Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/985 E. 2018/1076 K. 25.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/985
KARAR NO : 2018/1076

DAVA :TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 27/10/2015
KARAR TARİHİ : 25/10/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticret Mahkemesi’ne vermiş olduğu 27/10/2015 harçlandırma tarihli dilekçesinde özetle;27/10/2013 günü …. sefer sayılı ….tescilli….uçağının, İstanbul Atatürk Havalimanına 22:20′ de inişini müteakip … no.lu park yerine yönlendirildiğini, ancak bu park yerinin içinde davalı şirketin sorumluluğundaki konteynırlar olduğundan park yerine tam olarak giremediğini, kuyruğu emniyet şeridinin dışında beklemek zorunda kaldığını, aynı gün aynı alana 22:27’de inen diğer bir … uçağının (….), .. taksi yolundan kendisine tahsis edilen park yerine giderken, …. no.lu park yerinin hizasından geçişi sırasında sağ kanadı ile, bir önceki uçağın kuyruk kısmına vurduğunu, bu kaza karşısında sigortalı ….’nın doğal olarak, her iki uçağına da gelen bu zararı tazmin etmek amacıyla sigortacısı …. Sigorta’ya başvurduğunu,…. Sigortanın, hem Hava Aracı Gövde Sorumluluk Sigortası, hem de Hava Aracı Muafiyet Altı Sigortası kapsamında bir maddi hasar ödemesi yapmak zorunda kaldığını, bu davanın konusunu teşkil etmek üzere, … Sigorta’nın 31/12/2012 tarihli hava aracı muafiyet sigortası kapsamında ….’ye 900 000 USD tazminat ödediğini,…. Sigorta’nın, söz konusu tazminat ödemesini yaptıktan ve …. davalı şirket … karşı sahip olduğu hukuki haklara halefiyet kazandıktan sonra, müvekkili şirket …. ile bir alacağın temliki sözleşmesi akdettiğini, bu sözleşme ile …. Sigortanın söz konusu kazadaki hava aracı muafiyet altı sigortasından doğan tüm rücu ve tazminat haklarını müvekkili şirket …. temlik ve devrettiğini, bu suretle müvekkili şirketin, hem sigortaya ilişkin kanuni hükümler, hem de bu temlik sözleşmesi uyarınca …. ile … Sigorta’nın, dava konusu kazadan doğan tüm yasal haklarına sahip olduğunu, …. AŞ’nin, talep edilen tazminatı ödememesi üzerine işbu tazminat davasının açıldığını, müvekkil şirketin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile kazanın gerçekleştiği 27/10/2013 tarihinden itibaren kanuni faiz ve temerrüt faizine ilişkin kanunun 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte, davalı şirketin sebebiyet verdiği maddi zarara karşılık 900.000 USD’nin fiili ödeme tarihinde TC Merkez Bankasının efektif satış kuru üzerinden belirlenecek ¨ karşılığının tahsilini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 29/12/2015 tarihli cevap dilekçesinde;Müvekkili şirketin, …. dahil birçok havayoluna yer hizmeti veren bir firma olduğunu ve pilot istihdam etmediğini, kazaya karışan uçakların ve onları sevk ve idare eden personelin müvekkili şirket personeli olmadığını, davacının dilekçesinin EK-2’sindeki krokide, müvekkil şirkete ait olduğu iddia edilen herhangi bir konteynırdan bahsedilmediğini, yolcu uçaklarının yolcu indirip almasına mahsus özel düzenlenmiş, yolcu köprüsü olan bir alanda, uçakların yanaşmasına mani olacak büyüklükte bir konteyner varlığından söz etmenin abesle iştigal olduğunu, arkadan vurmak suretiyle kazaya sebebiyet vermenin, asli ve tek kusur olduğu şeklinde çok basit bir trafik kuralının varlığına rağmen, başkaca sorumlu (kabul anlamına gelmemek şartıyla) aramanın iyi niyetli bir davranış olmadığını, müvekkili şirketin, her iki durumda ve ifade edilen ihtimâllerin hiçbirinde dahli söz konusu olmadığı/olamayacağı gibi, istese dahi gerçekleşmesini önleyecek ne görevi, ne yetkisi, ne de imkânı olmadığını, müvekkilinin bu davada taraf olarak gösterilemeyeceğini, davanın zaman aşımı süresi içinde açılmadığını, davacının teminat göstermek zorunda olduğunu, dava dilekçesinin HMK 119, Maddeye aykırı olduğunu, davacının HMK 121, 194, 200 ve 223. Maddelerini ihlâl ettiğini, dava ile ilişkisi de talep hakkı da olmayan delillere dayandığını, tüm itirazlara karşı hukuki dayanak bulunması halinde: müvekkilin olmayan kusuruna binaen talep edilen meblağın fahiş olduğunu, hasar incelendiğinde, uçaklardan birinin kuyruk kısmında hasar bulunduğunu, diğerinde