Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/307 E. 2018/1030 K. 11.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/307
KARAR NO : 2018/1030

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA;
İDDİA:
Davacılar vekili 29/03/2016 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ;Davalı şirketin toplam 5 hissedarından 3’ü olan (aynı zamanda her biri %20 olmak üzere toplamda %60 şirket pay sahipleri) davacı müvekkillerinin davalı şirketin 2012-2013-2014 yıllarına ait Genel Kurul Toplantıları’nın yapıldığı 10/07/2015 tarihli olağan genel kurulundan ve alınan kararından 29/07/2015 tarih 8872 sayılı ve 356-357-358 sayfa nolu Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinden haricen henüz haberdar olduklarını, müvekkillerinin pay sahibi olduğunu ve 10/07/2015 tarihli olağan genel kurul toplantılarına davet edilmeden, gıyaplarında toplantılara iştirek etmiş gibi gösterilerek kararlar alındığını,alınan kararların oy birliği ile alınmış gibi gösterildiğini, birçok usulsüz işlem tesis edildiğini, Ticaret Sicil Gazetesi’nden öğrendikleri kadarı ile resmi kayıtlarda davalı şirketin münferiden yönetim kurulu başkanı olarak görünen …’a İstanbul …..Noterliği’nin 16/03/2016 tarih ve…. yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide ederek 10/07/2015 tarihli olağan toplantının tashihi için ivedi olarak şirketin genel kurulunun olağanüstü olarak toplantıya çağırmasını ihtaren bildirdiğini, söz konusu olağanüstü toplantı ihtarının 17/03/2016 tarihinde tebellüğ alınmasına rağmen bugüne kadar bir cevap gelmediğini ve bunun üzerine İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarındaki şirket dosyasına bakıldığını, 10/07/2015 tarihli 2012-2013-2014 yıllarına ait Genel Kurul Toplantısı Haziran Cetvelindeki pay sahiplerine bakıldığında davacı müvekkilinin …’ın pay sahibi olarak görünmediği ve hissesinin sahte evrakla …’a devredilmiş olduğunun anlaşıldığını, davalı şirketin 10/07/2015 tarihili olağan genel kurulunda alınan kararından 29/07/2015 tarih 8872 sayılı ve 356 sayfa nolu Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi davalı şirkete ait kısmının 2.paragrafıda “Hazirun Cetvelinin tetkikinden, şirketin toplam ¨750.000,00 sermayesine tekabül eden 30.000 adet hissesinden tamamının asaleten toplantıda temsil edildiğinin” şeklinde ifade edilerek davacı müvekkillerinin davet edilmediğini ve usulüne uygun çağrılar yapılmış ve toplantılara iştirak edilmiş gibi gösterilerek kararlar alındığını ve alınan kararların da oy birliğiyle alınmış gibi gösterildiğini, oysa davacı müvekkillerden hiçbirine çağrı tebliği yapılmadığını toplantıda da hazır bulunmadığını,10/07/2015 tarihli 2012-2013-2014 yıllarına ait Genel Kurul Toplantısı Hazirun Cetvelinde davacılar … ve …’nin imzasının olmadığını, “Hazirun Cetvelinin tetkikinden, şirketin toplam ¨750.000,00 sermayesine tekabül eden 30.000 adet hissesinden tamamının asaleten toplantıda temsil edildiğinin” ifadesini tekzip etmekte, yapılan sahte işlemi gösterildiğini, usulsüz ve sahte işlemler nedeniyle davalı şirketin 10/07/2015 tarihinde yapılan olağan genel kurul kararının yokluğu ve butlanına hükmedilmesini, 10/07/2015 tarihli hazirun”cetvelindeki … ismi altındaki imzanın müvekkiline ait olmaması sebebiyle sahte düzenlendiği iddia edilen hazirun cetvelinin iptalini, …’tan …’a sahte hisse devreniin iptaline karar verilmesini,yargı giderlerinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili mahkememiz ile birleştirilmesine karar verilen Bakırköy …..Asliye Ticaret Mahkemesine sunduğu 14/01/2017 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ; müvekkilleri tarafından davalı … Yayıncılık A.Ş aleyhine şirketin 10/07/2015 tarihinde yapılan olağan genel kurul kararının butlanı ile yapılan hisse devrinin iptaline ilişkin adı geçen şirket aleyhine Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı davasında hissedar …’tan hisseleri devralan … aleyhine dava açmaları hususunda süre verildiğinden bahisle …TV Yayıncılık A.