Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/449 E. 2020/825 K. 07.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/449
KARAR NO : 2020/825

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/05/2016
KARAR TARİHİ : 07/12/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili ile davalı arasında 07/10/2013 tarihinde adi ortaklık sözleşmesi yapıldığını ve bu sözleşmenin yazılı hale getirilmek suretiyle, aynı sözleşmede ortaklığın sona erdirilmesi ve şartları da yazılı metin haline getiriltiğini, bu sözleşmenin davalı adına … Kiralama A,Ş. ‘den leasing usulü ile kiralanan … model … marka, … model ve …. seri numaralı iş makinası ile … model …. marka … tipi … tescil plakalı taş kırma makinesinin eşit şekilde ortaklığına ilişkin olduğunu, sözleşmede davalı adına, … Kiralama A,Ş’den …. usulü ile kiralanan … model … marka, … model ve …. seri numaralı iş makinası, müvekkili veya müvekkilinin belirlediği üçüncü bir kişiye devredileceğini, … model … marka … tipi … tescil plakalı taş kırma makinesinin de davalıda kalacağının belirtildiğini, ilgili makinanın davalının sigortalı elamanı olan …. tarafından … ilçesinde müvekkiline teslim edildiğini, tarafların ortaklık dönemlerinde ortaklık kapsamındaki iki makinadan kazançları ile yaptıkları masraf ve ödemelerinin hesaplaşmasında müvekkilinin 8,253,65 TL davalıya borçlu kaldığını, ortaklığın sona erdirilmesinde kalan temel şartlar; müvekkilime taahhüt ettiği gibi …. Kiralama A.Ş.’den … usulü ile alınan iş makinasının kiralama haklarını müvekkiline devretmesi ve teminat olarak iki makina için yatırılan toplam 55.000 Euro miktarın yarısı olan 27.500 Euro ‘yu müvekkiline ödemesi, iki makina için ortak eşit miktarda 55.000 Euro yatırılmış ise de makinaların değer farkından dolayı, müvekkilinin davalı tarafa 7.500 Euro + KDV fazla yatırdığını, söz konusu meblağında ödenmesi, ortaklığın sona erdirilmesi için yapılan ve hesaplaşılan son mutabakattan sonra; davalı … makina için yatırmak zorunda olduğu 04/03/2015 tarihli ve 13/04/2015 tarihli olmak üzere; her biri 4.961,50 Euro olan iki taksiti de müvekkilinin yatırmak zorunda kaldığını, bu nedenle ilgili taksit bedellerinin de müvekkiline ödemesi gerektiğini, davalı … ortaklığın sona erdirilmesi sözleşmesinde hiçbir yükümlüğünü yerine getirmeyince, müvekkili tarafından kendisine Bakırköy … Noteri aracılığıyla sözleşme hükümlerine uygun hareket edilmesi noktasında davalı …’e ihtarda bulunduğunu, bunun üzerine davalı … makinayı 15.000 Euro teminatıyla birlikte devretmeyi kabul ettiğini, geri kalan 27.500 Euro miktarı ise elden ödeyeceğini belirttiğini, bu kapsamda müvekkiline davalı tarafından bir devir sözleşmesi yapılıp teslim edildiğini, ancak, … şirketi ilgili devri yetersiz bulmakla beraber, davalı adına kiralama yapılmış makinaların birbirine teminatlı olduklarını, devrin yapılabilmesi ve teminat olarak yatırılan miktarın geri alınabilmesi için, davalının tüm borçlarını ödemesi gerektiği şeklinde bir bilgi müvekkiline verildiğini, müvekkilinin defalarca davalı ile görüşme yapmasına rağmen bu konunun sonuçlandırılması noktasında herhangi bir gelişme yaşanmadığını, müvekkilinin sözleşme kapsamında belirtildiği şekliyle, makinasının kendisine devrini ve teminat olarak yatırılan para miktarının ödenmesi hususunu defalarca sözlü olarak kendisinden istediğini, ancak davalının bunların hiçbirini yerine getirmediğini, müvekkiline hiçbir ödeme yapmadığı gibi, 05.09.2015 günü başka bir iş sözleşmesi gereği nakledilmesi sırasında … ili …. İlçesinden geçerken makinanın kendi adına kiralama hakkı olduğundan faydalanarak, çalınmıştır şeklinde ihbarla makinayı bağlattığını ve kendisine iadesini sağladığını, müvekkilinin bu olay nedeniyle ciddi zorluklar yaşadığını ve birçok iş anlaşmasın da belirttiği taahhüdü yerine getirememesine sebebiyet verdiğini, makinanın devredilmeyeceğinin anlaşıldığını, davalı tarafın müvekkiline fiilen ait olan makinanın değerini ödemesi gerektiğini, makinanın mevcut değerinin 195.000 Euro + KDV olarak belirlendiğini, ilgili makinanın .. Kiralama A.