Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1042 E. 2018/350 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

BAKIRKÖY (3) NO’LU ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2016/1042
KARAR NO : 2018/350

DAVA : KAYIT KABUL
DAVA TARİHİ : 24/11/2016
KARAR TARİHİ : 29/03/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Kayıt Kabul davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 24/11/2016 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; ….İnşaat A.Ş.’nin dava dışı … San. A.Ş.’ye ait ….Sicil Müdürlüğü’nün …. … ada, ….parselinde…. yer alan 9.508,00 m2 miktarlı arsa ile aynı mevkide yer alan … parsel sayılı 4.534,00 m2 miktarlı arsanın alım satımı için 15/05/2006 tarihinde anlaştığını, yapılan protokol gereği satış bedeli olan ¨ 10.500.000,00’nin %75’ini peşinen ödemeyi kabul ettiğini, dava dışı … San. …nin 26/12/2006 tarihli talimatı ile arsa satış bedeli olan ¨7.930.670,00’nin müvekkili şirkete ödenmesini istediğini, Borçlar Kanunu’na göre alacağın devrinin borçlunun rızasına tabi tutulmuş olup, alacaklının tek taraflı irade beyanı yeterli görüldüğünü, bu tarihten sonra ¨7.930.760,00 ‘lik alacağın tahsil hakkının müvekkili şirkete geçtiğini, bu temlik beyanı ile dava dışı … San. …nin alacağın devri ile müvekkili şirkete olan merkez binasının inşaatı ve makine alımından kaynaklı Leasing borçlarını kapattığını, müvekkili şirketin ise 26/12/2006 tarihli talimatı ile yapılacak olan ¨7.930.670,00 ‘lik ödemenin 24-30 Mayıs 2006 tarihleri arasında gene dava dışı iştiraki …. Konf. A.Ş.’ye yapıldığını düşündüğü ödemelere mahsup edilmesini istediğini, ancak müflis şirketin 24-30 Mayıs 2006 tarihleri arasında dava dışı …. Konf. A.Ş.’ye …. üzerinden göndermiş olduğu paranın tutarının ¨ 6.410.669,30 olduğunun anlaşıldığını, ¨1.520.000,00’nin ise hiçbir zaman …. Konf. A.Ş. ya da müvekkili şirket hesaplarına geçmediğini, müvekkili şirketin mevzubahis alacağının 15/05/2006 tarihli dava dışı … San. A.Ş. ile müflis şirket arasında akdedilen sözleşmede bahsi geçen ödeme kısmı olduğunu, borcun her ne kadar … San. …ye karşı 15/05/2006 tarihinde muaccel olmuşsa da borcun müvekkili şirket açısından muaccel olduğu tarihin temlik tarihi olan 26/12/2006 olduğunu, müflis şirketin, ortaklarından olan … San. A.Ş.’den Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….Esas sayılı davanın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen gerekçeli …. sayılı kararında belirtildiği üzere ¨ 6.410.669,30 alacaklı olduğunun tespit edildiğini, sonuç olarak; 08/11/2016 tarihi itibariyle red edilen ¨ 4.165.570,41’nin müvekkilin alacağının iflas masasına kayıt ve kabulünü, bu alacak miktarı üzerinden ikinci alacaklıların toplantısına katılarak, oy kullanma hakkının müvekkiline tanınması yolunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama harç ve masrafları ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı tarafa duruşma günü ve dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın davaya cevap vermediği anlaşıldı.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 235’nci maddesine istinaden açılmış olup, iflas idaresince kabul edilmeyen alacağın müflisin’in iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesi istemine ilişkindir.
İflâs Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye verilen cevaptan, ….İnşaat A.Ş.’nin Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2015 tarih, …. Esas, …. Karar sayılı ilamı ile 09/07/2015 tarihinde iflâsına karar verildiği, iflâs tasfiye işlerinin … iflâs sayılı dosyasında yürütüldüğü, iflâs idaresi tarafından düzenlenen cetvelin 17/11/2016 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde, 13/11/2016 tarihinde Türkiye gazetesinde ilan edildiği,alacaklının İİK.nun 223’ncü maddesi uyarınca masraf yatırması nedeniyle sıra cetveli ve alacak hakkında verilen kararın davacı vekiline 22/11/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Müflis şirket hakkında verilen karar 15/08/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi…. tarafından mahkememize sunulan 14/02/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava konusunun, müflis şirketten olan ve iflas idaresi tarafından red edilen ¨4.165.570,41 alacağın iflas masasına kaydının kabulü talebinden ibaret olduğunu, davacının 2012, 2013, 2014 ve 2015 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunmadığını, davalının 2012, 2014 ve 2015 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, 2013 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunmadığını, davalı ….inşaat Defterlerinde; 259.01 Verilen Avanslar Hesabında (dava dışı)….Basın San. A.Ş. firmasına uzun vadeli sipariş avansı mahiyetinde ¨7.930.669,30 ödeme yapmış olduğunu, davacının davalıdan sözleşme gereği alacaklı olduğu tutardan (¨7.930.669,30 -¨6.410.669,30) ¨1.520.000,00 alacağının kaldığını, davacının dosyaya sunmuş olduğu dava dilekçesinde belirtilen 26/12/2006 tarihinden (borcun muaccel olduğu ve temliğin düzenlendiği tarih) temerrüt tarihi olarak kabul edilmek üzere ….A.Ş.’nin iflas tarihi olan 09/07/2015 tarihine kadar olan davacının ¨1.520.000,00 tutarlı asıl alacağın reeskont faiz oranı üzerinden işlemiş faizinin ¨ 2.183.292,60 olarak hesap edildiğini, sonuç olarak davalının iflas tarihi itibariyle davacının ¨1.520.000 asıl alacak ve ¨2.183.292,60 işlemiş faiz olmak üzere ¨3.703.292,60 alacağının bulunduğunu bildirdiği görülmüştür.