Ş’nin 10/07/2015 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan tüm kararların butlanı ile davalı …’a ait olduğu halde sahte imza ile …’a yapılan hisse devrinin iptaline ve işbu davanın yukarıda belirtilen dava ile birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 18/05/2016 tarihli cevap dilekçesinde özetle;Davanın TTK’nun 445. Maddesinde belirtilen 3 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını,davaya konu genel kurul toplantısının 10/07/2015 tarihinde yapıldığını ve ticaret sicil gazetesinde 27/07/2015 tarihinde ilan edildiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/11-1048 E., 2014/430 K. Sayılı ilamında ” hükümsüzlük hallerinin bulunmadığı genel kurul kararlarının iptalini isteyebilmek için, toplantıda hazır olan ortağın, alınan kararlara muhalif kaldığını toplantı tutanağına yazdırması (muhalefet şerhi) ve üç aylık hak düşürücü sürede dava açılması gerektiğini aksi halde, iptal edilebilir kararlar açısından dava hakkı söz konusunun olamayacağının belirtildiğini, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, davacıların sahte imza atıldığı ve çağrının usulüne göre yapılmadığı konusundaki iddiaları gerçek dışı olduğunu, yapılan imza incelemesi sonucunda imzaların davacılardan …’a ait olduğunun ortaya çıkacağını, TTK’nun 446. Maddesinin a bendinden belirtildiği üzere “Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, ” kişiler iptal davası açabilir denildiğini, davacılardan …’ın toplantıya katıldığı ve toplantıdaki kararlar oybirliğiyle alınmasına rağmen iptal davası açmaya yetki ve hakkının olmadığını, davanın esasen yönetim kurulu kararında belirtilen hisse devrine ilişkin olduğundan husumetin hisseyi davacılardan … tarafından hisseyi devralan … isimli hissedara yöneltilmesi gerektiğini, bu nedenle davacılardan … ve …’ın dava açmakta hukuki menfaatleri olmadığını ve diğer davacı …’ın husumeti hissesini devrettiği …’a yöneltmesi gerektiğini, bu nedenle davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, şirketin genel yararını ilgilendiren genel kurul butlanın tesbiti talebi ile bir ortağın şahsi hakkını ilgilendiren ve şirkete karşı ileri sürülmesi mümkün olmayan pay devrinin iptali talebinin aynı davada birlikte görülmesi mümkün olmadığını ve bu nedenle davaların ayrılması gerektiğini, davanın hem butlan ve hem de hisse devrinin iptali olarak birlikte açılmasının ve tek davada görülmesinin mümkün olmadığını, davanın zamanaşımı ve husumet yönünden reddini, butlan ve hisse devri davalarının aynı dosya üzerinden görülemeyeceğinden reddini, tefriki halinde hisse devrine ilişkin davanın bekletici mesele yapılmasını, davacılardan … için imza incelemesi yaptırılmasını, davacıların gerçek hisse sahibi olup olmadıkları konusunda tanık dinlenmesini ve davacılara yemin teklif edilmesini, davacılara ait son tüm SGK kayıtlarının istenmesini, davalı şirketin adresi ile … Gaz. Mat. Yay. San. ve Tic. A.Ş.’nin adreslerinin … ndan istenmesini, davanın esas yönünden reddi ile yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı …’ın asıl davada davalı şirketin genel kurul kararlarının butlanı yanında hisse devrinin de iptalini talep etmesine rağmen davalı olarak hisseyi devralan kişiyi göstermemesi üzerine Mahkememizce davacıya hisseyi devralan kişiyi hasım göstererek dava açması ve açılan davanın Mahkememiz dosyası ile birleştirilmesini sağlamak üzere kesin süre verilmiş,davacılar vekili de bahsi geçen davayı açmış açılan dava Mahkememiz dosyası ile birleştirilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Asıl davada, dava,10/07/2015 tarihli olağan genel kurulda alınan kararların butlanı ve hisse devrininiptali istemine ilişkindir.
