Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/804 E. 2019/49 K. 18.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/804 Esas
KARAR NO : 2019/49

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/09/2015
KARAR TARİHİ : 18/01/2019
K. YAZIM TARİHİ : 31/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; davalının müvekkili şirket ve diğer iki borçludan 16.629,33 TL alacaklı olduğu iddiası ile Bakırköy … İcra Müdür- lüğü’nün…. Esas sayılı dosyası ile icra takibine başladığını, ödeme emrinin müvekkil şirket çalışanı olmayan başka kişiye tebliğ edildiğini, bu yüzden süresinde takibe itiraz edilemediğini, bu süreçte adi ortağı olduğu diğer firmalar vesilesiyle aleyhine başlatılan icra takibinden haberdar olan müvekkili şirketin usulsüz tebligatın düzeltilmesi talebiyle Bakırköy … İcra Hukuk Mahkemesi’nde…. Esas numarası ile dava açtığını, mahkemece tedbir kararı verilmesine rağmen yazım aşa- masında icra dosyasında …. Bankası’ndan yatan parayı çekerek alacağını tahsil ettiğini, mahke- menin şikayetlerini kabul ederek tebliğ tarihinin 06/08/2014 tarihi olarak sayılmasına karar verdiğini, alacaklı vekiline usulsüz çekilen paranın iadesi talep edilerek muhtıra çekildiğini, ancak karşı tarafça muhtıranın iptaline ilişkin dava açıldığını ve yerel mahkemenin muhtıranın iptaline karar verdiğini, Bakırköy … İcra Hukuk Mahkemesi’nce tebligat tarihinin değiştirildiğini, müvekkili şirketin ödeme emrine itirazının süresinde yapıldığını, bu sebeple davacı-alacaklı vekili tarafından dosyadan tahsil edilen tutarın müvekkil şirkete iade edilmesi gerektiğini beyanla davanın kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı 18.670.00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren kanuni faizi ile istirdatına, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar veril- mesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; bu dava hakkında derdestlik itirazlarının bulunduğunu, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….Esas sayısı ile görülen ve halen derdest olan davanın tarafları ve konusu işbu davanın tarafları ve konusu ile aynı olduğunu, davanın karara çıkıp kesinleşmediğini, beyanla davanın reddini savunmuş, yargılama masrafı ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK 72 maddesine dayalı olup davacı gerçekte borçlu olmadığı halde icra baskısı altında ödeme yaptığından bahisle ödediği paranın istirdatını talep etmektedir.
Her ne kadar davalı vekili davacı tarafça aynı taleplerle müvekkili aleyhine Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde ….Esas sayılı dosya ile dava açıldığını, mahkememizdeki iş bu dava ile taraflarının,konusunun aynı olduğundan bahisle derdestlik itirazında bulunmuş ise de, yapılan incelemede söz konusu dosyanın 24/04/2015 tarihinde “davacı vekiline verilen kesin süreye rağmen davacının adresini bildirmemesi nedeniyle ” HMK 119/1-b,2 md gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, iş bu dava yönünden derdest dava engeli oluşturmadığından bu itiraza itibar edilmemiştir.
Dosyaya ibraz olunan 29/06/2010 tarihli Bakırköy …Noterliği’nin …. yevmiye nolu Adi Ortaklık Sözleşmesi’nin tetkikinde ; dava dışı …. A.Ş ve … A.Ş . ile davacı … Ara- sında BK anlamında adi ortaklık sözleşmesinin bulunduğu,
Celp olunan Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının tetkikinde ; davalı … tarafından … A.Ş ,… A.Ş . ve da- vacı …aleyhine adi ortaklığa verilen hizmet bedelinden kaynaklanan 16.629,33 TL asıl alacağın tahsili amacıyla 17/07/2014 tarihinde ilamsız takibe girişildiği, borçlular vekilinin 06/08/2014 tarihinde ibraz ettiği dilekçe ile “adi ortaklığı oluşturan müvekkili şirketlerin takip alacaklısına borçlarının bulunmadığı”ndan bahisle borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, İcra Müdürlüğü’nce yapılan değerlendirme sonucu “yasal süre içinde ileri sürülmeyen itirazın reddine” takibin devamına karar verildiği, borçluların malvarlığı üzerinde haciz işlemlerine başlandığı, takip borçlularından (davacı) … A.Ş ‘nin 17/09/2018 tarihinde kapak hesabı üzerinden dosyaya toplam 20.433,09 TL ödeme yaptığı, tahsil harçlarının mahsubundan sonra takip alacaklısına 18.670,40 TL ödendiği ve dosyadaki hacizlerin fekkedildiği, …. A.Ş ‘nin usulsüz tebligat ile ilgili 13/08/2014 tarihli şikayeti üzerine Bakırköy ….