Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1093 E. 2018/1104 K. 01.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1093
KARAR NO : 2018/1104

DAVA : İflas (İflasın Ertelenmesi)
DAVA TARİHİ : 19/09/2012
KARAR TARİHİ : 01/11/2018
KARARIN YAZIM TARİHİ : 29/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan İflas (İflasın Ertelenmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 19/09/2012 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Müvekkilinin sermaye arttınmını yerine getirip şirkete ait gayrimenkulleri de satarak borç ödemesinde kullanacağını, finansman giderlerinde tasarruf yapılacağını, şirkete yeni ortaklar alınması yönünde çalışma başlatıldığını, alacaklılarla anlaşma yapılıp borçların vadeye yayılmasının planlandığını, yine yeni faaliyet alanları oluşturularak buradan gelir elde etmenin planlandığını ve dolayısıyla iyileşme projesi yapıldığından bahisle iflasın ertelenmesi kararına kadar HMK madde 389 vd. hükümleri uyarınca müvekkili şirket hakkında yapılacak ve yapılmış icra takiplerinin, haciz, ihtiyati haciz, ihtiyati tedbir, iflas, rehin, ticari işletme rehni, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip ve tedbir uygulamalarının, takas, mahsup, senet protestosu, karşılıksız çek şerhi verilmesi, banka, faktoring, leasing sözleşmesi hesaplarının kat edilmesi, teminat mektuplarının nakde çevrilmesi, hapis ve temlik uygulamalarının, leasingli malların ihtiyati haciz ve tedbir yoluyla muhafaza altına alınmasının tedbiren durdurulmasına, müvekkili şirketten haczedilip muhafaza altına alman mallarının iadesine ve özellikle şirketin faaliyetini sürdürmesi için hayati önem taşıyan şirkete kayıtlı taşıt araçları üzerindeki yakalama şerhlerinin kaldırılması için tedbir kararı verilmesine ve tedbir kararının 1 yıl süreyle devam etmesine, İİK madde 179/a maddesi gereği tüm tedbirlerin alınmasına, iyileştirme projesinin hayata geçirilmesi için zorunlu olan elektrik, doğalgaz, su ve sabit telefonların kesilmemesi için karar verilmesine, haciz ihbarı gönderilmesinin ertelenmesine, esasa ilişkin de iflasın 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkememzic verilen ilk karar Yüksek Yargıtay …. ncü Hukuk Dairesi’nin 08/11/2016 gün ve …. esas, …. karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava,6102 sayılı TTK’nun 377 ve İİK ‘nun 179’ncu maddelerine dayalı borca batıklık nedeniyle iflâsın ertelenmesi istemine ilişkindir.
Celp edilen ticaret sicil kayıtlarına göre;İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunda …. sicil numarası ile işlem gören şirketin kuruluşunun 07/09/2006 tarihinde olduğu, şirketin, dava açılırken merkez adresinin “…. Mah….. Sit. 8…… İŞMR.N….. Zeytinburnu/ İSTANBUL “olduğu, şirketin faaliyet konusunun ” Her türlü yapı sistemlerinin inyaatı inşaat öncesi hafriyat veya inşaat sonrası hafriyat yer altı ve yer üstü madenler petrol ve petrol ürünleri işleri ve sayılan diğer konular ile bağlantılı işler olup masat ve mevzunu gerçekleştirmek için, Şirket konusuyla ilgii her türlü hafriyat ve nakliyat işlerini yapmak, yaptırmak için konusuyla ilgili nakliye komisyonculuğu büroları açmak, her türlü nakil vasıtalarını almak, satmak, kiralamak, kiraya vermek, ithal ve ihracını yapmak ve Konuları ile ilgili olarak her türlü gayrimenkul arsa arazi personel lojmanı büro eğitim ve dinlenme tesisleriiş makineleri satın alır satar kiralar kiraya verir rehin ipotek devir temlik kat irtifakı kat mülkiyeti ve benzeri tapu işlemlerini yapmak ve ticari işletme rehni akdermek bu işlemleri şirket lehinde veya aleyhinde mülkiyeti üçüncü kişilere ait gayrimenkuller üzerinde de yapabilmek aracılık yapmamak şartı ile ayni hakları tesis ve tecil ettirmek devletin sağlığı teşvik ve yatırım kolaylıklarından faydanlanmak ve 2.12.2011 tarihinde tescil edilen tadil tasarısında yazılı olan diğer işler.” olarak yer aldığı, şirketin tescilli sermayesinin ¨8.000.000,00 olup iflâsın ertelenmesinin talep edildiği tarih itibariyle tamamının ödenmiş olduğu, ortakların sermaye taahhütlerinden dolayı borçlarının bulunmadığı, iflâsın ertelenmesinin talep edildiği tarih itibariyle şirketin çok ortaklı limited şirket olduğu,ortaklarının …. ile … olduğu, şirketin temsil ve ilzamı şirket müdürü …. tarafından münferiden sağlandığı anlaşılmıştır.