Birleşen davada, dava, davacının dava dışı şirketin hissedarı olduğu ve şirketteki hissedarlığı devam ettiği halde sahte pay devri yapılarak paydaşlığın ortadan kaldırıldığı iddialarına dayalı pay devrinin iptali ile genel kurulda alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.

Bilirkişi Prof.Dr…. tarafından mahkememize sunulan 11/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle;belgelerin analizi sonucunda elde edilen bulgular ışığında;İnceleme konusu hazirun cetvelindeki imza ile …’n karşılaştırma belgelerindeki imzaları arasında grafolojik ve grafometrik tanı unsurları açısından saptanan önemli derecedeki uyumsuzluk ve benzemezlikler nedeni ile, …Tv Yayımcılık Anonim Şirketi’nin 10/07/2015 tarihli 2012 – 2013 – 2014 yılları Olağan Genel Kurul Toplantısı Hazirun Cetvelindeki imzanın, karşılaştırma belgelerindeki imzalarına kıyasla, …’ın eli ürünü olmadığı kanaati ile rapor sunulmuştur.
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesince hazırlanan 01/03/2018 tarihli raporda özetle;İnceleme konusu hazirun cetvelinde …’a atfen atılı imza ile …’ın mukayese imzaları arasında; teslim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığı, söz konusu imzanın …’ın eli ürünü olduğunun,bildirildiği görülmüştür.
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas dairesi tarafından düzenelenen rapor ile mahkememiz tarafından alınan rapor ile çelişki bulunması nedeniyle, 2659 sayılı Adli Tıp Kanunun 15/3 maddesi uyarınca mevcut çelişkinin giderilmesi ve söz konusu belge üzerindeki imzanın davacı …’a ait olup olmadığının tespiti amacıyla Fizik İhtisas Dairesi Genişletilmiş Uzmanlar heyetinden rapor alınması için dosya yeniden Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’na gönderilmiş,genişletilmiş uzmanlar kurulu tarafından verilen 30/06/2018 tarihli raporda; İnceleme konusu hazirun cetvelinde …’a atfen atılı imza ile …’ın mukayese imzaları arasında; teslim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığı, söz konusu imzanın …’ın eli ürünü olduğunun,bildirildiği görülmüştür.
Somut uyuşmazlıkta asıl davada, davacılar,davalı şirketin 10/07/2015 tarihli genel kurulunda alınan kararların butlan ile malul olduğunun tespitini,birleşen davada ise yine aynı şekilde genel kurulda alınan kararların butlanı ile hisse devrinin iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir.
Bir hukuki işlemin hukuka uygun olarak doğabilmesi için öngörülen kurucu nitelikteki emredici hükümlere aykırılık, işlemin unsurlarında eksikliğe yol açmakta ve işlemi yokluk ile sakatlamaktadır. Yok sayılan işlem şeklen dahi meydana gelmemiştir Yokluğun tespiti her zaman ve herkes tarafından ileri sürülebilir ve yokluk kararı açıklayıcı niteliktedir. Emredici hükümlere göre bir genel kurul kararının varlığından bahsedebilmek için iki unsur gerekir. Bunlardan ilki toplantı yapılması ve ikincisi toplantıda yeterli irade beyanları ile karar alınmasıdır. Bunlardan birisindeki eksiklik halinde hukuki işlem yani genel kurul kararı hiç doğmamış sayılır (Ayrıntılı bilgi için bkz. …. , Anonim Ortaklıkta Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, İstanbul 2004, s. 25 vd,; 65 vd.; ….. Ortaklıklar Hukuku, İstanbul 2010, s. 109,) Uygulama ve öğretide sayılan ve genel kurul kararının yokluğuna yol açan başlıca örnekler şöyledir; genel kurula davet, yetkili kişi veya organlarca yapılmamış veya TTK. m. 416’daki istisna dışında davet yapılmaksızın toplantı yapılmış ve karar alınmışsa, ya da oylama yapılmaksızın karar alınmışsa, genel kurul toplantısı yapılmaksızın karar alınmışsa yokluk yaptırımı uygulanır. Hükümet komiserinin bulunmadığı bir toplantıda alınan kararlar, komiserce imzalanmamış bir tutanakta yer alan karar yine yoklukla malüldür,
6102 sayılı TTK m. 416’ya uygun olarak çağrısız genel kurul toplantısı yapılmış olması da yokluk yaptırımının gündeme gelebileceği hallerden bir tanesidir. TTK. m. 416 hükmüne göre kanun koyucu davetsiz bir genel kurulun var sayılmasını iki koşula bağlamıştır, Bunlar bütün pay sahiplerinin ve temsilcilerinin toplantıda hazır bulunmaları ve toplantıyı terk etmemiş olmaları gerekir. İkinci olarak pay sahiplerinin hiçbirisi toplantıya ve toplantıda alınan kararlara itiraz etmemiş olmalıdırlar.Bu her iki koşul var ise davetsiz bir genel kurul vardır.TTK. m. 416’ya göre bir pay sahibi ve temsilcisi hazır bulunmaz ya da toplantıya itiraz ederse o andan itibaren bir genel kurul ve dolayısıyla alınan bir genel kurul kararı yoktur.
