Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/647 E. 2019/180 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/647
KARAR NO : 2019/180

DAVA : Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2015

KARAR TARİHİ : 14/02/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği 06/07/2015 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Davalılar arasında Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme uyarınca davalı şirketin edimlerini zamanında ve gereği gibi ifa edemediğini, bunun üzerine davalı toprak sahibinin de bilgisi dahilinde yüklenici firma ile müvekkili arasında inşaatın bitirilmesi amacıyla 22/01/2011 tarihinde sözleşme akdedildiğini, bu sözleşmenin konusunun arsa üzerinde bulunan ……. Bloğun kaba ve incesi tamamen yapım işi olduğunu, davalı şirketi müvekkilinin yapacağı bu işe karşılık müvekkiline temel üstüne gelindiği zaman 16 normal daire ve 1 adet dubleks daire olmak üzere toplam 17 adet daire vermeyi taahhüt ettiğini, müvekkilinin sözleşmeye uygun olarak tüm edimlerini yerine getirerek 25/08/2012 tarihinde inşaatı tamamen bitirmiş ve taraflar arasında geçici kabul tutanağı imzalanarak dairelerin teslim edilmiş olduğunu, bu 17 dairenin 12 sinin tapusunun davalılar tarafından müvekkiline verildiğini, ancak herşeyin bitirilip teslim edilmesine rağmen verilmesi gereken 4 adet normal ve 1 adet dubleks gayrimenkulün halen teslim edilmediğini, müvekkilince inşaatın bitirilip tamamlanmasının en çok davalı toprak sahibine faydası olduğunu, toprak sahibinin müvekkiline karşı sorumlu olduğunu, müvekkili tarafından yapılan …. Blok, Zemin Kat, ….. nolu bağımsız bölümün halen bu kişi adına kayıtlı olduğunu, ayrıca ek sözleşme ile …… Blokta bulunan zemin kat … nolu bağımsız bölüm ile ….. kat….. nolu dubleks bağımsız bölümün davalı şirkete verilmesi gereken bağımsız bölümler olmasına rağmen halen davalı arsa sahibi adına kayıtlı olduğunu, davalı şirketin davalı arsa sahibine baskıda bulunarak bu taşınmazları başka kişiler adına devretmesini temine çalıştığını, bu üç bağımsız bölüme tedbir konulmasını talep ettiklerini belirtmişler ve de sonuç olarak da konu olan bu üç bağımsız bölümün tapularının iptali ve müvekkili adına tescilini, yagılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı….. Şirketi’nin 12/08/2015 havale tarihli dosyaya sunulan cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin …. Bloktaki tüm payları üzerine aldıktan sonra davacı ile toprak sahibinin bilgisi dışında 22/01/2011 tarihinde daire karşılığı inşaat sözleşmesi akdettiğini, toprak sahibinin kendisine düşen taşınmazları daha önce tamamlanmış olan ….. Bloktan aldığı için bu sözleşmeye müdahil olmadığını, yapılan sözleşmeye göre … Bloktan …. normal daire ve …. dubleks dairenin yapılan inşaata karşılık davacıya verileceğini, ancak yapılan inşaatın bugüne kadar müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin dubleks hariç tüm daireleri teslim ettiğini, davacının konu ettiği geçici teslim tutanağının müvekkili yetkililerince imzalanmadığını, davacının eksikleri tamamlamadığını, bu sebeple İskan alamadıklarını, davacıya ait ellerinde bir adet dubleks daire bulunduğunu, bunun bedelinin de sözleşmede belirtildiği gibi ¨ 150.000,00 olduğunu, davacının inşaatı tamamlaması halinde bunu ödeyeceklerini, amaçlarının inşaattaki eksiklerin tamamlanması olduğunu belirtmişler ve de netice olarak davanın reddini mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı …’in 28/08/2015 havale tarihli dosyaya sunulan cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasında bir sözleşme bulunmadığını, dava konusu edilen ve tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili talep edilen taşınmazların müvekkiline ait olduğunu, davanın yasal dayanağı bulunmadığını, diğer davalı ile yapılan ek protokolden de anlaşılacağı gibi davacının iddia ettiği şekilde inşaatın tamamlanıp teslim edilmesinin söz konusu olmadığını, bu durumda davacının sözleşme imzaladığı diğer davalıya karşı edimlerini yerine getirmediğinin anlaşıldığını, taahhüt sözleşmesinin ancak taraflar arasında hüküm ve sonuç doğuracağını, müvekkilinin davacıya karşı mülkiyeti devir borcu doğuracak herhangi bir yasal zorunluluğu bulunmadığı gibi kendisine hizmeti nedeniyle para borcu da bulunmadığını, davacı ile müvekkili arasında bir sözleşmenin de bulunmadığını, taşınmazların resen devrine karar verilebilmesi için Noter vasıtası ile yapılmış satış vaadi sözleşmesi dayanağının olması gerektiğini, dava konusu olayda tescil için bir yasal dayanak bulunmadığını, davacı ile diğer davalı arasında bulunan adi yazılı eser sözleşmesinin tapu iptal ve tescili için yasal dayanak olmadığını, tedbir kararının müvekkilinin hakkını engelleyeceğini, davacının dava konusu ettiği taşınmazların müvekkili için bir teminat olarak Noter vasıtasıyla düzenlenen 28/11/2014 tarihli ek protokolde taraflarca kabul edilmiş, diğer davalının söz konusu taşınmazlar üzerinde herhangi bir hakkı olmadığının tescillenmiş olduğunu belirtmişler ve de sonuç ve istem olarak da davanın reddini yargılama harc ve masrafları ile ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 150/6 ncı maddesi hükmü “İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır.” şeklindedir.
Somut uyuşmazlıkta, dosyanın 05/02/2016 tarihinde birinci kez işlemden kaldırılmasına karar verildikten sonra davacı vekili tarafından yenilendiği , davanın 28/04/2017 tarihinde ikinci kez işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve tekrar davacı vekili tarafından yenilendikten sonra eksik harcın tamamlanmaması nedeniyle bu celse için işlemden kaldırılması gerektiği , buna göre davanın ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakıldığı anlaşıldığından davanın HMK’nun 150/6. Maddesi uyarınca uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın 05/02/2016 tarihinde birinci kez işlemden kaldırılmasına karar verildikten sonra davacı vekili tarafından yenilendiği , davanın 28/04/2017 tarihinde ikinci kez işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve tekrar davacı vekili tarafından yenilendikten sonra eksik harcın tamamlanmaması nedeniyle bu celse için işlemden kaldırılması gerektiği , buna göre davanın ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakıldığı anlaşıldığından davanın HMK’nun 150/6. Maddesi uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereken ¨44,40 karar ve ilam harcının peşin yatırılan ¨1.707,75 harçtan ve ¨18.650,00 tamamlama harcından mahsubu ile fazla alınan ¨20.313,35 harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar kendilerini bir vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨2.725,00 ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
5-Davalı … tarafından yapılan 1 tebligat ücreti ¨10,00 yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafından peşin olarak yatırılan ¨887,40 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı şirket yetkilisi ile davalılar vekillerinin yüzlerine karşı , davacı vekilinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı . 14/02/2019

Başkan …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Üye …
E-imzalı
Katip …..
E-imzalı

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”