KARAR NO : 2018/103

DAVA : Alacak (Acentalık Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/05/2016
KARAR TARİHİ : 05/02/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentalık Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin KKTC’de faaliyet gösteren ve çeşitli markaların pazarlamasını ve satışını gerçekleştiren firma olduğunu, müvekkili ile davalı …A.Ş. şirketinin “…” marka temizlik ürünlerinin Kıbrıs dahilinde tek satıcılığının 2012 yılından beri devam ettirdiğini, müvekkili firmanın birden fazla markanın Kıbrıs dahilinde satışını gerçekleştirmekte ise de … kuruluşu davalı firma ile aralarında varılan mutabakat sonucu … markasını Kıbrıs’ta tanınan bir marka haline getirmek için azami özen ve çalışma gösterdiğini, reklam harcamaları yapmış olup satış noktaları oluşturduğunu … markasının yayılmasını ve satışını sağladığını, bunları yaparken de … aldıkları malların ödemesini zamanında yaptığını, ürünün satış miktarını artırıp cirosunu yükselttiğini, davalının müvekkilini zor durumda bırakmak amacıyla satış hedefini yükselttiğini, Kıbrıs’ta başka firmalara da satış yaptığını, bu nedenle müvekkilinin cirosunun düştüğünü, müvekkilini zarara uğrattığını, bu nedenle 5.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya karşı cevabında müvekkili firmanın … markasının sahibi olduğunu, … markalı ürünlerin KKTC’de satışının başlaması üzerine davacı tarafından ürünleri satmak üzere bir takım ürünler istendiğini, bu ürünlerin davalı tarafından satıldığını, taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesi söz konusu olmayıp ticari ilişkinin de 2013 yılı sonunda karşılıklı sona erdirildiğini, tek satıcılık sözleşmesi kabul edilse dahi TTK 122. madde gereğince müvekkilinin organize ettiği reklam ve pazarlama faaliyetleri sonunda tanınırlık ve müşteri çevresinin oluştuğunu, davacının denkleştirme ödemesini gerektirecek ticari bir mağduriyetinin söz konusu olmadığını, ticari ilişkinin davacının haksız tutumu nedeniyle sona erdiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı KKTC’nin mevzuatına göre noter tasdikli defter tutma zorunluluğu bulunmadığından defter ibraz etmemiş, dava konusu olaya ilişkin bilgisayar kayıtları, bilanço, gelir tablosu, faturalar, gümrük evrakları ibraz etmiştir. Bu evraklar üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde davacının 2012 yılında 52.428,34 USD tutarında, 2013 yılında 102,635,03 USD tutarında mal alımı yaptığı, 31/12/2013 tarihi itibariyle davalının davacıdan 26.261,12 TL alacaklı göründüğü, bu alacağın ödendiğine dair belge ibraz edilmediği, 2014 yılında taraflar arasında herhangi bir alım satım ilişkisinin bulunmadığı, davacının 2014 ve 2015 yıllarında …. ürünlerini dava dışı …A.Ş firmasından satın aldığı, 2014 yılında 301.654,75 TL, 2015 yılında 237.466,68 TL tutarında alış yaptığı, davalı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede davalının 2012-2013-2014 ve 2015 yıllarına ait ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yapıldığı, HMK 222 maddesi gereğince sahibi lehine delil olma özelliğinin bulunduğu, davacı şirket ile ticari ilişkilerini muavin hesapla takip ettiği, davalı şirketin davacı şirkete 2012 yılında 106.071,42 TL tutarında, 2013 yılında 220.289,54 TL tutarında olmak üzere toplam 326.360,96 TL tutarında mal satışı yaptığı, en son fatura tarihinin 30/11/2013 tarihi olup davacının borç bakiyesinin 29.708,82 TL olarak 2014 yılına devrettiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından 01/01/2014 tarihli “yetkili satıcı belgesi” başlıklı fotokopi belgesi sunmuş olup bu belgede “sahibi olduğumuz … markalı ürünlerimizin KKTC’de yapılacak bütün satış ve pazarlama faaliyetleri ile ilgili olarak … adresinde yerleşik bulunan ….ye 31/12/2014 tarihine kadar tam yetki verdiğimizi bu belge ile beyan ederiz” olarak belirtilmiştir. Davalı taraf belgeyi veren ismin de yetkili bir müdür bulunmadığını, olsa dahi şirketi ilzam ve temsil edecek yetkilileri ticari sicil kaydına mevcut olup bu belgeyi düzenlemesinin mümkün olmadığını beyan etmiştir.
Davacı tarafça dosyaya sunulan sözleşme 01/01/2014 tarihlidir. Taraflar arasındaki ticari ilişkinin mevcut defterlere göre 30/11/2013 tarihinde son işlemin yapıldığı, bu tarihten itibaren 2014 ve 2015 yıllarında davacıya hiçbir satışın bulunmadığı her iki tarafın ticari defterleri ile tespit edilmiştir. Davacı … markalı ürünleri 2014 ve 2015 yıllarında dava dışı … şirketinden satın almıştır. Sözleşme tarihi ile sözleşmenin sona ereceği bildirilen 31/12/2014 tarihleri arasında taraflar arasında sözleşmenin hükümlerinin yürürlük kazandığına dair yazılı bir belge bulunmadığından tek satıcılık sözleşmesinin yürürlüğe girdiği söylenemez.
Tek satıcılık sözleşmesi karşılıklı edimler yükleyen bir sözleşme olup satıcının bağımsız olarak kendi adına ve hesabına hareket edebilme yetkisi ve sürümü arttırmaya yönelik faaliyette bulunma yükümlülüğü mevcuttur. Davacı taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesi bulunduğunu iddia etmiş ise de davacının markanın tanınması konusunda satışın arttırılmasına ilişkin yatırım yaptığına dair delil bulunmamaktadır. Bu nedenle taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesinin bulunduğunu ispat yükü üzerinde olan davacı ispat edememiştir. Bu nedenle taraflar arasında alım satım ilişkisi bulunduğu, bunun dışında ticari ilişkinin olduğuna dair delil bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL başvurma harcı, 939,27 TL nispi harç olmak üzere 968,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 932,57 TL ‘nin talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat yönünden AAÜT gereğince 2.180 TL, manevi tazminat yönünden 2.180 TL olmak üzere 4.360 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılıp kullanılmayan yargılama giderinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/02/2018

Katip …

Hakim …