İflâsın ertelenmesi için mahkemeye başvurulması konusunda ortaklar kurulu kararı dosyaya ibraz edilmiştir.
Davacı vekilinin vekâletnamesinde iflâs erteleme davası açılması konusunda yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Borca batıklık bilançosu ve iyileştirme projesi dava dilekçesi ekinde sunulmuştur.
Mahkemece tensiple birlikte davacı şirkete denetim kayyımı görevlendirilmiş, kayyımdan ön rapor alınmış, iflâs avansının yatırılması sağlanmıştır.
İflâs erteleme davası açıldığı, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile tirajı 50.000’in üzerinde yurt genelinde dağıtımı yapılan ulusal gazetelerden birinde İİK’nun 166’ncı maddesi gereğince ilan edilmiş, gazete nüshaları dosyaya konulmuştur.
İflâsın ertelenmesi talebinde bulunan şirketin tüm aktif ve pasifleriyle demirbaşlarının rayiç değerlerinin tespiti, şirketin kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak şirketin mali durumunun analizi ile borca batık olup olmadığının belirlenmesi ve sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı bulunup bulunmadığı hususlarında mahallinde keşfen inceleme yapılarak bilirkişilerden rapor alınmıştır.
Rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden şirket bilançosu oluşturulmuş,
Bilirkişiler …. , ….. , …, …. ve …. tarafından düzenlenen 01/11/2012 havale tarihli bilirkişi raporunda;Davacı şirketin 2007,2009,2010,2011,2012 takvim yıllarına ait yasal defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğunu, davacı şirket yetkililerinin ifadesine göre 2006 ve 2008 takvim yılına ait defterler Gaziosmanpaşa Vergi Dairesinde incelemede olduğu için ibraz edilemediğini, davacı şirketin 27/09/2012 tarihi itibariyle kaydı değerelere göre gözvarlığı (-) 924.522,84 tutarında borca batık durumda olduğunu, davacı şirketin 27/09/2012 tarihi itibariyle rayiç değerler esas alındığında ise özvarlığı (-) ¨2.011.146,58 tutarında borca batık durumda olduğunu bildirmişlerdir.
Bilirkişiler Prof. Dr. …. , …. ve Prof. Dr. …. tarafından düzenlenen 16/01/2013 havale tarihli bilirkişi raporunda; Şirketin borca batıklık hesabının iş bu raporlarının 3,4 kısmında belirtilen hususlar göz önünde buludurularak tekrar yapılmasının gerektiğini, ortakların sermayenin 1/4 ‘ünü yasal sürede (20/09/2012 tarihine kadar) şirkete koymadıkları , oysa şirketin ¨6.000.000 tutarında arttırılan nakit sermaye tutarının ortaklarca 30/09/2013 tarihine kadar şirkete konulmasının işletme faaliyetlerinin finansmanı yönünden büyük önem taşıdığını, iyileştirme projesinin mevcut durumda ciddi , inandırıcı ve gerçekleştirilebilir olmadığını bildirdikleri görülmüştür.
Bilirkişiler …. , ….. ,…, … ve … tarafından düzenlenen 12/02/2013 havale tarihli bilirkişi ek raporunda;Davacı şirketin 27/09/2012 tarihi itibari ile kaydı değerlere göre özvarlığı (-) ¨924.522,84 tutarında borca batık durumda olduğunu, davacı şirketin 27/09/2012 tarihi itibariyle rayiç değerler esas alındığında ise öz varlığı (-) ¨5.319.391,90 tutarınca borca batık durumda olduğunu bildirmişlerdir.

