Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/814 E. 2018/391 K. 05.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/814
KARAR NO : 2018/391

DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ : 03/09/2015
KARAR TARİHİ : 05/04/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne vermiş olduğu 03/09/2015 harçlandırma tarihli dava dilekçesi ile; Müvekkili … tarafından, …Ltd. Şti. aleyhine 25/03/2009 tarihinde ¨ 67.500 miktarında iki adet çek ve 30/03/2009 tarihinde ¨ 20.250 miktarında bir adet çek için icra takibi başlatıldığını, şirket yönetim yetkisine sahip davalıların müvekkiline şirket borcunu ödemediklerini, İstanbul Ticaret Odasının kayıtlarından elde edilen bilgilere göre şirketin sermayesinin ¨ 20.000 olduğu görüldüğünü, şirketi temsil ve yönetim ile görevli davalıların şirket yetkililerinin bu duruma rağmen borçlu şirket üzerinden piyasaya aşırı derecede borçlanarak iyi niyetli alacaklılarını mağdur ettiğini, şirketin sermayesinin ¨20.000 olmasına rağmen müvekkili ….’a toplamda ¨ 87.725’lik senet vermesi tüzel kişiliğin perdesi arkasına saklanarak alacaklıları aldatma kastı olduğunu gösterdiğini, TTK hükümleri uyarınca, limited şirketlerin idaresi ile görevli şahısların şirket kuruluşundan ve idaresinden doğan hukuki ve cezai sorumlulukları, anonim şirketlerdeki sorumluluk hükümlerine tabi bulunduğunu, şirketi idare ile görevli şahısların şirketler hukukunda alacaklıları koruyan hükümleri ihlal etmelerinden dolayı da sorumlulukları bulunduğunu, şirket yöneticilerinin mal kaçırma , bu amaçla yapılan şirketin içini boşaltacak işlemler yapılması, şirketin malvarlığının azaltılması, şirketin iflasına neden olmak suretiyle şirket alacaklılarını zarara uğratmaları bu sorumluluğun ihlalleri olduğunu, davalı şirket yetkilileri yaptıkları yönetme görevi kapsamındaki eylemleri ile bu sorumlulukların ihlali hallerini gerçekleştirdiklerini,bu nedenlerle tüm haklarının saklı kalmak üzere, mahkemece yapılacak tespit ile ortaya çıkacak zarar miktarının tam ve kesin belirlenmesinden sonra arttırılmak üzere zarardan müteselsilen sorumlu olan davalı şirket yetkililerinden alacaklı müvekkilinin zararının yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … vekilinin mahkememize verdiği 04/12/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının dosyasını kabul etmediklerini, davacının talep etmiş olduğu alacağın ….Ltd. Şti. olan bir şirket olduğunu, iş bu şirket tasfiye edildiğini ve şirket kapatılarak ticaret sicilden terkin edildiğini, şirket sermaye şirketi olup şikreti ortaklarının şirket borçlarından sorumluluğu olmadığını, İstanbul …. İcra Ceza Mahkemesi’nin …esas ve ….karar sayılı dosyasında yapılan şikayette şirket yöneticisinin kasten alacaklıyı zarara uğratmasından dolayı beraat kararı verildiğini, yerinde olmayan davanın reddini , %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı ve yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Diğer davalı …’a dava dilekçesi ve ekleri usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine karşın bu davalı davaya cevap vermediği gibi duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, limited şirket alacaklısının şirket müdürü sorumluluğu esasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişiler Doç. Dr. …. ile….’ın 06/09/2017 tarihli bilirkişi raporunda; Dava dışı şirket …. Ltd. Şti’nin 2008-2015 yıllanna ait ticari defterleri, kayıtları ve dayanağı belgeleri ve kurumlar vergisi beyannameleri dava dosyasına sunulmadığından, (1) davalının şirketi yönetirken alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla şirketin içini boşaltacak işlemler yapıp yapmadıkları şirketin mal varlığının alacaklıların zararına olacak şekilde kasten azaltıp azaltmadıkları, şirketin atıl bırakılarak alacaklıların zararına hareket edilip edilmediği konu sunda herhangi bir inceleme yapılmasının mümkün olmadığını, asıl borçlu dava dışı ….Ltd. Şti’nin temsil ve ilzama yetkili müdürü olan (1). Davalının davadışı şirketi yönetmesinde 6762 s.K.m. 336 ve 6102 s.K.m.553 hükümlerini ihlal etliğine dair davacı iddialarının ispata muhtaç bulunduğunu, asıl borçlu dava dışı ….t Ltd. Şti.nde şirketi temsil ve ilzama yetkili konumda olmadığı sabit bulunan (2). davalıya 6762 s.K.m. 336 ve 6102 s.Km.553 yönünden husumet yöneltilip yöneltilip yönetilmeyeceğinin takdirinin mahkemeye ait olduğunu, İstanbul (….). İcra Ceza Mahkemesinin 12/12/2013 gün ve E…, K…. sayılı kararının görülmekle olan davaya tesirinin hukuki yorum gerektirdiğini bildirdikleri görülmüştür.
