Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/693 E. 2018/1103 K. 01.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

BAKIRKÖY (3) NO’LU ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2015/693
KARAR NO : 2018/1103

DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 23/07/2015
KARAR TARİHİ : 01/11/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği 23/07/2015 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Davacıların 1994 yılından beri değişik tarihlerde kooperatif üyesi olduklarını, davalı kooperatifin usulüne uygun olmayan şekilde genel kurullar yaptığı ve bunu alışkanlık haline getirdiğini, iptale konu 24/06/2015 tarihli genel kurul toplantı tutanakları, alınan kararlar ve tebligatlar incelendiğinde de görüleceği üzere toplantı öncesi ve sonrasında usulsüz işlemler yapıldığını, genel kurul üyelerinin usulüne uygun şekilde tebligatlarla toplantıya çağrılmadığını bu nedenle bir çok üyenin toplantıdan haberdar olmadığını, davalı kooperatifin tebliğ mazbataları istendiğinde kendileri ve kendileri tarafından devir ettikleri üyeler dışındaki üyelere toplantı çağrı tebligatların yapılmadığını, genel kurul toplantısını kendi çaba ve gayreti ile öğrenen bir kısım üyelerin diğer üyelere de genel kurul yapılacağı bilgisini verdiklerini, toplantı bilgisi ulaşan bir kısım üyelerin genel kurul toplantısında hazır bulunarak gündem, gündemde görüşülen maddeler ile ilgili itirazlarını hükümet komiserine sunduklarını, davalı kooperatif yönetim kurulu üyeleri ve yakınları ile oluşturulan genel kurullar ile kendi kendilerini ibra ettiklerini, nitekim Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas …. Karar sayılı dosyasında da bu hususlar belirtilerek alınan genel kurul kararlarının iptal edildiğini, kargaşa ortamında yapılan 24/06/2015 tarihli genel kurulda üye olmayan kişilerin toplantıda bulunduğunun tespit edildiğini, toplantıda bulunan bir çok kişinin çift elini kaldırmak suretiyle oy kullandığının görüldüğünü buna yapılan itirazlarda ise bu kişilerin vekaletleri olduğunun belirtildiğini, bahsi geçen vekaletlerin görülmek istenmesinde en fazla 8-10 tane vekaletin gösterilebildiğini, kooperatif kayıtları, vekaletler ve oy sayıları birlikte değerlendirildiğinde genel kurul toplantısında alınan kararların butlan hükmünde olduğunu, zira toplantı yeter sayısının bile bulunmadığının anlaşılacağını, hazirun cetvelinin gerçeği yansıtmadığını, toplantı sırasında kabul ve red oyları sayılırken üyelerden bir çoğu hangi maddeye oy kullandığını anlamadığını, madde ve kapsama itiraz edilirken kargaşadan faydalanan yönetim kurulunun kabul ve red oylarını kendilerince sayılıp tutanağa geçirtildiğini, bir çok maddenin bu tartışma esnasında red oyları sayısının tutanağa geçirilmediğini, genel kurulda asıl olanın gündeme uymak olmasına rağmen gündem değişikliğinin yapılmasının ve karara bağlanmasının kanuna aykırı bulunduğunu, görev sürelerinin bittiğinden habersiz olan yönetim kurulu üyelerinin genel kurul esnasında bu durumdan haberdar olarak paniklemeleri neticesinde hemen gündem değişikliğine giderek apar topar gündeme madde koydurduklarını, böylelikle yönetim kurulu seçimini gündeme aykırı olarak yaptıklarını, gündeme bağlılık ilkesine aykırı olarak yapılan gündem değişikliğinin kanuna aykırı olduğunu, 24.06.2015 tarihli genel kurula katılabilen davacıların bir kısmının da içinde bulunduğu 20 ye aşkın üyenin gündemin 3. Maddesinde yer alan bilanço ve gelir gider tablosu, 4. Maddede yer alan yönetim kurulu faaliyet raporu ve 5. Maddede yer alan denetim kurulu faaliyet raporuna itiraz ettiklerini ve bu hususta muhalefet şerhlerini koydurduklarını, bilançoda yer alan kalemlerin gerçeği yansıtmadığını, vergi dairesi, SGK kayıtları ile kurula sunulan kayıtların birbirini tutmadığı belgelerle ispatlanmak suretiyle bu belgeleri Hükümet komiserine sunduklarını, gerçeğe aykırı beyanlar ile oluşturulan bilanço gelir gider tablosu, genel kurul esnasında denetleme kuruluna verilen yönetim kurulu faaliyet ve denetim kurulu faaliyet raporlarının usulsüz ve kanuna aykırı olduğunu, kooperatif kayıtlarının incelenmesinden de görüleceği üzere eksik ve yanlış bilgilerle oluşturulan defter ve kayıtların suç unsuru olduğu gibi butlanla batıl bulunduğunu, uzunca yıllar yönetim kurulu üyeliği yapan kişilerin hali hazırda Ağır Ceza Mahkemelerinde yargılandığını, Bakanlık raporu ile de sabit olan üyeliklerin bir kısmı devir edilmesine rağmen çoğunun halen ellerinde bulundurduklarının göz önüne alınması gerektiğini, usulsüz işlemlerin halen devam ettirildiğini, genel kurul kararlarının yürürlüğünün durdurulması