Bilirkişiler Prof. Dr… ,….. ve Prof. Dr. …tarafından düzenlenen 09/07/2013 havale tarihli ek bilirkişi raporunda;şirketin mevcut iyileştirme projesi ve geçmiş yıllar gerçekleşmeleri birlikte değerlendirildiğinde , satış , maliyet ve karlılık hedeflerinin iyimser yaklaşımları yansıttığını, ortakların sermaye taahhütlerinin 1/4 ‘ünü bile yasal süresinde ödemediklerini, bu nedenle dşirketin ihtiyaç duyduğu nakit değerlerin şirkete sağlanamadığını, 6.000.000 olarak belirlenen nakdi sermaye artışı neticesinde bakiye ödenmeyen 4.687.360 tutarındaki sermaye taahhüt borcunun derhal ödenmesi gerekiğini, önceki bilirkişi heyetince dosyaya sunulan 12/02/2013 tarihli ek raporda rayiç değerlere göre şirketin borca batıklık tutarının (-) 5.319.391,90 olarak hesaplandığını, Davacı şirketin geçmiş yılları performansları ,iyileştirme projesinde yer verilen satış , maliyet ve kârlılık hedefleri , ortakların sermaye taahhütlerini yerine getirmemesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, iyileştirme projesinin mevcut durumda ciddi, inandırıcı ve gerçekleşebilir olmadığını bildirdikleri görülmüştür.
Bilirkişiler …. , ….. ,…, … ve … tarafından düzenlenen 06/12/2017 havale tarihli bilirkişi ek raporunda; Şirket aktiflerinin satış değerleri(piyasa rayiç değerleri) esas alınmak suretiyle düzenlenen 30/09/2013 tarihli bilanço sonuçlarına göre şirketin toplam alacakları, toplam borçlarından ¨3.719.009,63 tutarında aştığı dolayısıyla aktif toplamının şirket borçlarını karşıladığı, diğer bir ifadeyle de şirketin ”Borca Batık” durumda bulunmadığı sonucuna ulaşıldığını bildirmişlerdir.
Bilirkişiler …. , ….. ,…, … ve … tarafından düzenlenen 19/11/2013 havale tarihli bilirkişi ek raporunda;Şirket aktiflerinin satış değerleri (piyasa rayiç değerleri ) esas alınmak suretiyle düzenlenen 30/09/2013 tarihli bilanço sonuçlarına göre şirketin toplam alacakları, toplam borçlarından ¨3.719.009,63 tutarında aştığı dolayısıyla aktif toplamının şirket borçlarını karşıladığını , diğer bir ifadeyle de şirketin borca batık durumda bulunmadığını bildirmişlerdir.
Bilirkişiler…,… ,….. ve ….. tarafından düzenlenen 07/09/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda; Davacı şirket adresinde yapılan keşifte davacı şirket ile ilgili herhangi bir rayiç değeri olan herhangi bir varlığa rastlanılmadığını, davacı şirket ile ilgili keşif tarihi itibari ile mali verilerin tespiti için herhangi bir vesaik sunulmadığı gibi davacı vekili tarafından da davacının ticari defter ve belgelerin ibraz edilmediğinin beyan edildiğini, davacı şirket ile ilgili dosya kapsamında ki ek raporda davacı şirketin 30/09/2013 mali verilerine göre rayiç değer tespitinin yapıldığı, Söz konusu mali verilere göre davacının öz varlığının ¨3.719.009,63’si olduğu belirlenmiş olmakla birlikte 30/09/2013 tarihinden keşif tarihine kadar aktifte kayıtlı ve rayiç değer hesabı yapılan aktiflerin tasarrufuna ilişkin herhangi bir vesaikin dosya kapsamında bulunmadığını; ancak söz konusu aktifler üzerinde yapılan incelemelerde alacakların tahsilinin geçen 4 yılı aşkın sürede tahsil edilemediği, yine şüpheli alacaklar ile ilgili de dosya kapsamında tahsil yapıldığına dair herhangi bir vesaikin bulunmadığını, davacının duran varlıkları ile ilgili keşif adresinde teknik bilirkişilere inceleme ve rayiç değer tespiti için herhangi bir duran varlığın ibraz edilmediğini, davacının keşif adresinde stoklarda kayıtlı ticari mallar bulunmadığı gibi verilen sipariş avanslarının akıbetine ilişkin de herhangi bir vesaik bulunmadığı dikkate alındığında iş bu bilançonun aktifinde kayıtlı varlıkların iş bu tarih itibari ile rayiç değerlerinin “0” olarak kabulünün gerekeceğini ve rapor içeriğinde ki değerlendirmelere göre davacı şirkeitn keşif tarihi itibari ile borca batık olacağını, davacının 30/09/2013 tarihinden itibaren borçları ile ilgili ödeme yapıp yapmadığına dair tespit yapma imkanının olmadığı nazara alındığında davacının keşif tarihi itibari ile batıklık tutarının ¨27.399.082,27 ‘si olabileceği hesaplandığını, diğer bir ifade ile davacının borçlarının varlıklarından ¨ 27.399.082,27 ‘si fazla olabileceği kanaatine ulaşıldığını bildirmişlerdir.
Bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda gerekli süre ve imkân davacı şirkete verilmiş,bu süre içerisinde şirket takip edilmiştir.
İflâsın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan; somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yoludur (İİK.m.179). iflâsın ertelenebilmesi için şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir (TTK.m.324, İİK.m.179 vd.). Mahkeme, İİK’nın 166/2. maddesine uygun ilan yapmalı, borca batıklığı, TTK’nın 376. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tesbit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlemelidir. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile mali durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. İflâsın ertelenmesinin amacı, borca batık sermaye şirketinin mali durumunu düzelterek borca batıklıktan kurtulmasının sağlanmasıdır.Borca batıklıktan kurtulma ise tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip, aktifin pasiften fazla olmasını ifade eder. Gerek borca batıklık ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı hususunda (muhasebe ve işletme ekonomisi bilgisi özel ve teknik bilgi niteliğinde bulunduğundan ve hâkimin bunları genel ve mesleki bilgisiyle çözmesi beklenemeyeceğinden) HMK’nın 266. maddesinde gösterildiği şekilde bilirkişinin oy ve görüşüne müracaat edilmeli ve bu raporun da hukuka uygunluğunun hâkim tarafından denetlenmesi gerekir.
Öte yandan somut verilere dayalı, çelişmeyen öngörüler içeren, özellikle sermaye ve/veya kârlılık artışını netleştiren unsurların varlığının, proje için vazgeçilmez hususlar olduğu gözden kaçırılmamalı; iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olduğunun bu yolla tespiti cihetine gidilmelidir.
Hâkim de bu raporla o konudaki özel ve teknik bilgi ihtiyacını giderebilmeli ve raporun hukuka uygunluğunu denetlemelidir. Projenin ciddi ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve/veya kârlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tespit edilmeli, diğer proje unsurları için de bilimsel veriler değerlendirilmelidir.
Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada, konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır.
Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir.
Davacı şirketin borca batık olduğunun doğru olarak tespiti halinde; iyileştirme projesinin, bütüncül bir değerlendirmeyle, TTK’nın 376. maddesi kapsamında nakit sermaye konulması dâhil nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri içerip içermediği, İİK’nın 179. maddesi anlamında ciddi ve inandırıcı olup olmadığı ve HMK’nın 29. maddesinde açıklanan dürüstlük kuralına uygun davranma yükümlülüğüne ve gerçeğe uygun bir biçimde hazırlanıp, hazırlanmadığı, eş deyişle, iyileştirme projesinde yapılacak olanların tek tek maliyetinin, hangi ekonomik kaynaktan sağlanacağı, her bir proje kaleminin zaman olarak en geç hangi tarihte yapılacağı, yapılacak olanların ayrı ayrı borca batıklık üzerindeki zaman ve oran olarak etkisinin somutlaştırılması ve böylece iyileştirme projesinin neden ciddi ve inandırıcı olduğunun ayrıntılı ve zaman içinde sayısal olarak, denetlenmeye elverişli nitelikte olması gerekmekte olup, bu özellikte olmayan iyileştirme raporlarına ve bunlara dayalı düzenlenen bilirkişi ve kayyım raporlarına göre ne iflâsın ertelenmesine karar verilebilir ne de iflâs erteleme talep eden şirket alacaklıları aleyhine sonuç doğuracak şekilde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Açıklanan özellikteki iyileştirme projelerinin sunulması halinde alınacak bilirkişi ve kayyım raporlarından sonra talep halinde ve gerektiğinde, hüküm tarihine kadar sadece gerekli tedbirlere karar verilmeli ve tarihlerine uygun şekilde proje kalemleri yerine getirilmediği takdirde tedbirler kaldırılarak, iflâsın ertelenmesi ve ihtiyati tedbir müesseselerinin kötüye kullanılmasının önüne geçilmelidir.
İflâs erteleme davalarında, erteleme isteyen davacı şirketin mali durumunun mahkemece, yargılama sonuna kadar incelenmesi ve iyileştirme projesinin uygulanabilir olup olmadığının denetlenmesi gerekir.
Mali durumun iyileştirilmesi imkânının mevcut olup olmadığı somut olaylara dayanılarak tespit edilmelidir.Belirsiz nitelikteki emareler erteleme kararı verilebilmesi için yeterli değildir.