ise sadece kanadın uç kısmında hasar olduğunu, konunun, davacının iddiasının aksine, gövde ile bir ilişkisinin bulunmadığını, usule, yasaya, hukuka ve hakkaniyete uyarlığı bulunmayan davada, husumet ve zaman aşımı itirazları ile davacıdan teminat göstermesinin istenmesine, davanın reddine, tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava,dava dışı sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın temlik sözleşmesi hükümleri çerçevesinde davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişiler …., ….,…., …. ve Yard.Doç.Dr. …. tarafından mahkememize sunulan 07/04/2017 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle; Dava konusu kazada takdiren davalı şirketin % 40, arkadan geçen uçağın pilotunun % 60 oranında kusurlu olduğu, kaza sonrasında yapılan hasar tespit çalışmalarında ortaya çıkan 3,733.310,50 USD’lik zararın olaya ve havacılık kurallarına uygun olduğu, bu zarar kapsamında talep edilen 900.000 USDIik muafiyet sigortası bedelinin uygun olduğu, TTK m. 1472/ 1 gereği, sigortacının (dolayısıyla alacağını temlik ettiği davacının) sigortalının halefi olarak onun yerine geçeceği, bu nedenle de ödediği sigorta tazminatını, kusur oranlama göre sorumlu davalıya rücu edebileceği, davalı şirketin kazada/ hasarda % 40 oranında kusurlu olduğu işbu raporda tespit edildiğinden davacı tarafından rücuen talep edilen 900.000 USD nin de % 40 na tekabül eden 360.000 USD den sorumlu tutulabileceği, bunun dışında, yapılan ödemelerin sigorta poliçeleri kapsamında ve doğru olduğu hususlarını bildirir rapor sunmuşlardır
Bilirkişiler …., …., …., …. ve Yard.Doç.Dr. ….tarafından mahkememize sunulan 07/04/2017 havale tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle; Dava konusu kazada davalı şirketin % 40, arkadan geçen uçağın pilotunun % 60 oranında kusurlu olduğu şeklinde, Kök Raporda belirtilen takdirimizde herhangi bir değişiklik olmadığını, kök rapor ve işbu raporda ifade edilen bulgular, kusur durumu, mevcut sigorta sözleşmeleri çerçevesinde, temlik sözleşmesini de dikkate alarak, davacının sigortacının ödediği tazminatın rücusu için halef olabileceği ve bu nedenle de alacak talebinde bulunabileceği kanaati oluştuğunu,somut olayda kök raporda da tespit edildiği üzere oluşan toplam hasar 3.733.310,50 USD olduğunu,yine, kök raporda davalının % 40 oranında kusurlu olduğunun saptandığını,buna göre, toplam hasar tutarının % 40′ ına isabet eden hasar tutarı 1.493.324,20 USD olarak hesap edilebilmekte ve davalının bu tutardan sorumlu olacağı kanaatine ulaşıldığını,hesap edilen bu tazminat tutarının ilk 100.000,00 USD si sigorta muafiyeti nedeniyle …. nin üzerinde bırakılacağını,geriye kalan 900.000,00 USD nin ise muafiyet altı sigorta tarafından tazmini gerektiğini,geri kalan 493.324,00 USD tutarlı hasarın ise kasko sigortası kapsamında tazmin edilebileceğini,somut olayda davacının dava dışı …. Sigorta’dan alacak ve rücu haklarını 26/10/2015 tarihinde devraldığını,bu durumda, muafiyet altı sigorta nedeniyle 900.000,00 USD nin davacıya ödenmesi gerektiği kanaati oluştuğunu, hukuki bir değerlendirme olmakla beraber somut olayda tazminat ödemesinin yapıldığı tarihten itibaren faiz işletilebileceği kanaatine varıldığını,bildirdikleri görülmüştür.
Geniş anlamıyla sorumluluk kavramı, bir kişinin başka bir kişiye verdiği zararları giderme yükümlülüğü olarak açıklanmıştır. Hukuki anlamda sorumluluk ise, taraflar arasındaki borç ilişkisinin zedelenmesi sonucu doğan zararların giderilmesi (tazmin edilmesi) yükümlülüğünü içerir.  
Sorumluluk hukukunun tarihsel gelişim süreci içerisinde, kusur sorumluluğundan kusursuz sorumluluğa uzayan bir yol izlenmiştir. Kusur sorumluluğunda bir zararı başkasına tazmin ettirmek, ancak zarar onun kusurlu bir fiilinden doğmuş ise mümkündür (Tandoğan Haluk, Türk Mes’uliyet Hukuku, Ankara 1967, s.89). Bu sorumlulukta kusur, sorumluluğun öğesidir (Eren Fikret, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, C.1, B.6, İstanbul 1998, s:554).  
Dosya kapsamında alınan bilirkişi kurulu raporuna göre davalının dava dışı THY’nin uçağında meydana gelen hasardan dolayı %40 oranında kusurlu olduğu anlaşılmaktadır.