için ihtiyati tedbir kararının verilmesini, kooperatifin asıl amacının ortakları konut sahibi yapmak iken üyelerden toplanan bedeller ile bir takım inşaatlar yapılmış ise de yapılan inşaatların çürük dökük kullanılmaz vaziyette ve harabe halinde olduğunu, bu nedenlerle davalı kooperatifin 24/06/2015 tarihli genel kurul kararlarının yasaya, ana sözleşmeye, fiili duruma iyi niyet kurallarına aykırı olması nedeniyle butlanına, butlan talebinin uygun bulunmaması halinde iptaline, yönetim kurulunun görevden el çektirmek suretiyle yeni yönetim oluşturmak amacıyla olağan üstü genel kurul toplantısı yapmak için kooperatifin tamamına kayyım tayinine karar verilmesini ,yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA:
Davalı kooperatif vekili tarafından 06/11/2009 havale tarihli dosyaya sunulan cevap dilekçesinde özetle; Kooperatif yönetimi hakkında hiçbir kanıtlayıcı belgeye dayanmadan iddia sahipleri bulunan davacıların kooperatife olan borçları sebebiyle bir kısmının ortaklıktan ihraç edildiklerini ve bir kısmının da ihraç üzere olduklarını hatta davacı içinde yer alan …’ün kooperatif üyesi olmadığını, 24/06/2015 tarihli genel kurulun başından sonuna kadar yasalara uygun şekilde denetlenerek yapıldığını, genel kuruldaki itirazlarında bakanlık yetkililerinin talimat ve kararlarına göre kabul ve red edildiğini, kooperatif inşaatlarının bulunduğu Kayaşehir bölgesinde imar planlarının devlet tarafından iptal edilmesi ve imar izni verilmemesi nedeniyle kooperatifin amacına ulaşamadığını ancak 22 yıldan beri genel kurullarını yaptıklarını, genel kurullarda bakanlığa Cumhuriyet Savcılıklarına ve mahkemelere şikayet başvuruları yapılmış ise de devam etmekte olan Bakırköy … Ağır Ceza …. Esas sayılı dava hariç, iddiaların ispatlanamaması nedeniyle şikayet başvurularının red edildiği takipsizlik kararlarının verildiğini, kooperatifin 3 yıldır zaruri giderlerini dahi yönetim kurulu üyelerince karşıladığını, yöneticilerin bu görevlerini bırakmak istemelerine rağmen kooperatifin içinde bulunduğu güç durum sebebiyle yönetim kurulu görevine adayların çıkmadığını, geçmiş yıllarda yapılan asılsız suçlamalar nedeniyle kooperatif kayıtlarının incelemeye alındığını, kooperatifin de kendi bünyesinde hesap tetkik komisyonu kurduğunu yapılan incelemelerde ise bu komisyonun kanun ve ana sözleşmeye aykırılı bir işlem bulamadığını, bu nedenlerle davacıların iddialarının asılsız olması nedeniyle yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddini, mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava,davalı kooperatifin 24/06/2015 tarihinde yapılan genel kurulunda alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 99 ncu maddesi hükmü”Bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır.
Bu davalarda basit muhakeme usulü uygulanır.” şeklindedir.
6100 Sayılı HMK’nın 320/4.maddesi hükmü “Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” şeklindedir.
Somut uyuşmazlıkta dava konusunun kooperatif genel kurulunda alınan kararların iptali istemine ilişkin olması nedeniyle dava basit yargılama usulüne tabi olup dava takip edilmemesi nedeniyle 24/05/2018 tarihinde başvuruya bırakılmış,daha sonra verilen yenileme dilekçesi ile davanın kaldığı yerden devamına karar verilerek yeni duruşma gün ve saati davacılar vekiline tebliğ edildiği,Mahkememizce tayin edilen günde davacılar vekilinin yeniden mazeret dilekçesi gönderdiği,ancak mazeretinin reddine karar verildiği,buna göre dosyanın yenilenmesinden sonra takipsiz bırakıldığı anlaşıldığından davanın HMK’nın 320/4. Maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın basit yargılama usulüne tabi davalardan olduğu , 24/05/2018 tarihli celsede birinci kez HMK’nun 150/1 maddesi uyarınca işlemden kaldırıldığı bu işlemden kaldırma kararından sonra ve dosyanın yenilenmesinden sonra dosyanın takipsiz bırakıldığı , davacılar vekili tarafından ileri sürülen mazeretin reddine karar verildiği anlaşıldığından davanın HMK’nun 320/4. maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereken ¨35,90 karar ve ilam harcının peşin yatırılan ¨27,70 harcın mahsubu ile bakiye ¨8,20 harcın davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨2.180,00 ücreti vekaletin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı tarafından yapılan 5 tebligat+posta ücreti ¨50,00 yargılama giderinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafından peşin olarak yatırılan ¨475,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacılar vekili ile davalı vekilinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.01/11/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KÂTİP …