Kayıt kabul davası bilindiği üzere alacağı kısmen veya tamamen red edilen alacaklı tarafından iflas idaresine karşı açılır. Davada husumet iflas masasına yöneltilmelidir. İflas masasının temsilcisi adi tasfiyede iflas idaresi, basit tasfiyede ise iflas dairesidir. İspat yükü kural olarak masaya yazdırılması gereken alacağı olduğunu iddia eden davacı alacaklı üzerindedir. Sadece alacak belgesinin bulunması alacağın gerçek varlığı yönünde yeterli olmayıp alacaklı-borçlu arasındaki temel ilişkilere inilip sair belge ve bilgilerle gerçek alacağın tespit edilmesi gerekli olup ispat hususuda alacaklıya aittir.
Somut uyuşmazlıkta davacı vekili,….İnşaat A.Ş’nin dava dışı … Sanayii A.Ş’ye ait arsanın bedelininin %75’ini peşinen ödemeyi kabul ettiğini,dava dışı … Sanayii A.Ş’nin de borçlu müflis şirkete verdiği yazılı talimat sonucu kendine ödenecek arsa satışından kaynaklanan peşinatın davacı … Holding A.Ş.’ye ödenmesinin istendiğini,alacağın devri nedeniyle söz konusu bedel üzerinde hak sahibinin müvekkili olduğunu,müvekkilinin de borçlu müflis şirkete verdiği yazılı talimat ile ödenmesi gereken arsa satışından kaynaklanan avans ödemesinin dava dışı ….Tekstil Konfeksiyon A.Ş’ye müflis şirket tarafından yapılan para transferleri dolayısıyla oluşan alacaktan mahsubunun istendiğini,müflis şirket tarafından sözleşme uyarınca arsayı devir yükümlülüğü altında bulunan … Sanayii A.Ş aleyhine arsanın devir edilmemesi nedeniyle ödenen avansın iadesi amacıyla Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne dava açıldığını ve müflis şirketin …. firmasından ¨ 6.410.669,30 alacaklı olduğunun tespit edildiğini,yapılan yargılama sırasında müflis şirketin ¨1.520.000,00’yi dava dışı …. Konf. A.Ş. ya da müvekkili şirkete ödemediğini,davacı şirketin,arsa satış sözleşmesinin tarafı olan … Sanayii A.Ş.’nin talimatı nedeniyle alacağı devraldığından bahisle müflis şirket tarafından …. Konf. A.Ş.’ye ödenmediği anlaşılan ¨1.520.000,00 ve iflâs tarihine kadar olan işlemiş faiz tutarının iflâs masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Alacağın devri (temliki) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup 183. maddenin birinci fıkrasında kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklının borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebileceği kabul edilmiş, devam eden maddelerde devir sözleşmesinin geçerlilik şekli, yasal veya yargısal devir ve etkisi ile devrin hükümleri düzenlenmiştir.
Alacağın temliki, alacaklının tek taraflı irade beyanı ile gerçekleşen bir olay olmadığı için alacağı devredecek olan (temlik eden) eski alacaklı ile alacağı devralacak olan (temellük eden) yeni alacaklının bu konuda anlaşmış olmaları gerekmektedir.TBK. m. 183/I‟de yer alan “borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebilir.” hükmünden bu hususun anlaşılması mümkün değildir. Ancak alacağın temlikinin tek taraflı bir işlem olmadığı, alacaklı ile bu alacağı devralmak isteyen üçüncü kişi arasında mutlaka bir sözleşme yapılması gerektiği, TBK. m. 184″Şekli” biçimindeki kenar başlığından anlaşılmaktadır.