Rücu hakkı; başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin malvarlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelen, tazminat niteliğinde bir talep hakkıdır. Alacaklıyı tatmin eden kişi, alacaklının hakkından bağımsız kendi şahsında doğan bir hak elde etmektedir. Bunun sonucu olarak da rücu hakkı bu hakka sahip olan kişinin şahsında doğduğu anda muaccel olur.
Bu açıklamalardan sonra temlik alan davacının davalıdan alacaklı olup olmadığının belirlenmesi için dava dışı sigorta şirketinin davalıya rücu hakkının doğup doğmadığının belirlenmesi gereklidir.
6102 sayılı TTK’nun 1472. maddesi “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.
(2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur” şeklinde olup dava dışı sigorta şirketinin sigorta tazminatını sigortalısına ödediği ve sigortalının da gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara yani uçak kazasının meydana gelmesinde %40 kusurlu olan şirkete karşı dava hakkı bulunduğu,dava dışı sigorta şirketinin alacağını davacıya temlik ettiği,buna göre davacının,davada aktif husumet ehliyetinni bulunduğu anlaşılmaktadır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;İstanbul….’nın pat sahasında (pist, apron ve taksi alanı) 27/10/2013 tarihinde …’na ait iki uçağın çarpıştığı maddi hasarlı bir kazanın meydana geldiği,söz konusu kazada, 27/10/2013 günü …. sefer sayılı …. tescilli …. tipindeki uçak 22:20L’de ve …. sefer sayılı …. tescilli … tipindeki uçak 22:27L’de …. pistine inişlerini yaptıktan sonra, …. tescilli uçak taksi yaparak … no’lu park yerine geldiği ve park yerinin içinde davalı Şirket’in sorumluluğundaki konteynırlar olduğundan park yerine tam olarak giremeyerek kuyruğu emniyet şeridinin dışında beklemek zorunda kaldığı,arkasından gelen …. taksi yolunda taksi halindeki … tescilli uçak sağ kanadını, park sahasına tam olarak girememiş olan … tescilli uçağın kuyruğuna çarpması sonucu dava konusu kazanın meydana geldiği,bu kaza sonrasında sigortalı ….’nın her iki uçağına da gelen bu zararı tazmin etmek amacıyla sigortacısı …. Sigorta’ya başvurduğu,…. Sigorta’nın da, sigortalısı …’nın uğramış olduğu bu maddi zararı hem hava aracı gövde sorumluluk sigortası hem de hava aracı muafiyet altı sigortası kapsamında karşıladığı,dava dışı …. Sigorta’nın 31/12/2012 tarih ve … poliçe no’lu hava aracı muafiyet altı sigortası kapsamında ….’na 900.000,- USD tutarında tazminat ödemesi yaptığı,dava dışı … Sigorta, söz konusu tazminat ödemesini yaptıktan ve ….nın sahip olduğu hukuki haklara halefiyet kazandıktan sonra, davacı ile temlik sözleşmesi yaptığı ve….pat sahasında meydana gelen uçak kazası ile ilgili olarak 31/120/012 tarih ve …. poliçe no’lu hava aracı muafiyet altı sigortasından doğan tüm rücu ve tazminat haklarını davacıya temlik ve devir ettiği,alınan bilirkişi raporuna göre davalının meydana gelen kazada % 40 oranında kusurlu olduğu,toplam hasarın 3.733.310,50 USD olduğu gözönüne alındığında davalının kusur oranına isabet eden hasar miktarının 1.493.324,20 USD olduğu,bu hasar miktarının ilk 100.000 USD’sinin sigorta muafiyeti nedeniyle sigortalı … üzerinde kaldığı,kalan 1.393.324,20 USD hasar bedelinden sigorta poliçesindeki sorumluluk miktarı gözönüne alındığında 900.000 USD’nin ise muafiyet altı sigorta kapsamında dava dışı sigorta şirketi tarafından tazmin edildiği ve davacının da temlik sözleşmesi uyarınca bu miktarı kazada sorumluluğu bulunan davalıdan talep etme hakkı olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile ¨900.000 USD’nin ödeme tarihi olan 21/04/2014 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarının aynı yabancı para türünden 1 yıl süreli mevduata uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki T.C Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın KABÜLÜ ile; 900.000 USD’nin ödeme tarihi olan 21/04/2014 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarının aynı yabancı para türünden 1 yıl süreli mevduata uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki T.C Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gerekli ¨176.819,75 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨44.204,94 harcın mahsubu ile bakiye ¨132.614,81 harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından ödenen ¨27,70 Başvurma Harcı ile ¨44.204,94 Peşin Harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 22 adet tebligat+ posta ücreti ¨230,10 ,bir bilirkişi inceleme ücreti ¨10.000,00 olmak üzere toplam ¨10.230,10 yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨89.027,35 ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨855,40 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
7-Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilleri ile davalı vekili ve ihbar olunan vekilinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.25/10/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KÂTİP ….