Şirketin mali durumunun iyileştirilmesi ümidi, iflâsın ertelenmesinin zorunlu koşuludur.(İİK m.179/1) Bu husus, Türk Ticaret Kanunu m.377 de “şirket durumunun ıslahı mümkün görülüyorsa…” şeklinde ifade edilmiştir.
Ekonomik açıdan iyileştirme kavramı; bir işletmenin içinde bulunduğu likit (nakit) yoksunluğunu, zararlı bir dönemin bilanço halini veya borca batıklık halini bertaraf etmek ve aynı zamanda işletmenin kârlılığını tekrar kazandırmak amacına yönelik olan, gerekli tüm yapısal ve mali tedbirlerin alınmasını ifade eder. Bunun üzerinde durulan obje, sadece ticari işletmedir; hukuki açıdan bir kişilik söz konusu değildir.
Ticaret hukuku anlamında iyileştirme ise, bir görüşe göre, malvarlığının borca batıklık bildiriminde bulunulması durumundakinden daha iyi bir duruma getirilmesidir. Diğer bir görüş ise, ticaret hukuku anlamında iyileştirmenin söz konusu olabilmesi için, borca batıklığın bertaraf edilmesi veya şirketin yeniden yapılanması ya da her iki hususun birden bulunması koşullarmı aramaktır.
Kanun, iflâsın ertelenmesi için şirketin mali durumunun iyileştirilmesi ümidinin bulunmasını aramaktadır. (İİK.m.179) Yani şirket borca batık olmasına rağmen, bu durumun bertaraf edilmesi ve şirketin normal faaliyetlerine devam edebilmesi ihtimâlinin yüksek olduğu konusunda objektif gerekçelere dayalı bir kanaatin oluşmuş olması gerekir.
Son olarak belirtmek gerekirse, iyileştirme, şirketin alacaklılarının alacaklarının tamamen karşılanması anlamına gelmez. Çoğu kez alacaklılar bir zarara katlanmak zorundadırlar.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Davacı şirketin geçmiş yılları performansları ,iyileştirme projesinde yer verilen satış , maliyet ve kârlılık hedefleri , ortakların sermaye taahhütlerini yerine getirmemesi hususları birlikte değerlendirildiğinde, iyileştirme projesinin mevcut durumda ciddi, inandırıcı ve gerçekleşebilir olmadığı,borca batık durumda olan şirketin adresinde faal olmadığı,üretimin fiilen tamamen durmuş olduğu,davacı şirket verilen tedbire rağmen durumunu iyileştiremediği,finansman sağlayamadığı,iflâsın ertelenmesinin alacaklıların haklarını iflâsın derhal açılmasına nazaran daha kötü duruma düşüreceği sonucuna varıldığından,iflâsın ertelenmesi davasının reddi ile borca batık haldeki davacı şirketin iflâsına, tedbirlerin kaldırılmasına ve kayyımın görevine son verilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacının iflâs erteleme talebinin REDDİNE,
2-İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nda ….. sicil no ile kayıtlı ve muamele merkezi …… Mahallesi … Sitesi ….. Cadde …. No:…. Zeytinburnu /İstanbul olan …. HAFRİYAT MADEN VE PETROL SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRETİ ‘nin İcra İflâs Kanununun mülga 179’ncu maddesinin (b) bendi uyarınca 01/11/2018 günü,Saat:11:06 itibari ile İFLÂSINA,
3-İflâs ile ilgili olarak Bakırköy Nöbetçi İflâs Müdürlüğü’ne müzekkere YAZILMASINA,
4-İflâs ile ilgili olarak İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’na bildirimde BULUNULMASINA,
5-İflâsın,İflâs Müdürlüğü tarafından İcra İflâs Kanununun 166’nci maddesinde yazılı usullere göre İLANINA,
6-Davacı şirket ile ilgili tüm tedbirlerin hüküm ile birlikte KALDIRILMASINA,
7-Kayyımın görevine son VERİLMESİNE,
8-İflâs avansının Bakırköy İflâs Müdürlüğü’ne AKTARILMASINA,
9-Alınması gerekli ¨35,90 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨21,15 harcın mahsubu ile bakiye ¨ 14,75 harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
10-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
11-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨608,55 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair,6100 sayılı HMK’nun geçici 3 üncü maddesinin 2 inci fıkrası yollamasıyla mülga 1086 sayılı HUMK’nun 26/09/2004 gün ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümleri uyarınca kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere davacı vekili ile bir kısım müdahiller vekillerinin yokluğunda, bir kısım müdahiller vekillerinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı .01/11/2018

BAŞKAN ….

ÜYE ….

ÜYE ….

KÂTİP ….