TTK.nun 416 ncı maddesindeki düzenlemeye göre, anonim şirketlerde bütün pay sahipleri veya temsilcileri, aralarında biri itirazda bulunmadığı takdirde genel kurul toplantılarına dair olan diğer hükümler saklı kalmak şartıyla, çağrı hakkındaki merasime riayet etmeksizin de genel kurul olarak toplanabilir. Diğer bir anlatımla, anılan yasa hükmünden de anlaşılacağı üzere, kanun koyucu çağrısız bir genel kurulun var sayılmasını, bütün pay sahipleri veya temsilcilerinin hazır bulunmaları ve pay sahiplerinin bu toplantı şekline itiraz etmemiş bulunmaları şartlarının gerçekleşmesi durumunda kabul etmektedir. Tek bir payın sahibi veya temsilcisi bulunmaz veya toplantıyı terk ederse, yada katılıp toplantı şekline itiraz ederse, bir genel kurulun gidişini etkileyebilecek durumda olup olmaması da durumu değiştirmez.
Yukarıda yapılan genel açıklama ışığında asıl davada somut olay değerlendirildiğinde; davalı şirketin 10/07/2015 tarihinde yapılan genel kuruluna ait hazirun cetveli incelendiğinde, davacılar … ve …’nin çağrısız genel kurula katılmadıkları,hazirun cetvelinde imzalarının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 416/1 nci maddesi hükmü ” Bütün payların sahipleri veya temsilcileri, aralarından biri itirazda bulunmadığı takdirde, genel kurula katılmaya ve genel kurul toplantılarının yapılmasına ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla, çağrıya ilişkin usule uyulmaksızın, genel kurul olarak toplanabilir ve bu toplantı nisabı varolduğu sürece karar alabilirler.” şeklindedir. Bu yasa hükmünden de anlaşılacağı üzere, kanun koyucu çağrısız bir genel kurulun var sayılmasını, bütün pay sahipleri veya temsilcilerinin hazır bulunmaları ve pay sahiplerinin bu toplantı şekline itiraz etmemiş bulunmaları şartlarının gerçekleşmesi durumunda kabul etmekte olup bütün pay sahiplerinin toplantıya katılma şartı gerçekleşmediğinden anılan genel kurulda alınan kararların butlan ile batıl olduğu anlaşıldığından davacılar İsmail ve … tarafından açılan davanın kubulü ile davalı şirketin,10/07/2015 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında alınan kararların butlan ile batıl olduğunun tespitine,genel kurul tarihi itibariyle şirket ortağı olmadığı tespit edilen … tarafından açılan davanın ise aktif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
6102 sayılı TTK’nun 489. ve 490. maddelerinde, hamile ve nama yazılı hisse senetlerinin ne şekilde devredileceği gösterilmiş olup, her iki halde de hisse devrinin noterden yapılması gerektiği, bunun sıhhat şartı olduğuna dair bir koşul yoktur. TTK’nun 489. maddesinde hamile yazılı pay senetlerinin devri için özel bir düzenleme getirilmiştir. Hamile yazılı senetler, elden teslim ile devir edilir. Bu işlem ile pay devri yapılmış olur. Nama yazılı pay senetleri ise ciro ve teslim ile devir edilir. Ancak, devir şirkete karşı ancak pay defterine kayıtla hüküm ifade eder. Anonim ortaklığın çıplak paylarının devri konusunda TTK bünyesinde bir hüküm bulunmamaktadır.Payın devredilebilirliği ilkesi uyarınca, çıplak payın da senede bağlanmış paylar gibi serbestçe devredilebileceği hususunda görüş birliği mevcuttur. Ancak payın serbestçe devredilebilirliğine