Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/416 E. 2018/1293 K. 14.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/416 Esas
KARAR NO : 2018/1293
kale

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 08/01/2016
KARAR TARİHİ : 14/12/2018
K.YAZIM TARİHİ : 31/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Bakırköy ….. Tüketici Mahkemesi’nin…. Esas sırasına kayıtlı dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirket tarafından zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı davalıya ait….plakalı aracın 30/03/2014 tarihinde sürücü belgesiz ve alkollü sürücü dava dışı ….’ün sevk ve idaresinde iken …. ‘ın sevk ve idaresindeki… plakalı araca TAM-ASLİ %100 kusurlu çarparak ….’ın maluliyetine sebebiyet verdiğini, …’ın müvekkili sigorta şirketine başvurusu üzerine …. nolu dosyanın açıldığını ve 20/04/2015 tarihinde 64.296,29 TL maluliyet ödendiğini beyanla -fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla- şimdilik 12.500,00 TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigortalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Bakırköy ….. Tüketici Mahkemesi’nce tesis olunan …. Esas, ….Karar nolu 06/10/2015 tarihli ilamda” tarafların mesleki amaçla hareket ettiği, tüketici olarak sayılamayacağı “gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, dosya tevzien mahkememizin… Esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin …. Esas, ….karar nolu ilamında ise ” uyuşmazlığın tüketici işle- minden kaynaklandığı” gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
Olumsuz görev uyuşmazlığı üzerine Yargıtay …. HD’nce yapılan inceleme sonunda: “Somut uyuşmazlıkta davalı şirketin, kendisine ait aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile davacı sigorta şirketince sigortalandığı, sigortalı aracın karıştığı trafik kazası sonucu aracı hasar gören üçüncü kişi için ödenen bedelin, aracın alkollü ve ehliyetsiz sürücüye kullandırıldığı iddiası ile sigortalıdan rücuan tahsilini talep ettiği,buna göre davalının şirket olduğu ve mesleki amaç ile hareket ettiği, taraflar arasında tüketici işleminin bulunmadığı, sigorta hukukundan kaynaklanan uyuşmazlığın Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülerek sonuçlandırılması gerektiği” gerek- çesiyle mahkememizin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiş, dosya…. Esas sırasına kaydedilmiştir.
Davalı vekili 07/06/2016 tarihli cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; kazaya karışan aracın davacı şirket tarafından ZMMS ve Genişletilmiş Kasko poliçesi ile teminat altına alındığını, ayrıca dava konusu kazanın meydana geldiği 30/03/2014 tarihini de kapsar şekilde dava dışı …. AŞ ‘ne 48 ay süre ile kiralandığını, müvekkiinin kaza tarihinde araç işleteni olmadığını, davacı tarafın da bu hususu bildiğini, davanın …. AŞ’ne ihbarının gerektiğini, dava dilekçesinde belirtilen kusur oranı ve hasar miktarını kabul etmediklerini beyanla davanın reddini savunmuştur.
İhbar olunan …. A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan ….plakalı aracın da içinde bulunduğu bir grup aracın davalı …. A.Ş’den 15/05/2013 tarihli filo araç kiralama sözleşmesi gereğince 48 ay süreyle müvekkili şirket tarafından kiralandığını,…plakalı aracın müvekkili şirket çalışanlarından satış şefi dava dışı ….’ün kullanımına tahsis edildiğini, ….’ün oğlu ….’ün kullanmındayken kazaya karıştığını, ….’ün kazanın oluşumunda tam-asli (%100) kusurlu olduğuna dair iddiayı kabul etmediklerini, uzman bilirkişi heyeti marifetşyle kusur oramının tespitinin gerektiğini, ayrıca davacı sigorta şirketi tarafından rücu talebine konu edilen tazminat tutarının fazla olduğunu beyanla davanın esastan reddini, ayrıca … ile ….’e ihbarını talep etmiş, davaya katılma talebinde bulunmamıştır.
İhbar olunanlar …. ve …., ihbar talebi ile ilgili olarak cevap vermemişlerdir.
Dava, TTK 1472 md.ne dayalı rücuen tazminat talebine ilişkin olup anılan kanun maddesinde aynen ” sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder.” denilmektedir.
Kazaya karışan araçların kayıtları, trafik kazası tespit tutanağı, alkol raporu, Çanakkale CBS’nın olayla ilgili olarak şüpheliler …. ve …. hakkında taksirle yaralama suçundan yaptığı soruşturma sonucu verilen 18/06/2014 tarihli ” kovuşturmaya yer olmadığına” dair karar, hasar dosyası, ekspertiz raporu, ödeme belgeleri, 15/03/2013 tarihli 4 yıl süreli araç kiralama sözleşmesi, ticaret sicili kayıtları, vergi beyannameleri, faturalar vs kayıtlar celp ve ibraz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı sigorta şirketince Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınan mülkiyeti davalıya ait….plakalı aracın 30/03/2014 tarihinde karıştığı kaza sırasında ehliyetsiz ve alkollü sürücü tarafından kullanılıp kullanılmadığı, kazanın oluşumunda alkollü araç kullanımının etkili olup olmadığı, tarafların kusur durumunun ne olduğu, dava dışı ….’ın maluliyeti nedeniyle ödenen tazminatın davalı araç malikine rücu koşul- larının oluşup oluşmadığı , uzun süreli kiralama ilişkisi nedeniyle davalının işletin sıfatının ve tazminat sorumluluğunun bulunup bulunmadığı hususunda toplanmaktadır.