İcra Hukuk Mahkemesi’nce tesis olunan …Esas,…. karar nolu 11/11/2014 tarihli ilam ile “her ne kadar icra müdürlüğü’nce ‘ödeme emrinin borçlu şirkete 21/07/2014 tarihinde tebliğ edildiğinden ve takibin kesinleştiğinden bahisle borçlular vekilinin 06/08/2014 tarihli itirazlarının reddine ve takibin devamına’ karar verilmiş ve haciz işlemine girişilmiş ise de, yapılan incelemede 21/07/2014 tarihinde borçlu şirket çalışanı olarak tebligat yapılan …. isimli kişinin davacı şirket çalışanı olmadığı, tebligatın usulsüz olduğu,davacı borçlunun itirazın ileri sürüldüğü 06/08/2014 tarihinden önce takipten haberdar olduğuna dair delil bulunmadığı” gerekçesiyle ödeme emrinin 06/08/2014 tarihinde tebliğ edilmiş sayılmasına, hacizler fek edilmiş olmakla bu hususta konusuz kalan talep hakkında hüküm tesisine yer olmadığına” karar verildiği, borçlu …… A.Ş. vekilinin 26/11/ 2014 tarihinde icra müdürlüğü’ne müracaat ile ‘icra mahkemesince tebligat tarihinin(itirazın ileri sürüldüğü) 06/08/2014 günü olarak düzeltildiği , takibin kesinleşmediğinden bahisle müvekkili tara- fından icra dosyasına ödenen ve takip alacaklısı tarafından dosyadan tahsil edilen 18.670,40 TL’nin iadesi için muhtıra yazılmasını talep ettiği, icra müdürlüğü’nce yapılan inceleme sonucu “borçlu …. A.Ş vekilinin itirazı yasal süre içinde ileri sürüldüğünden takibin durdurulmasına,İİK 361 md gereği borçludan tahsil edilerek 17/09/2014 tarihinde alacaklı vekiline ödenen 18.670,40 TL’nin iadesi için muhtıra yazılmasına,söz konusu paranın dava sonuçlanıncaya kadar alacaklıya ödenmemesine” karar verildiği ve takip alacaklısına tebliğ edilen 27/11/2014 tarihli muhtıra ile bu paranın dosyaya iadesi,aksi halde cebri icra yoluyla tahsil edileceği hususunda ihtarat yapıldığı, takip alacaklısı tarafından yapılan şikayet üzerine Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesi’nin… Esas, …Karar nolu 05/12/2014 tarihli ilam ile “şikayete konu paranın kesinleşen takip üzerine dosyaya intikal eden ve alacaklıya ödenen para olduğu, İcra Müdürlüğü’nce yapılmış fazla bir ödemeden söz edilemeyeceği, İİK 361 md hükmünün burada uygulanamayacağı, borçlunun icra tehdidi altında ödediği paranın istirdatını talep edebileceği, icra mahkemesince paranın iadesi yönünde bir karar verilmediği ” gerekçesiyle şikayetin kabulüne, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı dosyasındaki 27/11/2014 tarihli muhtıranın iptaline karar verildiği anla- şılmıştır.
Mahkememizdeki iş bu davaya dayanak takip dosyasında ,takip alacaklısı /davalı , davacının da aralarında bulunduğu adi ortaklığa verdiği hizmet bedelinden kaynaklanan alacağını adi ortaklığı oluşturan şirketlerden talep etmektedir.
Davacının tarafı olduğu 29/06/2010 tarihli adi ortaklık sözleşmesinin 11 maddesinde “bu söz- leşmede düzenlenen hususlar ile ilgili olarak Borçlar Kanunu’nun adi ortaklığa ilişkin hükümlerinin , orada hüküm olmadığı takdirde TTK’nun limited şirketlere ilişkin hükümlerinin kıyasen uygulanacağı” belirtilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığa uygulanacak BK 638 /3 maddesinde ” ortaklar ,birlikte veya bir temsilci aracılığı ile bir üçüncü kişiye karşı,ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan, aksi kararlaştırımamış ise müteselsilen sorumlu olurlur. ” hükmüne yer verildiği, davaya dayanak adi ortaklık sözleşmesinin tetkikinde ortaklık ilişkisinden kaynaklanan borçlar ile ilgili olarak aksi yönde düzenleme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Davacı şirketin adi ortaklığı oluşturan dava dışı diğer şirketler ile birlikte adi ortaklığın borç- larından müteselsilen ve müştereken sorumlu olduğu kabulünden hareketle , takip tarihi itibariyle adi ortaklığın davalı/takip alacaklısına borçlu olup olmadığı, ödenmesi gereken borç miktarının ne olduğu, adi ortak olması nedeniyle müteselsil ve müşterek sorumlu durumundaki davacı şirketin fazladan yapılmış iadesi gereken ödemesinin bulunup bulunmadığı hususu ile iade edilecek tutarın belirlenmesi gerekmektedir.
Mahkemizce yapılan 20/10/2017 tarihli tahkikat duruşmasında , davacının dava ve ıslah dilekçesinde talepleri, davalının savunması ile tüm dosya kapsamına göre uyuşmazlığın halli ile tarafların ve dava dışı adi ortaklığın ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.

