Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/649 E. 2019/189 K. 15.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/649 Esas
KARAR NO : 2019/189

DAVA : Sözleşmenin Feshi Nedeniyle Tazminat
DAVA TARİHİ : 07/07/2015
KARAR TARİHİ : 15/02/2019
K.YAZIM TARİHİ : 07/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin Feshi Nedeniyle Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ve duruşmadaki beyanlarında özetle; “Müvekkili ile davalı arasında imzalanan 01.01.2014 tarihli Güvenlik Hizmet Sözleşmesi ile davalı şirketçe ihtiyaç duyulan güvenlik ve koruma hizmetlerinin 01.01.2014-31.12.2015 tarihleri arasında müvekkili firma tarafından yerine getirilmesinin kararlaştırıldığını, Sözleşme kapsamında davalıya ait 8 şubede toplam 52 personel ile güvenlik hizmeti verilmekte iken, sırasıyla Beyoğlu …..Noterliği’nin 04.12.2014 tarih …. Yevmiye sayılı ihtarnamesi ile …. ….. İstanbul …. Şubesi’nin, Beyoğlu …… Noterliği’nin 18.12.2014 tarih ….. Yevmiye sayılı ihtarnamesi … İstanbul …. Şubesi’nin sözleşmelerinin feshedildiğini ve en son Bakırköy …..Noterliği’nin 16.01.2015 tarih ve ……. yevmiye sayılı ihtarnamesiyle de sözleşmenin tamamen ortadan kaldırıldığını…… Şub. yönünden, Beyoğlu …….Noterliği’nin 04.12.2014 tarih…… yevmiye sayılı ihtarna- mesiyle gönderilen fesih bildiriminde imzası bulunan avukata, davalı tarafından verilen vekaletna- mede fesih yetkisi bulunmadığını, 6098 sayılı BK 46 ve 47 mad. uyarınca feshe ilişkin hukuki işlemi onayıp onamadıklarına ilişkin görüşlerinin bildirmesi için davalıya Bakırköy ….. Noterliğinin 08.12. 2014 tarih …. yevmiye sayılı ihtarname ile ihtarda bulunulduğunu, cevap mahiyetinde daha önce gönderdikleri ihbarnamenin üzerindeki boş kısma ‘İhtar içeriği şirketimizce kabul edilmektedir’ ibaresi yazıldığını ve altına şirket kaşesi vurulduğunu, müşterek imza ile temsile yetkili kılınan iki kişiden biri olan ….’in imzasının taklit yolu ile atıldığını, hem İmzanın asıl sahibine ait olmaması, hem de adı geçen şahsın şirketi temsile tek başına yetkili olmaması nedeniyle yukanda belirtilen fesih bildiriminin yok hükmünde olduğunu, davalının sözleşmenin feshine sebep göster- meden, fesihlerde ilgili sözleşmenin 10. Mad. “b” bendinde kendisine tanınan fesih yetkisine da- yandığını, bu maddede davalı tarafa tanınan fesih yetkisinin keyfilik imkanı veren sınırsız ve dürüstlük kuralına aykın olarak kullanılabilecek bir yetki olmadığını,sözleşme kurulurken sürenin 2 yıl olması nedeniyle düşük bir kar marjı ile teklif verildiğini, sözleşmede kararlaştırılan 2 yıllık süreye göre personel istihdamı için sözleşmeler imzalandığını, yüklü yatırımlar yapılarak müvekkilinin borç yükü altına sokulduğunu, ayrıca sözleşmenin 2 yıl olmasına güvenilerek daha kısa süreli ancak kar marjı yüksek ihalelerin kaçırıldığını , sözleşmenin zamanından önce haksız feshi nedeniyle ;
a)Kıyafet, telsiz, telsiz kulaklığı, el dedektörü ve sair teçhizat gideri 84.145,65 TL
b)Özel güvenlik mali mesuliyet sigortası için yapılan harcama 570,60 TL
c)Davalıya verilen hizmetin daha sağlıklı yürütülmesi için istihdam edilen operasyon müdürü …… ve muhasebe müdürü ….. için ödenen maaş, tazminat ve sigorta primleri; 63.800,00 TL tazminat, 12.238,05 TL maaş, 5.720,23 TL sigorta primi,