Bilirkişiler Doç. Dr. …. ile ….’ın 27/11/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda; Davalı müdür sıfatını haiz … ‘in özen borcuna aykırı davranışı nedeniyle davacının ¨ 90.250,00 alacağını dava dışı şirketten tahsil edememesi suretiyle uğradığı doğrudan zararından sorumlu olduğunu, ancak taleple bağlılık ilkesi gereği davacının ,dava dilekçesinde mevcut ¨10.000,00 tutarındaki talebi ile bağlı bulunduğunu, davalı … ‘ın dava dışı şirkette müdür sıfatı olmamasından dolayı pasif husumet ehliyetinin mahkemeye ait olduğunu bildirdikleri görülmüştür.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu ıslah dilekçesi ile netice-i talebini artırmıştır.
Davalı … vekili süresinde verdiği ıslaha cevap dilekçesinde zamanaşımı def’inde bulunmuştur.Yönetici sorumluluğundan kaynaklanan davalarda zaman aşımını düzenleyen TTK ‘nun 560 maddesinde sorumluluğu gerektiren fiil cezayı gerektirip Türk Ceza kanuna göre daha uzun dava zaman aşımına tabi bulunuyorsa tazminat davasında da bu zaman aşımı uygulanır hükmünü içermekte olup sorumluluğu gerektirdiği iddia edilen fiil için Türk Ceza Kanunun 158 ve 66. Maddeleri uyarınca zaman aşımı süresinin 15 yıl olduğu , zaman aşımı süresinin ıslah tarihi itibariyle dolmadığı anlaşıldığıdan davalı … vekilinin zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Somut olaya uygulanması gereken mülga 6762 sayılı TTK’nın 556/1.maddesi yollamasıyla TTK’nın 309.maddesinde düzenlenen şirket yöneticilerinin sorumluluğuna ilişkin hükümleri uyarınca yasa ve ana sözleşmenin kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmeyen limited şirket yöneticileri, bu yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumludur.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanun’un 309. maddesi yollamasıyla aynı Kanun’un 336’ncı maddesi gereğince, şirket alacaklılarının şirket yöneticileri hakkında sorumluluk davası açmaları imkanı mevcuttur. Buna karşın söz konusu davanın açılıp görülebilmesi için oluştuğu iddia olunan zararın doğrudan ya da dolaylı zarar niteliğinde olup olmadığının tespiti önem arzetmektedir. Bu kapsamda, şirket alacaklısı konumunda olan üçüncü şahısların sorumluluk davası yolu ile kendileri adına istemde bulunabilmelerinin koşulu, oluştuğu ileri sürülen zararın, doğrudan zarar niteliğinde olmasıdır. Şirket yöneticilerinin, şirketin almış olduğu borcu ya da başkaca edim yükümlülüklerini yerine getirmemek amacıyla şirketi atıl kılarak acz içine düşürmeleri hali; üçüncü kişiler yönünden doğrudan zarar niteliğinde olup, bunun dışında kalan ve dolaylı zarar olarak nitelendirilebilecek hususlarda alacaklı konumundaki üçüncü şahısların, ancak yöneticilerin ödeyeceği tazminatın şirkete verilmesi yönünde istemde bulunmaları mümkündür. Somut olayda davacı taraf dava dışı şirkete ait çeklerin karşılıksız çıktığını ve borcun dava dışı şirket tarafından ödenmediğini, davalıların eylemlerinin dava dışı şirketin içini boşaltmak suretiyle davacıyı zarara uğratmak şeklinde gerçekleştiğini ileri sürmüştür. Bu kapsamda söz konusu iddia doğrudan zarar kavramı içinde değerlendirilecek olup, açıklandığı üzere alacaklılar tarafından şirket yöneticileri hakkında doğrudan zarar iddiası ile açılan davalarda talep edilen tazminatın şirkete değil ancak alacaklının kendisine istenmesi mümkündür. Yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya tekrar dönüldüğünde, davacının doğrudan zararının tahsili amacıyla davalılar hakkında sorumluluk davası açtığı ve zarar iddiasının verilen borcun geri ödenmemesi iddiasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.Davacı taraf, davadan önce dava dışı şirket hakkında icra takibinde bulunduğu, söz konusu icra takibinin kesinleştiği, yapılan araştırmaya göre borçlu şirketin herhangi bir mal varlığına rastlanılmadığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle eldeki davanın konusu, dava dışı şirket hakkında başlatılan icra takibinin semeresiz kalması sebebiyle davalıların borçlu şirketin içini boşaltmış oldukları olgusuna dayanmaktadır.
