Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1155 E. 2018/891 K. 07.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BAKIRKÖY
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1155 Esas
KARAR NO : 2018/891

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 28/12/2016
KARAR TARİHİ : 07/09/2018
K. YAZIM TARİHİ : 13/09/2018
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili dava- cıya ait işyerinde gerçekleşen hırsızlık eylemi sonucunda müvekkilinin kasası ile bu kasa içerisinde mevcut bir çok kıymetli evrakın çalındığını,konuyla ilgili olarak yaptıkları şikayet sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Sor. no’lu soruşturma dosyası üzerinden açılan soruşturmanın halen devam ettiğini, çalınan kıymetli evrakların zayi nedeniyle iptali için İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….E. Sayılı dos- yası üzerinden açılan davanın da derdest olduğunu, çalınan çeklerden ….Bankası A.Ş. ….Şubesi’ne ait Keşidecisi … Ltd. Şti. Olan …. no’lu 15/04/2016 keşide tarihli 22.750,00 TL tutarlı çekin davalı tarafça bankaya ibraz edildiğini,kıymetli evrakın iptali istemi ile açılmış olan davada mahkemece kendilerine çeki elinde bulunduran kişiye karşı ikame edilmek üzere istirdat davası açmak için süre verildiğini, istirdatı talep edilen çekin lehdar durumundaki müvekkilinin rızası dışında elinden çıktığını çekin arkasında müvekkile ait olarak görünen kaşenin ve kaşe üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, ilk cironun sahte ve hukuken yok hükmünde olduğunu, ciro zincirinde kopukluk oluştuğunu, ayrıca ilgili banka şubesine çek çalınır çalınmaz gerek savcılıktan gerekse mahke- meden gerekli müzekkereler gönderilerek çekin çalıntı olduğu bilgisi verildiğini, dolayısıyla bu aşamadan sonra çeki sonradan istirdat eden kişi iyi niyetli olarak kabul edilemeyeceğini,zira ticari örf ve adetlere göre hiçbir çekin sorgulanmadan kabul edilmediğini, davalının basiretli bir tacir gibi davranmadığını,çeki iktisapta ağır ihmal seviyesinde kusurlu olduğunu beyanla çekin yetkili hamili ve gerçek alacaklısı olan davacıya iadesini, dava konusu çek üzerine tedbiren ödeme yasağı konulmasını talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; “davacı taraf çekin ellerinden zorla çıktığını, savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu ayrıca çek zayi davası açıl- dığını” beyan etmekte ise de müvekkilinin dava konusu çeki ciro yoluyla iktisap eden iyi niyetli 3.kişi olduğunu,müvekkilinin çeki davacıdan almadığını, arada 2 cirantanın daha oldu- ğunu, müvekkil şirketin tekstil ticareti ile uğraştığını ve basiretli bir tacir olduğunu, çeki üçüncü kişiden alan müvekkilinin çalıntı olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını,ayrıca çekin mü- vekkili tarafından bankaya ibraz edildiğini ancak banka tarafından çekin karşılığının öden- mediğini, çekin hali hazırda Savcılıkta bulunduğunu, müvekkilinin çek ile ilgili olarak savcılıkta ifade verdiğini, hem alacağını alamadığını, hem de bu dava ile karşı karşıya kaldığını,ayrıca iyi niyetle ticari ilişki karşılığında almış olduğu çekten de olduğunu, 6102 sayılı TTK Madde 792 ‘de ‘Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.’ denildiğini, anılan madde hükmü gereğince müvekkilinin çeki edinme nedenini ispat yükümlüğünün bulun- madığını, müvekkilinin sorumlu olabilmesi için çekin davacını elinden zorla çıktığını bilmesi ve ona göre hareket etmesi gerektiğini, çekin rıza dışında elden çıkması halinde de ispat yükünün çekin yetkili hamili olduğunu ve rızası dışında elinden çıktığını iddia eden davacıya ait olduğunu ve davacının iddiasını kesin ve inandırıcı deliller ile ispatlaması gerektiğini, mü- vekkilinin istirdat konusu çekin, davacını elinden rızası dışında çıktığını bildiği iddiasının hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, müvekkili şirketin kayıtları incelendiğinde iyiniyetli 3. kişi olduğunun anlaşılacağını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Dava, zayi nedeniyle iptali talep edilen çekler hakkında istirdat talebine ilişkindir.
Dava konusu uyuşmazlığın; davacı ve davalının dava konusu çeklerin meşru ve yasal hamili olup olmadığı, çekleri elinde bulunduran davalının iktisapta ağır kusur ve ihmalinin bulunup bulunmadığı, davacıya iade koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda toplanmaktadır. Taraflar uyuşmazlığın sulh ve arabuluculuk yoluyla çözümü huusunda teşvik edilmiş ise de ,bu yönde talep ve başvuru bulunmadığından yargılamada tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Çek görüntüsü ve banka kayıtları, İstanbul Anadolu …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….E. Sayılı dosyası,İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Sor. No’lu soruşturma dosyası vs deliller celp edilmiştir.
SMMM …. tarafından düzenlenen, gerekçesi ve dosyadaki delilere uy- gunluğu nedeniyle itibara layık bulunan 09/04/2018 tarihli raporda ;
” Dava konusu, keşidecisi dava dışı … Turizm Tur. Kuy. Gıda İnş. İth. İhr. Tic. Ltd. Şti., lehdarı davacı olan, ….Bankası ….Şub… nolu 15.04.2016 vadeli 22.750,00 TL bedelli çekin davacı elinde iken, 09.04.2015 tarihinde işyerinde meydana gelen hırsızlık neticesinde rızası hilafına elinden çıktığı,
Davacı tarafından, elinden çıkan çek ve senetler açısından ödemeden men yasağı ve çek ve senetlerin iptaline karar verilmesi için İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesinde …. E. Sayılı dava ikame edildiği, işbu çeklerden dava konusu edilen ….Bankası ….Şub. Keşidecisi …. Ltd. Şti. olan…. nolu 15/04/2016 vadeli 22.750,00 TL bedelli çekin davalı tarafından bankaya ibraz edildiği, çeke savcılık makamınca el konulduğu, İstanbul Anadolu … ATM …. E. Sayılı davanın 21/12/2016 tarihli duruşmasında, dava konusu ….Bankası ….Şubesi…. nolu 15/04/2016 vadeli çek için, davacının çeki Bankaya ibraz eden aleyhine İhtiyati tedbir talepli istirdat davası açması için davacıya 10 günlük kesin süre verildiği, davacının da huzurdaki çek istirdatı davasını açtığı,
Dava konusu çekin keşidecisi olan … Turizm ile davacı arasında araç alım/satımı hususunda; gerek dava konusu çekin çalınma tarihi olan 09.04.2015 tarihinden önce, gerekse bu tarihten sonra ve de 2016 yılında da devam eden sürekli ve yüklü bir ticari ilişki bulunduğu, dava konusu çekin çalınma tarihinden önce 31/03/2015 tarihinde bu şirketten 8 x 22.750,00 TL lik çek girişi yapıldığı, ancak; işbu çeklerin içinde dava konusu…. nolu çekin olmadığı ve yine davacı ticari defterlerinde dava konusu çekin giriş kaydının tespit edilemediği,
Davacı muhasebecisi tarafından, dava konusu çekin alınmasının hemen akabinde çalınması neticesinde, ticari defter kayıtlarına girişinin yapılamadığı beyan edildiği, gerçekten de çekin incelenmesinde, keşidecisinin dava dışı … Turizm.., lehdannın davacı şirket olduğu görülmekle (hamiline değil), davacı ile dava dışı şirket arasında ki ticari ilişki neticesinde alınmış bir çek olduğuna kanaat edildiği,
Davalı ticari defterlerinde ise, dava konusu çekin arkasında davalıdan önceki ciranta olan … ve Ort. İle davalı şirket arasında herhangi bir ticari ilişki tespit edilemediği ve dava konusu çekin 01/06/2015 tarihinde …. ve Ort.’dan değil, Ortaklar cari hesabından giriş yapıldığı,
Dava konusu çek ile ilgili muhatap Bankaya ödemeden men yazısının Savcılık makamınca 13.04.2015 tarihinde gönderildiği ve muhatap Bankanın 28.04.2015 tarihinde tebliğ aldığı, dolayısıyla dava konusu çekin davalı eline geçtiğinde muhatap Bankaya sorulması halinde, ödemeden men yasağının banka kayıtlarına işlenmiş olduğunun öğrenilebileceği” belirtilmiştir.
Toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan yargılama sonucu ; davacının yasal ve meşru hamili olduğu dava konusu çekin davacının işyerinde gerçekleşen hırsızlık eylemi sonucunda kasa ve kasa içerisinde mevcut bir çok kıymetli evrak ile birlikte çalındığı, olayla ilgili İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Sor. No’lu dosyası üzerinden açılan soruşturmanın faili meçhul olarak zamanaşımı bürosunca yürütüldüğü, davacının çalınan kıymetli evrakların zayi nedeniyle iptali talebiyle İstanbul Anadolu …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….E. Sayılı dosyası üzerinden açtığı dava sırasında dava konusu edilen ….Bankası ….Şub. Keşidecisi …. Ltd. Şti. olan…. nolu 15/04/2016 vadeli 22.750,00 TL bedelli çekin davalı tarafından bankaya ibraz edilmesi üzerine çeke savcılık makamınca el konulduğu, ayrıca İstanbul Anadolu … ATM’nce davacıya çeki Bankaya ibraz eden aleyhine istirdat davası açması için 10 günlük kesin süre verildiği, davacının da huzurdaki çek istirdatı davasını açtığı, ancak 6102 sayılı TTK ‘ nun 792 md hükmünden anlaşılacağı ve yerleşik Yargıtay içtihatlarında vurgulandığı üzere da- valının dava konusu çeki iktisap sebebini ispat ile yükümlü olmadığı, davacı tarafın “davalının söz konusu çeki iktisapta ağır kusurlu veya kötü niyetli olduğu” hususunu ispata yarar yasal delil sunamadığı anlaşılmakla sübuta ermeyen davanın reddine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın REDDİNE,

2- Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 35,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 388,52 TL nispi harçtan mahsup edilerek Hazine’ye irat kaydına, bakiye 352,62 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacılara iadesine,

3-Davacılar tarafından sarf olunan toplam yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,

Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,

4- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine yürürlükteki AAÜT ve Av. Kan gereğince takdir olunan 2.730,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsil edilerek davalıya ödenmesine dair,

Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı ,5235 Sayılı Kanunun geçici 2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanununun 341 ila 360. madde hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/09/2018

Katip …

Hakim …