d)Sözleşme için ödenen damga vergileri 5.517,82 TL ‘nin tazmini için Bakırköy …. Noterliğinin 26.01.2015 tarih ve ….. Yevmiye sayılı ihtarnamesiyle davalı tarafa ihtarda bulunulduğunu, ancak müspet bir cevap alınamadığından, işbu davanın açılması zarureti hasıl olduğunu beyanla, müvek- kilinin uğradığı menfî zararlar nedeniyle 171.992,35 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 26.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile duruşmadaki beyanlarında özetle;“Davacı tarafından, ken- disine…. Şubesi için gönderilen 04.12.2014 tarih ….. yevmiye sayılı fesih bildiriminin teyidi için, müvekkiline Bakırköy …..Noterliği kanalıyla ihtarda bulunduklarının belirtildiğini, bunun üzerine müvekkilinden gelen cevabi kabul yazısında ki ……’in imzasının taklit olduğu ve ….’in müvekkili şirketi temsile tek başına yetkili olmadığının ileri sürüldüğünü, cevabi yazının ve fesih bildiriminin yok hükmünde olduğunun savunulduğunu,ihtarnamenin, müvekkilinden gelen talep doğrultusunda hazırlandığını ve taraflarına verilen yetkiye istinaden davacıya keşide edil- diğini, müvekkilinin verdiği vekaletnamede “İhtarname, ihbar çekme ve ihtarnamelere ve ihbarna- melere cevap verme” yetkisinin verildiğini, bu hususa rağmen davacı tarafından gönderilen doğrulama yazısına “ihtarname tarafımızdan kabul edilmektedir” şeklinde imza ve kaşeli cevap verildiğini, davacının ‘müvekkili ile arasındaki hizmet sözleşmesinin hiçbir sebep gösterilmeden feshedildiğini öne sürdüğünü ve dürüstlük kuralına aykın olduğunu’ belirttiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 10 mad. b bendinde “müşteri, herhangi bir zamanda ve herhangi bir gerekçe bildirmeksizin, işbu sözleşmeyi hiçbir sebep göstermeden yükleniciye en az 15 gün önceden yazılı ihbarda bulunmak suretiyle tek taraflı olarak feshedebilir. Bu durumda yüklenici herhangi bir ad altında zarar, ziyan ve sair hak talebinde bulunmamayı şimdiden kabul etmiştir” şeklinde düzenlenme bulunduğunu, müvekkilinin tüm bu fesihleri işbu maddeye dayanarak usule ve hukuka uygun olarak yaptığını, davacıya süresi içinde fesih bildirimleri gönderildiğini ve 15 günlük sürenin dolmasından itibaren fesihlerin gerçek- leştirildiğini, davacı tarafından imza ile kabul edilmiş madde mevcut iken davacının ‘sözleşmelerin nedensiz ve dürüstlük kuralına aykırı olarak feshedildiği’ iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, dava dilekçesinde fesih işleminin yok hükmünde olduğu iddia edilirken, hem de dilekçenin sonuç kısmında fesih nedeniyle uğranılan zarann talep edildiğini, davacının beyanlarının çelişkili olduğunu, davacının sözleşmenin feshi nedeniyle zararları ve tüm kayıplarım talep ettiğini,davacının sözleş- menin 10/b md. yüklenicinin fesih nedeniyle herhangi bir ad altında zarar ziyan ve sair hak talebinde bulunamayacağının davacı tarafından kabul edildiğini, iş bu maddeye rağmen davacının zarar tazmini istemesinin kötü niyetli olduğunu, davacının “müvekkili ile olan sözleşme nedeniyle daha karlı işleri almadığını ve kayba uğradığını” iddia ettiğini, bunun müvekkilinden değil basiretli tacir gibi davran- mayan davacıdan kaynaklandığını beyanla davanın reddini savunmuş, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacıya yüklenmesini talep etmiştir.
Dava, sözleşmenin erken feshinden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan ve taraflar arasında akdedilen 01.01.2014 tarihli “Gü- venlik Hizmeti Sözleşmesi” nin SÜRE ile ilgili 10 maddesinde;”a)İşbu sözleşme 01.01.2014 tarihinde 31.12.2015 tarihine kadar geçerli olmak üzere ilgili süre için tarafların tam anlamıyla mutabakata varmalarım müteakip imzalanmıştır,
b)Müşteri, herhangi bir zamanda ve herhangi bir gerekçe bildirmeksizin, işbu sözleşmeyi hiç
bir sebep göstermeden Yükleniciye en az 15 gün önceden yazılı ihbarda bulunmak suretiyle tek taraflı olarak feshedebilir. Bu durumda yüklenici herhangi bir ad altında zarar, ziyan ve sair hak talebinde bulunmamayı şimdiden kabul etmiştir.” hükümlerine yer verildiği, sözleşme ekinde, davacının, davalıya ait toplam 7 Şubede 46 Personel ile hizmet vereceği hususunun kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafından davacıya gönderilen; Beyoğlu ……Noterliği’nin 04.12.2014 tarih …. Yevm. Nolu ihtarnamesi ile ‘……Şubesinin Güvenlik Hizmeti ile ilgili sözleşmenin 19.12.2014 tarihi itibariyle geçerli olacak şekilde feshedildiği’nin, Beyoğlu…..noterli- ği’nin 18.12.2014 tarih …… Yevm. Nolu ihtarnamesi ile ‘……Şubesinin Güvenlik Hizmeti sözleşmesinin feshedildiği, halihazırda başkaca şubeler için temin edil- mekte olan güvenlik hizmetinin, taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmenin tüm hak ve yüküm- lülükleri ile devam edeceği’nin, Bakırköy ……Noterliği’nin 16.01.2015 tarih …. Yevm. Nolu ihtarnamesi ile de ” taraflar arasında imzalanan “Güvenlik Hizmet Sözleşmesi”nin SÜRE maddesinin 10/b bendi uyarınca feshedildiği”nin bildirildiği ,
Davacı tarafından davalıya gönderilen Bakırköy …..Noterliği 03.12.2014 tarih …. Yevm nolu ihtarname ile; “…04.12.2014 tarih 12191 yevmiye sayılı fesih bildiriminde bulunan vekillerin vekaletname içeriğinde sözleşme yapma ve sözleşme feshetme yetkilerinin bulunmadığı, dolayısıyla ortada bir yetkisiz temsil vakıasının bulunduğunun anlaşıldığı, feshe ilişkin hukuki işlemin onaylayıp onaylamadığı hususunun 3 gün içinde bildirilmesi”nin ihtar olunduğu,
Davacının davalıya gönderdiği Bakırköy …..NoterIiği’nin 26.01.2015 tarih ….. Yevm nolu ihtarname ile; “yapılan fesih nedenleri ve yapılış şekilleri itibariyle, sözleşme ile (davalıya) bırakılan hakkın kötüye kullanıldığı, daha öncesinde mail yolu ile bildirildiği zarara neden olunduğu, basiretli bir tacir gibi, dürüstçe davranılmadığı ve güvenin sarsıldığı, Güvenlik Hizmet Sözleşmesinin 1. EK Protokolü 2 mad. gereğince çalışan personelin ihbar ve kıdem tazminatlarının yüklenici tarafından ödenmesi ve müşteriye fatura edilmesinin kararlaştırıldığını beyanla şimdilik 226.676,32 TL’lik zararın karşılanması”nın talep edildiği görülmüştür.
Davacının iddiası, davalının savunması ve dosya kapsamına göre ; taraflar arasında 01.01. 2014-31.12.2015 tarihleri arasını kapsayan “Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi” akdedildiği, sözleşme ile davacının, davalının toplam 7 Şubesinde 46 Personel ile güvenlik hizmeti vereceğinin hüküm altına alındığı, davalının sözleşmenin 10.maddesine dayanarak (sözleşme bitim tarihinden önce) 19/12/2014 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde …. Şubesi’ne , 18.12.2014 tarihinden itibaren …. Şubesi’ne ilişkin sözleşmeyi, 16.01.2015 tarihinde ise kalan şubeleri açısından da sözleşmenin tümünü feshettiği tartışmasızdır.
Davacı tarafından, sözleşme süresi sona ermeden ve davalının hiçbir sebep göstermeksizin sözleşmeyi haksız olarak feshettiğinden bahisle kılık, kıyafet, telsiz, kulaklık vs. için 84.145,65 TL, Özel Güvenlik Mali Mesuliyet Sigortası için 570,60 TL, Personel Tazminatı için 63.800,00 TL, Maaş için 12.238,05 TL, Sigorta Primi için 5.720,23 TL, Sözleşme Damga Vergisi için 5.517,82 TL olmak üzere toplam 171.992,35 TL tazminatın tahsilini talep etmektedir.