Davalı tarafça delil olarak dayanılan 15/03/2013 tarihli araç kiralama sözleşmesinin tetkikinde; kazaya karışan….plakalı aracın 15/03/2013 tarihinden itibaren 48 ay süre ile davalı ….A.Ş tarafından …. A.Ş şirketine kiralandığı belirtilmiştir.
2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı “işleten”i kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerine bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devredilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, kaza tarihi 30/03/2014 olup 15/03/2013 tarihli adi yazılı kira sözleşmesine göre davalı davalı …. A.Ş’nin maliki olduğu ve dava konusu kazaya karışan araç 48 aylığına ihbar olunan …. A.Ş. tarafından kiralanmış olup kaza bu aracın tahsis edildiği ……. A.Ş’nin satış şefi ….’ün oğlu …’ün sevk ve iradesinde iken meydana gelmiştir.
Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin emsal nitelikteki … Esas, … karar nolu 31/01/2017 tarihli ilamında da belirtildiği üzere; tanzim edilen adi yazılı kira sözleşmesinin uzun süreli ve 3. kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın gerçekten kiracıya teslim edilip edilmediği, sözleşme süresinin bitiminden önce sözleşmenin feshedilip edilmediği, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma olup olmadığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yapılarak kira sözleşmesinin, fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalı ……… A.Ş’nin işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususlarının tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi yoluna gidilmiştir.
Bu bağlamda davalı…. A.Ş ile ihbar olunan … A.Ş’nin ticari defter ve kayıtları üzerinde SMMM …. tarafındna inceleme yapılmış, ibraz olunan 04/05/2018 tarihli raporda;
” Davalı ……… A.Ş. İle ihbar olunan ….Tic A.Ş arasında 15/05/2013 tarihli filo araç kiralama sözleşmesi akdedildiği, sözleşme kapsamında davalı …. … Tarafından ihbar olunan ihbar olunan …. A.Ş’ye kiralık verilen araçlar arasında dava konusu kazaya karışan….plaka sayılı aracın da bulunduğu,
Davalı …….. A.Ş.’nin defterlerinin incelemesinde ihbar olunan ….A.Ş ile filo araç kiralama konusunda oldukça yüksek kapasiteli bir ticari ilişkinin varolduğu,
Davalı …….. A.Ş tarafından ihbar olunan ….A.Ş’ye kesilen araç kiralama bedeli faturalaının incelemesinde gerek dava konusu kazanın tarihi olan 30/03/2014 tarihini kapsayan Mart 2014 faturasında gerek bir önceki dönem olan Şubat 2014 faturasında gerekse bir sonraki dönem olan Nisan 2014 faturasında dava konusu araç olan….plakalı aracın kiralama bedelinin de olduğunun görüldüğü, bir diğer ifade ile dava konusu kazaya karışan….plakalı aracın kaza tarihinde, bir önceki ayda ve bir sonraki ayda davalı …… A.Ş tarafından ihbar olunan …. A.Ş’ye kiraya verilmiş olduğunun ticari defter kayıtlarından anlaşıldığı ” belirtilmiştir.
Her ne kadar davacı sigorta şirketi tarafından ibraz olunan dava ve ıslah dilekçesi ile davalının maliki olduğu….plakalı aracın sebebiyet verdiği kaza sonucu yaralanan ….’ın başvurusu üzerine müvekkili sigorta şirketi tarafından ödenen 64.296,29 TL tutarındaki tazminatın davalı araç malikinden rücuen tazmini talep edilmiş ise de; toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan yargılama sonunda. Kazaya karışan davalı şirkete ait….plakalı aracın kaza tarihindne önce 15/03/2013 tarihli filo kiralama sözleşmesi gereğince 4 yıl süre ile ihbar olunan …. A.Ş’ye kiralandığı, kazanın bu kira süresi içinde 30/03/2014 tarihinde ihbar olunanın satış şefinin tahsisinde iken meydana geldiği, davalı ve ihbar olunanın ticari defter ve kayıtlarının BA-BS formlarının tetkikinden kaza tarihi itibariyle….plakalı aracı da kapsayan ve 3. kişileri de bağlayan gerçek anlamda ve yüksek kapasiteli bir filo kiralama ilişkisinin bulunduğu, araç üzerindeki fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanmanın ihbar olunana bırakıldığı, kira sözleşmesinin ve kira bedelinin Maliye ve Vergi Dairelerine bildirildiği, davalı şirketin dava konusu araç üzerindeki işleten sıfatının kaza tarihi itibariyle ortadan kalkmış olduğu, işbu davada pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla davanın usulden reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-HMK 114/1-d ve 115/2 md gereğince pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle DAVANIN USULDEN REDDİNE,

2- Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 35,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 213,47 TL nispi + 885,00 TL ıslah harcından ibaret toplam 1.098,47 TL harçtan mahsup edilerek Hazine’ye irat kaydına, bakiye 1.062,57 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadcsine,

3-Davacı tarafından sarf olunan toplam yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,

Davalı tarafça sarf olunan 63,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine,
Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,

4- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine red olunan dava değerine göre yürürlükte bulunan Av.Kan ve AAÜT gereğince takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine dair,

Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı 5235 Sayılı Kanunun geçici 2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanununun 341 ila 360. madde hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/12/2018

Katip ….

Hakim ….