Ş. ‘ye olan borcu değer fiyatından düşüldükten sonra kalan miktarın müvekkiline ödenmesi de gerektiğini, mahkemece iş makinasının mevcut değerinin belirlenmesini, davalının el koydurttuğu tarihten itibaren mevcut gelirinin el koymadan itibaren işleyecek ticari faiziyle davalı taraftan alınmasını talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacı taraf ile müvekkili arasında 15.12.2014 tarihinde imza altına alınmış olan adi ortaklık sözleşmesi uyarınca … model… marka … model ve … seri numaralı iş makinasının müvekkili tarafından davacıya devretmesi için 30.06.2015 tarihine kadar süresi bulunduğunu, makineye ait leasing taksit ödemelerinin davacı tarafça yapılacağını, 3 ay üst üste temerrüde düşülmesi halinde müvekkilinin zararlarının karşılanacağını, ancak taksitlerin tamamının 30.06.2015 tarihinden önce ödenirse makinenin devrinin yapılabileceğinin imza altına alındığını, davacının sözleşmeye aykırı davranarak … taksitlerini 3 ay üst üste ödemediğini, iş makinasının devri için sözleşmede belirtilmiş olan koşulların oluşmadığı halde davacı tarafça, müvekkilinin rızası hilafında söz konusu iş makinasını çalıştığı yerden davacı tarafça alındığını, söz konusu sözleşmeye, TCK’ya, dürüstlük kuralına aykırılık sebepleri ile taraflarınca gönderilen ihtarname cevabı ile 15.12.2014 tarihli sözleşmenin feshedildiğini, söz konusu sözleşmede, davacı 30.06.2015 tarihine kadar … Kiralama A.Ş’den leasing usulü kiralanan iş makinasını devralmakla yükümlü olduğunu, ancak davacı bu tarihe kadar borçlarını, taksitlerini ödemediğini, ve devri almadığını, davacının dava dilekçesinde 4. maddede “yapılan masraf vc ödemelerin hesaplaşılması” olarak belirttiği ödemenin sözleşmede davacının sorumlu tutulduğu, davacının temerrüde düşmüş olduğu, gecikmiş vadesi geçmiş taksitler olduğunu, bahsedilen bu ödemelerin yapıldığı tarihte, iş makinasının davacı tarafa teslim edildiğini, davacı tarafın dilekçesinde belirtmiş olduğu, müvekkiline gönderilmiş olan ihtarnameye cevaben Yalova …. Noterliği … yevmiye numaralı, 17.06.2016 tarihli ihtarnamenin davacı tarafa gönderildiğini, gönderilmiş olan ihtarname cevabı ile davacının sözleşmeye aykırı davranışları sebebi ile 15.12.2014 sözleşmenin feshedildiğinin ihtar edildiğini, davacı tarafın müvekkiline göndermiş olduğu ihtarnamede belirtilmiş olan edimlerin yerine getirilmeme sebebinin davacı tarafın sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemiş olmasından kaynaklandığını, müvekkilinin davacı tarafa Yalova … Noterliği …. yevmiye numaralı, 17.06.2016 tarihli ihtarnamesini çekmiş olmasına rağmen davacının iyi niyeti kötüye kullandığını ve söz konusu makinedeki uydu takip sistemini 10 Mayıs 2015 tarihinde sökerek cihazı yük gemilerine koyduğunu, davacı taraf bu şekilde söz konusu makinenin yerinin müvekkili ve …. firması tarafından bulunmasını engellediğini, ayrıca davacı tarafından söz konusu makine 05.09.2015 tarihinde kaçırma girişiminde bulunduğunu, müvekkilinin yaptığı çalışma neticesinde makinenin izini … İli …. ilçesinde bulduğunu, makine kanuna aykırı olarak yol izin belgesi almadan … plakalı araç ile taşınmakta iken bulunduğunu, ve konu ile ilgili Taşova Savcılığına şikayette bulunulduğunu, davacının 30.06.2015 tarihinde söz konusu makinenin devrini almakla yükümlü iken yapılan ihtara rağmen devri almamış ve makineyi kaçırma ve parçalayarak satma girişiminde bulunduğunu, davacı tarafın, iş makinasını kaçırması ve 8 ay elinde bulundurması sebebi ile uğranılan zararın tespit edilmesi ve bu zararın karşı davalı ve davacı