getirilen kanuni ve iradi sınırlamalar kuşkusuz çıplak pay için de geçerlidir. Çıplak payın devri genel hükümler doğrultusunda yapılır. Uygulanacak hükümler payın bedelinin tamamen ödenmiş olup olmadığı hususuna göre değişir. Bedelinin tamamı ödenmiş çıplak payın devri genel hüküm niteliğindeki alacağın temliki hükümlerine göre gerçekleşir. Alacağın temliki tasarufi bir işlem olduğu için, bununla çıplak pay devralana geçer. Şekil olarak bedeli tam ödenmiş çıplak payın devri, payın devredildiğini içeren yazılı bir temlik beyanının devralana verilmesi ile söz konusu olur. Anonim ortaklık payı bünyesinde çeşitli alacak hakları bulundurmaktadır. İşbu alacak haklarının devredilmesi eğer pay senede bağlanmamışsa, ancak BK’da düzenlenen alacağın temliki vasıtasıyla gerçekleşebilir. Alacağın temliki de yazılı şekilde yapılır. Bedeli hiç ödenmemiş veya kısmen ödenmiş çıplak payın devrinin hukuki niteliği bedelinin tamamı ödenmiş çıplak payın devrinden farklıdır. Zira, bedelinin tamamı ödenmiş pay tali yükümleri bir yana bırakacak olursak, pay sahibi açısından her hangi bir malvarlıksal borç içermemekte dolayısıyla sahip olduğu alacak hakkı niteliğindeki haklarından ötürü devri yukarıda açıklandığı üzere alacağın temliki hükümlerine göre gerçekleşir. Ancak bedeli tam olarak ödenmemiş pay için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Çünkü bedeli tam ödenmemiş pay, pay sahibi dışından malvarlıksal borç niteliğindeki taahhüt edilen pay bedelinin ödenmesi borcunu içerir. Anonim ortaklıklarda pay sahibinin asli borcu, taahhüt ettiği payların karşılığını oluşturan edimin ifasıdır. Bu kural hem nakdi hem de ayni sermaye taahhüdü için geçerlidir. Pay sahiplerinin taahhüt ettikleri payların karşılığını oluşturan edimi ifa etme borçları, ortaklık dışında da bir alacak hakkı teşkil eder. Bu durumda, karşılığı tamamen ödenmemiş bir payın devri devralan kişi açısından bir borç yüklenmesi niteliğine sahip olacağından ötürü devir işleminin borcun üstlenilmesi hükümleri uyarınca, yani bir iç üstlenme sözleşmesi ve alacaklı konumundaki anonim ortaklığın onayı alınmak sureti ile yapılması gereklidir. İç üstlenme sözleşmesinin tabi olduğu şekil şartı hakkında hiç bir hüküm öngörülmemiştir. Bu sebepten ötürü, hukukumuzda hakim olan şekil serbestisi ilkesi uyarınca tarafların söz konusu nakil sözleşmesini herhangi bir özel şekle bağlı olmaksızın sözlü, yazılı veya resmi şekilde yapabilme hususunda serbest oldukları düşünülebilir. Ancak pay, sadece kendisine bağlanan borçların değil aynı zamanda hakların da kaynağını teşkil eder. Alacak haklarının devrinin alacağın devri hükümlerine tabi kılındığı düşünülecek olursa, taahhüt edilen payın karşılığını ödeme borcunun yanında, ortaklık haklarını da içeren bedeli tam ödenmemiş payın devri işleminin de yazılı şekilde yapılması zorunluluğu söz konusudur. Dolayısıyla bedeli tam olarak ödenmemiş çıplak payın devri yazılı bir devir beyanı ile birlikte anonim ortaklığın onayının alınması ile gerçekleşir. Anonim ortaklık adına devir işlemine onay vermeye eğer ana sözleşmede farklı bir düzenleme bulunmuyorsa yönetim kurulu yetkilidir. (… …., Anonim Ortaklıkta Payın Devri Ankara 2012, 294 vd.).