SMMM ….tarafından tarafların ticari defterleri ve tüm dosya kapsamında yapılan inceleme sonucu düzenlenen kök ve ek raporlardan ;
Davacının % 1 oranında ortağı bulunduğu adi ortaklık ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğu, davalı şirketin bu akdi ilişki kapsamında adi ortaklığa sunduğu hizmet bedeliyle ilgili olarak adi ortaklığı oluşturan şirketlerden alacak talebinde bulunduğu ,ancak davalı şirket ile adi ortaklığın cari hesaplarının birbirini teyid etmediği, davacı şirketin adi ortaklardan 16.629,33 TL tutarında alacak talep etmesine rağmen dava dışı adi ortaklığın 01/06/2014 tarih …. seri nolu 11.412,38 TL tutarında hak ediş işçilik kesintisi açıklamalı iade faturası düzenlediği, davalının da noter vasıtasıyla bu faturayı adi ortaklığa iade ettiği, ancak fatura tarihinin 01/06/2014, ihtarname tarihinin ise 08/07/2014 olduğu, TTK anlamında 8 günlük itiraz süresinin geçirilmesi nedeniyle fatura içeriğini kabul edilmiş sayılması gerekeceği tespit edilmiştir.

Adi ortaklığı oluşturan şirketlerden biri olan davacı şirketin 16/09/2014 tarihinde dosya kapak hesabına göre …. Bankası …. Şubesi’nden icra dosyasına aktardığı 20.433.00 TL tuta- rındaki paranın tamamının iadesini talep ettiği, bilirkişi tarafından yapılan incelemeye göre, takip tarihi itibariyle adi ortaklığın davalı şirkete ödenmesi gereken borcunun 5.216,95 TL, yapılan fazla ödemenin (20.433,00 TL -5.216,95 TL =) 15.216,05 TL olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne,İİK 72/7 md gereğince davacının ortağı olduğu adi ortaklığın borcu nedeniyle esasen borçlu olmadığı halde müteselsil sorumluluk kapsamında ve icra baskı altında ödemek zorunda kaldığı 15.216.05 TL’nin istirdatına , fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
İİK 72/7 md gereğince , davacı şirketin Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı dosyasına yatırdığı 20.433,00 TL tutarındaki paranın 15.216,05 TL’lik kısmının ödeme tarihi olan 16/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,

2- Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 1.039,40 TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 318,84 TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 83,10 TL harcın mahsubu sonucu bakiye 637,46 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,

3-a.) Davacı tarafından sarf olunan (1.300,00 TL bilirkişi ücreti + 237,80 TL posta/tebligat/ müzekkereden ibaret ) 1.537,80 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 1.153,35 TL’si ile ( 27,70 TL başvuru harcı + 318,84 TL peşin nispi harç + 4,10 TL vekalet harcından ibaret ) toplam 350,64 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
b.) Davalı tarafça sarf olunan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
c.) Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,

4-a.)Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı- dan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine,
b.)Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre yü- rürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı- dan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine dair,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre, Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri gereğince, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/01/2019

Katip …

Hakim …