tarafça karşılanmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Dosyaya sunulan 16/01/2019 tarihli bilirkişiler …., …., … tarafından düzenlenen raporda dava konusu 1 adet … model, … marka, … tipinde Mobil Taş Kırma Makinasının 30.06.2015 tarihi itibariyle 2. El rayiç bedeli 514.094,00 TL olarak belirlenmiş olup, bu bedel makinanın bakımlarının zamanında yapılıp yapılmadığına ve piyasadaki arz talebe göre % 10 değişiklik göstermekte olduğu, makinanın bağlı bulunduğu 05.09.2015 ile 09.05.2016 tarihleri arasındaki mahrum kalınan kar hususunun KDV Dahil 34.200,84 TL olarak hesaplandığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, Yüksekova Vergi Dairesi Müdürlüğü, İstanbul Ticaret Odasına müzekkere yazıldığı, müzekkere cevaplarının dosyamız arasına alındığı anlaşılmıştır.
Dava, taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesine dayalı olarak tasfiye alcağına ilişkindir.
Türk Borçlar Kanununun 620. maddesinde “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” hükmüne yer verilmiştir.
Adi ortaklık TBK’nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir.6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalar ile, şahısvarlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmüne yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardandır.
“…Dava, adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesince, “…TTK. 4-1/a maddesinde her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, Bu kanunda, öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı ve TTK 5-1 maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemelerinin tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu belirtilmiştir. Bu nedenlerle Davanın görev yönünden reddine …” gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesince ise, “…Somut olayda davacının tacir olmadığı, adi ortaklığın TTK’da düzenlenmediği, mal varlığı haklarına ilişkin olan davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine …” gerekçesiyle görevsizlik kararı yönünde hüküm kurulmuştur. Türk Borçlar Kanununun 620. maddesinde “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” hükmüne yer verilmiştir. Adi ortaklık TBK’nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir.6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalar ile, şahısvarlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda davacı ile davalı arasında adi ortaklık ilişkisi bulunmaktadır. Adi ortaklık TTK’da düzenlenmediğinden, malvarlığı haklarına ilişkin olan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 25/06/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi…” T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi, 2019/215 Esas, 2020/528 Karar
Dosya tüm deliler ile birlikte değerlendirildiğinde; davalının tacir olmadıığı, vergi mahremiyeti kaydı olduğu, davalının “tacir” tanımına uymadığı, eldeki uyuşmazlığın da yukarıda tanımlanan “ticari dava ” nitelik arz etmediği, davacıların adi ortaklık sözleşmesine dayandığı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, davacının bu sözleşmeye istinaden davalıdan alacaklı olduğuna ilişkin uyuşmazlığın çözümünde mahkememizin değil Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu, kamu düzeninden sayılan mahkemenin görevi hususunun HMK 114/1-c md de dava şartları arasında düzenlendiği , taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2- 6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-6100 sayılı HMK’nun 331/2 maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceğine; şayet görevsizlik kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine mahkememizin dosya üzerinden bu durumu tespiti ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum edeceğine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/12/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”