Davalı şirketin,Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 09/11/1993 tarih ve 3401 sayılı nüshasının 242-243 ncü sayfalarında yayınlanan şirket ana sözleşmesinin sermaye başlıklı 6 ncı maddesinde hisse senetlerinin nama yazılı olduğu ve kurucu ortaklar dışındaki kişilere devrinde Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığının izninin gerektiği bildirildikten sonra bu sınırlama daha sonra yapılan genel kurul toplantılarında kaldırıldığı ve en son olarak sermaye başlıklı 6 ncı maddenin tadil edilmiş şeklinin yayımlandığı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 09/07/2002 tarih ve 5587 sayılı nüshasının 342 nci sayfasında hisse senetlerinin tamamının nama yazılı olduğu bildirilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 490’ncı maddesi hükmü”Kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, nama yazılı paylar, herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebilirler.
(2) Hukuki işlemle devir, ciro edilmiş nama yazılı pay senedinin zilyetliğinin devralana geçirilmesiyle yapılabilir.” şeklinde olup devre konu hisse senetleri nama yazılıdır.
Birleşen davadaki uyuşmazlıkta,davacı …,10/07/2015 tarihli genel kurul toplantısı için hazırlanan hazirun cetvelindeki imzanın kendisine ait olmadığını,bu nedenle hazirun cetvelinin imzalanması suretiyle yapılan anonim şirket hisse devrinin iptali ile anılan toplantıda alınan kararların yokluğunun tespiti istemi ile dava açmıştır.Mahkememizce alınan ve Adli Tıp Kanun’un 15/3 ncü maddesi uyarınca kesin olan rapora göre asıl davada davalı şirketin 10/07/2015 tarihli olağan genel kurul toplantısı hazirun cetvelinde davacı …’e atfen atılan imzanın davacının eli ürünü olduğu anlaşılmıştır.Buna göre davacı … sahibi olduğu hisse senetlerini hazirun cetvelini imzalamak suretiyle birleşen dosyada davalı …’a devrederek şirket ortaklığından ayrılmıştır.Her ne kadar Mahkemece asıl davada davalı şirkete ait pay defteri incelenmemiş ise de,10/07/2015 tarihli hazirun cetveli pay defterine göre oluşturulduğundan söz konusu hisse devride asıl davada davalı şirket tarafından benimsenmiştir.Buna göre birleşen dosyada davacı …’in hisselerinin davalı …’a devredilmesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığından davacı …’ın hisse devrinin iptali istemi ile davalı …’a açtığı hisse devrinin iptali davasının reddine,yine bu davacının genel kurul kararlarının butlanına hükmedilmesi davasının ise davalı …’a bu tür davalarda husumet yöneltilemeyeceğinden reddine,yine davacılar … ve … tarafından açılan hisse devrinin iptali davasının bu kişilerin aktif husumetinin bulunmaması,yine bu davacıların genel kurul kararlarının butlanına hükmedilmesi davasının ise davalı …’a bu tür davalarda husumet yöneltilemeyeceğinden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
ASIL DAVADA:
1-Davacı … tarafından açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Davacılar … ve … tarafından açılan davanın KABULÜ ile; Davalı şirketin 10/07/2015 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısında alınan kararların butlan ile batıl olduğunun TESPİTİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken ¨35,90 peşin harcın davacı tarafından yatırılan ¨ 29,20’den mahsubu ile bakiye ¨6,70 harcın davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
4-Davacı … tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacılar tarafından yapılan 23 tebligat+posta ücreti ¨293,30 yargılama giderinin davaldan alınarak davacılar … ve …’ne ÖDENMESİNE,
6-Davacılar … ve …kendilerini bir vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨2.180,00 ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile bu davacılara VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨2.180,00 ücreti vekaletin davacı …’tan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafından peşin olarak yatırılan ¨275,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
BİRLEŞEN DAVADA:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli ¨35,90 harçtan peşin alınan ¨31,40 harcın mahsubu ile bakiye ¨04,50 harcın davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨2.180,00 ücreti vekaletin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨594,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzereAsıl ve birleşen dosyada davacılar vekili ile Asıl ve birleşen davada davalılar vekilinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.11/10/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP ….