Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1125 E. 2019/927 K. 25.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

BAKIRKÖY
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1125
KARAR NO : 2019/927

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 21/12/2016
KARAR TARİHİ : 25/09/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile müvekkilinin davalı şirkette % 25 payı bulunduğunu, müvekkillerinin kardeşi olan …, … ve ….’ın da % 25’er payları olduğunu, müvekkilinin davalı şirketin kuruluşundan bu yana ortaklığını sürdürdüğünü, müvekkilinin en büyük ağabey olması sebebiyle güven esasına dayalı olarak yönetimin sürdüğünü, sorun yaşanmadığını, marka değeri ve itibarının yükseldiğini, 2016 yılında müvekkilinin yönetimi bıraktığını, kardeşleri olan …ve …’un müşterek müdür olarak seçildiklerini, diğer kardeş …. ‘ın oğlunun müdür olarak çalıştığı mağazada kötü yönetimi ve devamsızlığı, kendi menfaatleri şirket menfaatlerinden ön plana çıkarması sebebiyle kardeşi …ve …’un müvekkiline karşı tavır aldıklarını, husumet duyduklarını, şirket faaliyetlerinde olumsuz durumdan dolayı genel kurul toplantılarının yapılamadığını, tartışma ve kavgaların olduğunu, K.çekmece Cumhuriyet Savcılığı ve Asliye Ceza Mahkemelerinde şikayet ve davaların açıldığını, şirketin ekonomik durumunun bozulduğunu, …’un uzun süre mesul müdürlük sözleşmesini imzalamaması sebebiyle gözlük satış faaliyetlerinin durduğunu, şirketin zarara uğradığını, …’un şirket müdürlüğünden istifa etmesine rağmen ticaret sicilde ilanın yapılmadığını, en büyük kardeş olması sebebiyle birçok defa ikazda bulunduğunu, ancak sonuçsuz kaldığını, sürekli tartışmaların çıktığını, müvekkilinin 72 yaşında koah hastası olup kardeşler arasındaki ilişkinin iflas ettiğini, birlikte çalışma isteğinin kalmadığını, geçimsizlik güvensiz davranışlar nedeniyle ortaklığın artık çekilmez hale geldiğini, ana sözleşmede de aksine hüküm bulunmadığının TTK 638 maddesi gereğince ayrılma akçesi talebi bulunmadan müvekkilinin davalı şirket ortaklığından çıkmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili davaya karşı cevabında, davacının haklı neden olarak ileri sürdüğü nedenleri kabul etmediklerini, şirketin öz varlığının eksiye düştüğünü, borca batmasının tek başına müdür olduğu dönemdeki ticari faaliyetlerden kaynaklandığını, davacının şirket müdürlüğünden istifa ederek ayrıldığını, şirket ortakları arasındaki ihtilaf ve çekişmenin davacının basiretli bir müdür olarak hareket edip şirket menfaatlerine aykırı kararlar alıp uygulamasından kaynaklandığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede davanın açıldığı tarih itibariyle davalı şirketin kaydi olarak borca batık olmadığı, davacının bu dava sonrasında 2017 yılında zararının oluştuğu ve borca batık hale geldiği, davacının yönetimden ayrılması sonrasında davalı şirketin borca batık hale gelmesi ve sermayesinin % 65’ini kaybetmesi dikkate alındığında davacının davalı şirketin mali durumunun bozulmasına direkt olarak katkısının olmadığı belirlenmiştir.
TTK 638 maddesi gereğince her ortak haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Hükmünde haklı sebeplerin neler olduğu belirtilmemiştir. Bu durumda her olayın oluş şekli ve koşulları değerlendirilerek haklı sebep olup olmadığı belirlenmesi gerekir. Davalı şirketin 1996 yılında davacı … … ve diğer ortakları olan kardeşleri …, …ve … ortaklığında % 25 ‘er hissedar olarak kurulduğu, faaliyetlerine devam ettiği, 2016 yılında davacının şirket müdürlüğü görevinden istifa ederek … ve …’un şirket müdürlüğüne atanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacının şirket müdürlüğünden istifa gerekçesinin şirketin diğer ortakları olan …ve …’la aralarındaki ihtilaftan kaynaklandığı, bu ihtilafın hakaret ve şiddete varacak şekilde olduğu, bu ihtilaf sebebiyle tarafların birbirlerini Cumhuriyet Savcılığı’na şikayet ettikleri, genel kurul toplantılarında … ve …’un katılmayarak şirketin yönetimi için gerekli kararların alınamadığı, Küçükçekmece …. Asliye Ceza Mahkemesi, … Asliye Ceza Mahkemesi, ….Asliye Ceza Mahkemesi, …. Asliye Ceza mahkemesinde karşılıklı davaların açıldığı anlaşılmıştır.
Dinlenen davacı tanıkları halen davalı şirkette görev yaptıklarını, 2016 yılından sonra ortaklar arasında ihtilafın meydana geldiğini, ortakların ikiye bölünerek … ve …’un bir grup, …ve davacının diğer grup olarak oluştuğunu, iki grubun çocuklarının da olaya dahil olması üzerine birbirlerine hakaret ve darp olayı yaşandığını, şirketin borç ödeme gücünün 2016 yılına göre daha iyi olduğunu, borçlarını yapılandırdıklarını, ortakların şirketi güçlendirmek için borç ödemede bulunduklarını, ancak … ‘un daha fazla ödeme yaptığını, şirketin zor durumda kalmasının sebebinin iş yapmayan yerlere mağaza açılmasından, fazla alımından kaynaklandığını, ekonomik krizin de şirketin mali durumunu etkilediğini beyan etmişlerdir.
Toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde davacının davalı şirketin kuruluş tarihinden itibaren ortak olduğu, yönetim kurulu başkanlığı görevinde bulunduğu, ancak 2016 tarihinden itibaren şirketin ekonomik krize girmesi sebebiyle ortaklar arasında ihtilafın başladığı, bu ihtilafın cezai soruşturma ve ceza davası açılacak nitelikte hakaret ve darp olaylarının meydana geldiği, ortakların birlikte karar alma ve şirketi yönetme ihtimalinin kalmadığı, ana sözleşmede ortaklıktan ayrılmayı engelleyen bir durum bulunmadığı anlaşıldığından davacının ortaklıktan çıkma talebinin haklı olduğu, dava dilekçesinde pey akçesi talep etmediği anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın KABULÜNE,
2-Davacının davalı … …. ve Saat Sanayi Limited Şirketi …. ) ortaklığından ayrılmasına,
3-Karar kesinleştiğinde ticaret sicil memurluğuna müzekkere yazılmasına,
4-Dava dilekçesinde pay akçesi talep edilmediğinden bu konuda hüküm konulmasına yer olmadığına,
5-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL peşin harcın mahsubu ile 15,20 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 2.725 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 58,40 TL harç, 118,60 TL tebligat müzekkere gideri, 700 TL bilirkişi ücreti toplamı 877 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/09/2019

Katip …

Hakim …