Dava dışı ….Ltd. Şti.nin takibe ve davaya konu toplam ¨90.250,00 bedelli (3) adet çeki bulunmaktadır.Davacı ile dava dışı ….Ltd. Şti. arasında direkt olarak bir alım/satım ilişkisi bulunmadığı, davacının takip ve davaya konu (3) adet hamiline yazılı dava dışı şirket çekini diğer takip borçlusu-davadışı (1). ciranta ….’dan ciro yoluyla temlik almıştır.
Çeklerin, kambiyo senetlerine özgü takip yoluyla ve/veya ilamsız takip yolula kanuni takibe tabi tutulmuş olması, özün önceliği ilkesi yönünden davacının dava dışı şirketteki alacaklılık hakkını değiştirmez.
Dava dışı şirketin vergi dosyasında mevcut 01/01/2008-31/12/2008 dönemine ait bilançosunda, 31/09/2008 keşide tarihli,¨22.750,00 , 30/11/2008 keşide tarihli ¨33.750,00 ve 31/12/2008 keşide tarihli ¨33.750,00 bedelli dava konusu (3) adet çekten mütevellit toplam ¨90.250,00 tutarındaki borcu yer almamaktadır.
Dava konusu (3) adet şirket çekini keşide eden (davadışı şirketi temsilen imza eden) (1). davalı şirket ortağı ve müdürü …’in, davadışı şirkete koymayı taahhüt ettiği 10.000,00 tutarındaki sermaye payını dava dışı şirkete dava konusu (3) adet çekin keşide tarihleri itibariyle ödememiş bulunduğu,dava dışı şirketin, 31/12/2007 tarihi itibariyle borca batık durumda olduğu halde dava dışı şirket müdürü (1). davalının TTK.m.626/1 de belirli özen borcunu yerine getirmek suretiyle 31.12.2007 tarihi itibariyle ETTK.m.547 yollamasıyla ETTK.m.324 uyarınca iflas bildiriminde bulunmak yerine, 01/01/2008-30/09/2008 döneminde hiçbir alım-satımı eş deyişle ticari faaliyeti bulunmayan dava dışı şirketi temsilen dava konusu (3) adet çek keşide ettiği,davalı şirket müdürü Ercan’ın eylemlerinin, ortağı ve müdürü oldukları şirketin, davacıya olan borcunun ödenmemesi için şirketin acz içinde bırakmak niteliğinde olduğu,müdürlerin sorumluluğunda ETK. 556 maddesi yollamasıyla uygulanacak ETK. 338 maddesi gereğince kusur karinesi kabul edilmiş olup buna göre sorumluluktan kurtulmak isteyen müdür kusursuzluğunu ispatlayamadığı da gözönüne alındığında davacının davalı … aleyhine açtığı davanın ıslah edilmiş haliyle kabulü ile ¨ 90.250,00’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Dava dosyasında bulunan ticaret sicili kayıtları incelendiğinde, davalıların dava dışı…. Ltd. Şti’nin ortakları oldukları görülmektedir. Davalılardan sadece …’in şirket müdürü olup, diğer divalı …’ın şirkette herhangi bir müdür sıfatı ya da imza yetkisi bulunmamaktadır. Bu durumda, dava dışı şirkette hiçbir yönetici sıfatı bulunmayan davalılardan …’ın ETTK.m.503/2 uyarınca şirket borcundan sorumluluğu bulunmadığından, … hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacının davalı … aleyhine açtığı davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının davalı … aleyhine açtığı davanın ıslah edilmiş haliyle KABULÜNE, ¨ 90.250,00’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gerekli ¨6.164,98 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨170,78 harç ile ¨1.417,00 ıslah harcının mahsubu ile bakiye ¨4.577,20 harcın davalı …’den alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından ödenen ¨27,70 Başvurma Harcı ile ¨170,78 Peşin Harç ve ¨1.417,00 ıslah harcının davalı …’den alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 24 adet tebligat + posta ücreti ¨281,50 ,bir bilirkişi inceleme ücreti ¨1,400,00 olmak üzere toplam ¨ 1.681,50 yargılama giderinin davalı …’den alınarak davacıya VERİLMESİNE, davalı … hakkında yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨9.970,00 ücreti vekaletin …’den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨205,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalı … vekili ile diğer davalı …’ın yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.05/04/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KÂTİP ….