Davacı, davalıya verdiği Özel Güvenlik Hizmetleri için yaptırmış olduğu Mali Mesuliyet Sigorta bedeli olarak 570,60 TL talep etmiş ve dayanak poliçeleri sunmuş ise de ; davacının söz- leşmenin feshi ile birlikte sigorta poliçelerini iptal edebileceği, fesihten önceki dönemler açısından ise, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam ettiği hususu gözetilerek özel mali Mesuliyet Sigorta bedel- lerini talep edemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Davacının davalıya verdiği hizmetler için özel olarak personel istihdam ettiğini iddia ile personeline ait 63.800,00 TL tazminat, 12.238,05 TL Maaş, 5.720,23 TL SGK prim talep ettiği, dayanak olarak;
….’ın Belirli Süreli İş Sözleşmesini ibraz ettiği, adı geçen kişinin 18/11/2014 tarihinde Media Market mağazaları güvenlik operasyon müdürlü olarak işe başladığı, Aylık ücretinin; 18.11.2014-28.02.2015 arası 1.200,00 TL, 01.03.2015- 31.12.2015 arası 1.800,00 TL olduğu, işverenin işçiye sözleşmenin geçerli olduğu tarihler arasında normal maaşının haricinde her 3 ayda bir 1 maaş tutarında prim ödemeyi kabul ettiği,işçinin sözleşme bitiminde aldığı son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanarak işçiye ödeneceğinin kararlaştırıldığı, işverenin sözleşmeyi, sözleşme süresinde bitiminden önce feshetmesi halinde işçinin sözleşme bitim tarihine kadar tüm alacaklarının muaccel olacağının ve işveren bunu ödemekle yükümlü olduğunun belirtildiği, …..’ın davacı şirkette 18.11.2014-30.01.2015 tarihleri arasında çalıştığı, davacının sözleşmesini erken feshet- mesinden dolayı, çalışma süresi 1 yılı doldurmadığı için kıdem tazminatı talep edilemeyeceği, SGK Priminin sigortalı çalışılan dönemleri kapsadığı, davalının sözleşmeyi feshettiği andan itibaren bu kişi işten çıkartılmış kabul edildiğine göre, davacının SGK Primi talep edemeyeceği, ….’ın maaşının: 27.000,00 TL olduğu, davalının davacının sözleşmesini 16.01.2015 tarihinde feshettiği, ….’ın sözleşmesinin ise 31.12.2015 tarihinde son bulduğu, 16.01.2015- 28.02.2015 arası maaşın : 1.200,00 aylıkx 1,5 ay = 1.800,00 TL,01.03.2015-31.12.2015 arası maaşın; 1.800,00 aylık x 10 ay = 18.000,00 TL, 4 aylık Prim: 1.800,00 ayık x 4 ay – 7.200,00 TL toplam 27.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
B-….. ‘un Belirli Süreli İş Sözleşmesi ibraz edildiği, adı geçenin ….pro- jeleri muhasebeciliği ve yöneticiliği statüsünde 01.01.2014 tarihinde işe başladığı, aylık ücretinin; 01.01.2014-31.12.2014 arası 1.000,00 TL, 01.01.2015-31.12.2015 arası 1.600,00 TL, İşveren işçiye sözleşmenin geçerli olduğu tarihler arasında normal maaşının haricinde her 3 ayda bir 2 maaş tuta- rında prim ödenmesi şeklinde belirlendiği, işçinin sözleşme bitiminde aldığı son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanarak ve işçiye ödenmesinin ,işverenin sözleşmeyi, sözleşme süresinde bitiminden önce feshetmesi halinde; işçinin sözleşme bitim tarihine kadar tüm alacakları muaccel olacağı ve işverenin bunu ödemekle yükümlü olduğunun kararlaştırıldığı,…..’ın davacı şirkette 21.05.2013-13.02.2015 tarihleri aralığında çalıştığı, Davalının, davacının sözleşmesini erken feshetmesinden dolayı, davacının …..’a ödeme yükümlü olduğu bedelin 1.774,92 TL Kıdem Tazminatı- 13,57 Damga Vergisi = 1.774,92 TL olduğu, SGK Primi sigortalı çalışılan dönemleri kapsadığından SGK Primi talep edilemeyeceği, maaşın 24.800,00 TL olduğu, davalı tarafın , davacının sözleşmesini 16.01.2015 tarihinde feshettiği, …..’un sözleşmesinin 31.12.2015 tarihinde son bulduğu, 16.01.2015-31.12.2015 arası maaşın: 1.600,00 aylık x 11,5 ay = 18.400,00 TL,4 Maaş Primin: 1.600,00 aylık x 4 ay = 6.400,00 TL toplamın toplam:24.800,00 TL olduğu,
Neticede; salt hesapla değerlendirme yapıldığında, davalının sözleşmeyi erken feshinden dolayı, davacının; ….’a 27.000,00 TL Maaş, …..’a 1.774,92 TL Kıdem Tazm. + 24.800,00 TL maaş olmak üzere, toplam olarak her iki çalışana 53.574,92 TL Ödeme yükümlülüğü bulunduğu tespit edilmiştir.