Sözleşmenin konusu, alacağı devretmek isteyen eski alacaklının yerine alacağı devralmak isteyen üçüncü şahsın, yeni alacaklı olarak geçmesinden ibarettir. Bu sözleşmenin geçerli bir şekilde kurulabilmesi veya hüküm ve sonuçlarını doğurabilmesi için temlike konu olan alacağın borçlusunun bu sözleşmeye katılması, muvafakat etmesi, yahut temlik işleminden haberdar edilmesi gerekmemektedir.
Neticede alacağın temliki de bir tür sözleşme olduğundan tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanlarına ihtiyaç bulunmaktadır. Sadece alacağı devretmek isteyenin irade beyanı ile (icap) alacağın temliki sözleşmesi kurulamaz. Somut olayda alacağın devri sözleşmesi olarak davacı vekili tarafından dayanılan belge incelendiğinde 15/05/2006 tarihli adi yazılı olarak protokol adı altında düzenlenen belge ile arsa satıcısı olup arsa bedelini müflis şirketten tahsil edecek olan … Sanayii A.Ş. Tarafından müflis şirkete hitaben “gayrimenkul satışı ile ilgili ¨7.930.670’nin kendi adlarına…. Holding A.Ş’ye” ödenmesi talimatının verildiği görülmektedir.Söz konusu belgenin TBK’nın 183 ve devamı maddeleri veya talimatın verildiği tarihte yürürlükte olan mülga 818 sayılı BK’nın 162 ve devamı maddelerinde düzenlenen alacağın devri sözleşmesi niteliğinde olduğunun kabulü mümkün olmayıp söz konusu belge ödemenin nereye yapılacağına dair bir talimattır.Çünkü yeni alacaklının yani davacı şirketin belgede imzası olmadığı gibi belgede borçluya hitaben düzenlenmiştir.Eski ve yeni alacaklı arasında yapılmış yazılı bir sözleşme yoktur.Alacağın temliki sözleşmesinin yazılı olarak yapılması geçerlilik koşuludur.Yine davacı şirket tarafından düzenlenen ikinci belge de alacağın devri sözleşmesi olmayıp talimat niteliğindedir.
Diğer taraftan davacı tarafından delil olarak dayanılan Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyası incelendiğinde;müflis şirketin 15/05/2006 tarihli protokol gereğince arsa devir borcunu yerine getirmeyen davalı … Sanayii A.Ş. Aleyhine ödediği paranın iadesi amacıyla açtığı, kabul ile sonuçlanan ve Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen davada Mahkemece davacı müflis şirket ….İnşaat A.Ş. tarafından açılan dava aktif husumet yokluğundan reddedilmemiştir.Söz konusu ve davacı vekili tarafından alacağın temliki sözleşmeleri olarak gösterilen talimatlarda dosya içerisinde yer almasına karşın davacının temlik alan…. Holding A.Ş. Veya …. Konf. A.Ş. Olduğu sonucuna varılmaması da söz konusu talimatların alacağın devri sözleşmesi olarak değerlendirilemeyeceğini göstermektedir.
Kaldıki bir an için söz konusu talimatların alacağın devri sözleşmesi olarak kabul edilse dahi birinci talimatta … Sanayii A.Ş.,müflis şirketin yapması gereken ödemenin…. Holding A.Ş.’ye yapılmasını,ikinci talimatta da…. Holding A.Ş. Kendisine yapılması gereken paranın müflis şirket nezdinde borcu bulunan …. Konf. A.Ş.’nin borcundan düşülerek ödemenin yapılması istenmiştir.Yani müflis şirket tarafından yapılan hatalı mahsuplaşma nedeniyle alacak iddiasında dava dışı …. Konf. A.Ş.’nin bulunması gerekirdi.Oysa alacak talebinde bulunan şirket ilk talimatı veren şirket olup …. Konf. A.Ş.’nin davacı şirketin grup şirketi olması sonucu değiştirmeyecektir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya döndüğümüzde,Davacı şirket alacağın temliki yoluyla devraldığı müflis şirketten olan alacağının iflâs masasına kayıt ve kabulü istemi ile huzurdaki davayı açmış ise de;alacağın devri sözleşmesi olarak dayanılan belgelerin,belgelerin tanzim tarihi itibariyle uygulanması gereken mülga 818 sayılı BK’nın 162 ve devamı maddelerine uygun olarak düzenlenmiş bir alacağın devri sözleşmesi olmadığı,alacağın gerçek varlığı yönünde yeterli delillerin bulunmadığı anlaşıldığından davacı şirketin alacağının müflis şirket iflâs masasına kayıt ve kabulüne ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli ¨35,90 karar ve ilam harcının peşin alınan ¨29,20 harçtan mahsubu ile bakiye ¨ 6,70 harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨495,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalı … idaresinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 29/03/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KÂTİP ….