Damga Vergisi ile ilgisi talebine gelince ; davacı , Ocak/2014 döneminde davalı ile olan söz- leşmesine istinaden 2.539.850,00 TL matrah üzerinden 24.077,78 TL Damga Vergisi tahakkuk ettir- miş, bunun %50 lik kısmını davalı karşılamıştır. Dolayısı ile davacı sözleşmeye istinade 12.038,89 TL Damga vergisi ödemiştir,
Davacı sözleşmenin feshine kadar davalıya KDV hariç 2.291.570,89 TL’lık fatura düzen- lemiştir. 2.539.850 TL – 2.291.570,89 – 248.279,10 TL x % 0,0948 – 2.353,68 TL fazla ödenen Damga vergisidir. Bunun yarısı davalıya ait olduğu için 2.353,68 TL / 2 = 1.176,84 TL fazla ödenen Damga Vergisidir.
Ancak Danıştay ….. Dairesi’nin 04.04.2000 tarihli ilamında ” Damga vergisi, sözleşmenin hukuken tekemmül ettiği; yani, taraflarınca imzalandığı tarihte doğar. İmzalanan bir belgenin damga vergisine tabi olabilmesi için, aynca bir hususu ispat ve belli etmek için ibraz edilebilme niteliğine de sahip bulunması gerekmekte ise de; sözleşmenin bu niteliği kaz- anabilmesi; kullanılması, ibraz edilmesi veya hükmünden yararlanılması koşuluna bağlı değildir; bu nitelik, sözleşmenin hukuken tekemmül ettiği anda mevcuttur. İmzayla doğan damga vergisi sözleşmenin feshi özerine ortadan kalkmaz.” denilerek damga vergisinin doğumu açısından, kağıdın imzasını yeterli görmüş; iptalinin damga vergisini ortadan kaldırmayacağına hükmetmiştir…
Damga Vergisi Kanunun 14’üncü maddesi uyannca belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin değiştirilmesi halinde artan miktar aynı nispette vergiye tabidir. Buna göre sözleşmede değişiklik yapılması suretiyle sözleşme tutarının artırılması halinde artan miktar sözleşmenin niteliğine göre aynı nispette Damga Vergisine tabi olacaktır. 100.000,00 TL’lık bir sözleşmede iş artışı yapılır ve sözleşme 140.000,00 TL’ye yükseltilirse 40.000,00 TL üzerinden Damga Vergisi hesaplanması gerekecektir, Belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin değiştirilmesi hâlinde de artan miktarın aynı nispette Damga Vergisine tabi olduğu düşünülmelidir. Miktar azalırsa Damga Vergisi doğmayacaktır. İdarenin konuya bakışı da bu doğrultudadır
Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen 08.05.2009 tarih ve B.07.l.GİB.04.99.16.02/2- Muk-487-15418 sayılı özelgesi de aynı görüştedir.
488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 1 inci maddesinde; bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kâğıtların damga vergisine tabi olacağı, 2 nci maddesinde vergiye tabi kâğıtlar mahiyetinde bulunan veya onların yerini alan mektup ve şerhlerle, bu kâğıtların hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine devrine veya bozulmasına ilişkin mektup ve şerhlerin de damga vergisine tabi olacağı açıklanmış, 14 üncü maddesinin ikinci fıkrasında da belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin değiştirilmesi halinde artan miktarın aynı nispette vergiye tabi olacağı hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun l/A-1 pozisyonunda; belli bir parayı ihtiva eden mukavelename, taahhütname ve temliknameierin binde 7,5 nispetinde damga vergisine tabi olduğu belirtilmiştir.
Sözleşme yerine geçecek veya sözleşmenin yerini aiacak mektup ya da şerhlerle, sözleşmenin hükümlerinin yeni- lenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine devrine veya bozulmasına ilişkin mektup ve şerh veya yeni sözleşme düzen- lenmesi durumunda düzenlenen bu sözleşmenin 488 sayıiı Damga Vergisi Kanunu’nun ikinci maddesine göre damga vergisine tabi tutulacağı tabiidir. Buna göre, mevcut sözleşme hükümlerine göre imzalanacak yeni protokolle sadece sözleşme miktarında artırım yapılması halinde, her bir nüsha için artan miktar üzerinden (1) sayılı tablonun t/A-1 fıkrasına göre binde 7,5 oranında damga vergisinin hesaplanması, sözleşmede yer alan tutarın eksilmesi halinde ise damga vergisi hesaplanmaması gerekmektedir.
Dolayısıyla, fesihten dolayı fazla ödenen 1.176,84 TL Damga Vergisi’nin iadesi talep edile- meyecektir.
Kılık, kıyafet, telsiz, kulaklık vs’e ilişkin talebine gelince; davacı sözleşme gereğince davalı yanında istihdam ettiği 46 personel için 1.627 ad. Tshırt, 152 ad. Tulum, 154 ad. Mont, 267 ad. Pan- tolon, 75 ad. Ayakkabı, 24 ad. Kemer, 27 ad. Kazak giderine katlandığını iddia ile fatura sunmuş, 84.154,65 TL’nin ödenmesini talep etmiştir. Davacının sözleşmesi bitim tarihinden 1 yıl önce feshedilmiştir.Yapılan bilirkişi incelemesi ile 46 Personele göre 1 yıl için davacının talep edebi- leceği kılık kıyafetin makul adet ve tutarları hesaplanmıştır. Alınan telsiz ve kulaklık gibi malzemenin davacının diğer projelerinde kullanılmasının mümkün olduğu, mont, pantolon, kazak, tulum, ayakkabı, kemer, tişört, eldiven, bere gibi kıyafetlerin ise başka bir projede kullanılamayacağı değerlendirilerek davacının sözleşmesinin erken feshinden dolayı talep edebileceği, kılık kıyafet bedeli 19,377,88 TL olarak hesaplanmıştır.
Neticede ; davaya dayanak sözleşmede açıkça, davalı lehine 15 gün önceden yazılı fesih ihba- rında bulunmak şartıyla tek taraflı fesih imkânı tanınmıştır. Dolayısıyla, sözleşmede düzenlenen bu koşulu davacı kabul etmiştir. Davalının büyük bir şirket olması, davacının her koşul altında onunla çalışması konusunda bir zorunluluk doğurmamaktadır.Yani, daha başlangıç aşamasında, ticari yatırı- mının geri dönüş süresine hukuken yeterli güvence verilmeyen davacının bu sözleşmeyle yükümlülük altına girmemesi mümkündür. Bu itibarla, davacının m. 10/b/c.l uyarınca fesih hakkının mevcut olduğu sonucuna varılmıştır.
Ancak, davacının, daha sözleşmenin kuruluş aşamasında -henüz doğmamış- tazminat talep hakkından peşinen vazgeçmesi hukuka aykırıdır.
Davacının spesifik (özel) olarak davalıya sunacağı hizmet için satın aldığı ve başka şirketlerin güvenlik hizmetlerinde kullanılamayacak malzemelere ait masraflarından geriye kalan 1 yıla tekabül eden kılık kıyafet bedeline ilişkin 19.377,88 TL’nin davalıdan tahsilinin gerektiği, diğer taleplerin yerinde olmadığı sonucuna varılmakla davanın kısmen kabulüne karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Sözleşmenin erken feshi nedeniyle kılık-kıyafet bedeline ilişkin tespit olunan 19.377,88 TL tazminatın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin taleplerin reddine ,

2- Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 1.323,85 TL karar harcının peşin alınan 2.937,20 TL’den mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 1.613,35 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,

3-a.) Davacı tarafından sarf olunan (4.800,00 TL bilirkişi ücreti +256,80 TL posta/tebligat/ müzekkereden ibaret ) 5.056,80 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre 606.84 TL’si ile ( 27.70 TL başvuru harcı + 1.323,85 TL karar ve ilam harcı + 4,10 TL vekalet harcından ibaret ) top- lam 1.355,65 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
b.) Davalı tarafça sarf olunan 13,00 TL yargılama giderinin red/kabul oranına göre 11,44 TL’sinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
c-) Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,

6-a.)Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı- dan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine,
b.)Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 14.959,16 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine dair,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre, Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı . 15/02/2019

Katip …

Hakim …